Cazoo Baskonia: 3 Madde ile 2023/24 Yol Haritası

03/Haz/23 13:24 Haziran 3, 2023

Utkan Sahin

03/Haz/23 13:24

Eurohoops.net

Yaz dönemi yavaş yavaş yaklaşıyor. Eurohoops Fırın da gelecek sezon EuroLeague’de mücadele edecek 18 takım için yol haritası çiziyor…

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Turkish Airlines EuroLeague’de bir heyecan dolu bir sezonun daha sonuna geldik. Çok büyük heyecana sahne olan son bölümde normal sezonun aksine vites arttıran Real Madrid, finalde Olympiakos’u mağlup ederek sezonu şampiyonlukla tamamladı.

Yıl boyunca çok büyük beklentilerle ilerleyen takımların son düzlükte hedeflerine ulaşamadıklarını gördük. Bunun yanı sıra tıpkı Real Madrid gibi ekiplerin normal sezon boyunca yarattıkları soru işaretlerine rağmen ayağa kalkarak ligi iyi noktalarda tamamladıklarına da şahitlik ettik.

Ne yaşanacaksa yaşandı ve 2022-23 EuroLeague sezonuna artık nokta koyduk. Şimdi ise önümüzde birçok takım için farklı hedeflerle ve büyük beklentilerle inşa edilecek yepyeni bir süreç var.

Avrupa basketbolunda özellikle başantrenörler açısından hareketli geçmesi beklenen bir yaz dönemine girilirken yeni sezon hazırlıkları da bu doğrultuda iyice hızlanacak.

Biz de tıpkı geçtiğimiz sezonlarda yaptığımız üzere takımların bu hazırlıklarına katkı sağlamayı kendimize görev edindik.

Eurohoops Fırın, 2023-24 EuroLeague ekiplerinin yol haritası serisinde bugün ise İspanyol temsilcisi Cazoo Baskonia var.

Bayern Münih 2023/24: 3 Madde İle Yeni Sezon Yol Haritası

Panathinaikos 2023/24: 3 Madde ile Yol Haritası

ASVEL 2023/24: 3 Madde İle Yeni Sezon Yol Haritası

Maccabi Playtika Tel Aviv 2023/24: 3 Madde ile Yol Haritası

Zalgiris Kaunas 2023/24: 3 Madde ile Yol Haritası

ALBA Berlin 2023/24: 3 Madde ile Yol Haritası

AS Monaco 2023/24: 3 Madde ile Yol Haritası

Olympiakos 2023/24: 3 Madde İle Yeni Sezon Yol Haritası

Partizan 2023/24: 3 Madde İle Yeni Sezon Yol Haritası

Barcelona 2023/24: 3 Madde İle Yeni Sezon Yol Haritası

Cazoo Baskonia Yaza Nasıl Giriyor?

Aslına bakarsanız yaza kendisi gibi giriyor. 

Bask ekibi, EuroLeague’in en kendine has takımlarından biri.

Küçük bir şehirden çıkmaları ve bütçelerinin hayliyle çok yüksek olmamasına rağmen yıllardır buradalar. Bunun en büyük sebebi de başkan Jose Antonio Querejeta’nın oyuncu parlatma ve bunu bir ticarete dökme konusunda çok başarılı olması.

Yıllarca hem EuroLeague’in diğer takımlarına hem de NBA birçok önemli yeteneği sundular. Tabii bedava bir şekilde değil.

Baskonia bu açıdan yukarıya hazırlayıcı bir takım olsa da yarışmacı olarak da hiç de fena değil. Evet belki EuroLeague şampiyonluğunu hiç kazanamadılar ama birçok kez bunun kıyısından döndüler. Birçok kez playoff ve Final Four’da onları gördük. Son yıllarda eskisi kadar istikrarlı değiller bu konuda ama bütçelerine rağmen playoff denilince akıllara gelen bir takım olmaları bence takdir edilesi.

Onlar adına diğer bir durum ise bence sahada hak ettiklerini alamamaları.

Farklı farklı dönemlerde çok iyi basketbol oynayan takımları, sahada istediği sonuçları tam olarak alamadı. Açıkçası bence en az 1 tane EuroLeague şampiyonluğunu hak ediyorlardı ama o mutlu sona bir türlü ulaşamadılar.

Baskonia bugünlerinde ise kendine has durumunu koruyor.

Bu seneki Baskonia takımı da sahada koyduğu basketbolla sonuç olarak çok daha fazlasını alabilirdi. Tabii ki potansiyel bir EuroLeague şampiyonluğundan söz edemeyiz ama bence sahaya koydukları basketbolla en azından playoff’u hak ediyorlardı. Özellikle işin hücum tarafında izlemesi keyifli bir takımdı ama deplasman için biraz “yumuşak” kalmaları onların playoff yapmasına engel oldu.

Keza İspanya Ligi’nde de benzer bir durumu yaşadılar.

