Derya Yannier Konuştu: Transferler, Bütçe, Anadolu Efes Serisi ve Daha Fazlası…

13/Jun/23 20:01 Juni 13, 2023

Can Bedel

13/Jun/23 20:01

Eurohoops.net

Fenerbahçe Beko Genel Menajeri Derya Yannier birçok konuda açıklamalarda bulundu.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Fenerbahçe Beko’da Genel Menajer Derya Yannier, kulüp televizyonuna açıklamalarda bulundu. 2022-23 sezonunu değerlendiren Derya Yannier, transfer konusuyla ilgili de açıklamalarda bulundu.

Derya Yannier’in açıklamaları şu şekilde:
„Öncelikle basketbol özelinde değil tüm Fenerbahçe Ailesi ile ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Birçok branşta sezon tamamlandı, başta bizim şube olmak üzere bazı branşlarda da istenilen hedeflere ulaşılamadı. İki senedir bizzat kendim de şahit oluyorum. Fenerbahçe yarıştığı her kulvarda zirve mücadelesi veriyor. Bu çok çok özveri ve çok büyük spor kulübü gerektiren bir durum. Sadece ülkemizde değil, Avrupa’da ve Dünya’da çok örneği yok bunun. 9 branşta mücadele ve sonuna kadar zirve yarışının içinde olmak spor kültürüyle alakalı bir şey. Başkanımıza ve Yönetim Kurulumuza burada kocaman bir parantez açmak isterim. Sporda maalesef finansal karşılık çok fazla alınmıyor. Bu da çok büyük özveri gerektiriyor. Bunu yapan Başkanımıza ve Yönetimimize kendi adıma çok çok teşekkür ediyorum. Gönül ister ki her branşta şampiyon olalım ama bence bu fedakârlık için çok büyük tebriği hak ediyorlar.

„FENERBAHÇE’NİN KUPA ALAMADIĞI BİR SEZON HİÇBİR ZAMAN BAŞARILI SAYILAMAZ“

Erkek basketbol özeline gelirsek benim Fenerbahçe Beko’da genel menajerlikteki ilk yılımdı. Geçen sene genel menajer yardımcısı pozisyonundaydım. Sezon başında da bir risk aldığımızı söylemiştim. Fenerbahçe’nin geleceğine bakarak, yeniden bir yapılanmaya gitmek istedik. İlk senede başarıya ulaşma konusunda risk görüyorduk. Sonuçta ligde şampiyon olan bir koçu değiştirip, bambaşka bir düzene ve yapıya geçmeye karar vermiştik. Burada da orta ve uzun vadeli bir vizyonla ortaya çıktık. Bu riski göze almayı kabul etmiştik. İlk günde de söylemiştim, başarıda yönetim, teknik heyet ve oyuncular, başarısızlıkta ise ben her zaman öne çıkmayı kabul etmiştim. Sadece bu sezonu değerlendirirsek Fenerbahçe’nin kupa alamadığı bir sezon hiçbir zaman başarılı sayılamaz. Dolayısıyla ne EuroLeague’de play off oynamakla ne de ligi kupa alamamaktan dolayı tatmin oluyorum. Sebepleri ne olursa olsun günün sonunda sonuca bakılıyor. Günün sonunda kupa kazanmıyorsunuz Fenerbahçe gibi bir kulüpte başarılı sayılmanız çok mümkün değil. Bir başarısızlık varsa ben bunu sonuna kadar üstüme alırım. Ne Başkanımızın ne de Sertaç beyin bize tam destekten başka bir şeyleri olmamıştır. Bizim arkamızdalar ve sonuna kadar destek oluyorlar. Sezonu değerlendirdiğimiz de bir parantez açmak isterim. Yeni koç, 7-8 ana oyuncu ve yeni bir sistem oturtulmaya çalışıyor. Böyle bir takımla sonuca ulaşamadık ama hem EuroLEgaue’de hem de Türkiye Ligi’nin normal sezonun son maçlarında bambaşka bir yola girme seçeneği de elimizdeydi. O yollardan gitsek belki bambaşka yerlerde olacaktık. Girdiğimiz yollarda her iki kulvarda da belki de son saniyelerde aslında şansa da inanamam ama işini bir parçası da o. O toplar girmemiş olsa Final Four ve Türkiye Ligi’nde final oynamış olacaktık. Aslında bu yeni yapı bir şeyleri başarmaya yaklaştı. Dolayısıyla ilk çıktığımız yoldaki vizyonun arkasındayım. Bu yapıyı destekler ve doğru hamlelerle arkasında durursak 2-3 sene içerisinde bu takımın istenilen yerlere geleceğine sonuna kadar inanıyorum.

