by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Bu yazı 22 Ağustos 2022 tarihinde Fadeaway World‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA, yıllardır yıldız oyuncuların ön planda olup domine ettiği bir lig. Geçmişten günümüze ligde yer alan LeBron James, Michael Jordan, Kobe Bryant, Kareem Abduş-Jabbar ve Bill Russell gibi isimlerin şöhreti yalnızca basketbol dünyasıyla sınırlı kalmadı, dünyanın en popüler profesyonel sporcularından bazıları oldular.
Elbette her oyuncu bu isimler kadar büyük çapta birer yıldıza dönüşemiyor, ayrıca bazılarının yaşadıkları skandallar sporculuklarının bile önüne geçebiliyor. Bu durumun benzer bir örneği olarak Kyrie Irving ve son dönemlerde adının karıştığı ilginç olaylar gösterilebilir.
Yine de NBA tarihinde adı öyle skandallara karışmış bir isim var ki Kyrie Irving’in son dönemde yaptıkları, bu ismin yaptıklarının yanında epey zayıf kalıyor. Bu isim Jack Molinas’dan başkası değil.
Jack Molinas: Basketbol Yıldızı, Kumar Şampiyonu
Jacob “Jack” Molinas, 31 Ocak 1932 tarihinde Brooklyn, New York’ta dünyaya gözlerini açtı. Ailesi New York’un meşhur Coney Adası’nda bir bar işleten Molinas, bu nedenle maddi açıdan sıkıntılı bir çocukluk dönemi geçirmedi. 1944 yılında, yani 12 yaşındayken basketbol isimli sporla tanışan Jack, adeta basketbola ilk görüşte aşık oldu.
Basketbola karşı duyduğu aşk tek taraflı olmayan Molinas, üstün yetenekleri sayesinde kısa süre içerisinde adından söz ettirmeye başladı. Yazıldığı Stuyvesant Lisesi’nin basketbol takımında parlayan Jack, büyük potansiyele sahip bir basketbolcu adayıydı. Buna karşın Molinas’ın genç yaşlarda edindiği tek hobisi basketbol değildi. 12 yaşındayken kumarla tanışan Jack, genç yaşına rağmen kumara da büyük ilgi duymaya başladı.
Jack’in bu hobisi, ilerleyen yıllarda hayatını darmadağın edecekti.
Lise yıllarından sonra kolej bursu almaya hak kazanarak Columbia Üniversitesi’ne yazılan Jack Molinas, basketbol hayatını yeni adresinde sürdürdü. 19 Şubat 1953 tarihinde Princeton Üniversitesi’ne karşı 41 sayı atan Jack, Columbia Üniversitesi tarihinin sayı rekorunu eline geçirdi.
Kolej yıllarında Jack Molinas, basketbol sahalarında adeta fırtına gibi esiyordu. Buna karşın Jack, basketbol sahasının dışında ise kendine epey riskli bir iş bulmuştu.
Bu dönemde çetelerle çalışmaya başlayan Molinas, ayrıca kolej basketbolu maçlarına bahis almaya da başlamıştı. İşin asıl kötü yanı ise Molinas, kendi oynadığı maçlara da bahis alıyordu. Bu da demek oluyordu ki Jack Molinas, maçlardaki performansını oynadığı bahsin tutmasına yönelik şekillendiriyordu. Bu süreçte takımının kazanmasına yardımcı olmaya devam etse de belirli bir sayı farkının altında kalabilmek için maç sonlarında top kayıpları veya kötü şut tercihleri yapıyordu.
Molinas kısa süre içerisinde bahisten kazandığı paralara epey bağımlı hale geldi. 1953 NBA Draft’inin 3. sırasında Fort Wayne Pistons tarafından seçilse bile Jack Molinas, bahis alışkanlığından vazgeçmedi.
Elbette bu durum pek şaşırtıcı değildi çünkü 1950’li yıllardaki NBA oyuncuları, günümüzde olduğundan çok daha az para kazanıyorlardı. 1950’lerdeki bir NBA oyuncusunun ortalama maaşı 4000 ile 5000 dolar arasındaydı. Öte yandan 2002 yılında New York Times’ta yayınlanan bir rapora göre Molinas, bahis ve şikeden haftada yaklaşık 50.000 dolar kazanıyordu.
