by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk 8 sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından son buldu. Artık sırada basketbolseverlerin her yıl çok büyük hevesle beklediği Playoff etabı var.
Sezonun büyük bölümünde ilk 4 sıra mücadelesi veren temsilcimiz Fenerbahçe Beko, son haftalarda yaşadığı sakatlık ve istikrar problemlerinin ardından normal sezonu 8. sırada tamamladı.
Böylelikle sarı-lacivertli ekibin Playoff turundaki rakibi, lig lideri Olympiakos oldu.
Olympiakos ise sezonun çok büyük bölümünü zirvede götürerek ligin en flaş takımlarının başında geldi. Bu süreçte oyunun her iki tarafında da dominant bir görüntü çizen koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, normal sezonda temsilcimize karşı oynadığı 2 maçı da farklı skorla kazandı.
Yine de EuroLeague Playoffları, normal sezona kıyasla bambaşka bir ortam. Ligin son bölümünü istikrarsız bir şekilde geçirmiş olmasına karşın temsilcimiz Fenerbahçe Beko, kadro kalitesi ve mücadelesiyle Olympiakos’a büyük zorluk çıkarma potansiyeline sahip.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde heyecan dolu geçmesi beklenen Fenerbahçe Beko – Olympiakos eşleşmesinin saha içi şifrelerine göz atıyor.
Olympiakos, Normal Sezonda Neden Çok İyiydi?
EuroLeague’de normal sezonu zirvede tamamlayan Olympiakos, açıkçası ligin önemli kısmında şampiyonluğun bir numaralı favorisi olarak görüldü. Hücumda tempoyu neredeyse hiç zorlamamasına ve yarı saha temelli bir basketbol oynamasına karşın Olympiakos, maç başına 84 sayıyla ligin en çok sayı atan 5. takımı oldu. Yunan devinin maç başına 21.9 asistle açık ara zirvede yer alması ise haliyle bu tablonun ortaya çıkmasındaki başlıca faktör olarak gözüktü.
Savunmada ise ligin en etkili savunma kurgularından birine sahip olan koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, rakiplerini maç başına yalnızca 75.8 sayıda tutarak ligin en az sayı yiyen takımı olmayı başardı.
Elbette Olympiakos’un normal sezon boyunca bu kadar dominant gözükmesinin belli başlı nedenleri var. Bu nedenlerden ilki ise Yunan devi, yaklaşık 3 yıldır bir arada oynayan ve halen düzenli olarak gelişim göstermeye devam eden bir ekip. Oyuncuların uzun süredir bir arada oynayarak birbirlerini en iyi şekilde tanımaları, Olympiakos’u ligdeki kalan 17 takımdan farklı bir yerde konumlandırıyor.
Yunan temsilcisinde yazın Tyler Dorsey takımdan ayrıldığı zaman çoğu kişi takımın hücum gücünün düşmesini beklemişti. Buna ek olarak Dorsey’in yerine kadroya eklenen Isaiah Canaan, performansıyla hayal kırıklığı yarattı. Buna karşın hücum olarak geçtiğimiz sezona kıyasla çok daha keskin bir görüntüde olan Olympiakos, bir takım için uzun süreli oyun alışkanlığının ne denli önemli olduğunu bariz bir şekilde ortaya koydu.
Açık konuşmak gerekirse Olympiakos’un temsilcimiz Fenerbahçe‘ye karşı serideki en büyük avantajı bu olacak. Koç Dimitris Itoudis’in de sıkça tekrarladığı üzere bu sezon yeni kurulmuş bir takım olan Fenerbahçe Beko, ligin oyun alışkanlığı bakımından açık ara en etkili takımına karşı mücadele etmek durumunda kalacak.
Olympiakos’un hücum kurgusuna baktığımız zaman basitin mükemmelleştiğini görebiliyoruz. Kadro kalitesi bakımından Yunan temsilcisinin ligin en üst düzey ekiplerinden biri olmadığı aşikar. Hatta isim isim baktığımız zaman Fenerbahçe Beko’nun rakibine karşı kalite bakımından hiç de aşağı kalır bir yönünü olmadığını söyleyebiliriz.
Buna karşın koç Georgios Bartzokas’ın ekibinin hücumda adeta bir makine gibi işleyen düzeni, kendilerini EuroLeague’in durdurulması en zorlu takımlarından biri kılıyor.
Olympiakos’u bu sezon rakiplerinden ayıran bir numaralı faktör, oyuncuların düzen içerisinde ne yapmaları ve nereye hareketlenmeleri gerektiğini en iyi şekilde bilmeleri oldu. Mesela savunmada switch yapan takımlara karşı oyuncular, nasıl atak edilmesi gerektiğini çok iyi biliyorlar. Bu noktada öne çıkan başlıca isimler ise Sasha Vezenkov ve Moustapha Fall oluyor.
Switchten sonra topun boyalı alandaki eşleşmeye inebilmesi için oyuncular, bir anda parkede en doğru pozisyonu alıyorlar. Kısa süre içerisinde topun aşağı inmesi için en doğru pas açıları yaratılırken rakipler için asıl tehdit ise pasın ters eşleşmeye inmesiyle birlikte başlıyor.
Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse takımın 2.18’lik devi Moustapha Fall, yardım gelmediği takdirde birebiri kendi oynayarak rahatlıkla skora gidebiliyor. Yardım geldiği durumlarda ise Fall, pası saha içi yerleşimini en iyi şekilde sağlayan takım arkadaşlarına çıkarıp hücumun “akmasını” sağlayabiliyor. Üçüncü bir opsiyonda ise forvetler, anında topsuz hareket ederek Fall’un rakip savunmanın konsantrasyonunu üzerine çekmesiyle birlikte açılan alanlardan kolay sayı çıkarabiliyorlar.
Bu tablonun Sasha Vezenkov versiyonunda da benzer bir tabloyu rahatlıkla görebiliyoruz. Ters eşleşmedeyken pası aldığı zaman Vezenkov; hem şutla, hem de çember etrafındaki bitiricilik becerisiyle skoru bulabiliyor. Rakibin yardım getirdiği senaryoda ise Bulgar yıldız, pas becerisi sayesinde uygun durumdaki takım arkadaşlarını topla buluşturabiliyor. Ya da boş alanlara doğru yapılan topsuz koşuları görüp besleyebiliyor.
Olympiakos’un hücumda rakiplerine karşı fark yarattığı bir diğer nokta ise yarı sahada kusursuza yakın işleyen pas trafiği. Bu noktada koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, rakip savunmayı rotasyona zorlayıp yerinden hareket ettirebilmek için forvetlerin topsuz hareketliliğinden çok sık faydalanıyor.
Eğer Olympiakos maçlarını dikkatli izlediyseniz forvetler Kostas Papanikolaou ve Sasha Vezenkov’un (veya oyundalarken Shaq McKissic ve Alec Peters’ın) sahada sürekli birbirlerinin aksi yönde topsuz hareket ettiklerini mutlaka görmüşsünüzdür. Bu ikilinin yarı sahada planlanan ana aksiyona geçiş esnasında birbirlerinin aksi yönde topsuz hareket etmeleri, haliyle rakiplerin savunma konsantrasyonunu epey bozuyor.
Ayrıca o an genellikle ikili oyun nedeniyle uzunun da çembere devriliyor olması, rakiplerin yardım savunması konusunda kafasını epey karıştırıyor. Bu sayede Vezenkov veya kaptan Papanikolaou, yarı sahada aradıkları uygun dış atışları bulmakta pek zorlanmıyorlar. Bu topsuz hareketliliğin yaşandığı esnada genellikle pas trafiğini kusursuza yakın şekilde sağlayan Olympiakos, yarı sahada aradığı boş atışları bulmakta pek zorlanmıyor.
Bu noktada Moustapha Fall gibi bir boyalı alan canavarının takımdaki varlığı, Olympiakos oyuncularının işini epey kolaylaştırıyor. İri cüssesi ve yüksek bitiricilik yüzdesi sayesinde çembere doğru devrildiği zaman Fall, haliyle savunma konsantrasyonunu büyük ölçüde üzerine çekiyor. Bu da şutörler için daha fazla boş alan anlamına geliyor.
Yarı saha düzenindeki müthiş işleyişin etkilerini, özellikle Sasha Vezenkov ve Kostas Papanikolaou’nun şut yüzdelerinde görebiliyoruz. Bu sezon maç başına ortalama 5 üçlük deneyen Vezenkov, yüzde 40 gibi epey verimli bir yüzde tutturmuş durumda.
Maç başına 4 civarı üçlük deneyen kaptan Papanikolaou’nun üçlük yüzdesi ise yüzde 48’i bulmuş durumda.
Elbette bu oyuncuların böylesine etkili yüzdeler tutturabilmelerinin başlıca nedeni, denedikleri atışların çoğunu uygun durumda deneyebiliyor olmaları. Bu noktada koç Georgios Bartzokas’ın gerçekten etkileyici bir iş yaptığı gerçeğini kabul etmemiz lazım.
İşin savunma yönüne baktığımız zaman ise Olympiakos, son 2 sezondur olduğu gibi bu yıl yine ligin switch savunmasını aktif kullanan ekiplerinden bir tanesi. Özellikle Fall’un switch sonrası kısanın karşısında kalmasının ardından oyuncular, boyalı alana doğru gömülerek olası eşleşme dezavantajlarının önüne geçmeye çalışıyorlar.
Hal böyle olunca yay gerisi, switchten sonra rakip takımlar tarafından hedeflenebiliyor. Bu noktada Kostas Papanikolaou, Sasha Vezenkov, Shaq McKissic, Giannoulis Larentzakis ve Thomas Walkup gibi yardım savunmasında çok etkili olabilen oyuncuların kadrodaki varlıkları, Olympiakos’un dış atış savunmasında işini kolaylaştırıyor.
Ayrıca kırmızı-beyazlı ekip, topa baskı konusunda da ligin en etkili takımlarından bir tanesi. Özellikle şu sıralar ligin en etkili kısa savunmacısı konumundaki Thomas Walkup, topa baskı konusunda takımına çok büyük avantaj sağlıyor. Ayrıca Giannoulis Larentzakis ve Isaiah Canaan’ın da topa baskı ve fiziksellik konusunda çok agresif olabilmeleri, Olympiakos’u kısa savunması konusunda ligin en etkili takımlarından biri kılıyor.