NBA’de 2000 Sonrası En Zor 5 Şampiyonluk

12/Tem/23 12:50 Temmuz 12, 2023

Berkay Terzi

12/Tem/23 12:50

Eurohoops.net
OAKLAND, CA - JUNE 19: LeBron James #23 of the Cleveland Cavaliers and Kyrie Irving #2 celebrate winning Game Seven of the 2016 NBA Finals against the Golden State Warriors on June 19, 2016 at Oracle Arena in Oakland, California. NOTE TO USER: User expressly acknowledges and agrees that, by downloading and or using this photograph, user is consenting to the terms and conditions of Getty Images License Agreement. Mandatory Copyright Notice: Copyright 2016 NBAE (Photo by Nathaniel S. Butler/NBAE via Getty Images)

Eurohoops Fırın, NBA’de son 23 yılın en zorlu 5 şampiyonluğunu listeledi.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Hangi yoldan ulaşırsanız ulaşın, NBA şampiyonu olmak her zaman çok zor bir başarı olmuştur. Çok sayıda takım aynı hedefle yola çıkar ve 82 maçlık yıpratıcı bir fikstürden geçer. Bu da yetmezmiş gibi basketbolun en üst noktası olan zorlu NBA playofflarını geride bırakması gerekir. Tüm bu uğraşlar sonucunda sadece bir takım mutlu sona ulaşır.

Her şampiyonluğun zorlukları var demiş olsak bile, bazı serüvenler çok daha zorlu ve yıpratıcı. Yakın tarihte şampiyonluğa ulaşanların kimisi NBA tarihinin en iyi takımlarıyla, kimisi de 50’nin üstünde galibiyet almış birden fazla ekiple çarpışmak zorunda kaldı. Bu yüzden onları ayrı bir kefeye koymakta yarar var.

Eurohoops Fırın, bugünkü yazı serisinde 2000 sonrasının en zor 5 şampiyonluğunu listeliyor.

5- Los Angeles Lakers (2009)

Kobe Bryant ve Los Angeles Lakers, Boston Celtics‘e karşı NBA Finallerinde başarısız olduktan bir sezon sonra, yarım kalan hikayeyi tamamlamak bir kez daha yola çıktı. Lakers, Bryant ve Pau Gasol önderliğinde sezonu 65 galibiyetle tamamlayarak Cavaliers‘ın bir maç önünde NBA’in en iyi derecesine sahip oldu.

Playoffların ilk turunda Lakers, 48 galibiyetli Utah Jazz ile karşılaşacaktı. Utah, Los Angeles’a karşı mücadele ederken Carlos Boozer ve Deron Williams 20 sayının üzerinde ortalama tutturdu. Ne yazık ki Jazz, Bryant’ın 27.4 sayı, Gasol ve Lamar Odom’un da 17 sayının üzerinde ortalamayla oynadığı beş maçta Lakers’a yenildi.

53 galibiyetli Houston Rockets ikinci turda Lakers’ın rakibi oldu. Yao Ming seride sadece üç maça çıkabildi ama Rockets‘ın silahları bununla sınırlı değil. Metta World Peace, Luis Scola ve Aaron Brooks serinin geri kalanında Rockets’a liderlik etti. Ming sakatlandığı esnada 2-1 geride olan Rockets, seriyi yedinci maça kadar götürmeyi başardı. Rockets gerçekten de saha içinde büyüyen bir takımdı ama Lakers 7. maçta Pau Gasol’ün 21 sayı ve 18 ribaundluk performansıyla üstünlüğü ele geçirerek Konferans Finallerinde Nuggets‘ın rakibi oldu. Bu yıl 54 galibiyetli Nuggets, genç oyuncusu Carmelo Anthony önderliğinde tarihinde ikinci kez Konferans Finaline yükselmişti. Kobe Bryant seride 34.0 PPG ortalamayla durdurulamaz bir performans sergileyerek Denver’ı altı maçta devirdi.

