By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Avrupa basketbolunda transfer kazanı kaynamaya devam ediyor.
Bu hafta bir yandan EuroLeague takımları önemli transferler yaparken diğer taraftan da kıta basketbolunun acı gerçeği bir kez daha yüzümüze vuruldu. NBA’de transfer sezonun başlangıcıyla birlikte EuroLeague’in üç önemli yıldızı Vasilije Micic, Sasha Vezenkov ve Dante Exum kariyerlerini oraya taşımaya karar verdi. Çok üzücü bir durum çünkü daha ilk günden EuroLeague, geçtiğimiz yıllarda MVP olmayı başarmış iki oyuncusu kaybetti. Ligin kalitesi için umarız devamı gelmez.
Avrupa’ya geri dönersek; ilk haftaki 11 transferin ardından bu hafta 9 transfer daha yeni takımlarına imza attı. Baskonia, Zalgiris Kaunas, Valencia Basket, Kızılyıldız ve Olimpia Milano yaz döneminin ilk transferlerini yaptı. 8 EuroLeague takımı ise henüz transfer döneminde bir hamleye başlamadı.
Kostas Sloukas, Nikola Mirotic, Sertaç Şanlı, Zach LeDay, Bojan Dubljevic, Milos Teodosic gibi önemli isimler hala bir takımla resmi olarak anlaşmadı. Bu isimlerin geleceklerini ileriki günlerde göreceğiz ama öncesinde Eurohoops Fırın, bu hafta gerçekleşen transferlerin notlarını verecek.
Yazıya geçmeden tekrardan hatırlatalım; bu notlandırmaları takımların durumuna göre yapıyoruz. Daha açık bir anlatımla, sadece isimi büyük diye bir oyuncunun transferine yüksek bir not vermiyoruz. Keza EuroLeague’in daha düşük bütçeli bir takımın yaptığı transfer de bu notlandırmada A, B gibi notlar alabiliyor.
Lafı daha fazla uzatmadan, EuroLeague’de bu haftanın transfer karnesi:
Turkish Airlines EuroLeague’de ilk haftanın transfer karnesini aşağıdaki linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
EuroLeague’in Haftalık Transfer Karnesi #1: Efes’in Yenileri, Milutinov ve Grimau
Yaz dönemi boyunca EuroLeague’deki transfer hamlelerini, sözleşme uzatmalarını ve kadroların son halini kaçırmamak için transfer dosyamızı takip etmeyi unutmayın!
Turkish Airlines EuroLeague Transferleri – 2023/2024
NOT: Sözleşmelerini uzatan oyuncular bu değerlendirme yazısına alınmamıştır.
NOT-2: Olimpia Milano‘nun Guglielmo Caruso ve Zalgiris Kaunas’ın Danielius Lavrinovicius transferleri daha çok yerel lig için yapıldığı için değerlendirmeye alınmamıştır.
Dejan Davidovac – Kızılyıldız
Davidovac, 1 yıllık CSKA Moskova macerasının ardından Kızılyıldız’a geri dönmeye karar verdi.
Bu yaz yerli rotasyonundan Ognjen Dobric’i kaybetmesi çok muhtemelen olan Sırp ekibi, doğru bir hamle yaptı ve eski oyuncusunu 2 yıllık sözleşmeyle takıma geri getirdi.
28 yaşındaki forvet, benim her zaman beğendiğim bir oyuncu oldu. Davidovac’ın ilk bakışta belki çok gösterişli bir basketbolu yok. Hatta tipi itibariyle biraz da yaşlı gözüküyor ama oyun aklı ve dış şut bitiriciliğiyle daha öncesinde de Kızılyıldız için güvenilir bir isimdi.
Sırp oyuncu, hücumda belki kişisel skor katkısı olarak Dobric’in geçen sezon verdiği katkıyı sunamayabilir ama forvetten top yönlendirebilmesi ve dış şutlarıyla – EuroLeague kariyerinde %38 ile oynadı – Kızılyıldız’a hücumda bir opsiyon olacaktır. Eğer konuşulduğu gibi Nikola Kalinic de Kızılyıldız’a katılırsa kanat rotasyonunda Sırp ekibi doğru bir kombinasyon yakalayabilir.
