by Sam Amick & Tony Jones / Çeviri: Berkay Terzi / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 13 Haziran 2023 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Nikola Jokic ve Jamal Murray’nin şampiyonluk yüzüğünü takmasından yaklaşık altı yıl önce, Denver Nuggets‚ın 46 yıllık şampiyonluk hasretinin sona erdiği sona erdiği Ball Arena’da tüm o şampanyalar akmadan önce, muhtemelen serbest oyuncu olarak asla önlerine çıkmayacak türden bir yıldız için takas yapma şansları vardı: Kyrie Irving.
Bu, orta ölçekli bir organizasyonun yol ayrımına geldiği tek an değildi. Yakınından bile geçmedi.
Eski Nuggets yöneticisi Tim Connelly’nin 2015’te Sırbistan’dan Jokić’i ve bir yıl sonra Kentucky’den Murray’i şehre getirmesinden bu yana, telefonlar yüksek profilli oyuncularla ilgili kışkırtıcı olasılıklarla çalıyordu. Süper Takım modelinin tercih edilen bir yöntem haline geldiği günümüz NBA’inde, 2017 yazında Murray’i o zamanlar Cavaliers‚tan ayrılmak isteyen Kyrie Irving ile takas etme ihtimali kesinlikle ilgi çekiciydi. Tıpkı diğer zamanlarda olduğu gibi, karşılarına çıkabilecek yıldızlarla ilgili söylentiler havada uçuşuyordu. Jrue Holiday. Paul George… Liste uzayıp gidiyor.
Ama bu dürtüye direndiler. Sabırlı kaldılar. Jokić ve Murray’den oluşan bu dinamik ikilinin, playoff basketbolu tarihinin durdurulması en zorlu ikililerinden biri olacağına inandılar. Yine de geçtiğimiz playofflarda bu iki yıldızın etrafına daha tamamlayıcı bir kadro oluşturmadan başarıya ulaşamayacaklarını öğrendiler.
Bu, Nuggets’ın mimarı Tim Connelly’nin Minnesota’ya gidişini nasıl idare ettiğinin, onun yerine gelen eski NBA oyuncusu Calvin Booth’un koç Michael Malone ile birlikte nasıl parladığının ve geçen yıl yapılan üç hamlenin nasıl fark yarattığının hikayesidir.