by Tim MacMahon / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 28 Nisan 2023 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Dillon Brooks, Memphis Grizzlies‘in Los Angeles Lakers ile ilk tur eşleşmesinde oynayacağı 3. maç öncesinde Crypto.com Arena’ya ilk çıkan Memphis oyuncusu olmuştu. Brooks parkede yürümeye başladı ve hakem Marc Davis’in yanına gitti.
Brooks, Davis’in gözlerine baktı sağ elini uzattı. Resmi bir el sıkışmanın ardından Brooks, topu istemeden önce Davis’e kibarca birkaç cümle kurdu.
“Bazen maçlardan önce hakemlerin kafasına girmeye çalışıyorum.” demişti Brooks normal sezonun sonlarında ESPN’e. “Biraz fiziksel oynayacağım’ falan diyorum.”
“Bazı hakemlere bir şey dememe bile gerek kalmıyor çünkü bazen hakemler direkt düdük çalıyorlar. Bunların hepsi oyunun bir parçası. Rakip takımı çalıştığınız kadar hakemleri de tanımalısınız.”
Draymond Green ve James Harden ile birlikte playofflarda flagrant-2 faulü alıp oyundan atılan üç oyuncudan biri olan Brooks, NBA’de hakemlerin yönetmesi zor olan oyuncular arasında yer alıyor.
Brooks kişiliği ve oyun tarzıyla -ya da ikisiyle birlikte- hakemlerle iyi ilişkiler kurmayı öncelik haline getiren isimlerden biri. Diğer yüksek profilli oyuncular kurnaz gözükmemek için hakemlerle olan tartışmalarını en aza indiriyor. Düşünce süreci genelde karşılıklı saygı üzerine kurulu bir ilişkinin oyuncuya bazı düdüklere ya da çalınmayan düdüklere itiraz ederken anın sıcaklığıyla yardımcı olacağına yönelik oluyor.
“Her zaman sınırları zorlayarak oynayan oyuncular oluyor.” diyor Monty McCuthcen, NBA’in hakem geliştirme programının başkan yardımcısı. “Ligimizi harika yapan noktalardan biri de bu. İnsanlar yapabildiklerini ve hayatlarını adadıkları bu şeyi çok önemsiyor. Bu durum bence hakemlere de yansıyor.”
“Fakat karar verme yetkisi olan insanlardan biri olduğunuzda bununla birlikte büyük bir sorumluluk da yükleniyor. Bu sorumluluk da elimizden geldiğince düdüklerden insani duygularımızı dışarda bırakmaya yönelik bir antrenman uygulamamıza yol açıyor.”
NBA’de şu anda 74 tane kadrolu hakemin yanında kadroda bulunmayan sekiz hakem de görev alıyor. Bu havuzun içinden 36 hakem ilk tur maçlarını yönetmeleri için seçildi. Seçimlerde NBA hakem operasyonları kurumunun notlandırma üzerine sıralamaları kriter olarak kullanıldı. Bu sayı her turdan sonra ligin kimin devam edeceğine karar vereceği şekilde daralıyor. Oyuncular da kendi açılarından NBA’de hakemlik yapmanın zor bir iş olduğunu fark ediyorlar.
“Oyun çok hızlı ve çok fiziksel.” diyor Brooks. “Bazı hakemler için sahayı sürekli boyuna kat etmek zor. Yaşlılar. Onlara haklarını vermeye çalışıyorum.”
Maçtan önce arkadaşça davranmak dört dörtlük bir plan değil. Brooks bu sezon 18 kez teknik faul aldı ve bu alanda lig lideri. Bunların 10 tanesi ise hakemlere yaptığı itirazlardan dolayıydı.
Bunun her hakemde çalışmadığı da bir gerçek. Birbirlerine rakip olan Brooks ve Green’in üzerinde anlaşabileceği nadir konulardan biri bu.
“Farklı hakemlere farklı şekilde yaklaşıyorsunuz çünkü her hakemin hakemlere gösterdiği saygı farklı.” diyor Green, ESPN’e. “Karşılıklı saygı bulunduranlarla ‘benim dediğim doğrudur’ diyenlere farklı yaklaşıyorsunuz.”