Ayrıca daha önceki Kızılyıldız döneminde de gördük ki; Davidovac, sorumluluktan kaçan bir oyuncu değil. Aksine büyük maçlarda ve playoff’larda her zaman öne çıkan bir oyuncu.
Kızılyıldız’ın geçen seneki gibi gösterişli bir kadro kurup kuramayacağını henüz bilmiyoruz ama Sırp ekibi en azından muhtemel bir Dobric ayrılığının çözümünü buldu.
Notu: C
Mam Jaiteh – AS Monaco
Transfer piyasası dedikodularından çok konuşulmuyor ama şu ana kadar AS Monaco transfer piyasasında doğru işler yapıyor.
Geçen sezon tarihinde ilk kez Final Four gören Fransız ekibinde, yıldızların hepsinin sözleşmeleri devam ediyor. Eğer beklenmedik bir durum olmazsa – Mike James’in NBA’e gitmesi gibi – geçen seneki ana rotasyonun üzerinden kurgu devam edecek. Avrupa basketbolunda kadro istikrarını korumak zaten büyük bir başarı. Geçtiğimiz yıllarda bunu başaran takımların meyvelerini aldığını sıklıkla gördük.
Monaco bu başarısının yanında Mam Jaiteh transferiyle birlikte kadro rotasyonunda eksik olan oyuncu profillini de doldurmayı başardı.
Fransız ekibi, geçtiğimiz sezon atletik pivotu Donta Hall’le çemberi korumayı başarsa da pota altında fizik gerektiğinde sorun yaşıyordu. Rakiplerin fizikli uzunlarını savunmak ve savunma ribaundlarını çekmek – en kötü 4. takım – onlar için bir dertti.
2.11 boyundaki Mam Jaiteh ise onlara bu konuda yardımcı olabilir.
Fransız pivot, güçlü fiziğiyle rakiplerin fizikli uzunları karşısında daha iyi iş çıkartabilir. Hall da eğer takımda kalırsa – NBA söylentileri var – çember savunması konusunda Monaco’ya yardımcı olabilir. Dahası Jaiteh, basketbolda çok konuşulmasa da perde kalitesi açısından da Monaco’nun eli güçlendirecektir. Hall perdeleme sonrasında hızlı devrilen bir oyuncu ve Monaco’nun hücum çeşitliliği açısından değerli ama Jaiteh daha geniş kalçalarıyla birlikte Monaco kısalarına perdelemede biraz daha zaman kazandırabilir. Küçük ama önemli bir detay.
Monaco geçtiğimiz yıllarda transferde daha çok sansasyonel isimlere gidiyordu. Terry Tarpey’in ardından Mam Jaiteh transferiyle birlikte bu yaz eksiklerini kapatmayı tercih ettiklerini gösterdiler. Eğer kadronun yıldızlarını koruyabilirlerse geçen sezona göre daha da tehlikeli bir Monaco görebiliriz.
Notu: C+
Nico Mannion & Nikos Rogkavopoulos – Baskonia
Baskonia bu yazın oltalarını attı.
EuroLeague’i iyi takip ediyorsanız Bask ekibinin Avrupa basketbolu için kritik önemini biliyorsunuzdur. Başkanları Jose Antonio Querejeta transferde yaptığı sihirbazlıklar sayesinde bu küçük Avrupa şehri takımının yıllardır EuroLeague’de mücadele etmesini sağlıyor. Peki bu nasıl yapıyor? EuroLeague’in birinci sınıf takımlarının henüz yeterli görmediği, potansiyelli oyuncuları bulup, geliştirip, sonrasında da ciddi bir buyout ile bu takımlara göndererek.
