by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de bir heyecan dolu bir sezonun daha sonuna geldik. Çok büyük heyecana sahne olan son bölümde normal sezonun aksine vites arttıran Real Madrid, finalde Olympiakos’u mağlup ederek sezonu şampiyonlukla tamamladı.
Yıl boyunca çok büyük beklentilerle ilerleyen takımların son düzlükte hedeflerine ulaşamadıklarını gördük. Bunun yanı sıra tıpkı Real Madrid gibi ekiplerin normal sezon boyunca yarattıkları soru işaretlerine rağmen ayağa kalkarak ligi iyi noktalarda tamamladıklarına da şahitlik ettik.
Ne yaşanacaksa yaşandı ve 2022-23 EuroLeague sezonuna artık nokta koyduk. Şimdi ise önümüzde birçok takım için farklı hedeflerle ve büyük beklentilerle inşa edilecek yepyeni bir süreç var.
Avrupa basketbolunda özellikle başantrenörler açısından hareketli geçmesi beklenen bir yaz dönemine girilirken yeni sezon hazırlıkları da bu doğrultuda iyice hızlanacak.
Biz de tıpkı geçtiğimiz sezonlarda yaptığımız üzere takımların bu hazırlıklarına katkı sağlamayı kendimize görev edindik.
Eurohoops Fırın, 2023-24 EuroLeague ekiplerinin yol haritası serisinin beşinci bölümüyle huzurlarınızda. Bugünkü konuğumuz ise bir kez daha EuroLeague şampiyonluğu hedefine ulaşamayan Barcelona.
Barcelona Yaza Nasıl Giriyor?
Bu sorunun tek bir cevabı var: Soru işaretleriyle.
Aslında Final Four’a kadar Barcelona için işler son derece yolunda gidiyordu. Bundan önceki 2 sezonda da EuroLeague normal sezonunu zorlanmadan lider bitirmeyi başaran Barça, buna karşın Playofflarda çok zorlanmış ve Final Four’a soru işaretleriyle gitmişti.
Sonuç olarak Katalan devi, üst üste 2 yıl boyunca çok istediği EuroLeague şampiyonluğundan uzak kalmıştı. 2020-21 sezonunun finalinde temsilcimiz Anadolu Efes‘e kaybeden Barça, geçtiğimiz sezon ise yarı finalde ezeli rakibi Real Madrid‘e kaybederek finalin uzağında kalmıştı.
Bu sezon ise koç Saras Jasikevicius’un ekibi için senaryo farklı ilerledi. Önceki 2 senenin aksine bu sefer normal sezonda daha istikrarsız bir görüntü çizen Barcelona, buna karşın ligin 2. yarısında müthiş bir çıkış yakaladı ve Playofflara son derece formda bir giriş yaptı.
Saras dönemindeki ilk 2 Playoff serisinde Barcelona, 1-8 eşleşmesinde sırasıyla Zenit ve Bayern Münih ile eşleşmişti. Her 2 seride de açık ara favori olmasına karşın Barça, elenmenin eşiğine kadar gelmiş ve 3-2’yle zar zor Final Four biletini alabilmişti. Bu yıl ise senaryo yine farklı ilerledi.
Bu sefer 2-7 eşleşmesinde Zalgiris ile eşleşen Barcelona, bir kez daha turun açık ara favorisiydi. Beklendiği gibi Litvanya temsilcisi karşısında pek zorlanmayan Barça, 3-0’la bu yıl Playoff biletini en rahat alan takım oldu. Normal sezon lideri Olympiakos ise 1-8 eşleşmesinde temsilcimiz Fenerbahçe Beko’ya karşı çok zorlanmış ve Kostas Sloukas‘ın 3. maçtaki son saniye üçlüğü sayesinde Final Four’a kalabilmişti.
Hal böyle olunca Final Four’dan önce çoğu kişi Barcelona’yı bir numaralı şampiyonluk adayı olarak görüyordu. Yarı finalden önce tüm kulvarlarda çıktığı son 13 maçın hepsini kazanan koç Saras Jasikevicius’un ekibi, sezonun en formda dönemini geçiriyordu. Üstelik yarı finaldeki rakip, Final Four’a Guerschon Yabusele, Gabriel Deck ve Vincent Poirier gibi çok ciddi eksiklerle gelen Real Madrid‘di. Bu da demek oluyor ki Barça, eksik rakibini devirerek bir önceki sezonun intikamını alabilirdi.
Yine de işler hiç beklendiği gibi ilerlemedi.
