by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Bu yazı 5 Şubat 2023 tarihinde Fadeaway World‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Günümüzde çoğu kişi, basketbolun ilk büyük yıldızını George Mikan olarak kabul ediyor. Elbette bu yönde düşünmeleri için haklı gerekçeleri var. Buna karşın Amerika’da kelimenin tam anlamıyla bir yıldız olarak görülen ilk kişi, George Mikan değil.
Mikan’a kıyasla Julius Erving, çok daha büyük çapta bir yıldızdı. Basketbol kariyeri boyunca hem ABA, hem de NBA organizasyonlarının yüzü olarak görülen Dr. J, özellikle NBA basketbolunun tüm dünyada büyük bir popülariteye ulaşmasına epey yardımcı oldu.
Çoğu basketbolsever Julius Erving’i müthiş smaçlarıyla ve spektaküler turnikeleriyle biliyor, peki ya Erving’in karakteri ve yaşantısı hakkında ne biliyoruz? Julius Erving, kariyeri boyunca birçok iniş çıkış yaşadı ve bu nedenle epey ilgi çekici bir yaşantıya sahip oldu.
Biz ise bugün Dr. J’in bu ilginç yaşantısını huzurlarınıza taşımaya çalışacağız.
Gençlik Yılları
Julius Erving, 22 Şubat 1950 tarihinde New York’un Roosevelt isimli kasabasında dünyaya geldi. Liseyi Roosevelt Lisesi’nde okuyan Erving, ayrıca okulun basketbol takımının bir numaralı yıldızıydı.
Erving haliyle o yıllarda henüz atletik becerileri bakımından zirvede değildi ama yetenek setiyle takım arkadaşlarından ve rakiplerinden kolaylıkla ayrışıyordu. Lisede basketbol oynamayı sürdürürken Julius Erving, takım arkadaşı Leon Saunders tarafından “Doktor” lakabını aldı. Erving ise Saunders’a “Profesör” diye sesleniyordu.
Julius Erving, takım arkadaşının taktığı doktor lakabını tüm kariyeri boyunca yanında taşıdı. Lise basketbolunda sergilediği etkileyici performansın ardından Dr. J, kolej eğitimi için University of Massachusetts Amherst’e geçiş yaptı. Erving, yeni adresinde yaptıklarıyla kolej basketbolu tarihine geçti.
Julius Erving, NCAA tarihinde en az 20 sayı ve 20 ribaund ortalaması tutturmayı başaran 6 oyuncudan biri oldu. NCAA basketbolunda 2 yıl boyunca sahne alan Erving, bu süreçte 26.3 sayı ve 20.5 ribaund gibi inanılmaz ortalamalar yakaladı.
Bu sayede adını Amerika’ya duyurmaya başlayan Dr. J, kolej eğitimini yarıda keserek o zamanlar NBA’in en büyük rakibi konumundaki ABA organizasyonuna geçiş yaptı.
Dr. J: ABA’in En Büyük Yıldızı
O dönemler NBA’in en büyük rakibi konumundaki ABA, 1967 yılında kurulan bir basketbol organizasyonuydu. ABA’de NBA’den farklı olarak oyuncuların kolej eğitimlerini tamamlamış olmaları zorunluluğunun olmaması sayesinde Julius Erving, 1971 senesinde ABA takımı Virginia Squires ile sözleşme imzaladı.
Julius Erving, çok kısa süre içerisinde ABA organizasyonuna damga vurdu. Erving’in müthiş smaçları ve üst düzey skorer becerileri nedeniyle basketbolseverler, sırf Dr. J’i izlemek için salonları doldurmaya başladılar.
ABA’deki çaylak sezonunda Julius Erving, maç başına 27.2 sayı ortalaması tuttursa da yılın çaylağı ödülünü Artis Gilmore’a kaptırdı. Buna karşın yılın çaylak beşinde yer alan Erving, ayrıca ABA’de sezonun en iyi ikinci beşine seçildi.
Dr. J, ilk senesinde takımı Virginia Squires’i 45 galibiyet ve 39 yenilgiyle Doğu Konferansı ikinciliğine taşıdı. Playofflarda konferans finaline kadar çıkmasına karşın Squirer, Rick Barry’li New York Nets‘e 4-3 kaybederek elendi.
Her ne kadar takımının elenmesine engel olamasa da Julius Erving, Rick Barry’li Nets‘e karşı harika bir performans ortaya koydu. Serideki 7 maçta 30.9 sayı ve 21.7 ribaund ortalamaları tutturan Erving, adını iyiden iyiye duyurmaya başladı.
ABA’deki ilk sezonunun ardından NBA, Julius Erving’in 1972 NBA Draft’ine girebilmesine izin verdi. Draft’e katılan Erving, Milwaukee Bucks tarafından ilk tur, 12. sıradan seçildi. Bucks tarafından seçilmiş olmasına karşın Atlanta Hawks‘la büyük bir kontrat imzalayan Dr. J, NBA’e gitmek istiyordu.
