By Nikos Varlas/ varlas@eurohoops.net
Eurohoops’un yaratıcı düşünceye sevk eden ve basketboldan değişik bir bakış açısıyla keyif almanızı sağlayacak özel köşe yazısı dizilerinden birine hoşgeldiniz! Bu yazıda, şimdiki oyuncularla geçtiğimiz dönemlerdeki oyuncuları eşleştirmeye çalışıyoruz ancak onları kıyaslamayıyoruz. Her oyuncu eşsizdir -tıpkı her insan gibi- ve kıyaslamalar hiçbir zaman tam olmuyor, özellikle de basketbolun geçtiğimiz on yıldan bu yana ne kadar değiştiği düşünüldüğünde bu hepten zorlaşıyor.
Bu köşede, 2000’lerde kariyerinin zirvesinde olan oyuncularla, ya şu anda kariyerinin zirvesinde olan ya da önümüzdeki beş yıl içerisinde patlama yapacak 2010-2020 on yılına ait oyuncuları taraf tarafa anlatıyoruz! Bu eşleşmede süperstarlardan rol oyuncularına ve her kesimden atleti analiz edeceğiz. Çünkü geçtiğimiz on yıldan başka bir oyuncuyu anımsatan oyuncuları değerlendirmek her zaman keyifli olmuştur! Okuyucularımızın seçimlerimize katılıp katılmama hakları tabii ki mevcut. Katılmadığınızda, düşüncelerinizi duymak ve bir sonraki seçimlerimizde bunlara dikkat etmek bizi mutlu eder. Tadını çıkartın!
Ramunas Siskauskas (1978, 1.98 -metre, forvet)
Meşhur Litvanyalı oyuncu sekiz sezon boyunca Euroleague’te oynadı. İki sezon Benetton Treviso, bir sezon Panathinaikos ve beş sezon da CSKA Moskova’yla oynadı. 2012 yazında ise emeklilik kararını açıkladı. Bu üst düzey turnuvada gördüğümüz en başarılı ve etkileyici forvetleren birisiydi ve üst üste iki sezon Euroleague şampiyonluğu yaşadı: 2007’de Panathinaikos‘la ve 2008’de CSKA ile! 2006 yazında 28 yaşındayken Panathinaikos’a geldiğinde, kendisini Euroleague’in üst seviyesine kanıtladı. İki şampiyonluğunun yanı sıra, 2007’den 2012’ye kadar toplamda beş Final Four’da yer aldı.
Kariyer ortalamaları
Siskauskas, Euroleague’teki muhteşem serüveninde tam 143 maça çıktı. 11.6 sayı (%55.4 iki sayı, %41.9 üç sayı, %76.7 serbest atış) 3.1 ribaunt ve 1.6 asist ortalamaları yakaladı.
MVP sezonu
Litvanyalı yıldızın en üretken ve en etkili olduğu sezon, Moskova’daki ilk sezonu olan 2007-08 sezonuydu ve Siskauskas o yıl 30 yaşındaydı. 14 sayı (%57 iki sayı, %44.2 üç sayı, %84.6 serbest atış), 3.2 ribaunt, 1.4 asist, 1.1 top çalma ve 16 PIR ortalamaları yakaladı. CSKA, Madrid’de kupayı kazandı ve o da sezonun MVP’si seçildi.
Profili
Siskauskas her şeye sahipti ve dominant olduğunda sahada her şeyi iyi seviyede yapabiliyordu. Takımlarına ilham veren güçlü bir lider karakteriydi. Hücumda, her türlü tehdit oluşturabiliyordu. Yay çevresinden çok güvenilir bir şutu ve çok geniş bir repertuara sahip etkili bir post oyunu vardı. Tehdit oluşturduğu üçüncü yöntem ise bire bir oyunuydu. Hiçbir özel atletik özelliğe sahip olmadan, rakibinin ayaklarını ve savunmanın genel durumunu “okuma” konusunda etkileyiciydi. Isolationlar sonucunda ya kendi bitirebiliyordu ya da savunma ona göre adapte olur ve yardım gönderirse takım arkadaşlarına pozisyonlar yaratıyordu. Kariyerinin zirvesindeyken sık sık savunmada da zorlu görevler üstlenip, bu alanda da bağlılık ve verimlilik gösteriyordu.
Tüm bu özellikler, kişiliğiyle birleştiğinde, Euroleague’i beş yıl boyunca domine eden bir forvet ortaya çıkıyor. Genelde “3” numara pozisyonunda olsa da “4” numara pozisyonunda da oyunu domine etti, tıpkı 2007’de Atina’da oynanan ve 93-91 biten unutulmaz Panathinaikos – CSKA Moskova finalinde olduğu gibi! Turnuva tarihinin en güzel maçlarından birinin kilit noktası, koç Zeljko Obradovic‘in Siskauskas’ı “4” numara kaydırmasıydı ve Litvanyalı da maçı 20 sayı, 5 ribaunt, 4 asist ve 30 PIR ile tamamladı!
