by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk 8 sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından son buldu. Artık sırada basketbolseverlerin her yıl çok büyük hevesle beklediği Playoff etabı var.
Sezonun büyük bölümünde ilk 4 sıra mücadelesi veren temsilcimiz Fenerbahçe Beko, son haftalarda yaşadığı sakatlık ve istikrar problemlerinin ardından normal sezonu 8. sırada tamamladı.
Böylelikle sarı-lacivertli ekibin Playoff turundaki rakibi, lig lideri Olympiakos oldu.
Olympiakos ise sezonun çok büyük bölümünü zirvede götürerek ligin en flaş takımlarının başında geldi. Bu süreçte oyunun her iki tarafında da dominant bir görüntü çizen koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, normal sezonda temsilcimize karşı oynadığı 2 maçı da farklı skorla kazandı.
Yine de EuroLeague Playoffları, normal sezona kıyasla bambaşka bir ortam. Ligin son bölümünü istikrarsız bir şekilde geçirmiş olmasına karşın temsilcimiz Fenerbahçe Beko, kadro kalitesi ve mücadelesiyle Olympiakos’a büyük zorluk çıkarma potansiyeline sahip.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde heyecan dolu geçmesi beklenen Fenerbahçe Beko – Olympiakos eşleşmesinin saha içi şifrelerine göz atıyor.
Olympiakos, Normal Sezonda Neden Çok İyiydi?
EuroLeague’de normal sezonu zirvede tamamlayan Olympiakos, açıkçası ligin önemli kısmında şampiyonluğun bir numaralı favorisi olarak görüldü. Hücumda tempoyu neredeyse hiç zorlamamasına ve yarı saha temelli bir basketbol oynamasına karşın Olympiakos, maç başına 84 sayıyla ligin en çok sayı atan 5. takımı oldu. Yunan devinin maç başına 21.9 asistle açık ara zirvede yer alması ise haliyle bu tablonun ortaya çıkmasındaki başlıca faktör olarak gözüktü.
Savunmada ise ligin en etkili savunma kurgularından birine sahip olan koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, rakiplerini maç başına yalnızca 75.8 sayıda tutarak ligin en az sayı yiyen takımı olmayı başardı.
Elbette Olympiakos’un normal sezon boyunca bu kadar dominant gözükmesinin belli başlı nedenleri var. Bu nedenlerden ilki ise Yunan devi, yaklaşık 3 yıldır bir arada oynayan ve halen düzenli olarak gelişim göstermeye devam eden bir ekip. Oyuncuların uzun süredir bir arada oynayarak birbirlerini en iyi şekilde tanımaları, Olympiakos’u ligdeki kalan 17 takımdan farklı bir yerde konumlandırıyor.
Yunan temsilcisinde yazın Tyler Dorsey takımdan ayrıldığı zaman çoğu kişi takımın hücum gücünün düşmesini beklemişti. Buna ek olarak Dorsey’in yerine kadroya eklenen Isaiah Canaan, performansıyla hayal kırıklığı yarattı. Buna karşın hücum olarak geçtiğimiz sezona kıyasla çok daha keskin bir görüntüde olan Olympiakos, bir takım için uzun süreli oyun alışkanlığının ne denli önemli olduğunu bariz bir şekilde ortaya koydu.
Açık konuşmak gerekirse Olympiakos’un temsilcimiz Fenerbahçe‘ye karşı serideki en büyük avantajı bu olacak. Koç Dimitris Itoudis’in de sıkça tekrarladığı üzere bu sezon yeni kurulmuş bir takım olan Fenerbahçe Beko, ligin oyun alışkanlığı bakımından açık ara en etkili takımına karşı mücadele etmek durumunda kalacak.