O günlerde ABA, televizyonlarda NBA kadar sık yer almıyordu. Özellikle Virginia Squirer maçlarının televizyonlarda neredeyse hiç yayınlanmaması, Erving’in ABA’den ayrılıp NBA’e gitmek istemesine sebep oldu.
Buna karşın Virginia Squires, haliyle takımın en büyük yıldızı konumundaki Julius Erving’i bırakmaya niyetli değildi. Sonuç olarak Hawks‘la sözleşme imzaladığı için takımı Squires’le davalık olan Erving, mahkemeyi kaybetti.
Atlanta Hawks’la yalnızca 2 hazırlık maçına çıkabilen Erving, mahkemeyi kaybetmesi sebebiyle ABA’deki kulübü Virginia Squires’e geri dönmek zorunda kaldı. İstemeye istemeye ABA’de kalmış olmasına karşın 2. senesinde mükemmel bir performans sergileyen Dr. J, maç başına 32.9 sayıyla ligin en skorer ismi oldu.
Julius Erving’in müthiş performansına karşın Squires, sezonu 42 galibiyet ve 42 yenilgiyle tamamlayarak bir önceki sezonun gerisinde kaldı. Doğu Konferansı yarı finallerinde Kentucky Colonels’e 4-1’le geçiren Virginia ekibi, sezonu beklenenden daha erken tamamladı.
Başarısız geçen sezonun ardından Virginia Squires, ekonomik açıdan problemler yaşamaya başladı. Bu nedenle Julius Erving’in devam eden kontratını yüklü bir para karşılığında New York Nets’e satmak durumunda kaldılar.
3 sezon boyunca ABA’de Nets formasını terleten Dr. J, yeni adresinde popülaritesini iyice arttırdı. Ligin açık ara en büyük yıldızı haline gelen Erving, ABA organizasyonunun gelişimine ve popülerleşmesine de çok büyük fayda sağladı.
New York Nets’teki henüz ilk senesinde Julius Erving, takımını ABA şampiyonluğuna taşımayı başardı. Sezonu maç başına 27.4 sayı ortalamasıyla tamamlayan Dr. J, üst üste 2. kez ligin en skoreri oldu.
Bu süreçte Julius Erving ismi, tüm Amerika’da iyice yaygınlaşmaya başladı. Erving’in maçlarda yaptığı nefis smaçlar ve attığı spektaküler turnikeler, izleyenleri tam anlamıyla büyüledi.
Nets formasıyla geçirdiği 3. sezonda Julius Erving, takımını bir kez daha ABA şampiyonluğuna taşımayı başardı. Buna karşın ABA organizasyonu, NBA karşısında her geçen gün güç kaybediyordu. Erving’in popülaritesinin artık arşa çıkmasıyla birlikte beklenen son kaçınılmaz oldu…
Julius Erving, NBA Sahnesine Adım Atıyor
Julius Erving, NBA’e gitmeden önce ABA’in kralıydı. 1973 ile 1975 yılları arasında üst üste 3 kez ligin en değerli oyuncusu (MVP) seçilen Erving, buna ek olarak New York Nets‘le 2 kez şampiyonluk sevinci yaşamıştı.
Buna karşın 1975-76 sezonunun ardından yaşanan ekonomik sorunların iyice artması, ABA organizasyonunun sona ermesine neden oldu. Kapanmadan önce NBA’yle yapılan anlaşmayla birlikte 4 ABA takımı, NBA sahnesine geçiş yaptı. Bu 4 takım San Antonio Spurs, Indiana Pacers, Denver Nuggets ve Julius Erving’li New York Nets‘ti.
Buna karşın 2. bir New York takımının lige katılması, New York Knicks‘i epey kızdırdı. Nets’in kendi bölgelerini “işgal ettiği” gerekçesiyle Knicks, Nets’i mahkemeye verdi. Görülen davaların sonucunda New York Nets’in Knicks’e 4.8 milyon dolarlık bir ödeme yapması kararına varıldı.
Elbette New York Nets, bu yüklü parayı ödeyebilecek bir durumda değildi. Bu nedenle borcun silinmesi karşılığında Julius Erving’in kontratını Knicks’e vermeyi teklif ettiler. Buna karşın Knicks’in teklifi reddetmesi, Nets için işleri daha da zora soktu. Tüm bunlara ek olarak Erving’in maaşında 500 bin dolarlık bir artış istemesi, Nets’in elini iyice zorladı.
Olayların iyice sarpa sarmasıyla birlikte Julius Erving, sezon öncesi hazırlık döneminde takıma katılmayı reddetti. Ayrıca Erving, farklı bir takıma gönderilmediği veya maaşının arttırılmadığı takdirde takıma katılmayacağını söylüyordu. Bu gelişmelerin ardından Nets, Erving’in kontratını 2.5 milyon dolar karşılığında Philadelphia 76ers‘a sattı.
Sixers, Dr. J’i 3 yıl, 3.5 milyon dolarlık bir kontrat karşılığında renklerine bağladı.