Jack Molinas, bahis ve kumara olan bağımlılığını bir keresinde şu cümlelerle açıklamıştı:
“Hiçbir zaman bahisten kazandığım parayı umursamadım, bu dediklerimde çok ciddiyim. Kumar benim için bir heyecandı, kazanmak ise onun bir ödülüydü.”
Profesyonel bir basketbolcu olarak NBA’de yalnızca 32 maça çıkan Jack Molinas, bu 32 karşılaşmada 11.6 sayı ve 7.1 ribaund ortalamaları tutturdu. Molinas, kariyerindeki en skorer maçı ise 24 sayıyla Syracuse Nationals’a karşı oynadı. Ayrıca 1954 yılında All-Star seçilen Jack Molinas, o dönemin NBA Komisyoneri Maurice Podoloff tarafından karıştığı kumar skandalları keşfedildiği için All-Star organizasyonunda yer alamadı.
Sonunda alenen şike yaptığı ve kendi yer aldığı maçlara bile bahis oynadığı anlaşılan Jack Molinas, bu yaptıklarının sonucu olarak NBA’den ömür boyu men edildi. NBA’den tekmeyi yedikten sonra şansını Doğu Profesyonel Basketbol Ligi EBPL’de deneyen Molinas, 8 sene boyunca kariyerini EBPL organizasyonunda sürdürdü. Bu süreçte 157 karşılaşmaya çıkan Jack Molinas, maç başına 27.0 sayı ve 9.4 ribaund ortalamaları tutturdu.
NBA’den men edildikten sonra Jack Molinas’ın başarılı olduğu tek yer EBPL değildi. EBPL’de oynadığı süreçte üniversitede hukuk eğitimi almaya başlayan Molinas, eğitimini başarıyla tamamlayarak avukatlığa adım attı.
Şu ana kadar Jack Molinas’ın ne denli ironik bir hayat hikayesine sahip olduğunu görebiliyoruz. Şike yaptığı gerekçesiyle NBA’den kovulan Molinas, hem basketbol oynayıp hem de avukatlık diploması alarak hayatını başarıyla devam ettirdi.
Bu noktada hepinizin aklına aynı sorunun geldiğine eminim. Peki Molinas kumar sevdasını kalbine mi gömdü, yoksa eski alışkanlıklar yine bir yerlerde baş mı gösterdi. Bu sorunun cevabını bir sonraki maddede öğrenebilirsiniz.
1961: NCAA’de “Point-Shaving” Skandalı
Basketbol dünyasında yaşanan en büyük skandallardan biri 1961 yılında, kolej basketbolunda ortaya çıktı. 1957 ile 1960 yılları arasında birçok NCAA oyuncusu, bahisten para kazanabilmek için maçlarda alenen şike yaptı.
Tahmin edebileceğiniz üzere bu skandalın perde arkasındaki yüzlerden biri de Jack Molinas’tı.
NBA’den men edildikten sonra kumar tutkusunu kolej basketboluna yönlendiren Molinas, NCAA oyuncularını ikna ederek maçlarda “Point-Shaving” (maçlarda kazanan tarafı değiştirmeden yalnızca final skorunu değiştirmeye çalışmak) yapmalarını sağladı. Bu noktada ikna edebilmek için genç oyunculara yüklü miktarda nakit para ve seks işçileriyle birlikte olma fırsatı teklif etti.
Bu 3 yıllık Point-Shaving furyasının ardından polis, sonunda olup biten bahis ve şike çılgınlığını tespit etti. Bunun sonucunda ise Jack Molinas, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Araştırmaların sonucunda 22 farklı okuldan 37 oyuncunun point-shaving skandalına karıştığı ortaya çıktı. Bu isimlerden biri de geleceğin en büyük yıldız adaylarından biri olarak görülen Connie Hawkins’ti.
Aslında Connie Hawkins, hiçbir zaman direkt olarak bu skandalın bir parçası olmadı. Hatta öyle ki Hawkins, bu skandala dair bilgi sahibi bile değildi. Buna karşın Jack Molinas’tan gelen 200 doları kaynağını pek sorgulamadan kabul etmesi, Hawkins’in olayların sonucunda Iowa Üniversitesi’nden atılmasına yol açtı.
Adının skandala karıştığı gerekçesiyle Hawkins, diğer kolejlerden de kabul etmedi. Ayrıca NBA Draft’ine girmesi de yasaklanan Connie Hawkins, buna karşın 1969 yılında yasakların kalkmasıyla birlikte Phoenix Suns ile NBA basketboluna adım attı.