by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de artık sezonun son düzlüğündeyiz. Kıran kırana geçen playoff eşleşmelerinin ardından adını Final Four’a yazdıran 4 takım da belli oldu ve bizleri heyecan dolu karşılaşmalar bekliyor.
Normal sezonu Olympiakos’un ardından 2. sırada tamamlayan Barcelona, Zalgiris‘e karşı beklendiği üzere zorlanmadı. Seriyi adeta güle oynaya 3-0’la geçen Barça, rahat şekilde Final Four biletini kaptı.
Öte yandan normal sezonu istikrarsız şekilde tamamlayan Real Madrid, Playoffta Partizan’a karşı elenmenin eşiğine kadar geldi. Buna karşın serinin 2. maçında çıkan meşhur kavganın ardından reaksiyon veren İspanyol devi, 2-0’dan geri dönerek durumu 3-2’ye getirdi.
Adlarını beklendiği üzere Final Four’a yazdırmayı başaran iki ezeli rakip, Kaunas’ta kupaya bir adım daha yaklaşabilmek için heyecan dolu geçmesini beklediğimiz bir karşılaşmada sahne alacaklar.
Eurohoops Fırın, Barcelona – Real Madrid karşılaşmasının hikayelerine göz atıyor.
1- El Clasico!
Barcelona ile Real Madrid arasındaki karşılaşmalar spor, yer, mekan, zaman fark etmeksizin her daim büyük ilgi çeken müsabakalar olmuşlardır. Dünyanın en büyük kulüpleri arasında gösterilen bu iki kulüp, bu yıl üst üste 2. kez Final Four yarı finalinde kozlarını paylaşacaklar.
Basketbola baktığımızda ise Real Madrid‘in Katalan temsilcisine göre daha başarılı bir tablo ortaya koyduğunu görüyoruz. 1960’lı yıllardan itibaren Avrupa basketbolunun devlerinden biri haline gelen eflatun-beyazlı ekip, ilk EuroLeague şampiyonluğunu 2003 yılında kazanan ezeli rakibine göre kupa sayısında daha üstün durumda.
Bu iki dev kulüp arasındaki rekabetin son yıllarına baktığımızda ise Real Madrid’in büyük üstünlüğünü görüyoruz. Son 10 yıllık süreçte tarihinin altın dönemlerinden birini geçiren eflatun-beyazlı ekip, 8 kez Final Four’a kalabilme başarısının yanı sıra 2 de EuroLeague şampiyonluğu elde etti.
Öte yandan son EuroLeague şampiyonluğunu 2010 yılında koç Xavi Pascual ile kazanan Barcelona, iddialı bütçelere rağmen bir süredir Avrupa basketbolunun 1 numaralı kupasına hasret durumda. Son 3 sezondur koç Saras Jasikevicius ile yeniden hedef yükselten Katalan temsilcisi, formda görüntüsüyle şampiyonluk kupasını müzesine götürmek isteyecektir.
İki takımın yıldızlarla dolu kadrolarına ve yüksek hedeflerine baktığımız zaman heyecan dolu bir karşılaşmanın izleyenleri beklediği çok açık. Tarihlerinde ikinci kez bir EuroLeague Final Four’unda karşı karşıya gelecek olan bu iki ezeli rakip, taraftarlarını mutlu edebilmek için ellerinden gelenin en iyisini yapacaklardır.
2- Barcelona, Real Madrid‘den Rövanşı Alabilecek Mi?
Ezeli rakipler Barcelona ve Real Madrid, geçtiğimiz sezon tarihlerinde ilk kez bir Final Four müsabakasında kozlarını paylaşmışlardı. Baştan sona beklendiği üzere kıran kırana geçen derbinin sonucunda Real Madrid, Barça’yı 83-86’lık skorla devirerek adını finale yazdırmıştı.
Aslında iki takım arasında oynanan son karşılaşmalara baktığımız zaman favori, açık şekilde Barcelona’ydı. O dönemler koç Pablo Laso yönetimindeki Real Madrid, üst düzey kadro kalitesine rağmen son derece istikrarsız bir sezon geçirmişti. Ayrıca Final Four gününe dek Barça, ezeli rakibine karşı o sezon oynadığı tüm maçları kazanmıştı.
Barcelona ise Real Madrid’in aksine açık ara normal sezonun en istikrarlı takımıydı. Normal sezonu adeta domine ederek rahat şekilde zirveyi kapan koç Saras Jasikevicius’un ekibi, ezeli rakibini mağlup ederek finalde üst üste 2. kez temsilcimiz Anadolu Efes‘in rakibi olmanın planlarını yapıyordu.
Ezeli rakibine karşı o sezonki ilk yenilgisini Final Four’da alan Barça, devamında da bir türlü toparlanamadı. İspanya Ligi finallerinde de Real Madrid’e 3-1’le geçilen Katalan devi, sezonu çok büyük hayal kırıklığıyla kapattı.
Bu sezona baktığımızda ise favorinin bariz şekilde Barcelona olduğunu söylemek mümkün. Partizan serisinde Gabriel Deck ve Vincent Poirier’i sakatlığa kurban veren Real Madrid, ayrıca çıkan meşhur kavga nedeniyle yıldızı Guerschon Yabusele’den de faydalanamaycak.
Hal böyle olunca koç Saras Jasikevicius’un Barcelona’si, derbide ezeli rakibine karşı bir önceki yılın rövanşını almayı fazlasıyla isteyecektir.