İstediği kontratı Sixers’tan kapan Julius Erving, kendisini NBA sahnesinde göstermeye hazırdı. NBA’de aradığı saadeti ilk yılından itibaren bulan Erving, ligdeki ilk senesinde George McGinnis ve Daryl Dawkins’le bitlikte takımının en önemli 3 isminden biri oldu.
Sixers, Doğu Konferansı’nı 50 galibiyet ve 32 yenilgiyle tamamlayarak zirveye yerleşti. Bu süreçte Dr. J, maç başına 22.9 sayı, 8.5 ribaund ve 3.7 asist ortalamaları tutturdu.
Normal sezondaki etkili görüntüsünü Playofflara da yansıtan Sixers, finale kadar pek bir zorluk yaşamadan yoluna devam etti. Finalde ise Philadelphia ekibinin rakibi, Bill Walton’lı Portland Trail Blazers oldu.
Serideki ilk 2 maçı kazanan Sixers, finallerde çok önemli bir avantaj yakaladı. Buna karşın 2. maçın son bölümünde yaşanan olaylar, eşleşmede momentumun Portland tarafına kaymasına sebebiyet verdi.
Maçın son anlarında Sixers’tan Daryl Dawkins, Portland’lı Bob Gross’la kavgaya tutuştu. Bu ikili arasında çıkan kavga diğer oyunculara da yansıdı ve sahada tam anlamıyla bir kargaşa yaşandı.
Bu olayların ardından Portland, serideki kalan maçlara apayrı bir motivasyonla çıktı. Finallerin devamında oynanan 4 maçı da kazanan Portland, seriyi 4-2’yle geçerek NBA şampiyonluğuna ulaştı.
Finallerde takımının kaybetmesine engel olamamasına karşın Dr. J, maç başına 30.9 sayı, 6.8 ribaund ve 5.0 asist gibi etkileyici ortalamalar tutturdu.
Aradan geçen 2 yılın ardından Julius Erving, 1979-80 sezonunda Sixers’ı bir kez daha NBA finallerine taşıdı. Philadelphia ekibinin finallerdeki rakibi ise bu sefer Los Angeles Lakers‘tı.
Kareem Abdul-Jabbar ve Magic Johnson’lı kadrosuyla Lakers, Sixers’ı 4-2’yle devirerek şampiyonluğa ulaştı. Bu 6 maçlık seride 25.9 sayı, 8.5 ribaund ve 5.0 asist ortalamaları yakalayan Dr. J, hafızalara kazınan o ikonik turnikesini de bu eşleşmenin 4. maçında attı.
Dr. J’in NBA’deki 4. yılının da tamamlanmasıyla birlikte bir gün şampiyonluk yaşayıp yaşayamayacağına dair tartışmalar da artmıştı. Aradan geçen 2 yılın ardından Erving’li Sixers, Lakers’tan rövanşı alma fırsatını ele geçirdi.
1981-82 sezonunda Doğu Konferansı’nı 58 galibiyet ve 24 yenilgiyle tamamlayan Sixers, finallere kadar zorlanmadı ve Lakers’ın karşısına dikildi. Buna karşın finallerin senaryosu, 2 yıl öncesinden pek farklı olmadı ve Lakers, yine 4-2’yle kupaya uzandı.
Bu seride 25.0 sayı, 8.2 ribaund ve 3.3 asist ortalamaları tutturan Julius Erving, şampiyonluk için ekstra bir yardıma ihtiyaç duyuyordu. Bu durumu gören Sixers yönetimi, 1982 yazında ligin en değerli uzunlarından biri olan Moses Malone’u takas yoluyla kadroya kattı.
Aranan parçanın bulunmasıyla birlikte Philadelphia ekibi, 1982-83 sezonunu tam anlamıyla domine etti. Doğu Konferansı’nı 65 galibiyet ve 17 yenilgi gibi muazzam bir dereceyle tamamlayan Sixers, Julius Erving ve Moses Malone ikilisiyle birlikte ligin en güçlü takımı olarak gözüküyordu.
Yine finallere kadar zorlanmadan gelen Sixers, 3. kez Lakers’ın karşısına dikildi. Bu sefer işler, ilk 2 randevudan farklı yönde ilerledi.
Lakers’a karşı finallerde muazzam bir performans ortaya koyan Sixers, seriyi 4-0’la süpürerek kulüp tarihinin ilk NBA şampiyonluğunu kazandı. Eşleşmede finallerin MVP’si Moses Malone seçilirken Julius Erving, seriyi 19.8 sayı, 8.5 ribaund ve 5.7 asist ortalamalarıyla tamamladı.
Çok istediği NBA şampiyonluğu yüzüğüne sonunda kavuşan Erving, basketbol kariyerini 4 yıl daha sürdürdü. 1986-87 sezonunun sonunda basketbolu bırakma kararı alan Dr. J, kariyerini 2 ABA ve 1 NBA şampiyonluğuyla noktaladı.