Normal sezonu çok iyi geçirip 2. sıradan playoff’a girmeyi başarsalar da playoff’ta büyük bir hüsrana uğradılar. Joventut Badalona karşısında hiç beklenmedik bir şekilde iki maçı da kaybettiler ve yarı final bile göremeden sezona nokta koydular. Böylesine bir sezondan sonra ellerinde hiçbir şey olmaması gerçekten tam onlara yakışan bir durum.

Dedik ya yaza kendileri gibi giriyorlar diye… Oyuncu parlatma konusunda da aynı durumdalar yaşıyorlar.

Geçen yaz kadronun çekirdeğinde önemli değişiklere giden Baskonia, yeni getirdiği oyunculardan önemli katkılar almayı başardı. Darius Thompson, Markus Howard, Maik Kotsar, Daulton Hommes gibi çaylak oyuncular dikkat çeken performanslar sergiledi. Bu isimlerin yanında Matthew Costelo, Vanja Marinkovic ve Rokas Giedraitis gibi oyuncuları da düşünürsek birçok EuroLeague takımının yaz döneminde onların kapısını çalmasını bekleyebiliriz.

Oyuncu pazarlığında oldukça başarılı olan Jose Antonio Querejeta muhtemelen bu durumdan çok hoşnuttur ama kadro istikrarı açısından koç Joan Penarroya’nın çok memnun olacağını sanmıyorum. Hoş Querejeta’nın bugüne kadar koçlarının ne düşündüğünü pek umursadığını da görmedik.

Anlayacağınız Baskonia’yı karışık bir yaz dönemi bekliyor. Peki onlar için bu transfer döneminde önemli olan sorular hangileri? Gelin, beraber bakalım.

Sözleşmesi bitenler / Ayrılanlar: Rokas Giedraitis, Pierria Henry, Daniel Diez, Arturs Kurucs, Steven Enoch
Gelenler: –
İddia: –

Kadro Dizilimi

PG: Darius Thompson – Max Heidegger
SG: Vanja Marinkovic – Markus Howard – Sander Raieste
SF: Daulton Hommes
PF: Matthew Costello – Tadas Sedekerskis
C:  Maik Kotsar

1- Kimler Kadroda Kalabilecek?

darius-thompson-baskonia-asvel-euroleague-round-33

Baskonia için bütün yazın en önemli sorusu bu.

Sözleşmesi biten oyunculara baktığımız zaman, Rokas Giedraitis dışında çok fazla bir sıkıntıları yok. Geri kalan isimler zaten performans açısında çok da katkı veren isimler değil. O isimler arasından belki bir tek Daniel Diez’in kadroda kalmasını isteyebilirler.

Giedraitis içinse kadroda tutmak için şansları yüksek. Litvanyalı forvet, bence değerli bir oyuncu ve hatta şampiyon bir takımın iyi bir rol oyuncusu olabilir ama açıkçası geride kalan sezonu pek iyi geçirmedi. Hatta Baskonia’da beklentilerin altında kalan bir isim seçsek, ben onu seçerdim. Belki sayı ortalaması öyle aman aman düşmedi ama şut yüzdesi oldukça kötüydü. Tabii onun görece formsuz bir sezon geçirmese de yaz dönemindeki kontratı için elini çok güçlendirmiyor. Diğer taraftan Baskonia’nın bir diğer gerçeği de garip bir şekilde oyuncuların kulübe duyduğu aidiyet duygusu… Bu kulüpte daha önce forma giymiş birçok yıldız, daha iddialı kulüplerde oynayabilecekken Baskonia’da kalmayı tercih etti. Giedraitis de yazın Baskonia’da kalmayı tercih ederse benim için büyük bir sürpriz olmaz.

Bask ekibi için yukarıdaki soru asıl kontratı devam eden oyuncuları için önem kazanıyor.

Bu sene kariyerlerinde ilk kez EuroLeague’de oynayan Darius Thompson, Markus Howard ve Maik Kotsar üçlüsü kendilerini kanıtlamayı kesinlikle başardı. Öyle ki EuroLeague transfer piyasasında buy-out çok yaygın bir durum olmamasına rağmen bu üç isim için de transfer iddiaları havada uçuşuyor. Özellikle de Darius Thompson için!

Benim için çok şaşırtıcı değil. Sezonun başında Markus Howard dikkat çekici performans sergilerken bile Baskonia‘da asıl önemli ismin Thompson olduğunu söylüyordum. Sezonun devamında da aslında bu ortaya çıktı. Şu anda birçok takım Amerikalı oyuncunun peşinde!

Avrupa’da yetenekli oyuncu bulmanın ne kadar zorlaştığını düşünürsek bu normal. Thompson, oyun kurucu yeteneklerinin yanında sahaya fizik de getiriyor ve şampiyonluğa oynayan bir takımın oyun kurucusu olmak için her şeye sahip.

Başta Olimpia Milano olmak üzere birçok takım da Amerikalı oyuncu için bonservis ödemeye hazır. Thompson’ın kontratındaki çıkış ücreti 600 bin dolar. Bu, Avrupa basketbolu için ciddi bir rakam ama Baskonia bu ücreti kazanacak gibi görünüyor.