Özellikle maçın 2. yarısında rakibinin agresif savunmasına karşı hücum etmekte çok zorlanan Barcelona, kısa rotasyonunda Nico Laprovittola dışında topla üretebilen bir oyuncu olmamasının etkisini fazlasıyla hissetti. Alex Abrines ve Kyle Kuric’in topsuz perde çıkışı aksiyonları dışında hücumunu neredeyse hiç çeşitlendiremeyen Barça, 2. yarıda tam anlamıyla tıkandı.
Real Madrid ise Sergio Rodriguez ve Walter Tavares ikilisinin önderliğinde kontrolü ele alarak ezeli rakibini üst üste 2. kez finalden etti. Barça’da ise EuroLeague’in açık ara en pahalı ismi konumundaki Nikola Mirotic, 28 dakika süre aldığı maçı sadece 3 sayıyla tamamlayabildi.
Sonuç olarak Barcelona için EuroLeague sezonu bir kez daha hayal kırıklığıyla noktalandı. Koç Saras Jasikevicius, kontratının son senesinde takımı yine EuroLeague şampiyonluğuna taşıyamadı. Böylelikle Saras, çok büyük ihtimalle gelecek sezon takımın başında olmayacak.
Öte yandan Barcelona, şu sıralar İspanya Ligi Playofflarının çeyrek final etabında Valencia ile kozlarını paylaşıyor. Büyük hayal kırıklığıyla noktalanan EuroLeague sezonunun ardından gelecek olası bir İspanya Ligi şampiyonluğu, Barça’nın yaz dönemine şu ana kıyasla çok daha moralli bir giriş yapmasını sağlayacaktır.
Barcelona’nın Mevcut Kadro Dizilimi:
PG: Tomas Satoransky, Rokas Jokubaitis
SG: Nico Laprovittola, Cory Higgins, Kyle Kuric, Oriol Pauli
SF: Alex Abrines, Nikola Kalinic, Sergi Martinez
PF: Nikola Mirotic, Mike Tobey, Oscar da Silva
C: Jan Vesely, Sertaç Şanlı, James Nnaji
1- Saras: Tamam mı, Devam mı?
Bundan 3 sene önceye dönelim. Zalgiris‘te düşük bütçeye ve elindeki mütevazi kadroya rağmen harikalar yaratan koç Saras Jasikevicius, Avrupa’da geleceği en parlak koçların açık ara başında geliyordu. Zalgiris‘le olan kontratı 2020 yazında sona eren Saras, artık koçluk kariyerinde bir üst seviye için hazırdı.
Öte yandan Barcelona ise 2010’lu yılların gelmesiyle birlikte ezeli rakibi Real Madrid‘in epey gerisinde kalmıştı. Koç Pablo Laso’yla birlikte EuroLeague’de başarıdan başarıya koşan Real Madrid, 2015 ve 2018 yıllarında şampiyonluk yaşamıştı ve durmaya da pek niyeti yoktu. Barcelona ise her sene büyük bütçelerle yola çıkmasına rağmen tam 6 yıldır Final Four’un uzağında kalıyordu.
Öte yandan İspanya Ligi’nde de hakimiyet tamamen Real Madrid’in eline geçmişti. Son şampiyonluğunu 2013-14 sezonunda yaşayan Barça, 6 yıldır şampiyonluk hasreti çekiyordu. Real Madrid ise bu 6 yıllık süreçte tam 4 kez İspanya Ligi şampiyonluğuna ulaşmıştı.
2020 yazında tecrübeli koç Svetislav Pesic’le yollarını ayıran Barça, başantrenörlük görevi için Avrupa’nın yükselen yıldızı Saras Jasikevicius ile anlaşmaya vardı. Zalgiris’le Final Four yaparak (2018) inanılmaz bir iş başaran Saras, Barcelona’yı eski güzel günlerine döndürecek yegane isim olarak görülüyordu. Ayrıca Saras’ın oyunculuk kariyerinde Barça’nın unutulmaz figürlerinden biri olması, bu iş birliğini çoğu basketbolsever için son derece heyecan verici kılıyordu.
Aradan geçen 3 yıla baktığımızda Saras Jasikevicius, Barcelona’nın 6 senelik Final Four ve İspanya Ligi şampiyonluğu hasretine son verdi. Hatta bununla da kalmayıp Katalan devini üst üste 3 kez Final Four’a taşıdı.
Yine de 13 yıldır özlemle beklenen EuroLeague şampiyonluğu bir türlü gelmedi…
Real Madrid’den sonra EuroLeague’in en yüksek bütçeli 2. takımı konumundaki Barcelona, son 3 sezonda epey para harcadı. Evet, Avrupa’nın açık ara en pahalı oyuncusu olan ve son Final Four’da kabus gibi oynayan Nikola Mirotic, Saras’tan 1 yıl önce transfer edilmişti. Hatta Barça’nın şu sıralar sakatlıklar nedeniyle hiç katkı alamadığı yüksek maaşlı Cory Higgins de Saras değil, Pesic dönemi transferiydi.