Olympiakos’un hücum kurgusuna baktığımız zaman basitin mükemmelleştiğini görebiliyoruz. Kadro kalitesi bakımından Yunan temsilcisinin ligin en üst düzey ekiplerinden biri olmadığı aşikar. Hatta isim isim baktığımız zaman Fenerbahçe Beko’nun rakibine karşı kalite bakımından hiç de aşağı kalır bir yönünü olmadığını söyleyebiliriz.
Buna karşın koç Georgios Bartzokas’ın ekibinin hücumda adeta bir makine gibi işleyen düzeni, kendilerini EuroLeague’in durdurulması en zorlu takımlarından biri kılıyor.
Olympiakos’u bu sezon rakiplerinden ayıran bir numaralı faktör, oyuncuların düzen içerisinde ne yapmaları ve nereye hareketlenmeleri gerektiğini en iyi şekilde bilmeleri oldu. Mesela savunmada switch yapan takımlara karşı oyuncular, nasıl atak edilmesi gerektiğini çok iyi biliyorlar. Bu noktada öne çıkan başlıca isimler ise Sasha Vezenkov ve Moustapha Fall oluyor.
Switchten sonra topun boyalı alandaki eşleşmeye inebilmesi için oyuncular, bir anda parkede en doğru pozisyonu alıyorlar. Kısa süre içerisinde topun aşağı inmesi için en doğru pas açıları yaratılırken rakipler için asıl tehdit ise pasın ters eşleşmeye inmesiyle birlikte başlıyor.
Bu durumu bir örnekle açıklamak gerekirse takımın 2.18’lik devi Moustapha Fall, yardım gelmediği takdirde birebiri kendi oynayarak rahatlıkla skora gidebiliyor. Yardım geldiği durumlarda ise Fall, pası saha içi yerleşimini en iyi şekilde sağlayan takım arkadaşlarına çıkarıp hücumun “akmasını” sağlayabiliyor. Üçüncü bir opsiyonda ise forvetler, anında topsuz hareket ederek Fall’un rakip savunmanın konsantrasyonunu üzerine çekmesiyle birlikte açılan alanlardan kolay sayı çıkarabiliyorlar.
Bu tablonun Sasha Vezenkov versiyonunda da benzer bir tabloyu rahatlıkla görebiliyoruz. Ters eşleşmedeyken pası aldığı zaman Vezenkov; hem şutla, hem de çember etrafındaki bitiricilik becerisiyle skoru bulabiliyor. Rakibin yardım getirdiği senaryoda ise Bulgar yıldız, pas becerisi sayesinde uygun durumdaki takım arkadaşlarını topla buluşturabiliyor. Ya da boş alanlara doğru yapılan topsuz koşuları görüp besleyebiliyor.
Olympiakos’un hücumda rakiplerine karşı fark yarattığı bir diğer nokta ise yarı sahada kusursuza yakın işleyen pas trafiği. Bu noktada koç Georgios Bartzokas’ın ekibi, rakip savunmayı rotasyona zorlayıp yerinden hareket ettirebilmek için forvetlerin topsuz hareketliliğinden çok sık faydalanıyor.
Eğer Olympiakos maçlarını dikkatli izlediyseniz forvetler Kostas Papanikolaou ve Sasha Vezenkov’un (veya oyundalarken Shaq McKissic ve Alec Peters’ın) sahada sürekli birbirlerinin aksi yönde topsuz hareket ettiklerini mutlaka görmüşsünüzdür. Bu ikilinin yarı sahada planlanan ana aksiyona geçiş esnasında birbirlerinin aksi yönde topsuz hareket etmeleri, haliyle rakiplerin savunma konsantrasyonunu epey bozuyor.
Ayrıca o an genellikle ikili oyun nedeniyle uzunun da çembere devriliyor olması, rakiplerin yardım savunması konusunda kafasını epey karıştırıyor. Bu sayede Vezenkov veya kaptan Papanikolaou, yarı sahada aradıkları uygun dış atışları bulmakta pek zorlanmıyorlar. Bu topsuz hareketliliğin yaşandığı esnada genellikle pas trafiğini kusursuza yakın şekilde sağlayan Olympiakos, yarı sahada aradığı boş atışları bulmakta pek zorlanmıyor.
