by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
2019-20 sezonu başında Kawhi Leonard ve Paul George ikilisini büyük umutlarla bir araya getiren Los Angeles Clippers, aradan geçen dört yıllık süreçte pek bir başarıya imza atamadı. Batı’da ilk turu, yarı finali ve konferans finalini birer kez deneyimleyen Clippers, ayrıca bir kez playoff dışında kaldı.
Bu sezon playoff ilk turunda Phoenix Suns‘ın rakibi olan Clippers, rakibine 4-1 elenmekten kurtulamadı ve bir sezonu daha hayal kırıklığıyla noktaladı. Clippers’ta geçen senelerdeki sorunların birçoğu bu sene de devam ediyor. Ve bu sorunlar takımın başarıya ulaşmasının önünde büyük bir engel.
Eurohoops Fırın, Los Angeles Clippers’ın başarısızlığının altında yatan 4 sebebi konu alıyor.
Sakatlıklar ve Yansımaları
2019 yazında Kawhi ve George etrafındaki yapı kurulduğundan beri Clippers’ın başını en çok ağrıtan şey sakatlıklar oldu. Kawhi Leonard tam bir sezonu kaçırdı, Paul George playofflarda forma giyemedi ve daha nicesi… Sakatlıklar sizi en iyi parçalarınızdan mahrum bırakır ve hiçbirimizin görmek istemediği bir şeydir. Ancak bunun daha farklı yansımaları da var.
Los Angeles Clippers sakatlıklar sebebiyle hücumda birlikte oynama alışkanlığı edinmekte zorlandı. Bir takım ne kadar çok birlikte oynarsa saha içindeki kimyası o kadar artıyor. Fakat Kawhi ve George gibi sürekli sakatlık yaşayan yıldızlara sahip olduğunuzda her zaman B veya C planlarını devreye sokmak zorunda kalıyorsunuz. Bu da ana oyun planınızın işlevselliğini ve yıldızların diğer parçalarla uyumunu kısıtlıyor hiç şüphesiz.
Savunma tarafındaki yansımaları da benzer şekilde. Birlikte oynayamamanın buradaki yansıması ise savunma rotasyonları ve iletişim hataları oluyor. Takım savunmasında ana şema ve koç dokunuşları kadar takım kimyası ve birlikte oynamak da büyük bir yer tutuyor. Clippers’ın ayrıca disiplin ve takım kültürü yaratmakta da zorlandığını düşünüyorum. Yıldız oyuncuların ve “lider” olması beklenen kişilerin sahaya çıkamaması burada olumsuz bir etki bırakıyor.
Kadro Mühendisliği
Los Angeles Clippers‘ın sorunlarından birisi kesinlikle kadro mühendisliği. Clippers yönetimi yıllardır takıma bir ana top yönlendirici getiremedi ve bunun cezasını defalarca kez çektiler. Russell Westbrook da aranan kişi değil. Kaliteli bir oyun kurucunun olmaması hücumun sürekli 1v1 üzerinden şekillenmesine sebebiyet veriyor. Yıllardır Reggie Jackson gibi ortalama karar vericilerle oynayan Clippers’ın bu soruna bir çözüm bulması şart.
Kadro mühendisliğindeki sorunların bir diğer ise yaratıcı ve delici eksikliği diyebiliriz. Konu yaratıcılığıa geldiğinde Kawhi Leonard ve Paul George’tan sonra makas çok açılıyor. Takımın yan skor opsiyonlarından olan Norman Powell topla çok iyi yaratıcı değil. Russell Westbrook ve Marcus Morris’in de çeşitli zaafları var. Evet, hücumda farklı bir silah kazandırıyorlar ama yıldızların üstündeki baskıyı alamıyorlar. Delici eksiği de ayrı bir sorun. Takımda dikine oynayan ve çemberi zorlayan pek isim yok. Bu durum Clippers hücumlarının perimetre etrafında şekillenmesine ve daha tahmin edilebilir hale gelmesine sebep oluyor.
Clippers’ın göz ardı edilen bir eksiği daha var: Glue guy. Bu takımda Josh Hart, Alex Caruso, Jarred Vanderbilt, Kevon Looney gibi bir tutkal oyuncu yok. Bu oyuncular belki yıldız değil ama takımları için ne kadar büyük bir etki yaptıklarını bu playofflarda bir kez daha gördük. Ancak Clippers’ta böyle birisi yok. Sahanın iki yönünde de savaşan, küçük detayları halleden tamamlayıcı bir görev adamı bulmaları gerek. Son olarak takımın rotasyonunda Nicolas Batum, Marcus Morris, Eric Gordon gibi eski etkisini kaybeden rol oyuncuları var ve bu isimlere haddinden fazla güveniyorlar. Clippers’ın rotasyonu kağıt üstünde göründüğü gibi değil.