Tüm bu sürece daha öncesinde sıklıkla şahit olduk. Bu yaz da aynısını Darius Thompson’la göreceğiz. Geçen sezon Amerikalı guardı öne çıkartan Baskonia, bu yaz onu 600 bin euro gibi Avrupa basketbolu için ciddi bir bonservisle EuroLeague’in daha paralı takımlarına gönderecek. Bask ekibi, Darius Thompson’ı kaybetti beki ama boş da durmadı ve iki önemli genç yetenekle anlaşarak gelecek için yatırımlarını yaptı.
Baskonia’nın ilk hamlesi Nico Mannion oldu.
Geçtiğimiz yıl ilk kez EuroLeague’de izlediğimiz İtalyan guard, yeteneklerini beklendiği kadar sahaya yansıtamadı ama bunda takımının etkisi çok fazlaydı. İtalyan ekibinin kısa rotasyonunun çok geniş olması ve koç Sergio Scariolo’nun rotasyonu çok sevmemesi sebebiyle kendini pek gösteremedi. Şimdi kendini göstermek için Baskonia’ya imza attı.
Mannion draft edilmeyi başarmış, önemli bir potansiyel. Atletizmi, enerjisi ve oyun görüşüyle ileride Avrupa basketbolu adına önemli bir oyuncu olabilir. Oyununu daha ileriye taşımak için daha fazla sahada kalmaya ve olgunlaşmaya ihtiyacı var. Baskonia da ona bunu vaat ediyor. Üstelik Joan Penarroya da onun için doğru bir koç. Penarroya kısaların gelişiminde her zaman iyi iş çıkarmıştır. İspanyol koçun tempolu ve daha özgürlükçü basketbol tercihi Mannion için Scariolo’dan sonra çok iyi gelecektir.
Bask ekibi diğer hamlesini ise ülkemizden yaptı ve geçtiğimiz sezon Yukatel Merkezefendi Denizli Basket forması giyen Nikos Rogkavopoulos ile anlaştı. Tam bir Baskonia hamlesi.
Sözleşmesi biten Rokas Giedraitis’le yeni sözleşmede anlaşamayan Bask ekibi, daha gencini ve belki de daha potansiyellisini takıma getirdi.
22 yaşındaki Yunan forvet, geçen sene ligimizin izlemesi en keyifli oyuncularından biriydi. Açıkçası Denizli’de gösterdiği performansın ardından Yunanistan’ın dev takımlarının onu kaptıracağına pek imkan vermiyordum ama Baskonia, buna fırsat vermeden 3 yıllık sözleşmeyi verdi.
Rogkavopoulos, günümüz basketbolunda kanat oyuncusundan isteyeceğiniz şut ve fiziği fazlasıyla sunuyor. Elbette EuroLeague’in sertliğine alışması biraz zaman alacaktır ama Baskonia’da gösterdiği gelişimle birlikte birkaç yıl sonra bonservisle EuroLeague’in büyük takımlarından birine giderse hiç şaşırmam.
Genç ve yetenekli oyuncuların transferlerinde her zaman risk vardır. Sonuçta oyunları gibi karakterleri de henüz gelişmediği için başka bir takıma ve hatta ülkeye geçtiğinde dağılma ihtimali her zaman olasıdır. Mannion ve Rogkavopoulos için de bu risk elbette mevcut ama Baskonia, bu riski alarak gelecek için önemli bir fırsatı ele geçirdi.
Sonuçta büyük ikramiyeyi kazanmak için önce bilet almak gerekir!
Notu: B
Semi Ojeleye – Valencia Basket
Virtus Bologna’da geçen sezon kendini yeterince gösteremeyen sadece Nico Mannion değildi, Semi Ojeleye de aynı durumu yaşadı.
Yıllarca NBA’de oynadıktan sonra İtalyan ekibiyle ilk kez Avrupa’ya gelen Ojeleye’den hayliyle beklenti büyüktü. Dış şut problemi sebebiyle NBA’de tutunamasa da güçlü fiziği ve atletizmiyle EuroLeague için önemli bir oyuncu olabileceği bekleniyordu.