Buna karşın Nick Calathes, Tomas Satoransky ve Jan Vesely gibi pahalı oyuncular Pesic değil, Saras döneminde geldi.
Şampiyonluğun gelmemesi dışında Barcelona’nın oynadığı basketbol da koç Jasikevicius’a yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu. Son 3 sezondur tam anlamıyla bir koç takımı olan Barça, son dönemlerde artan modern basketbol trendinin aksine olabildiğince düşük tempoda hücum edip 24 saniyenin tamamını kullanmaya çalışıyor. Bunun sonucunda Saras, bazı kesimler tarafından “oyunculara yeterince saha içi özgürlük tanımadığı” gerekçesiyle eleştiriliyor.
Yine de şunu unutmamak lazım: Barcelona, Saras Jasikevicius’tan önce 6 senedir ne Final Four’a kalabiliyordu, ne de İspanya Ligi’nde şampiyon olabiliyordu. Evet, bu süreçte Barça’nın çok para harcadığı ve EuroLeague şampiyonluğunun gelmemesinin bir başarısızlık olduğu doğru. Buna karşın Katalan devi, Saras öncesi dönemde de çok para harcıyordu. Bu açıdan bakacak olursak Barcelona’nın bu süreçte “Final Four takımı” kimliğini geri kazandığını da atlamamak gerek.
Öte yandan Barcelona’da Saras Jasikevicius’la sözleşme uzatılmaması durumunda takımın başına Xavi Pascual’in geçeceği bilinen bir gerçek. Buna karşın Pascual’le ilgilenen tek takım Katalan devi değil. Temsilcimiz Anadolu Efes, son edinilen bilgilere göre Pascual için ısrarını ciddi şekilde sürdürüyor. Öte yandan Monaco’nun da yazın ilginç şekilde Sasa Obradovic‘le yolları ayırıp takımın başına Xavi Pascual’i getirmek istediği konuşuluyor.
Xavi Pascual, Barcelona basketbolu için çok özel bir isim. 2010’da Barcelona’yı EuroLeague şampiyonluğuna taşıyan Pascual, “Katalan devini Avrupa şampiyonu yapan ilk Katalan koç” olarak tarihe geçmişti. Ayrıca Pascual’in daha önce 12 yıl boyunca Barça’da görev alması (4 yıl asistan koç, 8 yıl başantrenör), “camiayı tanıması” bakımından kendisini avantajlı kılıyor.
Üstelik bu 12 yılın 11’inde (Navarro’nun 1 sezonluk NBA deneyimi sebebiyle) Barcelona’nın şu anki GM’i Juan Carlos Navarro’yla çalışan Katalan çalıştırıcı, takımın başına geçmesi durumunda muhtemelen Navarro’yla epey iyi anlaşacaktır.
Buna karşın Katalan çalıştırıcı, yazın takımın başına geçmesi durumunda kendi kadrosunu kuramayacak. Şu sıralar kulüp olarak çok ciddi ekonomik sorunlar yaşayan Barcelona’nın gelecek sezon basketbol bütçesini ciddi oranda düşürmesi bekleniyor. Ayrıca çoğu oyuncunun kontratının devam ediyor oluşu, gelmesi durumunda Pascual’in hareket alanını kısıtlayacak.
Tüm bu faktörleri yan yana koyduğumuz zaman Barcelona’yı yazın zorlu bir karar süreci bekliyor. Açıkçası İspanya Ligi şampiyonluğunun gelmesi durumunda Saras Jasikevicius’un takımda kalması, -bana kalırsa- şu an için o kadar da uzak bir ihtimal gibi gözükmüyor. EuroLeague şampiyonluğunun bir türlü gelmemesine rağmen Final Four takımı kimliğini geri kazanan Barça, Litvanyalı çalıştırıcıya son bir şans daha tanıma yoluna gidebilir.
Üstelik böyle bir tabloda Barcelona, Avrupa’nın en zorlu yerel ligi olan İspanya Ligi’ni son 3 sezonda 2. kez kazanmış olacak. Barça’nın Saras’tan önceki 6 sezonda tek bir İspanya Ligi kupası dahi kazanamadığını düşünürsek bunun önemli bir başarı olduğunu söyleyebiliriz.