“Bu ligde 11 sezondur oynuyorum, artık kimin ne olduğunu biliyorum. Yatkınlıklarını, hangi hakemlerle iletişim kurabileceğimi, hangileriyle kuramayacağımı biliyorum.”
Hakemlerle “kanka” olmak her oyuncuya göre bir iş değil.
“Maçlardan önce hakemlerin yanına gidip adeta k*çlarını öpmeyi, konuşmayı sevmiyorum.” diyor Milwaukee Bucks‘ın yıldızı Giannis Antetokounmpo. “Benim kişiliğim buna uygun değil. Bunu yaptığımda hakemlerin de sahte davrandığımı anladığını düşünüyorum.”
Antetokounmpo, içeriye penetrelerinde düdük çıkması gerektiğini düşündüğünde tartışmadan kaçmayı seçiyor fakat bazen bardağı taşıran damlalar oluyor. Bu durumun kanıtı da bu sezon Giannis’in aldığı yedi teknik faul. Fakat Giannis, sürekli fiziksel temas kurduğu için hakemlerin işini zorlaştırdığının da farkında.
“Bana da düdükler çalındığına inanıyorum, bu yüzden şikayet etmemeye çalışıyorum.” diyor bu sezon maç başına 12.3 serbest atışla lig lideri olan Antetokounmpo. “Çok fazla düdüğü kaçıracaklar.”
Bu sezonun MVP’si Joel Embiid maç başına 11.7 kez çizgiye geliyordu. Embiid eğer kendisine yapılan her faul çalınsa çizgiye en az beş kere daha gideceğini savunuyor:
“Hata yapmaya hakları var. Çalınmayan düdüklere falan çok kolay sinirlenebiliyorsunuz fakat durum çok saçma olmadığı sürece ben genelde sinirlenmiyorum. Yapmam gereken sadece gidip onlarla konuşmak ve yaşananları anlatmak, bir sonraki sefer için farkındalık yaratmak. Bir de sık sık düdüklerin açıklamasını soruyorum.”
Peki ya hakemlere bağırıp çağıran oyuncular? Sinirlenmek gerçekten de işe yarıyor mu?
“Çok fazla para cezası ödemeniz gerekiyor.” diyor bu sezon 17 kez teknik faul alan ve kariyeri boyunca bir milyon dolardan fazla ceza ödeyen Green. “İşin tekniği bu.”
Luka Doncic hakemlere şikayetçi olma konusunun yüzü olarak görülebilir. Mavericks‘in süper yıldızı içeri penetrelerinde düdük alamadığında sık sık hayal kırıklığı yaşayarak kollarını yana açıyor. Bazen de dirseğindeki bir çiziği vs. gösterip kaçan düdüğü kanıtlamaya çalışıyor.
Doncic bunu genelde savunmaya geri koşması gereken zamanlarda yapıyor. Bu sezon playofflara kalamayan Mavericks‘in savunma verimliliğinde 25. sırada yer almasının sebeplerinden biri de bu.
Doncic beş yıllık kariyeri boyunca birkaç kez sürekli şikayetçi olmasının bir problem olduğunu itiraf etti. Jason Kidd’in Lakers‘a 27 sayıdan kaybedilen maçın ardından söylediği gibi Doncic, düdüklerden dolayı dikkat dağınıklığı yaşayabiliyor, hakemlerle tartışmaya çok fazla enerji harcıyor ve oyuna olan odağını kaybediyor.
“Basketbol oynarken değişiyorum.” diyor Doncic. “Saha dışında sinirli bir insan değilim. Herkese sorabilirsiniz.”
2021-22 sezonunun sonlarında otomatik bir maç cezaya sebep olan 16 teknik faulün kıyısındayken kendisini sakinleştirmek için en sevdiği Sırp ve Sloven şarkılarını söylemeye çalışmışlığı bile var.
Doncic’in bu konuda bir sırrı daha var: İngilizce küfür çok nadir ediyor. Eğer hakem kullanılan kelimeyi anlamazsa teknik faul çalması da zor oluyor.
“Her şey biraz biraz ortaya çıkıyor.” diyor İngilizce, Sırpça, İspanyolca ve Slovence’yi akıcı şekilde konuşabilen Doncic, gülerek.
Doncic’in kötü söz dağarcığı bu dört dille de son bulmuyor: “Diğer dillerde de birkaç kötü söz biliyorum.”