Aslında Avrupa’da ilk kez oynayan bir Amerikalıya göre fena da sezon geçirmedi. Hatta burada NBA’e göre çok daha iyi şut attı. – %46.1 üçlük yüzdesi – Fakat Virtus’un beklentilerin altında bir sezon geçirmesi onun da yeterince parlayamamasına sebep oldu. Oysa ki ilk senesinde 10.5 sayı ve 3.8 ribaund ortalamaları hiç de fena değildi. Valencia‘da benim gibi düşünmüş olacak ki; kulüp için önemli olan bir bonservis bedelini gözden çıkardı ve 300 bin dolar çıkış ücreti ödeyerek Ojeleye’yi takıma kattı.
Açıkçası bu noktada transferi iki taraf için de ayrı ayrı değerlendirmek gerekiyor.
İspanyol ekibi için bakarsak doğru bir hamle yaptılar. Maddi olarak güçlü bir takım sahibine sahip olmalarına rağmen Valencia bir türlü ileriye doğru o adımı atamadı. Hep belirli bir standardın takımı olarak kaldılar, takımı daha ileriye taşıyacak o yıldızları getiremediler. Öyle ki Gran Canaria’ya çekilmeseydi gelecek sezon yine EuroCup’a geri döneceklerdi. Kesin olarak Ojeleye onları daha üst seviyeye taşır diyemeyiz belki ama en azından zihniyet açısından daha doğru bir transfer. Üstelik geçen sezon iyi bir hücum takımı olmalarına rağmen kanat rotasyonundan istikrarlı bir şekilde sayı katkısı almakta zorlanmışlardı. Ojeleye geçen seneki oyunculara göre çok daha fazlasını verebilir. Üstelik James Webb’le birlikte kağıt üstünde savunmada da korkutucu bir ikili olarak gözüküyorlar.
Sadece Valencia için değerlendirseydik, bu transfere B notunu rahatlıkla verebilirdim ama Ojeleye’nin kişisel gelişimi için aynısını düşünmüyorum.
Ojeleye’nin Valencia gibi rotasyonun çok geniş olduğu bir takımdansa sürelerini daha bütün olarak aldığı bir takıma gitmesi onun kariyeri adına daha iyi olurdu. Alex Mumbru, rotasyon aşkı sebebiyle onu çok iyi oynadığı bir maçın 3. çeyreğinde tamamen unutabilir. Gelişimi için daha fazla süre alması gereken bir oyuncu için de bu durum hoş değil. Ojeleye muhtemelen Bologna’dan ayrılmak istiyordu ve bu sebeple İspanyol toprakları onu cezbetti ama gelecek sezon da kendini yeterince gösteremezse benim için hiç şaşırtıcı olmaz. Bu yüzden de bu transferin notunu B’den C’ye düşürmek daha doğru olacak.
Notu: C
Naz Mitrou Long – Zalgiris Kaunas
Geçen sezonun sürpriz takımı Zalgiris Kaunas ilk transferi Naz Mitrou Long ile yaptı.
Transfer dedikodularının gölgesinde bu transfer pek konuşulmasa da Litvanya ekibi, şu ana kadar kulüp bütçesine göre EuroLeague’de transfer döneminin en iyi hamlelerinden birini gerçekleştirdi.
Evet, Kanadalı guard geçen sezon Olimpia Milano‘da biraz beklentilerin altında kaldı ama açıkçası Milano‘da Shabazz Napier dışında kim beklentileri verebildi ki?
Geçen sene ilk kez EuroLeague’de oynayan Naz Mitrou Long, sakat başladığı sezonda Milano’nun da kötü gidişiyle birlikte istenen performansın altında kaldı. Üstelik detaylı baktığımızda Napier takıma katılıncaya kadar istatistik olarak Long’un performansı çok da kötü değildi. İlk on maçının altısında çift haneli sayılara ulaşmaya başardı. Napier ve Pangos’un dönüşüyle birlikte süreleri düşünce ortalamaları düştü.
