By Lefteris Moutis/ moutis@eurohoops.net
Son altı sezondur her yıl Turkish Airlines Euroleague’te oynayan takımların maç başına yaptıkları asist sayısı artıyor, bu da basketbolun farklı bir yönde ilerlediğini gösteriyor. Eurohoops.net bunu kanıtlamak için rakamları araştırdı, olguları inceledi ve konuyu iki uzmana, Sergio Scariolo ve Panagiotis Giannakis’e sordu.
Birçok bireysel rekor ve takımların müthiş performansları, bizim asist “olgularını” araştırmamıza sebep oldu ve sonuç olarak şüphelerimiz doğrulandı. 2010-11 sezonunda her takım ortalama 13,5 asist yapıyordu. Bu sayı her geçen yıl arttı ve artık takımlar maç başına 17,3 asist yapıyorlar!
Herhangi biri bu bilginin rastgele olduğunu düşünse bile, Euroleague’te asist alanındaki en iyi dokuz performansın (bir oyuncu tarafından bir maçta en az 14 asist yapması) sadece ikisinin turnuvanın ilk 10 yılında, 2000 ve 2010, gelmesi oldukça şaşırtıcı. Tyus Edney, Benetton Treviso formasıyla 5 Şubat 2004’te Olympiacos‘a karşı 14 asist yaptı. Theodoros Papaloukas ise Olympiacos formasıyla 12 Aralık 2009’da Entente Orleanaise’e karşı 14 asist yaptı. En iyi dokuz performansın kalan yedisi ise son altı yılda oldu (Stefan Jovic 19, Marcus Williams 17, Thomas Heurtel 15 iki kez, Taylor Rochestie 15, John Linehan 15, Milos Teodosic 14).
Ancak bu artış sadece bu oyuncuların kalitesiyle açıklanamaz çünkü önceki yıllarda da oyunu harika okuyan ve oldukça yüksek yaratıcılık içgüdülerine sahip birçok kaliteli oyun kurucu vardı. Konuyu aydınlatmak gerekirse, asist başarılı bir şut ya da hatta başarılı bir serbest atış öncesi verilen son pas anlamına geliyor.
Bazıları, takımların her maç attıkları sayı ya da maç başına yaptıkları hücum sayısının artışınının bunda büyük bir rol oynadığını düşünüyor olabilir. Ama hayır! Takımların ortalama üretkenliği her yıl artıyor ama bu yıl, biraz olsun düştü. Aynı şekilde, bazıları da bunun sebebinin son altı yılda pozisyon sayısının artması olduğunu söyleyebilir. Am bir kez daha birçok dalgalanma var. Tabii ki bu takımların yüzdesiyle de alakalı değil çünkü yüzdeler son yıllarda çok az değişkenlik gösterdi.
Aşağıdaki tabloda da görebileceğiniz üzere, asist üzerinden bulunan basket sayısındaki artış miktarı en çok son olanda görülebiliyor.
Burada asistlerden sonra atılan basketlerin yüzdelerini görebilirsiniz. Ve yüzde 2010-11 sezonunda %51,5’ken şimdilerde ise %62,3’e ulaştı. Basketbolda artış gösteren bir olgudan bahsettiğimiz kesin.
Sezon | Sayı | Pozs. | Asist | 2p.% | 3p.% | AS/FGM |
2015-16 | 76,6 | 73,7 | 17,3 | 51,4 | 35,3 | 62,3% |
2014-15 | 77,3 | 73,4 | 16,9 | 50,8 | 35,2 | 60,9% |
2013-14 | 74,7 | 71,9 | 15,8 | 50,9 | 35,3 | 57,7% |
2012-13 | 74,4 | 72,9 | 14,4 | 50,5 | 35,2 | 54,1% |
2011-12 | 73,9 | 73,4 | 13,8 | 50,1 | 33,8 | 52,1% |
2010-11 | 73,6 | 73,5 | 13,5 | 50,5 | 33,3 | 51,5% |
*AS/FGM: % Asist üzerinden üretilen basketlerin yüzdesi.
“Kolay” açıklama kurallardaki değişiklik sonucu 2014-15 sezonundan bu yana hücum ribaundundan sonra 14 saniyelik hücum süresi kalmasıyla açıklanaiblir. Bu değişikliğin doğal bir sonucu olarak skor ve pozisyon sayısı arttı. Ancak bu, altı yıllık artışı açıklamıyor ama yine de bu dönemde asistlerden sonra atılan basketlerin sayısı daha da arttı. Yine de bu süreç boyunca asistlerden sonra atılan basket sayısı, son yıllara oranla daha da büyük bir artış gösterdi.