3- Real Madrid‘de Kısaların Katkısı
Normal sezon boyunca kısa rotasyonunda Dzanan Musa dışındaki isimlerden düzenli katkı almakta epey zorlanan Real Madrid, açıkçası halen Facu Campazzo’nun boşluğunu tam olarak doldurabilmiş değil. Buna karşın Playofftaki Partizan serisinin özellikle 2. kısmında İspanyol devi, normal sezonun aksine kısalarından çok değerli katkılar aldı.
Sakatlık sorunları nedeniyle bir türlü kadroya adapte olamayan Nigel Williams-Goss, özellikle Partizan serisinin 3. maçındaki müthiş performansıyla galibiyetin en önemli pay sahiplerinden biri oldu.
Eşleşmenin devamında ise takımın tecrübeli isimleri Sergio Rodriguez, Sergio Llull ve Rudy Fernandez, takımlarına çok kritik katkılar sağladılar.
Barcelona’ya karşı Vincent Poirier, Guerschon Yabusele ve Gabriel Deck’ten faydalanamayacak olan Real Madrid, formda Barcelona’ya karşı maça tutunmak istiyorsa mutlaka kısalarından katkı almak zorunda.
Özellikle takımın bu sezonki yıldızı Dzanan Musa’nın kariyerinde ilk kez Final Four’da sahne alacağını düşünecek olursak kadronun tecrübeli kısaları, tecrübeleriyle öne çıkmak durumundalar.
Real Madrid’in kısa rotasyonundan düzenli katkı alamadığı bir senaryoda Barcelona, final biletini beklenenden çok daha rahat şekilde kapabilir.
4- Chus Mateo, Kariyerinin İlk Final Four’unda
Real Madrid, geçtiğimiz yaz kulübün efsanevi koçu Pablo Laso’yla yollarını ayırdığını açıkladığında bu karar epey tepki çekmişti. Sezon içerisinde bir kalp rahatsızlığı yaşamasının ardından doktorlardan “koçluğa devam edebilir” raporu almasına karşın takımdan gönderilen Laso’nun yerine ise asistan koç Chus Mateo geçmişti.
Yaklaşık 8 yıllık bir aranın ardından başantrenörlüğe geri dönen Mateo, sezon içerisinde birçok kez eleştiri oklarının hedefi haline geldi. Özellikle normal sezonun son bölümünde alınan istikrarsız sonuçların ardından İspanyol basını, 54 yaşındaki çalıştırıcıyı epey sert ifadelerle eleştirdi.
Buna karşın Partizan serisi, Chus Mateo için sezonun dönüm noktası oldu.
Seride 2-0 geri düştükten sonra 2-3 alan savunması, box and one gibi farklı savunma stratejileriyle Partizan’ı düzenden çıkaran Real Madrid, eşleşmeyi 3-2’yle kazanarak EuroLeague Playoffları tarihinde 2-0’dan dönen ilk takım olmayı başardı.
Aldığı ağır eleştirilere rağmen Chus Mateo, bir şekilde Real Madrid’i Final Four’a taşımayı başardı. Üstelik Partizan serisinde Zeljko Obradovic gibi efsanevi bir koça karşı yaptığı taktiksel denemeler, basketbol kamuoyunun büyük bölümü tarafından övgüyle karşılandı.
Kariyerinde ilk kez başantrenör olarak Final Four’da yer alacak olan koç Mateo, her ne kadar kolay gözükmese de Real Madrid’i şampiyonluğa taşıdığı takdirde en azından 1 sezon daha takımın başında kalmayı garantileyebilir.
5- Barcelona, Son Dönemdeki Formunu Sürdürebilecek Mi?
Koç Saras Jasikevicius yönetimindeki Barcelona, şu sıralar Avrupa basketbolunun belki de en formda takımı konumunda. İspanya Ligi’nde aldığı üst üste galibiyetlerle ligi ezeli rakibi Real Madrid‘in önünde lider bitiren Barça, Playoffta ise Zalgiris engelini 3-0’la güle oynaya aştı.
Bu açıdan baktığımızda Katalan devi, son 2 sezona kıyasla Final Four’a çok daha avantajlı bir şekilde giriş yapacak. Geçtiğimiz yıl EuroLeague’de normal sezonu domine ederek lider bitiren Barça, buna karşın Playofftan itibaren istikrar sorunları yaşamaya başlamıştı.
Sonuç olarak Playoffta Bayern Münih’i 3-2’yle beklenenden çok daha zor şekilde eleyen koç Saras Jasikevicius’un ekibi, yarı finalde de ezeli rakibi Real Madrid‘e yenilerek finalin uzağında kalmıştı.
Bundan 2 sezon önceye baktığımızda ise yine benzer bir tablo görüyoruz. Normal sezonu rahat şekilde lider bitiren Barça, Playoffta Zenit’e karşı çok zorlanmış ve beklentilerin aksine 5. maçta Final Four biletini alabilmişti. Finalde ise temsilcimiz Anadolu Efes‘e mağlup olan Katalan devi, çok istediği şampiyonluğa ulaşamamıştı.
Bu yıl ise Barcelona için senaryo daha farklı. Özellikle sezonun son bölümünde müthiş bir çıkış yakalayan Katalan devi, Final Four öncesi epey iyi durunda. Yakaladığı bu çıkışı Final Four sahnesine de taşıyabildiği takdirde koç Saras Jasikevicius’un ekibi, bu sefer kupa için çok ciddi bir şansa sahip olacaktır.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!