Zalgiris‘in geçen sezon sakatlanıncaya kadar Keenan Evans’tan nasıl bir katkı aldığını düşünürsek, aynısını Naz Mitrou Long’dan da bekleyebiliriz. 29 yaşındaki guard, iki sezon önce Brescia’da yaptıklarıyla herkesin dilindeydi. Zalgiris onun kariyerine yeni bir ivme olabilir. Litvanya ekibinde bunu son yıllarda sadece Evans ile değil, Pangos ve Micic gibi isimlerle de başardı.
Messina gibi sahada hatayı hiç tahammülü olmayan bir koçtan sonra Kaunas ona iyi gelecektir. Keza Zalgiris için de iyi bir hamle çünkü geçen sezon sert ve karakterli bir takım olsalar da kısa yaratıcılığı açısından Evans’a çok bağımlıydılar. Eğer Naz Mitrou Long uyum sağlarsa Evans’ın da sakatlıktan dönmesiyle birlikte gelecek sezon daha da tehlikeli bir Zalgiris görebiliriz.
Kesinlikle yaz döneminin en iyi transferlerinden biri!
Notu: B+
Nigel Williams Goss – Olympiakos
Olympiakos, Nikola Milutinov’un ardından bir başka eski oyuncusu Nigel Williams Goss’u da Pire’ye geri getirdi.
Bu transfere de iki bakış açısından ilerlemek lazım.
Birincisi Avrupa’da yetenekli oyuncu bulmak giderek daha da zorlaşırken, Kostas Sloukas‘ın geleceği de belirsizken Pire ekibi, takımı ve kültürünü bilen yetenekli bir oyuncuyla anlaşarak çok iyi bir hamle yaptı. İşin bu tarafı doğru ve bir gerçek. EuroLeague’de yetenekli oyuncuyu bulmak da onu kadroda tutmak da çok zor. Hal böyleyken Olympiakos, her ne kadar Real Madrid dönemi çok parlak geçmese de tecrübeli ve yetenekli bir oyuncuyla anlaşması onlar adına önemli bir hamle.
Diğer taraftansa aynı Milutinov’da olduğu gibi bu transferde de kağıt üstünde uymayan noktalar var.
Sloukas‘ın Olympiakos’la devam etmediği bir durumda Pire ekibi guardlarından şut bulma konusunda fazlasıyla sorun yaşayacak. Thomas Walkup işin savunma tarafında çok değerli olsa da şut probleminin ne kadar can acıttığını geçen sezon Final Four’da gördük. Goss, Walkup’dan daha iyi bir şutör ama onun da oyunun defosu şutu… Geçen sezon olduğu gibi dışarıdan leblebi gibi şut atan bir Sasha Vezenkov’un da bu sene olmayacağını hesaba katarsak Walkup – Goss ikilisiyle birlikte Olympiakos’un hücumda alan açmak ve bulmakta sorun yaşayacağı aşikar.
Koç Bartzokas bu problemi çözmeye çalışacaktır ama açıkçası iş playoff ve Final Four’a geldiğinde takımların Olympiakos’un bu karnına saldıracağı da kesin.
İki bakış açısını bir araya getirirsek; Pire ekibi, mevcut pazara göre önemli bir transfer yaptı ama bu hamle sahaya çıktığında bekleneni veremezse bana sürpriz olmayacak. Bu sebepten de biraz acımasızca olacak ama benim bu transfere notum C +’da kalacak.
Notu: C+
Mathias Lessort – Panathinaikos
Yunanistan’ın diğer büyük takımı Panathinaikos ise Luca Vildoza’dan sonra ikinci önemli hamlesini Partizan’dan Mathias Lessort’u kopartarak yaptı.
