By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Hayatta olduğu gibi basketbolda da inişler çıkışlar hep olur.
Her yeni bir sezonda bazı oyuncuların beklentilerin üstüne çıktığı, bazılarının ise beklentilerin altında kaldığını görürüz. Tabii bunun birçok farklı sebebi olabilir.
Bir oyuncu, büyük beklentilerle transfer olduğu bir kulüpte kendisinden beklenen performansın altında kalabilir. Bu tablonun ortaya çıkmasında saha içi faktörlerin yanı sıra saha dışı nedenler de etkili olabilir.
Eurohoops Fırın ise Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun bitmesiyle birlikte bu oyuncuları araştırmaya başladı. Sizler için bu sezon EuroLeague’de bir sezon önceye göre sayı ortalaması en çok düşen 10 oyuncuyu buldu.
Lafı daha fazla uzatmadan karşınızda bu sezon sayı ortalaması bir önceki sezona göre en çok azalan 10 oyuncu:
#10 Fabien Causeur (Real Madrid)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 28 maç 8.5 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 27 maç 3.9 sayı
Fark: -4.6 sayı
Fabien Causeur, Real Madrid kariyerinde genellikle normal sezonda değil de daha çok playoff ve Final Four zamanı ortaya çıkan bir oyuncu oldu. Fakat sezonun genelinde hiç bu kadar düşmemişti.
Öyle ki bu düşüş sebebiyle zorlu geçen playoff serisi ve Final Four’da da onu çok az sahada gördük.
Fransız guard açık ara en kötü EuroLeague sezonunu geçirdi. 27 maçta sadece 3.9 sayı ortalaması tutturabilen Causeur, oldukça vasat yüzdelerle oynayarak takımına hücumda hiç yardımcı olamadı. Yaşı gereği savunmada getirdiği dezavantajları da hesaba katınca onun bu sezonki performansı Real Madrid adına eksiye yazmış oldu.
36 yaşındaki Causeur’ın yaşını da düşünürsek performansındaki bu düşüş hem onun hem de Real Madrid adına gelecek için çok da hayra alamet değil.
#9 James Nunnally (Partizan Mozzart)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 27 maç 13.8 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 37 maç 9.2 sayı
Fark: -4.6 sayı
Aslına bakarsanız; James Nunnally, bu listede olmayı çok da hak eden bir oyuncu değil.
Evet, istatistik olarak bakarsak Amerikalı forvetin sayı ortalaması bu sezon düştü. Bir sezon önce Maccabi‘de ortalama 13.8 sayıyla oynarken bu sezon Partizan’da 9.8 sayıda kaldı. Fakat sahada basketbolu adına çok daha iyi bir Nunnally vardı.
Amerikalı forvet, Maccabi‘deyken vasat bir takımı ayakta tutmaya çalışan ama onun profilindeki bir oyuncuya göre çok da verimli olmayan bir oyuncuydu.
Partizan’da ise kendi rolünü buldu. Kendisinden beklenen o dış şutları %40.5 gibi iyi bir yüzdeyle sokan tecrübeli oyuncu, Sırp ekibinin harika skorerlerinin yanında topa çok fazla dokunmadan takım arkadaşlarına alanı açmayı başardı.
Dolayısıyla istatistikleri düştü ama Nunnally kariyeri açısından çok doğru ve verimli bir sezon geçirdi.
#8 John Brown (AS Monaco)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 25 maç 10.3 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 39 maç 5.5 sayı
Fark: -4.8 sayı
John Brown da James Nunnally gibi bu listede yer alsa da iyi sezon geçiren oyunculardan.
Unics Kazan’dayken enerjik oyun yapısıyla birçok basketbolseverin gözüne giren Amerikalı forvet, AS Monaco’da da işini fazlasıyla yaptı.
Evet, sayı ortalaması 4.8 sayı gibi önemli bir ölçüde düştü ama Mike James, Elie Okobo ve Jordan Loyd gibi topu domine eden kısalarla oynarken aksi zaten çok da mümkün değildi.
Üstelik 29 yaşındaki oyuncu, sayı ortalamasındaki düşüşe rağmen ondan istenilen sertlik ve enerjiyi fazlasıyla takımına sundu. Özellikle playoff serisinde Monaco’nun kazandığı maçların gizli kahramanıydı.
Brown, Monaco için gerekli olan sertlik ve savaşmayı takımına sunarak atacağı sayılardan çok daha değerli bir katkı verdi. Bu sebeple benim gözümde sayı ortalamasında yaşadığı bu düşüş çok da önemli değil.
#7 DeShaun Thomas (EA7 Armani Milano)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 36 maç 9.6 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 22 maç 4.1 sayı
Fark: -5.5 sayı
Muhtemelen Ettore Messina yaz döneminde DeShaun Thomas’ı transfer ederken bir sezon önce Benjamin Bentil’in kenardan gelerek verdiği katkıyı almayı planladı ama evdeki hesap çarşıya pek uymadı.
Hoş, Messina’nın geride kalan sezonda yaptığı hesapların hangisi tuttu ki?
Milano büyük bir hüsran yaşarken Thomas da 4.1 sayı ortalamasıyla kendi adına kariyerinin en vasat sezonunu geçirdi. Tabii sayı ortalamasında yaşadığı büyük düşüş Bayern’deki sezonuna göre çok da az süre alması ve top kullanmasıyla da ilgili ama Thomas, genel itibariyle ona biçilen rolü de pek dolduramadı.