„KIZILYILDIZ VE ANADOLU EFES MAÇLARINI KAZANSAK BAŞKA BİR YOLDAN KUPALARA UZANMA ŞANSI OLACAKTI“

Hem EuroLeague, hem de lig sezonu çok benzer gelişti. Avrupa’da Kızılyıldız maçı ligde de son haftalardaki Anadolu Efes maçı… Yensek başka bir yoldan kupaya uzanma şansımız olacaktı. Ne olacağını tabii ki bilemezseniz ama ikisinde de kaderi kendimiz belirledik. Bu bakımdan özeleştiri yapmamız gerekiyor. Kızılyıldız maçı bizim için çok kirikti. Kızılyıldız’ı yensen play offta Monaco ile eşleşecektik. Günün sonunda Monaco’da Final Four oynadı. Yenecektik Final Four’a kalacaktık tabii ki diyemeyiz ama kağıt üzerinde normal sezonda iki defa yendiğimiz bir takımla oynama şansımız vardı. Becerisizlik deyin, şansızlık deyin ama bir şekilde olmadı. Yanlış hatırlamıyorsam 30 saniye kala 3 sayı öndeydik ve top bizdeydi. Bütün maçın kontrolü o zorlu atmosferde bizdeydi. Belki biraz daha doğru kararlar versek o maçı kazanmış olacaktık. Başka bir yoldan gidip sezonu hak ettiğimiz gibi beşinci bitirecektik. 8’inciliği hak etmemiştik. Bambaşka bir senaryo olabilirdi. Günün sonunda son saniyede finali kaybeden takıma, evimizdeki son saniye basketi olmasa 2-1 öne geçecektik ve son maçta oradan seriyi vereceğimize inanmıyordum. İnanılmaz bir seyirci desteği de vardı. Oradan bambaşka bir senaryoya da gidebilirdik ama spor böyle bir şey. Hayatımız sporla geçti. Çok fazla bu iniş ve çıkışları yaşamamayı öğrenmeniz gerekiyor. Her şeyi kontrol edemiyorsunuz. Sporun güzelliği zaten her şeyin hesaplanamıyor olması. Bu yüzden bu kadar ilgili duyuluyor. Bazen önünüze gelenleri kabul edip, onunla yaşamanız gerekiyor.

Bu sene özellikle bazı dönemlerde ciddi sakatlık problemleri yaşadık. Play-offta Wilbekin ve Booker ligde en önemli rotasyon oyuncularımızdan Metecan ve Şehmus …Aslında her kırılma anında eksik oynadık. Tekrar söylüyorum, hiçbir zaman bahanelerin arkasına sığınmayı doğru bulmuyorum. İçinde bulunduğumuz basketbol takvimi maalesef çok talepkâr. Dolayısıyla buna hazırlık olmak ve planlamanızı mümkün olduğu kadar buna göre yapmanız gerekiyor. Tabii ki ne kadar planlama yapsanız da ana roldeki oyuncuların başına sakatlık geldiğinde bu sizi etkiliyor. Partizan-Real Madrid serisinden örnek verecek olursak eksikliklerde takımların performanslarının ne kadar etkilendiğini gördük. Bununla ilgili çok örnek var. Anadolu Efes EuroLeague’de şampiyon olduğu sezon eksilmeden yoluna devam etmişti ama son eksenlerde sakatlıklar yaşadı ve bambaşka iniş çıkışlar yaşadı. Maalesef bu işin içinde bu var bizim de başımıza bu sene fazlasıyla geldi. Bunun önlemini elimizden geldiği kadar almaya çalıştık. Birinci önlem, kadro kurulurken hesap kitapla açıkları doldurmaya çalışmak. İkinci önlem de, sağlık ekibi, kondisyoner ve teknoloji desteğiyle bunları elinizden geldiği kadar engellemeye çalışmak. Aslında bu anlamda çok da eksiğimizin olduğunu düşünmüyorum. Kulübe bu anlamda yeniden teşekkür ediyorum. Hem teknoloji yatırımı yapıyoruz, oyuncuların yorgunluklarını, ağrılarını, kas kütlelerini takip eden bir sistem kullanıyoruz. Sistem bize uyarılar veriyor. ‘Kas sakatlığı olabilir, dikkatli olun. Sağ tarafında daha fazla yüklenme var. Bu idmanda dinlendirin’ gibi uyarılar veren sistem kullanıyoruz. Mümkün olduğu kadar kullanmaya çalışıyoruz. En önemli maçta önce ‘bu oyuncuyu kullanma’ dediğinde çok mümkün olmuyor. Türkiye’nin belki en iyi en tecrübeli kondisyonerlerinden biri bizde. EuroLeague Kondisyonerler Birliği’nin Başkanı olan kondisyoner bizim. Buradan doktorumuza tekrar tekrar teşekkür etmem lazım. Bir doktorun 7/24 kulübe bağlı olması çok zor. O da Fenerbahçe sevgisi ile bu işi yapıyor. Oyuncularla her anında bizle ilgileniyor. Onun altındaki fizyoterapist ve masör ekibi de çok tecrübeli. Sayı olarak da diğer takımlardan çok fazla. Bütün antrenmanları bilimsel yapmaya çalışıyoruz. Günün sonunda bu işin içerisinde şans biraz var. Sakatlıklarımızın çoğu da maçta darbeyle oldu. Yüzde yüz kontrol edemediğimiz ama önlemini almaya çalıştığımız bir konu.

