By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Sonunda Turkish Airlines EuroLeague’de transfer yapmayan takım kalmadı.
Bu haftaya kadar transfer dönemini sessiz geçiren Real Madrid, Bayern Münih ve ALBA Berlin’in de hamle yapmasıyla birlikte EuroLeague’deki bütün takımlar gelecek sezon için en az bir transfer yapmış oldu.
Haftanın genelinde ise EuroLeague’de takımlar bu hafta tam 17 transfere imza attı ama tabii ki en dikkat çekicisi Kemba Walker’dı. AS Monaco, daha önce 4 kere NBA’de All-Star olan yıldız oyuncuyu Avrupa’ya getirerek herkesi şaşırttı.
Walker ve diğer 16 oyuncunun transferini sizler için notlandıracağız ama yazıya geçmeden bir kez daha tekrardan hatırlatalım; bu notlandırmaları takımların durumuna göre yapıyoruz. Daha açık bir anlatımla, sadece ismi büyük diye bir oyuncunun transferine yüksek bir not vermiyoruz. Keza EuroLeague’in daha düşük bütçeli bir takımın yaptığı transfer de bu notlandırmada A, B gibi notlar alabiliyor.
Lafı daha fazla uzatmadan, EuroLeague’de bu haftanın transfer karnesi:
Turkish Airlines EuroLeague’de ilk dört haftanın transfer karnesini aşağıdaki linke tıklayarak okuyabilirsiniz.
EuroLeague’in Haftalık Transfer Karnesi #1: Efes’in Yenileri, Milutinov ve Grimau
EuroLeague’in Haftalık Transfer Karnesi #2: Punter’ın Dönüşü, Monaco ve Rogkavopoulos
EuroLeague’in Haftalık Transfer Karnesi #3: Sloukas’ın Kararı, Darius Thompson ve Yeni Hines?
EuroLeague’in Haftalık Transfer Karnesi #4: Fenerbahçe Beko, Hernangomez, “Çılgın” Kızılyıldız
Yaz dönemi boyunca EuroLeague’deki transfer hamlelerini, sözleşme uzatmalarını ve kadroların son halini kaçırmamak için transfer dosyamızı takip etmeyi unutmayın!
Turkish Airlines EuroLeague Transferleri – 2023/2024
NOT: Sözleşmelerini uzatan oyuncular bu değerlendirme yazısına alınmamıştır.
Justin Bean – ALBA Berlin
Transfer sessiz takımı ALBA Berlin, ilk hamlesini Avrupa basketbolu için pek bilinmeyen bir isimle yaptı.
Alman ekibi, daha önce hiç Avrupa’da oynamayan Amerikalı forvet Justin Bean’le 3 yıllık sözleşme imzaladı. Oyuncu hakkında çok büyük ahkam kesemeyeceğim çünkü daha önce sadece bir kere izleme fırsatım oldu. Zaten kendisi NCAA’den 2022’de mezun oldu. Geçen sezonu da G-League’de geçirdi.
Oyuncunun dikkat çeken iki önemli özelliği var; şut ve ribaund yeteneği!
26 yaşındaki Bean, özellikle orta mesafeden çok iyi bir bitirici. Kolejdeki son sezonuyla birlikte şutunu üç sayı çizgisinin gerisine taşısa da genellikle orta mesafeden bitirmeyi tercih ediyor. Pozisyonuna göre boyu çok uzun olmasa da enerjisi ve sezgileriyle ribaundlarda da etkili bir isim.
Açıkçası EuroLeague ve sertliğine çok hazır olduğunu düşünmüyorum. ALBA Berlin her zaman olduğu gibi 3 yıllık bir proje içerisinde onu geliştirmeye ve Avrupa basketboluna adapte etmeye çalışacaktır ama şu an için bir EuroLeague oyuncusu değil. Hatta EuroLeague’den önce İspanya’nın alt takımlarına gitse belki de onun için daha iyi olurdu.
Alman ekibinin transferdeki mantığını anlayabiliyorum ama Bean de 3 yıl beklemeye değecek kadar büyük bir yeteneği var mı ondan da emin değilim. Bu sebepten elim C-‘den fazlasına gitmiyor.