Açıkçası bu transfer iki-üç yıl önce olsa benim notum oldukça düşük olurdu. Fransız pivot o zamanlarda çok iyi bir atletti ama devamlılığı ve oyun bilgisi oldukça düşüktü. Zaten bu yüzden de EuroLeague’de pek tutunamadı. Fakat Partizan Lessort’un kariyerinin değişim noktası oldu çünkü Zeljko Obradovic‘le birlikte ise sınıf atlayan bir Lessort’a şaahit olduk.
Partizan’da 1.5 yılı çok iyi geçiren 27 yaşındaki pivot, özellikle geçen sezon takımının başarısında büyük rol oynadı.
Lessort, Partizan’da devamlılığı bir problem değil, avantajı haline getirdi. Normalde onun gibi oyunu atletizme dayalı bir uzunun maçın devamında düşmesini beklersiniz. Fakat Obradovic‘le birlikte odaklanma sorununu çözen Lessort, geçen sezon EuroLeague’de son çeyreklerde en çok ribaund çeken yapan oyuncu oldu. Öyle ki birçok başa baş geçen maçta onun sahaya koyduğu enerjinin Partizan’ın maçı kazanmasına yardımcı olduğuna şahit olduk.
Koç Ergin Ataman’ın da genellikle rotasyonu sevmediğini düşünürsek Lessort’tan benzer bir performansı Atina’da da bekleyebiliriz. Üstelik Fransız uzun, Ergin Ataman’ın pota çevresinde iyi bitirici pivot isteğine de oldukça uygun bir oyuncu. Lessort, geçtiğimiz sezon %67.7’lik saha içi yüzdesiyle 12.0 sayı ortalaması tutturdu. Panathinaikos‘un yaratıcı kısalarının yanında benzer bir performansı burada da sergileyebilir.
Açıkçası transferle ilgili kafamdaki tek sorun, Lessort’un kariyeri. Daha önceki yıllarda da Lessort hayal kırıklığı yarattığı için Partizan’daki performansının yalancı bahar olma ihtimali var ama kağıt üstünde bu ihtimal birçok oyuncu için var. Bu sebepten biraz risk alacağım ve bu transfere B- vereceğim.
Notu: B-
Kevin Punter – Partizan
Biliyorsunuz, yazının kuralı gereği burada sözleşme yenileyen oyuncuları değerlendirmiyoruz ama Kevin Punter’in Partizan’da kalışı öyle bir etki bıraktı ki, değerlendirmeden olmazdı.
Partizan’da geçirdiği iki yılda oyununu çok daha olgunlaştıran Kevin Punter, bu sezon itibariyle bana göre EuroLeague’in en iyi 5 oyuncusundan biri haline geldi. Daha öncesinde bu konuda şüphelerim vardı ama playoff’ta Real Madrid deplasmanında yaptıklarıyla bu kesinleşti.
Böyle bir oyuncu serbest kaldığında ve NBA’e gitme ihtimali de pek olmadığında EuroLeague’in bütün büyük takımlarının ona talip olmasını bekliyorsunuz. Punter’da da öyle oldu. Amerikalı oyuncuya birçok takım teklif verdi ve hatta Barcelona’yla da anlaşma noktasına bile geldi.
Açıkçası yıldız oyuncu, Barcelona’yla anlaşsaydı buna çok üzülecektim çünkü bu durumda geçen sezonun en renkli takımlarından Partizan’ın yeniden yapılanması gerekecekti. Fakat son anda araya Zeljko Obradovic girince Punter, kariyerine Belgrad’da devam etmeye karar verdi.
EuroLeague’in güç dengesi adına iyi ki de öyle oldu. İddialı bir Balkan takımını playoff’ta görmek geçen sezon çok keyifliydi. Punter’ın yanında Zach LeDay’ın da Partizan’da kalmasıyla birlikte Sırp ekibi, en azından iki büyük oyuncusunu tutmayı başarmış oldu. Hem Partizan hem de EuroLeague tutkunları adına çok iyi bir haber bu.
Bundan dolayı da ilk A+’yı Punter’ın Belgrad’a kalmasına vereceğim.
Notu: A+
Eurohoops Fırın’daki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!