Bu noktada Moustapha Fall gibi bir boyalı alan canavarının takımdaki varlığı, Olympiakos oyuncularının işini epey kolaylaştırıyor. İri cüssesi ve yüksek bitiricilik yüzdesi sayesinde çembere doğru devrildiği zaman Fall, haliyle savunma konsantrasyonunu büyük ölçüde üzerine çekiyor. Bu da şutörler için daha fazla boş alan anlamına geliyor.
Yarı saha düzenindeki müthiş işleyişin etkilerini, özellikle Sasha Vezenkov ve Kostas Papanikolaou’nun şut yüzdelerinde görebiliyoruz. Bu sezon maç başına ortalama 5 üçlük deneyen Vezenkov, yüzde 40 gibi epey verimli bir yüzde tutturmuş durumda.
Maç başına 4 civarı üçlük deneyen kaptan Papanikolaou’nun üçlük yüzdesi ise yüzde 48’i bulmuş durumda.
Elbette bu oyuncuların böylesine etkili yüzdeler tutturabilmelerinin başlıca nedeni, denedikleri atışların çoğunu uygun durumda deneyebiliyor olmaları. Bu noktada koç Georgios Bartzokas’ın gerçekten etkileyici bir iş yaptığı gerçeğini kabul etmemiz lazım.
İşin savunma yönüne baktığımız zaman ise Olympiakos, son 2 sezondur olduğu gibi bu yıl yine ligin switch savunmasını aktif kullanan ekiplerinden bir tanesi. Özellikle Fall’un switch sonrası kısanın karşısında kalmasının ardından oyuncular, boyalı alana doğru gömülerek olası eşleşme dezavantajlarının önüne geçmeye çalışıyorlar.
Hal böyle olunca yay gerisi, switchten sonra rakip takımlar tarafından hedeflenebiliyor. Bu noktada Kostas Papanikolaou, Sasha Vezenkov, Shaq McKissic, Giannoulis Larentzakis ve Thomas Walkup gibi yardım savunmasında çok etkili olabilen oyuncuların kadrodaki varlıkları, Olympiakos’un dış atış savunmasında işini kolaylaştırıyor.
Ayrıca kırmızı-beyazlı ekip, topa baskı konusunda da ligin en etkili takımlarından bir tanesi. Özellikle şu sıralar ligin en etkili kısa savunmacısı konumundaki Thomas Walkup, topa baskı konusunda takımına çok büyük avantaj sağlıyor. Ayrıca Giannoulis Larentzakis ve Isaiah Canaan’ın da topa baskı ve fiziksellik konusunda çok agresif olabilmeleri, Olympiakos’u kısa savunması konusunda ligin en etkili takımlarından biri kılıyor.
Fenerbahçe İçin Serinin Kilit Noktaları
Evet, Olympiakos’un neden çok zorlu bir rakip olduğunu bir önceki maddede detaylı bir şekilde anlatmaya çalıştım. Buna karşın temsilcimiz Fenerbahçe Beko, elbette kadro kalitesi ve mücadelesiyle Final Four bileti için şansını sonuna dek zorlayacak. Bu noktada koç Dimitris Itoudis’in ekibi, bazı kilit detaylarda dersine iyi çalışıp rakibine üstünlük kurabildiği takdirde rakibine çok büyük zorluklar çıkaracaktır.
O zaman temsilcimiz için serideki en kilit faktörlere maddeler halinde değinmeye başlayalım:
1- Topa Baskı!
