by Nick Mac / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 21 Haziran 2023 tarihinde Fadeaway World‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de kontrat görüşmeleri sırasında en çok istenen maddelerden birisi “takaslanamaz” ibaresi. NBA tarihinde kontratlarında bu madde yer alan sadece 10 oyuncu oldu. Bu madde, oyuncuya dahil olduğu herhangi bir takası reddetme özgürlüğü tanıyor. Oyuncular bu maddeyi NBA’de en az sekiz, kontratı yapacakları takımda ise dört sezon oynadılarsa ekletebiliyorlar. 5.000’den fazla oyuncunun yer aldığı NBA tarihinde oyuncuların sadece %0.01’i bu maddeyi kontratlarına ekletebildi.
Son günlerde Bradley Beal’ın Washington Wizards‘tan Phoenix Suns‘a takaslanırken bu maddeyi kullanması sebebiyle bu durum tekrar gündeme geldi. Beal, Suns‘ta da bu maddeyi kontratında bulunduracak. Önümüzdeki sezonlarda Suns, oyuncuyu takaslamak isterse Beal’ın onayını alması gerekecek.
Beal’ın NBA tarihinde “takaslanamaz” maddesini kontratında bulunduran son oyuncu olması muhtemel. Çoğu takım artık oyunculara bu kadar fazla güç vermekten kaçınıyor, işlerine yarayabilecek bir takastan olmaktan çekiniyor. Victor Wembanyama ve Luka Doncic’in bu madde için en büyük adaylar olduğu günümüzden geçmişe bakıp kariyerlerinde bir kez de olsa bu maddeye sahip olmuş yıldızları hatırlayalım.
İşte karşınızda NBA tarihinde kontratlarında “takaslanamaz” ibaresi bulunan 10 oyuncu.
John Stockton
John Stockton 1996 yılında Utah Jazz ile olan kontratını üç yıl uzattığında hali hazırda NBA’de kendini kanıtlamıştı ve ligdeki son sezonlarına giriyordu. O yıla kadar Stockton, NBA’de 13 sezon oynamıştı ve bunların hepsinde Utah Jazz forması altındaydı. 1996’daki görüşmelerde Stockton’ın iki talebi olmuştu. En önemlisi ise takaslanmayacağına ve kariyerini Jazz’de bitireceğine dair bir güvenceydi.
Utah Jazz bu isteği memnuniyetle kabul etti ve Stockton, kariyerinin sonuna kadar organizasyonun bir parçası oldu. Takımın 1997 ve 1998’de final oynamasında en büyük etkiye sahip iki oyuncudan biriydi, kariyerinin sonu geldiğinde NBA tarihinin hem asist hem de top çalma rekorunu kırmıştı.
Stockton, Jazz ile hiç şampiyonluk yaşayamadı fakat organizasyon tarihinin en büyük figürlerinden biri haline geldi.
David Robinson
David Robinson, NBA’deki kontratları hakkında daha ligde tek bir maç oynamadan önce bile söz hakkına sahipti. Robinson, 1987’de Spurs tarafından birinci sıradan seçilmişti fakat hala ABD ordusuna bağlılığı bulunuyordu. Spurs ve Robinson’ın önünde seçenekler vardı. Robinson, orduya geri dönebilir ve görevleri bittiğinde serbest oyuncu olabilirdi, ya da Spurs ile parasını ve San Antonio’da kalmasını garanti edecek bir kontrat imzalayabilirdi.
Robinson tabii ki de ikincisini seçti.
Şartlar basitti. Robinson’ın maaşı NBA’de en çok maaş alan iki oyuncunun ortalaması kadar olacaktı ve takaslanamaz maddesi bulunacaktı. Bu durum Robinson’a geleceğini tamamen kontrol edebilme şansı ve kariyerinin devamında finansal özgürlük sağladı. Robinson’ın ligde Michael Jordan, Hakeem Olajuwon ve Shaquille O’Neal gibi oyuncular varken en çok maaş alan oyuncu olduğu dönemler bile oldu.
