by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
NBA’de bir şampiyonluk kazanmak için çok fazla değişken faktör var. Bazen zafere gidiyormuş gibi görünen bir takım sakatlıklar ya da çeşitli engellerle karşılaşır. Bazen de beklenmedik bir rakip ortaya çıkar ve hayalleri suya düşürür.
Basketbolun evriminde büyük bir yere sahip takımların bile ipi göğüsleyemediği zamanlar oldu. Günün sonunda sadece şampiyon olan takım hatırlanıyor ama hafızalardan silinmemesi gereken bazı ekipler de mevcut.
Eurohoops, NBA’de 2000 sonrası dönemde şampiyon olamamış en iyi 5 takımı listeledi.
5. 2004-05 Phoenix Suns
Steve Nash 2004 yazında Suns ile sözleşme imzaladığında kimse olacakları tahmin edememişti. 2003-04 sezonunu 29 galibiyetle tamamlayan Phoenix Suns, 2004-05’te tam 62 galibiyet aldı ve zorlu Batı Konferansı’nı lider bitirdi. Bu dönüşümü büyük ölçüde Steve Nash’in oyun aklına borçluydu ve o zaman 30 yaşında olan Nash, ilk MVP ödülünü kazandı. Mike D’Antoni’nin yüksek tempolu basketbolu, bugünün NBA’inde gördüğümüz basketbolun önünü açtı.
“7 saniye ya da daha azı” hücum temasıyla Suns, ligin hücum istatistiklerini alt üst etti. Kimse onların temposuyla başa çıkamıyordu. Ta ki Konferans Finali’ne kadar… Ligin en iyi savunma takımı olan San Antonio Spurs, tecrübesiz ve dar bir kadroya sahip Suns’ın şampiyonluk hayalini suya düşürdü. Amar’e Stoudemire seride 37 sayı gibi absürd bir ortalama tutturdu. Nash ortalama 23 sayı – 10 asist üretirken Joe Johnson her gece 18 sayı katkı verdi. Ancak Spurs‘ün büyük üçlüsü makine gibiydi. Tim Duncan, Tony Parker ve Manu Ginobili maç başına 20’nin üzerinde sayı üretirken, takım %41’in üzerinde üçlük attı.
O dönemde oyunun en iyi ve en atletik savunmacılarından biri olan All-Star Shawn Marion, takımının kaybetmesinin en büyük nedenlerinden biriydi. Normal sezonu 19 sayı ortalamayla tamamlamasına rağmen Spurs serisinde sadece 7 sayı ortalama yakalayabildi. Eğer Marion yeterli desteği sağlayabilseydi belki işler değişebilirdi.
2004-05 Suns, sezonun en çok sayı üreten ve en çok üçlük atan takımıydı. Şampiyon olamasalar bile oynadıkları basketbolla ligin geleceğine etki ettiler.
4. 2015-16 San Antonio Spurs
Bu Spurs takımı Duncan, Ginobili ve Parker’dan oluşan efsanevi üçlünün yer aldığı son takımdı. Üçü de hala sağlamdı ama sürekli olarak yıldız seviyesinde oynayamadılar ve Duncan ile Ginobili hem sakatlık hem de load management nedeniyle toplam 45 maç kaçırdı. Yine de takımın destek oyuncuları yükü taşıdı.
2015-2016 sezonu Kawhi Leonard’ın bir yıldıza dönüştüğü sezon oldu. O ve takıma yeni katılan LaMarcus Aldridge, San Antonio’nun kimliğini yeniden keşfetti ve Spurs 67 galibiyet alarak 73 galibiyetle rekor kıran Warriors‘ın hemen arkasında yer aldı. Bu iki yıldız, Danny Green, Patty Mills, Boris Diaw ve David West gibi oyunculardan oluşan derin rotasyonla birleşince Spurs NBA’in en iyi savunma takımlarından biri olurken hücumda da en verimli takımlarından biri haline geldi.
Gregg Popovich’in sistemi normal sezonda Warriors ve Thunder dışında çoğu takımı ezip geçti. Spurs’ün umudu bu iki takımla olabildiğince geç karşılaşmaktı. Batı yarı finalinde Thunder, Spurs’ün karşısına çıktı. Ancak yaşlı ve yavaş Spurs için kötü bir eşleşmeydi. Kevin Durant’in skorerliği, Russell Westbrook’un 25 sayılık double-double ortalaması ve Serge Ibaka, Steven Adams gibi fizikli uzunlara sahip Thunder, San Antonio ile eşleşebilen birkaç takımdan biriydi. Nitekim Thunder, Spurs’ü 4-2 sonucunda eleyerek Batı Finali’nde Warriors’ın rakibi oldu.
Thunder’a elenip sezonu beklenenden erken kapatmalarına rağmen Spurs, basketbolun doğrularını yapmaya özen gösteren müthiş bir takımdı. Bu takımın diri hali birçok rakibin başına belaydı.