Notu: C-
Kassius Robertson – Valencia Basket
Transfere hızlı giren Valencia Basket, biraz durulduktan sonra bu hafta da Kassius Robertson’la anlaşarak yeni sezon kadrosuna bir ekleme daha yaptı.
Daha önceki yıllarda Avrupa’nın alt seviye takımlarında oynayan Kanadalı guard, geçen sezon Monbus Obradoiro’da yaptıklarıyla dikkatleri üstüne çekmişti. 29 yaşındaki oyuncunun dikkatleri üstüne çekme sebebi ise skorerliği!
Geçen sezonu çok iyi geçiren Kassius, 17.4 sayı ortalamasıyla İspanya Ligi’nin sayı kralı olmayı başardı. Özellikle Baskonia‘ya 9/14 üçlük isabetiyle 44 sayı atması fazlasıyla konuşulmuştu. Skorerlik açısından gerçekten önemli yetenekleri var. Dış şutu bir yana topla kendi skorunu üretebilen ve çembere gidebilen bir oyuncu. Bu da onu savunmayı çok zorlaştırıyor. Özellikle de ritmini bulduğu zaman!
Skorerlik dışında ise pek bir artısı yok açıkçası. Kanadalı oyuncu, topu pek paylaşan bir oyuncu değil. Hatta basketbolda pas yasaklansa bence gayet memnun olur. İşin savunma tarafında ise pozisyonuna göre küçük kalıyor. Açıkçası top çalma dışında da bir efor sergilediğine de pek şahit olamadım.
Skorerliğiyle EuroLeague’de birkaç maçta dikkat çekecektir ama daha fazlasını verebileceğini sanmıyorum. Bir kere ritim oyuncusu ve Valencia belki de EuroLeague’de en fazla rotasyon yapan takım. Ayrıca geçen sezonki Shannon Evans da harika bir skorerdi – belki de Kassius’tan daha da iyiydi – ama hem EuroLeague’in sertliği hem de Valencia’nın rotasyonu sebebiyle hiç kendini gösteremedi.
Kassius’un da daha fazlasını yapabileceğini pek sanmıyorum. Sanırım C yeterli olacaktır.
Notu: C
Paris Lee – LDLC ASVEL
Basketbola ilgili hep şuna inanırım; bir oyuncu başarısız gözüküyorsa bunda ilk olarak takım planlaması sebeptir. Paris Lee’in de hikayesi böyle!
Amerikalı guard, AS Monaco’dayken iyi bir görev adamıydı. Belki takımın tavanını çok yükseltmiyordu ama Mike James’siz dakikalarda potaya dikine gitmesi sayesinde bazı problemleri çözebiliyordu. Panathinaikos‘ta ise ondan beklenti yükseldi ve bir rol oyuncusundan daha çok, takımın ilk guardına dönüştü. Haliyle bu durum hem Yunan devi için hem de Lee için ters tepti. Çünkü 29 yaşındaki guard, EuroLeague’de bir takımın ana oyun kurucusu olabilecek yeterliliğe sahip değil. Hele hele Panathinaikos gibi bir takım için hiç değil.
ASVEL’de muhtemelen onu Monaco’daki gibi izleyeceğiz. Nando De Colo’nun arkasında, onun sahada olmadığı anlarda enerjisi ve potaya gidebilmesi sayesinde sorun çözmesi beklenecek. Savunmada da en azından De Colo’nun büyük zaafiyetine yardımcı olabilecek.
Yeterli mi? Elbette değil. Bu hamle ASVEL’i bir anda playoff yarışı verebilecek bir takım haline getirmeyecek ama en azından guard rotasyonuna bir derinlik ve farklılık katacaktır. ASVEL’de geçen sezon bu neredeyse hiç yoktu. Paris Lee, burada da iş yapamazsa muhtemelen onu bir daha EuroLeague’de görmeyiz.
29 yaşındaki oyuncuyu çok beğenmesem de ASVEL’in durumu sebebiyle C bu transfer için kötü bir not olmayacaktır.
