by Howard Beck / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 3o Mayıs 2023 tarihinde GQ Sports‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA Finallerinin başlamasına beş saat kala hiçbir oyuncuyu otelde heyecanlı şekilde göremeyeceksiniz – Bam Adebayo’yu bile. Odaları karanlık olacak. Ufak bir şekerlemenin oyunlarına yardım edeceğini umacaklar. Uzunlar da kısalar da yataklarına gömülü şekilde kafalarında Larry O’Brien kupası canlanırken yatacak.
Ve evet, kapılarında “Rahatsız Etme” yazan kartlardan olacak. Bu aslında sert bir uyarı: “Uykumu mu böldün? Ne cüretle!”
Sezonun finallerine geldik. Kısa süre içinde Denver Nuggets ve Miami Heat nihai hedef için olan yarışlarını tamamlayacak. Fakat şampiyonluk çok ince detaylarda belli olabilir: Kimin maç gününde en iyi dinlendiği gibi.
NBA’de maç günü alınan uyku kadar el üstünde tutulan bir gelenek yok. Yıllar boyunca koçlar ve oyuncular bunu uyguladı. NBA de Oyuncular Birliği de bu konuda bir araştırma yapmasa da bilinen bir gerçek var: Maç günü uyumayan oyuncular azınlıkta. (Bu arada bunlardan biri de Nikola Jokic. Jokic, The Athletic’e “Geceleri zaten fazlaca uyuyorum” demişti.) Bu olay tıpkı köşe üçlükleri ve close-out gibi şeyler gibi incelemeye değer bir hale geldi. Veteran oyuncular çaylaklara bu işin faydalarını aktarıyor. Organizasyonlar oyuncularına rehber olmaları için uyku doktorları tutuyor. En az bir takım antrenman tesislerine “uyku odası” inşa etti. Bu uykuları çeken oyuncular da horlamaların galibiyetleri getirdiğini söylüyor.
Atlanta Hawks‘ın yıldızı Dejounte Murray “Bir kere bile uyumadığım olmadı. Bu benim profesyonelliğimi, detaylara verdiğim önemi gösteriyor. Bunu yapmak zorundayım. Her maç günüm aynı olmak zorunda. İç saha ya da deplasman, fark etmiyor.” diyor.
Toronto Raptors‘ın uzunu Chris Boucher de şu cümleleri kuruyor: “Amacım doğru zihin yapısına ulaştığımdan emin olmak. Uyku iyi hissettiriyor. Uykuyu asla kaçırmam.”
NBA oyuncuları zaten gün içinde uyuma konusunda yetenekli olmalı çünkü programları normalden çok yoğun. Çoğu maçın gece 10’da bittiğini düşünürsek geceleri çalıştıklarını unutmamak gerekiyor. Gece iki, üçe kadar evlerine ya da otellerine gidemedikleri oluyor. Bir de hayat tarzının getirdikleri var tabii… Profesyonel sporcular genelde gece hayatından keyif alır. Almayanlar için bile iki-üç saat boyunca pompalanan adrenalin ardından sakinleşmek zor oluyor. Birçok takım da sabahları şut antrenmanı yaptığı için maç günleri uyumak oyuncular için çok zor oluyor.
Günümüzde NBA’deki herkes uykunun inceliklerini biliyor: Faydası dinlenmek ve yenilenmek, ideali kısa tutmak ve potansiyel zararı fazla uyku sonrası sersemlik… Peki ya işin sanat kısmı? Oda, ışıklar, uyku öncesi rutin? En iyi kestirme için neler yapılmalı? Doğru pijamalar önemli mi? Yanlışlık olursa ne olacak? Ve… Ya uykuya dalamazsan? Faydaları ortadayken ve sezonun en önemli kestirmeleri yapılmak üzereyken bu soruları cevaplamanın zamanı da geldi. Sezon boyunca birçok oyuncu ve koçla bu konuyu konuştuk, onlar da bizimle sırlarını paylaşmaktan memnuniyet duydu.
Çoğu kestiren oyuncu takımın şut antrenmanının ardından benzer bir rutin izliyor: Duş, yemek, gevşemek…
Ve iyi bir kestirme karanlıkla başlıyor.
“Ben bir vampirim. Karanlık seviyorum, kapkaranlık.” diyor Charlotte Hornets‘in tecrübeli oyuncusu Kelly Oubre Jr. “Kestirme rutinim ciddi bir iş. Kesinlikle uykuya ihtiyacım var.”
“Zifiri karanlık.” diyor Orlando Magic‘ten Wendell Carter Jr. Carter Jr., güneşin direkt olarak yatak odasına vurduğunu fark ettikten sonra evine odayı kapkaranlık yapan perdeler taktırdı. Ayrıca Magic’in tesislerindeki uyku odalarını da kullanıyor. O odalarda rahat yataklar ve tamamıyla bir karanlığa ulaşabiliyorsunuz.
Deplasmanda bu rutini gerçekleştirmek daha zor olabiliyor. Bazen perdeler bütün ışığı kesemeyebiliyor. “Eğer perdeler yetmiyorsa zorla yettiriyorum.” diyor Carter.
Sacramento Kings‘in yıldızı Domantas Sabonis de kendini “kestirme uzmanı” olarak tanımlıyor. Eğer perdeler ışığı kesemiyorsa eline ne geçerse kullanıp tamamen kapatmak için uğraşıyor. Onun için amaç basit: “En ufak ışık bile istemiyorsunuz.”
Antitez: Eğer yeterince yorgunsanız veya bu işe yeterince gönül verdiyseniz ufak bir ışığın zararı olmaz.
Milwaukee Bucks‘ın yıldızı Brook Lopez “Her yerde uyuyabiliyorum. Perdeleri çekiyorum fakat ışıklar açık kalabiliyor. Televizyonu da açık bırakıyorum.” diyor.
Belki de durum genetiktir çünkü ikiz kardeşi Robin Lopez de tamamıyla bir karanlığa ihtiyacı olmadığını söylüyor. “Hayal edebileceğiniz her durumda uyuyabiliyorum. Benim süper gücüm bu.” diyor ısrarla.