Ondan hiç Bentil gibi kenardan gelip takıma adına ivmeyi değiştirdiğini göremedik.
Milano’nun kötü sezonunun günahlarını Thomas’a kesemeyiz belki ama bence bir kez daha onun, büyük takımının rol oyuncusu görevine pek uygun olmadığını görmüş olduk.
#6 Oscar Da Silva (FC Barcelona)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 33 maç 8.8 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 27 maç 2.9 sayı
Fark: -5.9 sayı
Oscar da Silva’yı bu listeye performansı değil, yaz dönemindeki transfer tercihi soktu.
Bir sezon önce ALBA Berlin’de çok dikkat çekici bir performans sergileyen Alman pivot, yaz döneminde sınıf atlayarak Barcelona yolcusu oldu. Transfer olduğu günlerde Barcelona’nın kuracağı uzun rotasyonundan haberi olsa belki Katalanların kendisine yaptığı teklifi kabul etmezdi.
Oscar, sezon boyunca uzun rotasyonundaki süreleri, Jan Vesely, Nikola Mirotic, Sertaç Şanlı, Mike Tobey gibi ona göre kendisini çok daha fazla kanıtlamış oyuncularla paylaşmak zorunda kaldı. Yetmedi, sezon içerisinde bu ekibe James Nnaji gibi dikkat çekici bir genç yetenek de eklendi.
Böylesine bir rotasyonda 24 yaşındaki uzunun sayı ortalamasının düşmesi çok normaldi ve öyle de oldu.
Oscar, elbette bu oyuncularla oynarken çok şey öğrenmiştir ama onun gibi enerjik bir uzunun sahada verimli olması için çok daha fazla süreler alması gerekiyor. Bu yüzden belki de kariyerini toparlamak için başka bir takıma geçmeyi düşünse kendisi için daha iyi olabilir.
#5 Isaiah Canaan (Olympiakos)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 24 maç 11.8 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 37 maç 5.9 sayı
Fark: -5.9 sayı
Yazın kadronun en önemli skor opsiyonlarından biri olan Tyler Dorsey’i NBA’e kaptıran Olympiakos, yıldız oyuncunun ayrılığının üzerine çareyi ülkemizde buldu. Yunan devi, geçtiğimiz sezonu Galatasaray‘da tamamlayan Isaiah Canaan’ı kadrosuna kattı.
Galatasaray‘dan önce UNICS Kazan’la geçtiğimiz yıl EuroLeague sahnesinde boy gösteren Canaan, özellikle topsuz oyundaki artılarıyla takımın yıldız ikilisi Lorenzo Brown ve Mario Hezonja’yı en iyi şekilde tamamlayabiliyordu. Galatasaray döneminde de Dee Bost ve Melo Trimble gibi iki oyun kurucunun yanına eklenen Canaan için durum UNICS günlerinden farksız değildi.
Öte yandan Olympiakos, her ne kadar makine düzeninde işleyen bir takım olsa da yetenek seviyesi bakımından sınırlı bir takım. Açık konuşmak gerekirse Canaan, topla Tyler Dorsey kadar yetenekli bir yaratıcı değil. Bu durum, ABD’li skorerin sezonun büyük kısmında beklenen katkıyı verememesine yol açtı.
Buna karşın ne kadar normal sezonu son derece istikrarsız geçirse de Canaan, Playoff vaktinin gelmesiyle birlikte açıldı. Fenerbahçe serisinde hem hücuma, hem de savunmaya çok değerli katkılar yapan deneyimli oyuncu, Final Four’da da koçu Georgios Bartzokas’ın vazgeçilmezleri arasına girdi.
Normal sezonu çok istikrarsız geçirmiş olmasına ve Yunanistan Ligi’nde lisansının iptal edilmesine rağmen Canaan, EuroLeague sezonunun son bölümünde göstermiş olduğu performansla 1 yıl daha takımda kalabilir.
#4 Nikola Kalinic (FC Barcelona)
Geçen sezonki sayı ortalaması: 32 maç 12.6 sayı
Bu sezonki sayı ortalaması: 36 maç 6.5 sayı
Fark: -6.1 sayı
Açıkçası Barcelona’da Nikola Kalinic‘in sayı ortalamasının Kızılyıldız ve Valencia dönemlerine kıyasla azalacağı çok bariz bir gerçekti.
Geçtiğimiz sezon Kızılyıldız kadrosunun bir numaralı yıldızı olan Kalinic, saha içerisinde büyük bir özgürlüğe sahipti ve çoğu zaman aksiyonlar kendisinin etrafında dönüyordu. 2 sezon önceki Valencia serüveninde de tablo pek farklı değildi.
Öte yandan Barcelona, elbette kadro kalitesi bakımından Kızılyıldız’a kıyasla bambaşka bir seviyede. Takımda Nikola Mirotic, Jan Vesely, Nico Laprovittola, Tomas Satoransky ve Alex Abrines gibi çok değerli isimlerin varlıkları, Kalinic’in takımın yan parçalarından biri olmasına neden oldu.
Maç başına 22 dakika süre alan Sırp forvet, her ne kadar sayı ortalaması Kızılyıldız dönemine kıyasla çok düşmüş olsa da takımına fena katkılar sağlamadı. Alçak post tehdidi ve oyun zekasıyla öne çıkan Kalinic, Barça’ya en büyük katkıyı ise savunmada verdi.