Vasilije Micic, Scottie Wilbekin, Anadolu Efes, Fenerbahçe Beko

ANADOLU EFES SERİSİNDE ÜÇÜNCÜ MAÇTA BARİZ HAKEM HATALARI OLDU“

Anadolu Efes ile oynadığımız üçüncü maçta bariz hakem hataları vardı. Kulüp olarak da hem federasyon nezdinde hem de kamuoyunda gerekli tepkileri verdik. Hakem üzerinden olayları yorumlamayı seven biri değilim ama o maçta hakemden canımız yandı. Kulüp tepkisini sonuna kadar her platformda dile getirdi. Play offlar psikolojik bir savaş. Kamuoyuna yaptığınız açıklamayla, sahadaki jest mimiklerinizle, hem maçlardaki teknik stratejilerinizle santraç, hem de psikolojik bir santraç. Özellikle yerel play offlarda bu daha öne çıkıyor. Sadece Türkiye olarak da değil. Tüm play offlara bakın, İtalya, Yunanistan…Basketboldan ziyade işin psikolojik tarafı biraz daha öne çıkıyor. Biraz özeleştiri yaparak bütün yerel platformlarda bunu düzeltmemiz gerekiyor. Bir kere yarı final serisinde Anadolu Efes ile karşılaşmak onların da bizim de beklediğimiz bir şey değildi. Şartlar öyle gerektirdi. Ev sahibi avantaj bizdeydi. İlk maçı beklemediğimiz kadar kolay kazandık. Belki bu durum psikolojik savaşta bize negatif, onlara pozitif bir motivasyon kaynağı da yaratmış olabilir. İkinci maçta bizim kontrolümüzde giden maçta üçüncü ve dördüncü periyotta biraz kontrolü kaybettik. Sonuna kadar mücadele ederek, sonda maç bize geldi ama yine çok ufak nüanslar…Belki yine orada 6 saniye kala oyun durmasa organize olamayıp doğru atışı bulamayacaklardı. Belki de bulacaklardı, yaşanmamış şeyi bilemezseniz. Her şeye rağmen iki kişinin üstünden o şutu atamayabilirdi. Kariyeri boyunca belki 50 tane atmıştır, atıyorum 10 tanesi girmiştir. Sloukas’ın şutuna dejavu olan bir pozisyondu. Bizim daha iyi yapabileceğimiz şeyler vardı ama zor bir şuttu, girmeyebilirdi. O şut girmese seri 2-0 olsaydı oradan serini çok döneceğine inanmıyorum. Biraz şans, biraz psikolojik faktörler. Sonrasında onlarda reaksiyon verdiler ve seriye tutundular. Üçüncü maçta hakem hataları olmasa kazanma şansımız vardı, dördüncü maçta sonuna kadar maçın içerisindeydik. Kazanma şansımız vardı. Beşinci maç olsa kendi sahamızda kazanarak o seriden çıkardık. Basketbol böyle bir spor, her anda iki tarafa da gidebiliyor. Bu anlamda biraz futboldan da farklı. Çok konsantrasyon ve dayanıklılık gerektiriyor. Kendi tarafımızdan özeleştiri yaparsam biraz daha saha içine odaklanıp, dış faktörlerden kendimizi arındırıp, daha basketbol odaklı olsaydık bence bir tık daha iyi işi yapabilirdik. Geleceğe yönelik kendimize alacağımız bir ders.