Üst üste ikinci NBA Finallerine yükselen Lakers, Dwight Howard ve Orlando Magic ile eşleşirken tüm momentuma sahipti. Döneminin en iyi takımlarından olan 2009 Magic, seride sadece tek bir maçta çift haneli fark yedi ve genel olarak Lakers ile kafa kafaya oynadı. Fakat son sözü söyleyen her zaman Kobe Bryant oldu. 32 sayı ortalamayla Bryant, Lakers’ı 2002’den beri ilk kez şampiyonluğa taşıdı ve bunu yapmak için üç tane 50+ galibiyetli takımı elemek zorunda kaldılar.


4- Detroit Pistons (2004)

2000’lerin başı, Bad Boy Pistons efsanesinin yeniden ayağa kalkmaya başladığı yıllardı. 2002’de Doğu yarı finali, 2003’te Doğu finali gören Detroit Pistons, 2004’te hikayeyi tamamlayıp zorlu bir şampiyonluk serüvenine çıkacaktı. 2003-04 Detroit Pistons, bir önceki yıl Doğu finali oynamış sağlam bir oyuncu grubuna sahipti. Ancak sezon ortasında uzun forvet Rasheed Wallace için yapılan takas onları gerçekten harika bir takım haline getirdi. Sezonu 54 galibiyetle Doğu’nun ikinci sırasında tamamlayan Pistons, buna rağmen ligin favorilerinden biri değildi.

Doğu’da Indiana Pacers ve New Jersey Nets, Batı’da ise LA Lakers, San Antonio Spurs ve Minnesota Timberwolves öne çıkan takımlardı. Fakat bu kadro kendine has bir kimlik yaratmayı başardı. Detroit, NBA tarihinin en iyi savunma takımlarından biri oldu ve inanılmaz bir şampiyonluğa ulaştı.

İlk turda Ray Allen önderliğindeki Milwaukee Bucks‘ı 4-1 ile geçen Detroit Pistons, ikinci turda son Doğu şampiyonlu New Jersey Nets ile eşleşti. Kıran kırana geçen seride Detroit Pistons, 2-0 öne geçse de 3-2 geriye düştü ama bu kadronun kodlarında pes etmek yoktu. 81-75 ve 90-69 biten iki maçın sonucunda Pistons 4-3 ile tur atladı ve çok daha zorlu bir takıma, Indiana Pacers‘a hazırlanmaya başladı. Pacers hem Doğu’nun favorisiydi hem de bu iki takım arasındaki rekabet o yıllarda zirve yapmıştı. Detroit Pistons, Reggie Miller, Jermaine O’Neal ve Ron Artest’li Pacers’a altı maçlık seride üstünlük sağlayarak 14 yıl sonra NBA Finali’ne döndü.

 

NBA Finallerinde ise rakip Los Angeles Lakers‘tı. Lakers, 2000’den 2002’ye arka arkaya üç şampiyonluk kazanmış son derece dominant bir takımdı. Soyunma odasında yaşanan sorunlar ve yaşlanan kadro onları bir nebze yavaşlatsa bile Batı’yı domine edip NBA Finali’ne gelmekte sorun yaşamamışlardı. Shaq ile Kobe’nin yanında Gary Payton ve Karl Malone vardı. 2003’te bir yıl ara verdikten sonra 5 yılda 4. şampiyonluk için savaşacaklardı ama Chauncey Billups, Ben Wallace, Rasheed Wallace, Tayshaun Prince ve Richard Hamilton bu ünlü Lakers takımına geçit vermedi.

Detroit’in müthiş savunması, Kobe ile Shaq’ın hızını kesti ve 4-1’lik skorla şampiyonluğu getirdi.


3- San Antonio Spurs (2014)

San Antonio Spurs, 2013 NBA Finalleri’nde Miami Heat‘e yedi maç sonunda mağlup olmuştu. Kötü haber ise şuydu: Tim Duncan 37, Manu Ginobili 36, Tony Parker 32 yaşına gelmişti. Spurs buna rağmen dur durak bilmedi ve normal sezonu 62 galibiyetle tamamladı. Ana üçlü yaşlanmış olsa bile Popovich sisteminde tıkır tıkır işliyordu ve onlara bir de genç yıldız Kawhi Leonard katılmıştı.