Az önce Olympiakos’un makine gibi işleyen hücum düzenindeki öne çıkan noktalara kendimce değinmeye çalıştım. Her ne kadar sahadaki 5 oyuncusunu da sürekli aktif kullanmaya çalışsa da Olympiakos, kısalarının yoğun baskıyla karşılaştığı anlarda organize olmakta zorlanıyor. Thomas Walkup ve Kostas Sloukas ikilisinin baskıya karşı hücumu doğru şekilde organize edemedikleri anlarda kırmızı-beyazlı ekip, sıkça zorlama birebirlere kalabiliyor. Bu durumun bariz örneklerini özellikle Olympiakos’un Zalgiris, Partizan ve Olimpia Milano deplasmanlarında sahne aldığı mücadelelerde gördük.
Bu noktada temsilcimiz Fenerbahçe Beko, rakibinin hücum ritmini bozabilmek için mutlaka ama mutlaka topa baskıyı kusursuza yakın seviyede yapmak zorunda. Fenerbahçe’nin rakibine karşı topa baskıyı yeterince agresif şekilde uygulayamadığı karşılaşmaların nasıl sonuçlanabildiğini, normal sezonda oynanan 2 maçta da açık şekilde görmüştük.
Öte yandan temsilcimizin topa baskı konusunda önemli bir dezavantajı bulunuyor. Takımın açık ara en etkili kısa savunmacısı konumundaki Scottie Wilbekin, sakatlığı nedeniyle uzun süredir sahalardan uzak kalıyor. Her ne kadar temsilcimizin Yunanistan kafilesinde yer alsa da Wilbekin, ilk 2 maçta oynayabildiği takdirde fiziksel açıdan en iyi durumda olmayacaktır.
Hal böyle olunca Nick Calathes, Marko Guduric ve Tyler Dorsey üçlüsüne çok büyük iş düşüyor. Eğer Fenerbahçe deplasmanda oynayacağı 2 maçtan birini kazanıp İstanbul’a avantajlı şekilde dönmek istiyorsa bu üçlü, mutlaka kısalara baskı konusunda kusursuz bir iş çıkarıp Olympiakos’un hücumdaki düzenini bozmak zorunda.
2- Kostas Sloukas’ın Süreleri
Olympiakos’ta halen Avrupa’nın en iyi oyun kurucularından biri olmasına karşın Kostas Sloukas, ilerleyen yaşı (33) sebebiyle savunmada her geçen gün daha da büyük bir zaaf haline geliyor. Sloukas’ın sahada olduğu bölümlerde rakip koçlar tarafından sürekli hedeflenmesi, Georgios Bartzokas’ın kendisini olabildiğince sınırlı dakikalarda kullanma isteğine neden oluyor.
Bu noktada temsilcimiz Fenerbahçe Beko, takımın iki oyun kurucusundan biri olan Thomas Walkup’a karşı topa baskıda çok iyi bir iş çıkardığı takdirde Olympiakos’un hücum ritmini olumsuz etkileyecektir. Walkup’ın hücumda skoru ve asistleriyle devreye giremediği bir senaryoda ise koç Bartzokas, takımın topla en önemli yaratıcısı konumundaki Kostas Sloukas’ın sürelerini arttırmak durumunda kalacaktır.
Her ne kadar Sloukas çok değerli bir oyun kurucu olsa da seride Sloukas’ın sürelerinin 25-30 dakikalara yaklaşması, Fenerbahçe Beko’nun epey işine gelir. Bilindiği üzere koç Dimitris Itoudis, Avrupa’da eşleşmelere atak konusunda en detaycı koçlardan biri. Öyle ki temsilcimiz Fenerbahçe, normal sezonda oynadığı maçların büyük bölümünde sürekli avantajlı olduğu eşleşmelere atak edip hücumunu böyle şekillendirmeye çalıştı.
Muhtemelen koç Itoudis, Sloukas’ın sahada olduğu bölümlerde oyuncunun yarattığı savunma defolarından en iyi şekilde faydalanabilmek için çok sayıda plan hazırlamıştır. Bu nedenle Kostas Sloukas’ın serideki dakikalarının artması, agresif Olympiakos savunmasına karşı temsilcimizin avantajına olacaktır.