Öte yandan İspanya Ligi şampiyonluğunun gelmemesi durumunda ise ortada konuşulacak pek bir şey kalmıyor. Bu senaryoda koç Jasikevicius’la yolları ayırması kaçınılmaz gözüken Barça, Xavi Pascual ihtimalini sonuna dek zorlayacaktır.
Sanırım neler olup biteceğini görebilmemiz için en azından İspanya Ligi Playofflarının tamamlanmasını beklememiz gerekecek.
2- Bu Takıma Kısa Lazım!
Barcelona’da kısa rotasyonunun yetersizliği konusu yeni bir durum değil. Saras Jasikevicius döneminde ilk kez bundan 3 sene önce Final Four’a kalan Barça, o Final Four’da Cory Higgins dışındaki hiçbir kısasından katkı alamamış ve sonuç olarak finalde Anadolu Efes‘e kaybetmişti.
Bir sonraki sezon ise kısa rotasyonundaki yaratıcı eksikliği iyice belirginleşmişti. Cory Higgins’in artık kronikleşmeye başlayan sakatlıkları yüzünden Barcelona, Higgins yerine bu sefer yazın Real Madrid‘den transfer ettiği Nico Laprovittola’dan medet umuyordu. Ancak Laprovittola’nın varlığı, Barça’nın yarı finalde Real Madrid‘e kaybedip elenmesinin önüne geçememişti.
Bu sezon ise Final Four’da yine kısalarda Laprovittola’nın yaratıcılığından medet uman Barcelona, yarı finalde Real Madrid’in sert savunmasına karşı çok zorlandı. 2. yarıda büyük bir hücum krizi yaşayan Barça, takımın yıldızı Nikola Mirotic’ten de hiç katkı alamayınca ezeli rakibine karşı yarı finalde üst üste 2. kez kaybetti.
Açıkçası Nico Laprovittola, her ne kadar topla çok değerli bir yaratıcı olsa da yeterince çabuk bir isim değil. İlk adımının pek çabuk olmaması, Laprovittola’nın EuroLeague seviyesinde karşısındaki rakibi eksiltebilmek için kaliteli bir perdeye ihtiyaç duymasına yol açıyor. Bu da Barça’nın agresif savunma yapan rakiplere karşı işini çok zorlaştırıyor.
2020 ile 2022 yılları arasında kadronun ana oyun kurucusu konumundaki Nick Calathes, her ne kadar çok değerli bir oyun kurucu olsa da skorer meziyetlerinin yetersizliği sebebiyle Barça’nın büyük maçlarda “medet umabileceği” türden bir kısa hiç olmadı. Eminim neyden bahsetmeye çalıştığımı Fenerbahçe taraftarları çok iyi anlıyordur.
Bu noktada kontratının devam ediyor olmasına karşın yazın Calathes’le yollarını ayıran Barcelona, hızı ve skorerliğiyle öne çıkan bir kısadan ziyade Tomas Satoransky’e yöneldi. Evet, dürüst olmak gerekirse Satoransky kesinlikle Calathes’ten çok daha güvenilir bir şutör.
Yine de 2.01’lik Sato, parkede kendi skorunu yaratabilmekten ziyade saha görüşü, pas becerisi gibi konularda öne çıkıyor. Bu da yine özellikle büyük maçlarda Barcelona’nın hücumda krize girebilmesine neden oluyor. Bunun en bariz örneğini ise yarı finaldeki Real Madrid maçında gördük.
Bana kalırsa Saras Jasikevicius’un en çok eleştirilmesi gereken nokta, son 3 sezondur kısa rotasyonundaki tercihleri. Büyük maçlarda sonuç almak isteyen takımlar, mutlaka çözüm üretebilmek için kaliteli yaratıcılara ihtiyaç duyuyorlar. Bu sezon Real Madrid, Sergio Rodriguez ve Sergio Llull gibi iki deneyimli kısanın sayesinde EuroLeague şampiyonu oldu. Barcelona ise sadece Nico Laprovittola’dan medet umabildi, bunun sonucunda da üst üste 3. kez Final Four’da çok istediği şampiyonluğun uzağında kaldı.
Açıkçası Barcelona, tıpkı koç Jasikevicius’un oyunculuk dönemindeki gibi hem topla yaratabilen, hem de skor üretebilen bir kısanın eksikliğini çok hissediyor. Eğer gelecek sezon büyük maçlarda başarılı olmak istiyorlarsa mutlaka ama mutlaka Laprovittola’nın yanına ilk adımı çabuk, skorer bir kısayı eklemek durumundalar.
