by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
Son dönemde Avrupalı gençler için göz ardı edilemeyecek bir seçenek yaratan kolej basketbolu (NCAA), diğer ülkelerin potansiyellerinin ardından milli oyuncumuz Berke Büyüktuncel’i de etkisi altına aldı.
2004 doğumlu başarılı basketbolcu, bu yaz Avrupa topraklarına açılan UCLA’de transfer zincirinin son halkasını oluşturdu. 2023/24 sezonu öncesinde İspanyol Aday Mara, Sloven Jan Vide ve Fransız Ilane Fibleuil’i bünyesine katan UCLA, Berke Büyüktuncel’i de Adem Bona’nın takım arkadaşı haline getirdi.
Peki TOFAŞ’ta profesyonel bir basketbol takımında yaklaşık 20 dakika bulan Berke Büyüktuncel’in bu hamlesi doğru mu? Rotayı ABD’ye kırması ona neler katabilir? Eurohoops Fırın inceliyor.
UCLA’de Yeni Yapı
Tahmini draft sıralamalarında ilk tur adayı olarak gösterilen bir genç için forma şansı bulmak çok mühim. UCLA geride bıraktığımız aylarda en iyi üç oyuncusunu mezun etti. Jaime Jaquez, Jaylen Clark ve Tyger Campbell üçlüsünün ayrılması sebebiyle kadro büyük ölçüde yeniden yapılandırıldı. Özellikle dört yıldır takımın liderlerinden olan Jaime Jaquez’in NBA’e gidişi ciddi bir boşluk yaratıyor. Şu anda UCLA’in kadrosunda yedi adet ilk sınıf oyuncusu, dört adet ikinci sınıf oyuncusu bulunuyor. Çoğu oyuncu ilk kez birlikte oynayacak, hatta bazıları ilk kez ABD topraklarında parkeye çıkacak ve tüm bunlar kolej basketbolunda bazı sancılar doğurabilir.
Fakat bireysel açıdan düşünürsek, bu durum Berke Büyüktuncel için kayda değer bir fırsat yaratıyor. Çünkü profesyonel basketbol deneyimi ve fundamental anlamında takımın en oturaklı ismi olabilir. Örneğin Aday Mara, ACB’de Zaragoza ile yalnızca 260 dakika oynadı. Jan Vide ise Real Madrid‘de oynamasına rağmen hiç A Takım formasını terletmedi. Ancak Berke Büyüktuncel, profesyonel basketbolu son iki yılda yaklaşık 750 dakika tecrübe etti. Alt yaş kategorilerinde milli takım formasıyla çıktığı önemli maçlar da cabası… Deneyimlerinin dışında fundamentalı ve oyun bilgisi de ABD’deki yaşıtlarının ilerisinde. Profesyonel basketbolcu olarak oraya gideceğini hatırlatmakta yarar var.
Bana kalırsa bu durum ona kolej basketbolunda avantaj yaratacak. Büyüktuncel, kadrosunu yeniden şekillendiren UCLA’de kendini böylece öne atarak düzenli ilk beş oyuncusu haline gelebilir. Açıkçası genç oyuncunun TOFAŞ hücumundaki rolünü pek beğenemiyordum. Ana misyonu maç kazanmak olan bir kulübün 18 yaşındaki bir oyuncuya sorumluluk vermemesini anlayabilirim, ancak Berke’nin köşede konumlanıp oyunun kendine gelmesini beklemekten daha fazlasını yapabileceğine de eminim.
Tam olarak bir “Point Forward” olduğunu söylemek yanıltıcı olur ama 2.06 metre boyundaki bir oyuncuya kıyasla topu yere vurma ve hareket halindeyken pas opsiyonlarını görme konularında başarılı. U18 ve U19 milli takımlarında zaman zaman temel P&R oyunlarını da yönlendirebildiğini göstermişti.