3- Shaq McKissic’in Birebirleri
Olympiakos’un deneyimli forveti Shaq McKissic, takımının hücum düzeni için bu sezon belki de hiç olmadığı kadar büyük bir öneme sahip. Yazın takımın ana skor opsiyonlarından Tyler Dorsey’i kadroda tutamayan Olympiakos, Dorsey’nin yerine transfer ettiği Isaiah Canaan’dan da beklediği katkıyı alamadı. Her ne kadar Dorsey’nin eksikliğini sezonun büyük bölümünde hissetmese de Yunan devi, özellikle yakın geçen maçların son bölümünde birebirler üzerinden çözüm üretmekte zorlandı.
Bu noktada Shaq McKissic; atletizmi, çembere atak becerisi, dripling üzerinden sınırlı da olsa skor üretebilmesi ve bitiriciliğiyle Olympiakos için yakın geçen maçların son bölümlerinde sahneye çıkabiliyor. Yine de McKissic’in birebirleri üzerinden çözüm üretmek durumunda kalmak, koç Georgios Bartzokas’ın isteyeceği türden bir senaryo değil.
Topa baskıyı çok sağlam yaptığı senaryoda temsilcimiz Fenerbahçe Beko, Olympiakos’u hücumda zorlama birebirlere başvurma yoluna itecektir. Bu noktada rakibinin McKissic’in birebirleri üzerinden skor üretmeye çalışması, koç Dimitris Itoudis’in isteyeceği türden bir gelişme olacaktır.
Durumu kısaca özetlemek gerekirse eğer Olympiakos, temsilcimize karşı oynayacağı maçlarda sıkça Shaq McKissic’in birebirlerine başvuruyorsa bilin ki Fenerbahçe için savunmada işler yolunda gidiyor demektir.
4- Hücumu Çeşitlendirmek
Açık konuşmak gerekirse Olympiakos, sahada oluşabilecek eşleşmeler bakımından temsilcimiz Fenerbahçe Beko’ya zorluk çıkartma potansiyeli çok yüksek bir ekip. Bu durumun yaratabileceği olası dezavantajlar, seride en çok Johnathan Motley, Nigel Hayes-Davis ve Dyshawn Pierre’i etkileyebilir.
Temsilcimizin en önemli skor opsiyonu olan Johnathan Motley’nin sezon içerisinde fizikli uzunlara karşı hücumda zorlanabildiğini gördük. Seri boyunca Moustapha Fall ve Tarik Black gibi çok fizikli iki uzunla eşleşecek olan Motley, skor yönünden normal sezonun gerisinde kalabilir.
Ayrıca Nigel Hayes-Davis ve Dyshawn Pierre de serinin büyük bölümünü Sasha Vezenkov ve Kostas Papanikolaou gibi iki fizikli oyuncuyla eşleşerek geçirecekler. Bu nedenle Hayes-Davis ve Pierre ikilisi, özellikle sırtı dönük ataklarda normal sezonun genelindeki kadar etkili olamayabilirler.
Normal sezonda Fenerbahçe Beko’nun rakiplerine karşı fiziksel üstünlüğünden faydalanamadığı mücadelelerde hücum yükünün tamamen kısaların omuzlarına yüklenebildiğini gördük. Öte yandan Fenerbahçe’nin yalnızca kısaları Nick Calathes, Marko Guduric ve Tyler Dorsey’den (oynarlarsa Scottie Wilbekin ve Carsen Edwards) gelecek skor katkısıyla Olympiakos’a karşı ayakta kalabilmesi mümkün değil. Bu nedenle koç Itoudis’in mutlaka hücumda farklı oyunculardan katkı alması gerekiyor.