Yine de Barcelona’nın işi bu konuda kolay olmayacaktır. Öncelikle Barça, kulüp kararıyla yazın yaklaşık %25’lik bir bütçe kesintisine gidecek. Bu da transfer pazarında Katalan devinin elini zorlayacaktır.
Ayrıca 33 yaşındaki Cory Higgins’in sözleşmesi bu yaz değil, önümüzdeki yaz sona erecek. Artık kronikleşen sakatlıklarına rağmen Higgins, hala takımın en pahalı yıldızlarından bir tanesi. Bu nedenle Higgins’in kontratından 1 yıl erken çıkmak Barcelona için çok mümkün olmayabilir.
Bu ekonomik şartlarda Higgins hala takımdayken Barcelona yüksek profilli bir kısayı kadrosuna ekleyebilir mi? Bu sorunun cevabını da bilmiyoruz. Bilinen tek bir şey var ki mevcut kısa rotasyonu, Barcelona’nın hücum potansiyelini fazlasıyla sınırlıyor.
3- Nikola Mirotic’in Geleceği
Nikola Mirotic’in 2019 yazında NBA’den aldığı çok cazip tekliflere rağmen ABD serüvenini noktalayıp Avrupa’ya geri dönmesi çok büyük yankı uyandırmıştı. Mirotic’in altyapısından yetiştiği Real Madrid‘in ezeli rakibi Barcelona’ya devasa bir kontratla transfer olması, o yazın en sansasyonel olayı olmuştu.
Mirotic hamlesiyle birlikte Barça, tekrardan Avrupa’nın en tepesini hedeflediğini çok açık bir şekilde ortaya koyuyordu.
Barcelona’dan yıllık 5 milyon euro (vergisiz hali) kazanan Nikola Mirotic, son 4 yıldır Avrupa’nın açık ara en çok kazanan oyuncusu konumunda. Geçtiğimiz sezon EuroLeague’in en değerli oyuncusu seçilen yıldız forvet, aslında sadece istatistiklerine baktığımız zaman kontratının hakkını veriyormuş gibi gözüküyor.
Buna karşın Final Four vakti geldiği zaman işler değişiyor. Şu ana kadar kariyerinde 6 kez Final Four’da yer alan Mirotic (3 Real Madrid, 3 Barcelona), tek bir kez bile şampiyonluk sevinci yaşayamadı. Üstelik son olarak yarı finalde Real Madrid’e karşı sadece 3 sayıda kalması (evet, 3!) kalması, Mirotic’e dair eleştirilerin dozunu da epey arttırdı.
Avrupa’nın en çok kazanan oyuncusu olmasına rağmen yıldız forvet, oyuncu profili bakımından topu eline alıp kendi skorunu üreterek fark yaratacak türden bir isim değil. Mirotic, açıkçası tam anlamıyla verimli olabilmesi için takım arkadaşlarının üretimine ihtiyaç duyuyor.
Bu da büyük maçlarda yük onun sırtına yüklendiği zaman istenen performansı genellikle verememesine yol açıyor.
Buna karşın Mirotic’in son Final Four yarı finalindeki performansı, sadece oyuncu profiliyle açıklanabilecek türden bir şey değildi. Maç boyunca çok kez istediği boş atış fırsatlarını bulan yıldız forvet, denediği 7 üçlüğün tek bir tanesini bile isabete çeviremedi.
Mirotic’in maçı sadece 3 sayıyla tamamlayarak yenilginin önüne geçememesi, kulüpteki geleceğine dair soru işaretlerini de fazlasıyla arttırdı.
İspanyol basınında yer alan son gelişmelere göre Barça, Nikola Mirotic’ten maaşında %50’lik bir indirime gitmesini talep ediyor. Oyuncunun bu talebi kabul etmemesi durumunda ise Mirotic’le yolları ayırmanın planları yapılıyor.
Buna karşın Barcelona’nın yıldız oyuncusunu takımdan “göndermesi” de pek kolay bir ihtimal gibi durmuyor. Takımıyla olan sözleşmesi 2024-25 sezonunda sona erecek olan Mirotic, muhtemelen maaşının kalanını bırakıp takımdan ayrılmayı kabul etmeyecektir. Ayrıca 32 yaşındaki yıldıza şu an kazandığı parayı teklif edecek bir kulübün çıkması da kolay gözükmüyor.
Hal böyle olunca Barcelona, Nikola Mirotic’in maaşında indirime gitmeyi kabul etmemesi durumunda ufak çaplı bir kriz daha yaşayabilir. Ayrıca krizin büyümesi halinde Mirotic’in yeni sezona moralsiz bir başlangıç yapma ihtimali de Barça için pek sevindirici olmayacaktır.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!