NBA Tarihinde All-Star Takım Arkadaşı Olmadan Şampiyon Olmuş Oyuncular

12/May/23 15:46 Mayıs 12, 2023

Bilal Baran Yardımcı

12/May/23 15:46

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, NBA tarihinde takımında All-Star oyuncu olmadan şampiyon olan yıldızları derledi.

by Nick Mac / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 10 Mayıs 2023 tarihinde Fadeaway World‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Eğer bu cümleyi daha önce duyduysanız bizi durdurun: “X’e yardım edin! Her şeyi tek başına yapamaz!”. Gerçek şu ki NBA şampiyonu olmak için gerçekten de harika bir takıma ihtiyaç var. Takımda bir süper yıldız olması iyi tabii ki fakat genelde takımlar tamamlayıcı parçaları onları nereye götürürse oraya gidiyor. Şampiyon olmak için bütün organizasyonun ortak çalışması gerekiyor fakat bazen durum bundan farklı oluyor.

Çok nadir şekilde bir oyuncu belli bir seviyeye, sadece özel diyebileceğimiz bir seviyeye çıkabiliyor. Öylesine domine bir performans sergiliyor ki yanında başka bir All-Star ya da All-NBA olmasına gerek bile kalmıyor. Mucizevi serilerde de destekleyici ekip öne çıkıyor ve yıldız oyuncunun yanındaki görevlerini kusursuz şekilde yapıyor. Aşağıda listelediğimiz 14 oyuncu hakkında açık olmak istiyorum. Takımda All-Star seçilmiş bir oyuncu olması, bahsi geçen sezonda seçilmediyse önem arz etmiyor.

Şu anda NBA playofflarında bunu gerçekleştirebilecek Joel Embiid, LeBron James ve Nikola Jokic var. Bu oyuncuların tabii ki All-Star seviyesinde takım arkadaşları var fakat hiçbiri 2022-23’te All-Star seçilmedi. Biz de tam olarak bundan bahsediyoruz.

İşte karşınızda All-Star takım arkadaşı olmadan şampiyon olmuş oyuncular…

Bob Davies – 1951

Eğer kendisini 1950’li yıllarda Rochester Royals formasıyla izleyerek büyümediyseniz Bob Davies ismi size aşina gelmemiş olabilir. Davis, NBA’de 1949 yılından 1955’e yedi sezon forma giydi ve kariyerinde dört kez All-Star seçildi.

1950-51 sezonu sırasında Davies kariyerinde ilk kez All-Star oldu. O sezon Royals’ı 41 galibiyete taşıyarak playofflara götürdü. Lakers ve Pistons‘ı kolayca geçtikleri iki turun ardından finallerde Knicks ile karşılaştılar. Royals’ta Davies’in yanında Arnie Risen da vardı fakat Risen 1951 sezonunda All-Star seçilmemişti. Fakat Risen, Rochester’ın şampiyon olduğu playoff yolculuğunda takımın sayı ve ribaund kralı olmuştu. Finallerde Davies 17.0 sayı – 5.3 asist ortalamalarıyla oynarken Risen 21.7 sayı – 14.3 ribaund ortalamaları tutturmuştu.

Rick Barry – 1975

Rick Barry, NBA ve ABA tarihinin en önemli şutörlerinden biri. Ayrıca Golden State Warriors organizasyonu tarihinin en büyük isimlerinden biri olarak görülüyor ve bunun en büyük sebebi 1975 NBA şampiyonluğu. Barry, Warriors ile ilk sezonunu 1965-66’da geçirdi. Orada iki yıl kaldıktan sonra ABA’de oynamaya gitti. Barry, Warriors’a dönmeden önce dört sezon ABA’de forma giydi. Dönüşünün üçüncü sezonunda ise 30.6 sayı ortalamasıyla sayı kralı oldu ve Warriors’u 48 galibiyete taşıdı.

NBA playofflarında ise Barry ve Warriors ilk turu bay geçti. Seattle karşısında zorlandılar, altı maçta geçtiler. Doğu Konferansı Finalleri’nde ise Chicago Bulls‘u yedi maçta geçtiler. NBA Finalleri’nde Warriors, Wes Unseld ve Elvin Hayes başrollüğünde Washington Bullets’a rakip oldu. Warriors, playofftaki en kolay serisini Washington’a karşı oynadı ve rakibini süpürdü. Barry de Finaller MVP’si ödülünün sahibi oldu.

Elvin Hayes – 1978

Elvin Hayes, basketbol oynamış en iyi 4 numaralardan biri ve asla hak ettiği değeri görmüyor. Belki de bunun sebebi takım arkadaşlarının kendisini sevmemesidir. Belki de sebebi medyayla defalarca kez ters düşmesidir. Hayes, 1968 yılında Rockets tarafından ilk sıradan draft edilmiş ve sonra Bullets’a takaslanana kadar Rockets‘ta üç sezon geçirmişti.

1973’ten 1981’e Bullets formasını dokuz sezon giyen Hayes, inşa ettikleri takımla birçok kez NBA şampiyonu olma şansı yakaladı. Hiçbiri o ve takım arkadaşı Wes Unseld’in 1978 yılında organizasyon tarihinin ilk şampiyonluğunu kazandırdıkları yolculuktan özel olmadı. Hayes takımdaki tek All-Star’dı ve muhtemelen MVP olması gerekiyordu fakat medyayla yaşadığı sıkıntılar buna engel oldu.