Luigi Datome (1987, 2.03 metre Forvet)
28 yaşındaki İtalyan forvetin Euroleague’e geri döndüğünü ve net bir Final Four hedefi olan oldukça hırslı bir üst seviye takımda ilk kez forma giydiğini hatırlatmakta fayda var ve bu eşleşmede tek bir soru var:
Luigi Datome, kariyerinin zirvesine girerken, önümüzdeki yıllarda turnuvayı domine edebilecek bir forvete dönüşebilecek mi ve bizlere Siskauskas’ı hatırlatabilecek mi? Kesin cevap tabii ki Datome’nin kariyeri bitmeye yaklaştığında verilecek ama bizim görüşümüz şöyle: Kaliteli bir oyuncu, bunu yapmayı başarabilecek yeteneklere ve potansiyele sahip ve Obradovic‘le birlikte çalışması da onun şansını yükseltiyor!
Bu yaşlardayken…
Luigi Datome, Euroleague’e çok genç yaşlarda katıldı! İlk kez 2004-05 sezonunda Montapaschi Siena ile forma giydi. 6 maç yaptı, bir sonraki sezon 11 ve 2008’de de Lottomatica Roma ile yer aldı. Roma ile üst üste üç sezon turnuvada oynadı, son sezonu olan 2010-11 sezonu ise en üretken olduğu sezondu. Ortalama 24:30 dakika oynayarak 9.1 sayı ve 4.3 ribaunt ortalamaları yakaladı ve bunları yaparken de %50 ile ikilik, %36.7 ile üçlük attı.
Luigi Datome’nin Euroleague’e dönebilmesi için beş yıl geçti. Bu kez daha olgun daha komple ve Fenerbahçe gibi büyük bir takımda.Tesadüf eseri, bu yaz Türk takımıyla sözleşme imzaladığında, “Siska’nın” Panathinaikos’a transfer olup aynı koçla çalışmadığı yaştaydı! Ve tıpkı Siskauskas gibi, 28 yaşındaki ouncunun kariyerinin zirvesi henüz önünde duruyor.
Bu seneki istatistikleri
Normal sezonun ilk beş maçında ortalama 24:30 dakika sahada kalan Datome, 11.8 sayı, 4 ribaunt ve neredeyse 1 asist ortalamaları yakalarken bunları %47 iki sayı, %30.8 üç sayı ve 11.2 PIR ile yaptı.
Şimdiye kadarki istatistikleri, Siskauskas’ın 2006-07 sezonunda Panathinaikos’la yakaladığı istatistiklere oldukça benziyor. O zaman, 20 maçta ortalama 26 dakika forma giyen Siskauskas, 10.9 sayı, 2.5 ribaunt, 1.1 asist ve 11.6 PIR ortalamaları tutturmuştu.
Profili
İstatistikleri önemli ama Luigi Datome’nin profili ve atletik yetenekleri kadar önemli değil. İşin doğrusu bu özelliklerin birçoğu Ramunas Siskauskas’ı anımsatıyor. İtalyan oyuncu da hem “3” hem de “4” numara pozisyonunda oynayabiliyor ve en büyük silahı ise kaliteli hücumu.
Muhteşem bir orta ve uzak mesafe şutörü. Üç sayı yüzdesinin yakın gelecekte çok daha üst seviyelerde sabitleneceğini düşünüyoruz. Sayı atmak ya da takım arkadaşlarına pozisyon yaratmak için çoğunlukla bire birleri tercih ediyor (Sisakauskas’tan biraz daha fazla patlayıcılığıa sahip). Post up oyunlarında ise daha da büyük benzerlikler mevcut. Litvanyalıda olduğu gibi Datome de sırtı potaya dönük oynamayı seviyor ve onun kadar efektif. Posttan sayı bulmaları konusunda aralarında bir farklılık mevcut. İtalyan oyuncu geriye çekilerek atışları tercih ederken, Siskauskas ise pivot hareketleriyle potaya daha yakın bitirmeyi tercih ediyordu.
Şu an devam eden sezonunda, Datome’nin savunması üzerine azimle çalıştığını, bu alanda çok enerji sarf ettiğini ve savunma kısmında da kendisini geliştirdiğini görüyoruz.
Cevap…2020’de!
Luigi Datome’nin birçok kaliteli özelliği var, üst seviye kulüplerin kilit oyuncusu. Sezona yaptığı başlangıç ve Obradovic’in programında çalışmaya başlamasıyla birlikte ligin en iyi forveti olup şampiyonluklar kazanarak tarih yazıp yazamayacağı merak konusu.
Hiçbir oyuncu aynı değil. Ama Obradovic’in yaklaşımı kesinlikle oyuncuyu geliştirmek, Datome’nin sahip olduğu tüm potansiyelin farkına varmasını sağlamak ve onunla birlikte şampiyonluklar kazanmak üzerine. Eğer bu 10 yılın geri kalan kısmında bunun gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini söyleyemeyiz ama İtalyan forvetin önünde, “yeni Siskauskas” olması için çok zaman ve fırsatlar var!
Foto: JPsportart