Bu noktada Dyshawn Pierre ve Nigel Hayes-Davis’in şut performansları, bana kalırsa serinin en belirleyici faktörlerinden biri olacak. Olympiakos’un switch yapıp boyalı alana gömüldüğü anlarda Hayes-Davis, Pierre ve hatta Guduric gibi oyuncularından düzenli olarak dış şut katkısı alıp cezaları kesebildiği senaryoda Fenerbahçe, rakibini yay gerisine daha çok konsantre olmak durumunda bırakacaktır.
Olympiakos’u bu şekilde boyalı alanın dışına ittiği takdirde ise Fenerbahçe Beko, Johnathan Motley’i devreye sokma fırsatını elde edecektir.
5- Fall’u Faul Problemine Sokmak
Olympiakos için Moustapha Fall’un varlığı, özellikle hücumda işleri fazlasıyla yoluna sokuyor. Fall’un oyunda olduğu bölümlerde Yunan temsilcisi, 2.18’lik devin boyalı alanda yarattığı çekim gücü sayesinde birden fazla skor tehdidi oluşturabiliyor. Özellikle temsilcimiz Fenerbahçe Beko’nun savunmada sürekli switch yapan bir takım olduğunu da düşünürsek koç Georgios Bartzokas, Fall’u seri boyunca boyalı alanda aktif kullanmak isteyecektir.
Bu noktada Fenerbahçe’nin Fransız uzunu faul problemine sokması, oynanacak maçların ve serinin kaderine direkt olarak etki edilebilir. Şunu net bir şekilde söyleyebiliriz ki Olympiakos, Fall sahadayken hücumda çok daha tehlikeli bir takım. Tarik Black’in sahada olduğu anlarda ise Black’in hücumda çok etkili bir isim olmayışı, Yunan ekibinde hücum yükünün daha çok forvetlerin ve kısaların omuzlarında kalmasına neden olabiliyor.
Peki Fenerbahçe, Moustapha Fall’u nasıl faul problemine sokabilir? Bana kalırsa Johnathan Motley’nin çembere yüzü dönük şekilde yaptığı ataklar, bu noktada belirleyici olabilir. Topla yüzü dönük çembere atak konusunda Avrupa’nın en etkili uzunlarından biri olan Motley, takım arkadaşlarının kendisine gerekli alanları sağladığı takdirde Fall’a karşı atak edip fakelerin de yardımıyla çember çevresinde faul alabilir.
Bir diğer yöntem ise switch sonrası kısaların Fall karşısında çembere yaptığı ataklar olacaktır. Özellikle uzuna karşı faul alabilme konusunda EuroLeague’in en mahir isimlerinden biri olan Marko Guduric, Fransız uzun karşısındaki çabukluk avantajından en etkili şekilde faydalanabilir. Eğer bana soracak olursanız koç Dimitris Itoudis, Moustapha Fall’u faul problemine sokabilmek için mutlaka farklı yöntemler deneyecektir.
Öte yandan bir de madalyonun öteki yüzü var. Rakip Olympiakos, özellikle maç başlarında Fall’u hücumda çok aktif kullanmaya çalışıyor. Olympiakos koçu Georgios Bartzokas, temsilcimizde Johnathan Motley’nin ilk beş başlaması durumunda mutlaka Motley’i erken faul problemine sokmaya çalışacaktır. Motley’nin erken faul problemine girmeye ne kadar açık bir isim olduğunu da düşünürsek bu durum, Fenerbahçe’nin başına dert açabilir.
Koç Dimitris Itoudis, normal sezonda Olympiakos’a karşı oynanan son maçta bu duruma tedbir alabilmek amacıyla Motley yerine Kostas Antetokounmpo’yu ilk beşte başlatmıştı. Bu nedenle serinin ilk maçında Motley yerine ilk beşte farklı bir uzunu görmek (muhtemelen Tonye Jekiri), pek şaşırtıcı olmayacaktır.