Notu: C
Brady Manek – Zalgiris Kaunas
Zalgiris Kaunas transferde az ama öz iş yapmaya devam ediyor.
Litvanya ekibi, geçtiğimiz sezon Türkiye’de TOFAŞ formasıyla dikkat çekici bir performans sergileyen Brady Manek’i kadrosuna kattı. Çok da iyi iş başardı.
Nedense Manek aklımda Avustralyalı olarak kalmış. Kolej sonrasında Avustralya’ya gitmesi bunda bir sebep olabilir ama bundan da daha çok oyun tarzını benzetmem de sanırım bu hataya sebep oldu. Çünkü Avustralyalı oyuncularda görmeye alışık olduğumuz birçok şey onda da var. İyi bir oyun bilgisi, göründüğünden daha atletik olma, toplu ve topsuz oyun devamlılığı ve iyi bir dış şut becerisi!
Avrupa’ya gelmiş Avustralyalı oyuncuları bir düşünün… Hemen hemen hepsinde bunlar vardır. Manek’te de – kendisi Amerikalı – var ve bence bu çok değerli. Forvet oyuncusu, inanılmaz büyük bir yetenek değil ama bu saydığım özellikler onun EuroLeague seviyesinde iyi bir rol oyuncusu olması için yeterli olacaktır.
Zalgiris içinse bu çok iyi bir fırsat çünkü geçen sene neredeyse hiçbir şey alamadıkları Tyler Cavanaugh yerine oyunun her alanına az çok katkı verebilecek bir oyuncuya sahip oldular. Geçen sezon rotasyon devamlılığında sorun yaşadıklarını düşünürsek bu onlar adına çok iyi bir hamle oldu.
Normalde iyi görev adamlarına C+’dan fazlasını vermiyorum ama Manek için içimde iyi bir hissiyat var. Bence yolu NBA’e düşmezse uzun yıllar EuroLeague’de iyi işler yapacaktır. Bu yüzdende de bu transfere B- veriyorum.
Notu: B-
Jaleen Smith – Virtus Bologna
Fazla beklenti insanın algılarını bozabiliyor.
2 yıldır ALBA Berlin’le EuroLeague’de izlediğimiz Jaleen Smith, benim beğendiğim bir oyuncu. Amerikalı oyuncu, Almanya’da çok dominant bir performans sergilemese de sahada yapabildikleriyle hep daha fazlasını verebileceğini, bir gün daha hedefli bir takımda rol üstlenebileceğini hissettirdi. Bu sebepten Jaleen, başka bir takıma gitse transferini fazlasıyla övebilirdim ama sorun o değil, sorun Virtus Bologna!
Yıllar sonra Avrupa basketbolunun efsane takımlarından biri, EuroLeague’e geri dönünce insan ister istemez heyecanlanıyor ve beklentisini artırıyor. Virtus Bologna ise şu ana kadar bu heyecanın karşılığını hiç veremedi. Geçen sezonları uzun yıllar sonra ilk sezonlarıydı, affı olabilir. Fakat u sezon transfer piyasasında daha agresif olabilirlerdi. İtalyan ekibi bunun yerine rol oyuncularıyla kadroyu doldurdu. Açıkçası Jaleen Smith ve Devontae Cook dışındaki hamleler de yetersiz veya gereksizdi.
Jaleen oyunun her iki tarafında da iyi bir oyuncu ama kısa rotasyonunu taşıyacak, takımı playoff yarışına dahil edebilecek bir oyuncu değil. Hele hele Sergio Scariolo’nun elinde hiç değil.
Virtus Bologna’nın daha fazlasına ihtiyacı var. Jaleen, benim beklentilerim üstünde bir şekilde sınıf atlamadığı sürece İtalyan ekibi için yeterli olmayacak. Transfere C+ vereceğim ama bunun sebebi Amerikalı oyuncuya olan sempatimden dolayı. Yoksa Virtus Bologna’nın transfer politikasını pek doğru bulmuyorum.
Notu: C+