Isiah Thomas – 1989

NBA tarihinde Bad Boy Pistons takımları kadar nefret edilen başka bir takım var mı emin değilim. O takımların lideri ve yüzü de Isiah Thomas’tı. Thomas, NBA tarihinin en büyük oyun kurucularından biriydi ve kalbi, yüreği ve sertliği çok büyüktü. Bütün bunların yanında inanılmaz yetenekli bir oyuncuydu.

Thomas ve Pistons, 1988’de finallerde Lakers‘a kaybettikten sonra 1989’da bir kez daha finale çıktılar. Thomas, playofflar boyunca takımdaki tek All-Star olarak takımı taşıdı. Finallerde ise Lakers‘ı süpürdükten sonra Finaller MVP’si ödülü Joe Dumars’a gitti. Thomas, kendi ödülü için bir yıl daha bekleyecekti.

Tim Duncan – 2003

Bu listede ilk kez bir oyuncunun aynı sezonda MVP, NBA şampiyonu ve Finaller MVP’si olduğu bir sezona yolculuk yapıyoruz. Tim Duncan 2003 yılında NBA’in en iyi oyuncusuydu ve Spurs‘ü tarihindeki ikinci şampiyonluğuna taşımıştı. O sezon Duncan, sadece üç takım arkadaşı 10.0 sayıdan fazla ortalama tutturmasına rağmen takımı 60 galibiyete taşımıştı.

2003 yılında Duncan, Spurs‘ü Suns, Lakers ve Mavericks karşısında altışar maçta galibiyete taşıyarak NBA Finalleri’ne taşıdı. Rakip ise New Jersey Nets‘ti. Duncan, 24.2 sayı – 17.0 ribaund – 5.3 asist – 5.3 blok ortalamalarıyla tarihin en iyi final serilerinden birini geçirdi. Tony Parker, David Robinson ve Stephen Jackson da şampiyonluğa katkıda bulundu.

Ben Wallace – 2004

NBA tarihinde Ben Wallace’ın 2000’li yıllarda yaptığı savunma seviyesine yaklaşabilen çok oyuncu olmadı. Wallace bu süreçte dört kez Yılın Savunmacısı seçildi, bu da onu Dikembe Mutombo ile bu alanda liderliğe taşıyor. Basketboldaki en tehlikeli boyalı alan savunmacıydı.

O sezon Pistons‘taki tek All-Star’ın Wallace olduğunu duymak şaşırtıcı çünkü takımda Chauncey Billups, Rip Hamilton, Rasheed Wallace gibi yıldızlar da vardı. Ben, o sezon NBA Finalleri’nde şovun sahibiydi. Savunmada Shaq’ı bezdirdi ve Pistons‘ın Lakers‘ı geçmesini kolaylaştırdı.

Dirk Nowitzki – 2011

NBA’de 2010-11 sezonuna girilirken Dirk Nowitzki için de herhangi bir takımı şampiyonluğa taşıyabilir mi şüpheleri konuşuluyordu. 2006 finallerinde Miami Heat‘e kaybetmişti ve MVP olduğu sezonda ilk turda elenmişti. 2011 yılında hiç All-Star takım arkadaşının olmadığı sezonda kimse Nowitzki’nin Mavericks‘i güçlü Batı Konferansı’ndan çıkarabileceğini düşünmemişti. Herkes yanıldı.

Playofflarda Nowitzki, ilk NBA şampiyonluğunu kazanmayı kafaya takmış bir oyuncuya dönüştü. NBA Finalleri’ne giden yolda Dallas, Kevin Durantli Thunder‘ı, iki kez NBA şampiyonu olmuş Los Angeles Lakers‘ı eledi. Finallerde kimse Dallas’a şans vermiyordu çünkü rakipleri LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh’un olduğu Miami Heat kadrosuydu. Nowitzki, Mavericks‘i altı maç sonunda şampiyonluğa taşıdı. Tabii ki Jason Terry, Tyson Chandler, Jason Kidd ve JJ Barea gibi isimler katkı verdi fakat sahne ışıkları Dirk’ün üzerindeydi. Dirk, tarihin en efsane şampiyonluklarından biriyle ilk yüzüğünü taktı.

Tony Parker – 2014

NBA tarihinin en “underrated” oyuncularından biri dört yüzüğü bulunan Tony Parker olabilir. 17 sezon boyunca Parker, San Antonio Spurs hanedanlığının önemli bir parçası oldu. Parker, başarıya giden yolda korkusuzdu ve lig tarihinin en dominant uzunlarına karşı penetre etmekten asla çekinmezdi.

2014 sezonu, Spurs takımının inşa ediliş şeklini düşününce garip bir sezondu. Tim Duncan kariyerinin sonlarındaydı ve artık All-Star değildi. Kawhi Leonard ise günümüzde bildiğimiz halinden çok uzaktı, genç bir oyuncuydu. Parker, o sezon 62 maç kazanan Spurs kadrosundan All-Star seçilen tek oyuncu oldu. NBA Finalleri’nde Parker, Spurs’ün 2013’ün intikamını almasında, Miami Heat’i beş maç sonunda geçmesinde büyük rol oynadı. O seride Kawhi Leonard’ın Finaller MVP’si ödülünü almasıyla bir efsane doğmuştu fakat Parker’ın o takım için ne denli önemli olduğunu unutamayız.