Sezona gösterişli bir giriş yapan Markus Howard içinse durum biraz daha farklı. Amerikalı şutör, herkesi heyecanlandıran bir giriş yaptıktan sonra sezonun devamını aynı şekilde getiremedi. Daha doğrusu oyunun içindeki defoları daha fazla gözükmeye başladı. Onun skorerlik yeteneği elbette heyecan verici ama savunmadaki problemleri ve hücumda üç sayı çizgisinin içerisinden çok verimli olamaması potansiyelini kısıtlıyor. Sanırım bu sebepten de diğer EuroLeague takımları onun için bonservis vermek istemiyor çünkü şu ana kadar Amerikalı şutörün ismi transfer piyasasında çok duyulmadı. Dolayısıyla Thompson’ın aksine Howard takımda kalırsa ben çok şaşırmam.

Baskonia’nın çaylak uzunu Maik Kotsar da sezonun dikkat çekici oyuncularındandı. 2.11’lik pivot, pota çevresindeki etkinliği, yumuşak bileği sayesinde bitiriciliğiyle öne çıktı. Hatta Fenerbahçe Beko’yla ismi bile anıldı ama bence o da şu anda uğruna bonservis verilecek bir oyuncu seviyesinde değil. Evet, Kotsar pota çevresinde çok iyi bitirici ama hücumda başka yapabildiği bir şey yok. Daha da kötüsü savunması da vasat. Dolayısıyla ben onun da gelecek sezon Baskonia formasını giymesini bekliyorum.

2- Savunmayı Toparlamak Gerekiyor

markus-howard-baskonia-barcelona

Baskonia çok uzun bir süredir sert bir savunma takımı olarak anılmadı. Hatta aksine savunmada hep biraz yumuşak takım oldu.

Bu seneki Baskonia kadrosu ise yumuşak kalmanın da ötesinde bir savunma performansı sergiledi. Bask ekibi, Valencia ve ALBA Berlin’den sonra EuroLeague’de en çok sayı yiyen takım oldu. Neredeyse bütün önemli savunma istatistiklerinde en sonlarda yer aldı. Ne içeriden ne de dışarıdan rakiplerini durdurabildi. Tempolu geçiş hücumunu tercih ettiğinizde savunmada kötü istatistiklere sahip olmanız bir yere kadar normaldir ama bu kadarı da fazla. Zaten bu yüzden de ligin en iyi hücum takımlarından biri olmalarına rağmen playoff’a kalamadı.

Koç Joan Penarroya’nın elindeki malzeme savunma için biraz sıkıntılıydı. Takımda savunma özellikleri ortalama diyebileceğimiz oyuncu sayısı 3’ü geçmez. Dolayısıyla böyle bir yapıdan ortalama bir savunma takımı çıkartmak da kolay değil ama en azından daha disiplinli bir savunma takımı yaratabilirdi.

Bu sezon olmadı ama gelecek sezon playoff’a geri dönmek istiyorlarsa bunu çözmesi gerekiyor. Tabii kadroya savunma özellikleri daha iyi olan oyuncular katarlarsa bu koç Penarroya’nın işini biraz kolaylaştırır ama onun da savunma disiplini işini çözmesi gerekiyor.

Yoksa yine izlemesi keyif veren ama sahada sonuç alamayan bir takım olarak kalırlar.

3- Yedek Uzun ve Guard

Baskonia için sezonun dönüm noktası Pierria Henry’nin malum olayı oldu. Amerikalı guardın keyif verici madde kullanması sebebiyle aldığı ceza sadece kendi başını değil, Baskonia‘yı da yıktı.

Eğer Henry böyle bir olaya karışmasaydı ve devam etseydi Baskonia muhtemelen playoff’a kalırdı. Onun yerine transfer edilen Max Heidegger’in beklenen katkıyı verememesi Bask ekibinin işini çok zorlaştırdı. Dahası Henry sahada olsaydı Baskonia’nın savunmadaki bazı problemleri de çözülebilirdi.

Gelecek sezon için eğer Thompson kalacaksa Baskonia’nın onun arkasına koyacağı ismi doğru tercih etmesi gerekiyor. Eğer Thompson beklendiği gibi takımda kalmazsa da guard rotasyonunu tekrardan şekillendirmeleri lazım çünkü bu iş Arturs Kurucs’la filan olmayacak.

Keza uzun rotasyonunda da Steven Enoch bekledikleri seviyeye çıkmayacak. Sezona sakat giren atletik uzun, geri döndükten sonra da iyi gözükmedi. Onun kötü performansı da Maik Kotsar’ın savunmadaki problemlerinin daha çok ortaya çıkmasına sebep oldu. Eğer Kotsar’ın arkasında güvenebilecekleri bir çember koruyucusu olsa Baskonia için işler çok daha kolay olurdu.

Gelecek sezon Bask ekibi playoff’a geri dönecekse bu sorunu çözmesi lazım.

Eurohoops Fırın’daki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!