Pek asist sayısının her maçta yükselmeye devam etmesinin nedeni nedir?
Euroleague basketbolu geçtiğimiz yıllarda gelişirken pivotlar atletik özellikleriyle daha dominant bir rol almaya başladı, asist sonrası sert smaçlar yapıyorlar. Her Euroleague takımında çemberin üzerinde oynayan ve alley-oop’larla skor üreten oyuncular var.
Ek olarak, Euroleague’de coaching yüksek seviyede ve koçlar ödevlerini rakiplerinin güçlü yönlerine çalışarak yapıyor. Çoğu birebir hücumlardan kaçınıyor. Hücumda etkileyici oyuncular sıklıkla skor üretmek yerine pas atmaya zorlanıyor. Sonuç olarak, basketbol daha çok takım sporuna dönüşüyor ve takımlar yüksek seviyede iş birliği yapıyor
Yardım savunmasının sonucunda birçok takım boşluklar yakalıyor ve her hücumda boş şutu cezalandırabilecek takım arkadaşlarını buluyor. Değişimin bir diğer faktörü ise hücumu daha fazla korumak, bu şekilde savunma geçtiğimiz yıllara oranla hücum oyuncularına daha az temas ediyor
Uzmanların görüşü
Sergio Scariolo
Oyun sürekli olarak büyüyor, gelişiyor ve daha çok bir takım oyunu olma yolunda ilerliyor. Basketbol, geçtiğimiz yıllara kıyasla daha atletik ve daha dominant uzunların kolay smaçlarla bitirdikleri pick and roll’ler üzerinden oynanıyor. Modern uzunlar top sürmüyor: yükseğe sıçrıyorlar ve genelde smaçlamak için topla buluşuyorlar. Örneğin, geçtiğimiz yıllarda muhteşem ikili oyun oynayan ancak Nikola Pekovic gibi bir uzuna sahip olan Panathinaikos, çok fazla asist yapmıyordu çünkü pivotları sayı üretmeden önce topla birkaç hareket yapmak zorundaydı. Aynı zamanda oyun genel olarak çok daha hızlandı ve ayrıca potaya yapılan penetrelerden sonra genelde boş üçlükler bulunuyor.
Genel olarak koçların yaklaşımı da oyuncuları oldukça geliştirdi. Örneğin, her maç 20+ sayı üreten oyuncu sayısı oldukça azaldı. Ayrıca çok az oyuncu 35 dakika oynuyor. Bunun dışında, son yıllarda hücumda çok yetenekli olan ve bire bir basketbol oynamayı seven oyuncu yok. Birçok savunma buna izin vermiyor. Savunmalar da inanılmaz gelişti ve yetenekli oyuncular üzerinde bir ya da iki oyuncu yardım savunması yapıyorlar.
Ek olarak insanların istatistiklere bakışları değişti. Asistlerin sayımı da değişenler arasında ve istatistik servisleri pas sayısında oyunculara karşı çok cömertler.
Panagiotis Giannakis
Asist sayısındaki artış, daha çok oyunun iki kısmıyla ilgili gibi gözüküyor. Tüm profesyonel basketbolcular artık ekstra pas vermeye özen gösteriyor ve bunun ne kadar önemli olduğunun farkındalar. Bunun sonucu olarak birçok umut vaat eden şut yaratılıyor. öte yandan, pick and roll’leri çok iyi oynayabilen birçok oyuncu var ve birçok takım da bunu kullanıyor. Doğal olarak iyi paslardan sonra çok kolay basketler atılıyor. Atletler, potaya giden takım arkadaşlarının verdikleri pasları iyi okumayı öğrendiler ve bununla birlikte verimli olmaya başladılar.
Avrupa’da basketbol artık takım çalışmasına dayanıyor ve yıldızlar topu ellerinde fazla tutmuyorlar ve pozisyonları zorlamıyorlar. Hatta, takım arkadaşlarının da katkı vermelerini sağlayacak yollar arıyorlar. Bu konudaki engel ise oyuncuların egolarını aşması ama bu da birçok yerde işe yarayacak bir durum.
Ancak şunu da söylemek zorundayız: Asist sayısındaki artış bizim daha iyi ya da daha verimli bir basketbol izlediğimiz anlamına gelmiyor. Eğer durum buysa, pozisyonlar ve skorlar da düzenli olarak artmalıydı ki bu şu anda olan bir durum değil.