Ancak Spurs’ün playoff macerası az kalsın ilk turda bitiyordu. Tecrübeli yıldızların çarpışmasında 50 galibiyetli Dallas Mavericks, Spurs’ü yedinci maça kadar götürmeyi başardı. Tony Parker, Tim Duncan ve Manu Ginobili’den 17şer sayının üstünde katkı alan Spurs, ilk turu zor da olsa geçmeyi başardı. İkinci turda onları bu sefer 54 galibiyetli Portland Trail Blazers bekliyordu. Trail Blazers, Damian Lillard ve LaMarcus Aldridge dışındaki oyunculardan katkı almakta zorlanınca Tony Parker liderliğinde San Antonio Spurs tur atladı.

Batı Finali’ndeki Spurs – Thunder serisi ise tam bir klasik olacaktı. 2012’de final oynayan Thunder 2014’te 59 galibiyet almıştı ve Batı şampiyonluğu için Spurs’e meydan okumaya hazırdı. Russell Westbrook ve Kevin Durant 25 sayının üstünde ortalamalar yakalayarak serinin yıldızlarıydı ama San Antonio’da çift haneli skor üreten altı oyuncu vardı ve Popovich’in takım oyununa direnemediler. Thunder’ı 4-2 ile geçen Spurs, üst üste ikinci kez finalde Miami’nin rakibi olacaktı.

Miami Heat 2014 sezonunda 54 galibiyete sahipti ve üst üste dördüncü kez NBA Finallerine yükselmişti. Spurs, meşhur NBA dağının zirvesine geri dönmeye kararlıydı ve beklenmedik bir Finaller MVP’si performansı alacaktı. Kawhi Leonard, 2011 NBA Draftı’nda San Antonio tarafından neden bu kadar çok istendiğini tüm dünyaya gösterecekti. Leonard, Spurs’ün Heat’i beş maçta geçtiği seride LeBron James’e karşı gösterdiği savunma performansıyla Finaller MVP’si ödülünü kazanacaktı. Spurs üç tane 50 galibiyetli ve bir tane de 49 galibiyetli takımı devirerek yeniden zirveye çıktı ve 1999’dan bu yana beşinci NBA şampiyonluğunu kazandı. Bu şampiyonluğu daha da etkileyici kılan şey, takımın ana oyuncularının yaşlanmış olmasıydı. Ayrıca bu şampiyonluk, Miami Heat hanedanlığını dağıtacaktı.


2- Cleveland Cavaliers (2016)

2014-15 sezonu öncesinde LeBron James’i evine geri getiren Cleveland Cavaliers, Kral’ın ilk yılında şampiyonluğa çok yakındı ama Golden State Warriors‘ın yükselişi onları şampiyonluktan alıkoydu. 2015-16 sezonuna girilirken Cavaliers, 2015 Finali’nin intikamını almaya çalışıyordu. Normal sezonu 57 galibiyetle noktalayan Cavaliers, bir kez daha Doğu’nun favorisiydi.

İlk iki turda 44 galibiyetli Detroit Pistons ve 48 galibiyetli Atlanta Hawks ile eşleştiler. Cleveland Cavaliers beklenileceği üzere hiç zorlanmadı ve iki rakibini de süpürerek Doğu Finali’ne adını yazdırdı. Bu seferki rakip, 56 galibiyetle konferansı ikinci sırada bitiren Torontoo Raptors‘tı. Kanada ekibi, Toronto’yu ilk kez NBA Finallerine taşıması beklenen Kyle Lowry ve DeMar DeRozan tarafından yönetiliyordu. Ancak LeBron James ve Kyrie Irving bu planları bozdu. Cavaliers, Raptors‘ı altı maçta devirerek Golden State Warriors‘a karşı üst üste ikinci kez Finallere katılma hakkı kazandı.

Bu noktaya kadar Cavaliers’ın yolu kolay görünüyor ama zaten asıl zorluk NBA Finali’nde başlıyor. Çünkü Warriors, 2015’tekinden çok daha farklı bir takımdı. 73 galibiyet ile NBA rekoru kıran Warriors, çoğu kişiye göre tarihin en iyi takımıydı ve final serisine favori olarak giriyordu. Bu kadar zorluk yetmedi mi? Warriors, ilk dört maçın üçünü kazanarak büyük bir avantaj yakaladı ve ikinci şampiyonluktan sadece bir adım uzaklıktaydı. Kutlamalar başlamıştı bile ama LeBron James ve Kyrie Irving bir kez daha bir şehrin planlarını bozdu.