Spurs hiçbir zaman Robinson’ı takaslamaya niyetlenmedi, bu yüzden takaslanamaz maddesi de çok öne çıkmadı. Spurs, Robinson’ı genç yaşta organizasyona bağlamakla çok iyi iş yaptığını sonradan anladı. Çaylak sezonunda takıma bir önceki sezondan 37 fazla maç kazandıran Robinson, organizasyonun çehresini değiştirdi. Kariyeri boyunca MVP oldu, Yılın Savunmacısı seçildi, sayı kralı oldu ve San Antonio’da iki şampiyonluk yaşadı. Robinson, tarihin en iyi pivotlarından biri olarak görülüyor.
Kobe Bryant
2004 sezonunda Detroit Pistons, Los Angeles Lakers‘ı mağlup ederek NBA şampiyonu oldu. Lakers, Kobe Bryant ve Shaquille O’Neal’ın birlikte oynadığı dönemde 2000-2002 arası üç kez üst üste şampiyon olduktan sonra ilk final mağlubiyetini yaşamıştı. O dönemler tam da Kobe ile Shaq’in tartışma yaşadığı ve Lakers’ın Kobe ile devam etmeyi seçtiği dönemlerdi.
Lakers, Shaq’tan sonra Kobe etrafına kadro kurmaya çalışırken dip noktaları çok gördü. Playoffun kaçtığı sezonlar, final göremeden biten playoff maceraları da Kobe’nin O’Neal olmadan takımı şampiyon yapamayacağına yönelik düşüncelerin artmasına sebep oldu.
Bu durumlar da 2007 yılında Kobe’nin takasını istediği günlere yol açtı. Lakers, Pistons ile Richard Hamilton, Tyshaun Prince ve diğer bazı parçaların takıma katılacağı bir takas konusunda uzlaşmaya yakındı. Bryant ise kontratındaki “takaslanamaz” maddesini kullandı ve bütün krize rağmen Los Angeles ile sorunlarını çözmeyi başardı.
Gerisini hepimiz biliyoruz. Bryant, Lakers’ın takıma Pau Gasol’ü getirmesinin ardından 2009 ve 2010 yıllarında üst üste iki kez takımı şampiyonluğa taşıdı. Ayrıca 2008 yılında MVP oldu ve o iki şampiyonlukta da Finaller MVP’si seçildi. Bryant kariyerini de Lakers’ta sonlandırdı ve Bryant’ı organizasyon tarihinin en iyi oyuncusu olarak gören çok kişi var.
O “takaslanamaz” maddesi için şükretmek gerekiyor. Pistons efsanesi bir Kobe Bryant’a kulağa doğru gelmiyor.
Dirk Nowitzki
Dirk Nowitzki, 20 sezon boyunca Dallas Mavericks‘in NBA’deki bayrak taşıyıcısı oldu. 2007 yılında MVP seçildi ve 2011 yılında Mavericks‘i tarihin en zor şampiyonluklarından birine taşıdı. Takımla geçirdiği dönemde organizasyon tarihinin çoğu rekorunu kırdı ve en iyi oyuncuları olarak emekli oldu.
2010 yılı Mavericks ve Nowitzki için hayal kırıklığıyla tamamlandıktan sonra Dirk kontratındaki oyuncu opsiyonunu kullanmadı ve taraftarlar takımdan ayrılacağını düşündü.
Dirk’e Kobe Bryant’tan bir teklif geldiği ve Los Angeles’a çağrıldığı bile söylenmişti. Bildiğimiz gibi Dirk, Bryant’ın tavsiyesini reddetti ve Mavericks ile yeniden imzaladı. Peki en başta oyuncu opsiyonunu neden kullanmamıştı?
“Takaslanamaz” maddesinin kurallarına göre Nowitzki, bu maddeyi kontratında bulundurabilmek için Dallas ile yeni bir sözleşme imzalamalıydı. Nowitzki kariyeri boyunca Mavericks’te oynamak istiyordu. Taraftarlar da kendisi de isteklerini gerçekleştirebildi.
Yeni anlaşmasıyla ve hiçbir yere gitmeyeceğinin güvencesiyle Nowitzki, 2011 yılında efsanevi şampiyonluk yolculuğu yaşadı.