TRANSFER ÇALIŞMALARI

Taraftarların en keyif aldığı döneme geldik. Bizim için de en zor dönem. Bizim için transfer dönemi şu an başlamıyor. Sezon içerisinde fırsat buldukça hem koçla hem de teknik heyetle istişarede bulunup, gelecek sezonu planlamaya çalıştık. Kadromuzun içerisinde planımıza dahil olan oyuncuların hepsiyle sezon içerisinde aslında kontrat uzatma işlerini bitirdik. Şu anda kadromuzun %70-80’i kontrol altında. İstikrar önemli. En başta söylediğim gibi 3 senelik projenin başlangıcında kurduğumuz iskelet bizim inandığımız iskelet. Bence doğru yolda olduğumuzu sezon içerisinde birçok anda gösterdi. Biz buna sadık kalmak istiyoruz. İlk sermayemiz bu. Kimyamıza ve oluşturduğumuz iskelete inanıyoruz. Sil baştan yapmak çoğunlukla doğru sonuçlar vermiyor. 2-3 tane esnek olduğumuz pozisyon var. Bu pozisyonlar için çalışmalarımız devam ediyor. Basında şu dönem okuduklarınızın %99’una itibar etmeyin. Çok bilgi kirliliği var. Play off oynarken de birçok haber çıktı. Hepsi gerçeklikten uzak. Hiçbirinin bir dayanağı yok. (Willy Hernangómez ismin sorulması üzerine) Birçok isim yazılıyor. Avrupa piyasası çok dar. Yazılan isimlerin bazıları listemizde olan, takip ettiğimiz ve menajerleriyle durumlarını kontrol ve istişare ettiğimiz isimler. 7/24 menajerlerle ilgilendiğiniz oyuncularla ilgili konuşuyorsunuz. Bu demek değildir ki, teklif ve pazarlık yapıyorsunuz. Şu ana kadar duyurduklarımızın dışında bizim pazarlık haline geçtiğimiz, karar verip almaya çalıştığımız, aldığımız ya da alamadığımız hiçbir oyuncu olmadı. Bunun net olarak söyleyebilirim ama tabii ki düşündüğümüz isimler var. Çok fazla esnekliğimiz olmadığı için bütçeyi de tutturmayı gerektiğimiz için aradığımız pozisyonların dinamikleri kendi arasında değişebiliyor. Bazen oraya biraz daha para aktarıp farklı bir oyuncuya gidelim mi, orada fizikselliği arttırıp burada yaratıcılığa gidelim mi diye…Burada bu oyuncu yoksa bu oyuncu. Aslında öyle olmuyor. Pozisyonlar birbirine bağlı çünkü kimyayı tamamlamayı çalışıyorsunuz. Tek ricam taraftarlarımızdan bizim ağzımızdan duymadıkları şeylere itibar etmesinler. Konu Fenerbahçe olduğunda konuşulma katmanı çok daha fazla arttığı için daha fazla insanlar bunu yazıyor, sahipleniyor ve sosyal medyada da büyüyor. Şu ana kadar yazılanların gerçekliğe yakınlığı yok. Zaten bir gelişme olduğunda biz birebir bilgilendirme yapıyoruz. Çıkarlarımıza zarar gelmeyeceğini gördüğümüz zamanlamayla bu iletişimi yapıyoruz. Tahminim 2-3 haftalık süreçte kafamızdakileri şekillendiriyor, oluruz. Avantajımız aynı koçla devam ediyor, olmamız. Kimyamızın %80-90’ının devam ediyor olması. 7/24 koçla istişare ediyoruz. Sürekli yazıp çizerek doğruyu bulmaya çalışıyoruz. Günün sonunda Sertaç bey ve Başkanımızın onayı ile de ilerleyip son aradığımız hamleleri nihai haline getirmeyi umuyoruz. Kısa pozisyonda ve uzun pozisyonda eksikliğimiz var, belki bir iki Türk oyuncu değişikliği olabilir. Toplamda 3-4 hamleyle maksimum 5 hamleyle kadromuzu şekillendirmiş oluruz.