O güne kadar NBA Finali’nde 32 takım 3-1 geriye düşmüştü ve oradan dönebilen çıkmamıştı. Fakat Cleveland Cavaliers bunu başardı. LeBron James 29.7 sayı, 11.3 ribaunt, 8.9 asist ve üst düzey bir savunma performansıyla tarih yazdı. Koca sezonda 9 maç kaybeden Warriors’ı üst üste üç maçta yendiler ve daha önce kimsenin görmediği bir başarıya imza attılar. 3-1’den geri dönüş, LeBron’un Iguodala’ya bloğu, Kyrie’nin üçlüğü gibi çok sayıda epik hikaye ortaya çıktı.

Doğu Konferansı serileri Cavaliers için çok zorlayıcı gözükmese bile finalde yaşananlar Cavaliers’ı listenin ikinci sırasına koyuyor.

 


1- Dallas Mavericks (2011)

Karşınızda 2000 sonrası NBA’in en zor şampiyonluğu. Dallas Mavericks‘in 2011’deki başarısı, hikaye ve sürprizler bakımından tarihin en etkileyicilerinden biri. Mavericks o sezonu 57 galibiyetle Batı’nın 3. sırasında bitirmişti ama açıkçası şampiyonluk adayı olduklarını hemen hemen kimse düşünmüyordu. Çünkü Mavericks, 2000’lerde 60 galibiyete çok rahat yaklaşabiliyordu ama iş playofflara geldiğinde çoğu zaman ilk turda veya ikinci turda sezona veda ediyordu. Öyle ki, son 10 playoffun 8’inde Batı finalini bile görememişlerdi. Ayrıca takımın en skorer dört oyuncusu 30 yaşın üstündeydi ve zorlu Batı’da uzun bir playoff serüveni çıkarabileceklerine kimse inanmıyordu.

İlk turda 48 galibiyetli Portland Trail Blazers ile eşleştiler. Dirk Nowitzki’nin 27.3 sayı ve Jason Terry’nin 17.3 sayılık performanslarıyla Mavericks, Portland’ı altı maçta eledi. Playoffun en şaşırtıcı sonuçlarından biri, Mavericks’in üç sezondur NBA finali oynayan ve sezonu 57 galibiyetle tamamlayan Los Angeles Lakers‘ı süpürmesiydi. Mavericks, Nowitzki ve Terry’nin büyük performansları sayesinde Kobe ve Gasol’lü Lakers‘ı dört maç boyunca hüsrana uğrattı. Dallas, Batı Konferansı Finallerine yükselirken bu süpürge tüm dünyayı şok etti.

Batı Finalleri’ne de favori olmadan giren Dallas Mavericks, Kevin Durant ve Russell Westbrook önderliğindeki 55 galibiyetli Oklahoma City Thunder‘ı 4-1 ile geçmeyi başardı. Thunder henüz tecrübesiz olmasına rağmen ve seri 5 maçta sonuçlanmasına rağmen Dallas, turu geçmek için Dirk Nowitzki’nin 32.2 sayı ortalama yakalamasına ihtiyaç duyacaktı.

Dallas’ın en zor sınavı ise NBA Finalleri’ndeydi. Nowitzki ve Mavericks kendilerini LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh’un liderliğindeki 58 galibiyetli Miami Heat karşısında yine zayıf rakip olarak bulacaklardı. Büyük Üçlü karşısında kimse Dallas’a şans tanımıyordu, özellikle de seride 2-1 geriye düştükten sonra… Nowitzki önderliğindeki yaşlı kadro, üst üste üç maç kazanmayı başardı ve Mavericks’i kulüp tarihindeki tek şampiyonluğa ulaştırdı.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!

2023-24 EuroLeague kadrolarına ve transferlerine ulaşmak için tıklayın!