6- Sasha Vezenkov’a Yapılacak Ataklar
Sasha Vezenkov’un ne denli etkili bir oyuncu olduğundan uzun uzun bahsetmeye gerek olduğunu düşünmüyorum. Bu sezon EuroLeague’in en flaş isimlerinin başında gelen Vezenkov, normal sezon boyunca Olympiakos’un bir numaralı yıldızı oldu. Oyuncunun skor, ribaund ve asist departmanlarında yaptığı çok yönlü katkı, çok büyük ihtimalle kendisine MVP ödülünü kazandıracak.
Tüm bunların yanı sıra Vezenkov, Olympiakos hücumları için vazgeçilemez bir konumda. Hem topsuz oyun bilgisi, hem çember etrafındaki bitiriciliği, hem de yardım savunmalarına karşı bulduğu ceza atışlarıyla Bulgar yıldız, Fenerbahçe’ye karşı takımının bir numaralı kozu olacak.
Hal böyle olunca Fenerbahçe Beko’nun Sasha Vezenkov’u olabildiğince yıpratması gerektiğini düşünüyorum. Bu noktada hücumda düzenli olarak Vezenkov’un hedeflenmesi, oyuncunun savunmada yıpranmasına ve hücum verimliliğinin bir nebze olsun düşmesine yol açabilir.
Peki Fenerbahçe Beko, Sasha Vezenkov’a nasıl atak edebilir?
Akıllara ilk gelen formül, Nigel Hayes-Davis’in yüzü dönük atakları olacaktır. Vezenkov’a karşı yaşaması muhtemel fiziksel dezavantajlara karşın Hayes-Davis, atletizmi sayesinde çembere yaptığı yüzü dönük ataklarda Bulgar yıldızı zor durumda bırakabilir. Ayrıca Dyshawn Pierre de hem yüzü, hem de sırtı dönük ataklarla Sasha Vezenkov’u savunmada yıpratabilir.
Bunun yanı sıra kısaların Vezenkov’a karşı switch alabilmeleri de belirleyici olacaktır. Özellikle Marko Guduric ve Tyler Dorsey, özellikle Sasha Vezenkov’un eşleşmesinden switchi alıp Bulgar yıldıza atak ederek savunmadaki yıpranma dozajını arttırabilirler.
7- Kısaların Performansı
Fenerbahçe’de bu sezon kısaların performansına baktığımız zaman özellikle ligin ikinci yarısında belirli bir istikrardan bahsetmek zor.
2 kez sakatlık nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kalan Scottie Wilbekin, özellikle ilk sakatlığının dönüşünden sonra istikrarsız bir hücum performansı ortaya koydu. Sezona müthiş bir başlangıç yapan Nick Calathes, şut yüzdesinin gittikçe düşmesiyle birlikte zaman zaman sezon başındaki halini mumla arattı. Takımın 2 ana top yönlendiricisinden biri olan Marko Guduric, son Kızılyıldız maçında olduğu gibi belirli bir istikrarı yakalamakta zorlandı. Kadroya sezon ortasında dahil edilen Tyler Dorsey de henüz tam anlamıyla takıma adapte olamadı.
Yine de şöyle bir gerçek var: Fiziksel açıdan Olympiakos karşısında dezavantajlı bir konumda olan Fenerbahçe, kısa rotasyonundaki kalite bakımından ise rakibinden daha yetenekli kısalara sahip. Bu nedenle Marko Guduric, Nick Calathes ve Tyler Dorsey üçlüsünden (dönerse Wilbekin’den) düzenli katkı alabildiği takdirde temsilcimiz, seriye tutunup Final Four biletini alma şansını arttıracaktır.
Ayrıca Playofflarda normal sezondan farklı olarak kısaların çok daha ön planda olduklarını biliyoruz. Playoff basketbolunda sertliğin artmasıyla birlikte temponun düşmesi, maçlarda kısaların birebirlerinin önemini epey arttırıyor. Bu noktada kısa rotasyonundan gelecek skor ve asist katkısı, temsilcimiz açısından serinin kaderine direkt olarak etki edecek.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!