DorseyTyler-Fenerbahce-Olympiacos-Game3

„KONTRATLI OYUNCUMUZ BİZİM PLANIMIZA DAHİL OLAN OYUNCUDUR“

Bu dönemde sosyal medyada okuduğunuz şeylerin %99’una itibar etmeyin, bunu çok net olarak söylüyorum. Tyler Dorsey’in durumu ile ilgili olarak biliyorsunuz sezon ortasında bizim yapmış olduğumuzu bir hamleydi ve kendisiyle 2,5 yıllık kapalı bir kontrat imzaladık. Tyler’ı o dönemde bizim getirmemizin amacı daha çok ileriye dönük bir hamleydi. Tabii ki bu sezon bize yardım etmesini bekliyorduk fakat sezonun son döneminde gelip de bir oyuncunun bir yere adapte olup %100’ünü vermesi çok kolay değil. Dolayısıyla onu yaz döneminde almanın zor olacağını düşündüğümüz için böyle bir fırsat gelince değerlendirip, önümüzdeki 2 senelik plana dahil etmiştik. Bizim planlamamıza değişen hiçbir şey yok. Tyler ile ilgili pek çok söylenti var, ‘Koç ile arasında problem var’ vs. gibi ancak hepsi tamamen gerçeklikten uzak! Şunu da söyleyebilirim, bırakın Tyler’ı her oyuncunun birebir sezon içinde mutlu olduğu, mutsuz olduğu, rolünden memnun olduğu ve tatmin olmadığı, daha çok oynamak istediği ya da teknik olarak bazı şeylere kafasının takıldığı, gerek koçla gerekse benimle konuşması gerektiği bir çok an oluyor. Bu, bu işin doğasında olan şey. Bunun yaşanmadığı takım yok diyebilirim. Ben oyuncuyken çok yaşandığı da oldu, az yaşandığı da…

Yöneticilikte de bu sorunları çözmeniz gerekiyor. O yüzden bu iş 7/24 yaşayan bir iş. Bu işi böyle yaparsınız diye tarif etmek çok kolay değil çünkü her an karşınıza farklı problemler geliyor. Dolayısıyla belli nedenlerle memnuniyetsiz olan her oyuncu gelip bizi bununla paylaşmakta özgürdür. Tyler’ın durumuna bakacak olursak da, bildiğiniz gibi Türkiye Ligi play-offlarında kadroya giremedi. Çünkü Türkiye Ligi’nde 5 yabancı kuralı var. Metecan ile Şehmus’un sakatlıklarından dolayı insanlar bunu çok fazla böyle okumuyor ama 2 tane Türk oyuncunuz rotasyondan gittiği zaman sizin o 5 kişilik yabancı seçiminiz de bundan etkileniyor. Onları kullanamayacağınız için ona göre farklı 5 kişilik rotasyon seçmeniz gerekiyor. Bu tamamen teknik bir karar. Koç böyle bir karar aldı. Serinin sonuna kadar da seçiminin arkasında durdu. Doğrudur ya da yanlıştır, bu eleştirilebilir veya eleştirilmeyebilir. Kamuoyunun takdirinden olan bir şey. Bizim Tyler ile ilgili planlamamızda hiçbir değişiklik yok. EuroLeague’deki diğer takımlar sadece Tyler’ı değil, başka oyuncularımıza da ilgi gösteriyorlar. Bu haberlerin kaynağının oralardan çıktığını tahmin ediyorum. Bu da bir anlamda yaptığımız seçimlerin doğru olduğunu gösteren bir işaret. Şu an kontrat altında olan oyuncularımızın herhalde çoğu piyasaya çıksa çok ciddi talipleri olacak oyunculardır. Bildiğiniz üzere Tyler’ın Yunan pasaportu da var, Yunan takımları ilgileniyor olabilirler. Bizi çok fazla bağlayan bir durum yok. Herhangi bir oyuncumuz bize gelip ayrılmak istediğini söylerse, bizim kontratlı olan oyuncumuza bir teklif gelirse biz de yönetimimizle oturur o günün şartlarında değerlendiririz ama dediğim gibi Tyler, Melih ya da Motley… hiç fark etmez kim olursa olsun bizim bakış açımız aynıdır. Kontratlı oyuncumuz bizim planımıza dahil olan oyuncudur.