Ty Lue Tercihleri
Ty Lue son yıllarda gelişim sağlayan bir koç oldu. Ancak hala rotasyon tercihleri ve oyuna dokunuşları bakımından sorunlar yaşıyor. Ty Lue’nun beğenmediğim ve takımı kısıtladığını düşündüğüm bazı tercihleri var. Bunların başında ise kısa beş aşkı geliyor. Üç guardlı beşleri bazen çok fazla deniyor ve bu tercihi genelde tutmuyor. Takımın çok küçük kaldığını ve hücumda da kayda değer bir yansıması olmadığını görmek zor değil.
Bununla birlikte Marcus Morris‘i pivot pozisyonunda deneme alışkanlığından da vazgeçmesi gerek. Özellikle maç kapatan beşlerde Morris’i kısa beş pivotu olarak denememeli. Zira hücumu savunmaya tercih ederek 4. çeyrekte takımın işini zorlaştırıyor. Morris’i 5 numaraya koymanın amacı Westbrook’a ve diğerlerine alan açmak olabilir ama takım sayı bulsa bile son çeyrekte attığından fazla yiyerek maçı zora sokuyor. Maçın bu bölümünde rakibi durdurabilecek isimleri sahaya sürmek bazen daha mantıklı.
Üstelik bunu hiç Robert Covington üzerinden denememiş olması da şaşırtıcı. Evet, Covington artık eskisi kadar etkili bir görev adamı değil ama rotasyon dışına atılacak bir oyuncu da değil. Kısa beş pivotu olarak neden Marcus Morris yerine kullanılmadığını anlamak güç. Ty Lue sezonun son bölümünde Covington’ı daha sık sahaya sürdü. Özellikle savunmada pozitif bir etki yapmayı başardı ama sezon boyunca oturtarak ritim tutmasını çoktan engellemişti. Deneyimli oyuncu Clippers‘ın tutkal oyuncusu olabilirdi. Tutkal olabilecek bir diğer isim ise Terance Mann’di. Pivot dışında dört farklı pozisyonda görev alabilen 26 yaşındaki oyuncu, takımına farklı rollerde katkı yapıyor ve kenardan gelerek enerji veriyor. Buna rağmen birçok önemli anda sahada değil. Ty Lue’nun Covington ve Mann’den yeterince yararlanamadığını, Marcus Morris gibi oyuncularda fazla ısrarcı kaldığını düşünüyorum.
Hücum Durgunluğu ve Şut Profili
Los Angeles Clippers zaten elit bir savunma takımı değil ama ellerindeki yıldızlara rağmen üst düzey bir hücum takımı olmayı da başaramadılar. En azından bu alanda istikrar sağlayamadılar diyebiliriz. Bunun sebebi hücum durgunluğu ve şut profili. Kadro mühendisliği kısmında da değindiğim gibi, Clippers‘ın hücumu sürekli bire bir isolation hücumlara zorlanıyor. Takımın topsuz dolaşımı pek iyi değil ve çoğu zaman perimetre etrafında topu döndürmekle yetiniyorlar. Top dolaşımında ve çeşitli opsiyonlar yaratmak konusunda sınıfta kaldılar. Isolation hücuma bu kadar sık başvuran takımların günümüzde başarılı olması biraz zor çünkü ligde hemen hemen her takım adam değişimine elverişli hale geldi. Hatta savunmalar rakibin 1v1 üzerinden oynamasını bile tercih ediyor çünkü takımın ritim bulmasını engelleyen ve temposunu düşüren bir durum bu.
Los Angeles Clippers ligin en çok orta mesafe kullanan 5. takımı ama aynı zamanda boyalı alana en az giren takımlardan biri. Bu hemen hemen her savunma takımının tercih edeceği bir şut profili. Her takım oyunu orta mesafeye sıkıştırmayı ve rakibi kendi pota altından uzak tutmayı tercih eder. Ancak Clippers bunu biraz da kendi hür iradesiyle yapıyor. Takımın yıldızları orta mesafe şutları seviyor ve kadroda savunmayı delip çemberi gidecek bir tek Russell Westbrook var. Clippers eğer çember baskısı kurabilseydi daha iyi bir hücum takımı olabilirdi. Gerek 1v1 gerekse close-out hücumları üzerinden çembere atak yapacak oyuncuları takıma katarlarsa isabet olur.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!