Aralık ayında gerçekleştirdiğimiz bir röportajda, “İkili oyun konusunda hem yönlendirici hem devrilen oyuncu olarak kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Gelecek zamanda ikili oyunlarda topu daha fazla elime alarak oynayacağıma inanıyorum” şeklinde konuşan genç oyuncu, UCLA’de topu eline daha fazla alabileceği bir role soyunabilir. TOFAŞ’ta ve milli takımda Berke Büyüktuncel etrafında bir rol karmaşası mevcuttu. UCLA koçu Mick Cronin, daha önce Jaime Jaquez’e veya diğer forvetlere yaptığı gibi Berke’ye de keskin bir rol biçebilir.
“İyi yapılmış bir savunmadan, iyi oynanmış bir hücuma kıyasla daha çok zevk alıyorum. Yüksek motorla oynayan bir oyuncu olduğum için, iyi savunma yapmak o motoru ateşleyici bir etken oluyor.”
Büyüktuncel’ın savunma zekası ve topsuz oyun bilgisi öne çıkan bir özellik olsa da, draft sırasını yükseltmek için çok yönlü hücum potansiyelinden parıltılar sergilemesi şart.
Draft Sırasına ve Gelişimine Etkisi
Öncelikle şunu belirtmekte yarar görüyorum: İlk turun ortalarından itibaren malzeme bakımından zengin ve farklı şeyler vadeden oyuncular değer görebiliyor. Berke Büyüktuncel neden onlardan biri olmasın? Günümüz NBA’inde tamamlayıcı oyuncularda aranan iki önemli nitelik var: Savunma çok yönlülüğü ve topu yere vurma becerisi. Her ikisi de Berke’nin cephaneliğinde mevcut.
Özellikle savunma tarafında sahaya getirdiklerini çok beğeniyorum. Vücut uzunluğu ve hareket kabiliyetinin heyecan verici kombinasyonu bir yana, aynı zamanda topsuz savunmada da son derece aktif. Savunmada 18 yaşında oyundan bu kadar nadir düşen çok az oyuncu vardır, buna eminim. ABD’deki atletizm seviyesi Berke’nin kısalar karşısındaki switch savunmasına darbe vurabilir ama pozisyon bilgisi sağlam olduğu müddetçe ayak çabukluğu ilerletilemeyecek bir şey değil.
Berke’nin oyun profili, günümüz basketbolunda forvet pozisyonunun gelişimiyle paralel biçimde ilerliyor. Topu yere vuran, pasörlüğü ve oyun aklıyla bağlantıları kuran, savunma bilgisi yüksek 4 numaralar her fırsatta bulunmuyor. Bunları ne seviyede yaptığını UCLA formasıyla sahaya çıktığında göreceğiz ama kağıt üstünde baktığımızda kesinlikle NBA takımlarının ilgisini çekebilecek bir profil.
Üstelik istikrarlı sabit şut performansı birçok kilidi açabilir: “Hücumda bu işin bel kemiğinin şut olduğuna inanıyorum. İstikrarlı bir şut tehdidine sahip olmamın topu yere vurabilme, penetre edebilme ve pas verme özelliklerimi de daha verimli kullanmamı sağlayacağını düşünüyorum. Bu yüzden şutumu daha da iyi hale getirmek için düzenli olarak çalışıyorum.”
Bu birlikteliğe draft odaklı baktığımızda UCLA hamlesi daha mantıklı bir şekle bürünüyor. Draftta ilk turu zorlayabilecek bir gençsiniz ve NBA kapılarını aralamak değil, açmak istiyorsunuz. Peki size sınırlı bir rol önerebilen TOFAŞ’ta kalmak mı bunu sağlayabilir, yoksa NCAA’in en köklü kolejlerinden birine gidip NBA’in gözü önünde olmak mı? Büyüktuncel basketbolun temellerini oturtmuş ve Avrupa’dan alacağının çoğunu almış bir oyuncu olmasaydı ilk seçenek tercih edilebilirdi. Ancak mevcut durumda ikinci yol herkes için en doğrusu.
Topla oynama sorumluluğu artarsa potansiyelinin kilidini açıp TOFAŞ’takinden farklı bir oyuncuya evrilebilir. Hatta atletizm ve vücut gelişiminde de ABD’nin ona yarayacağı kanısındayım. Basketbolda gelişim söz konusu olduğunda tekrar ve deneyim çok önemli, Avrupa’da kalsaydı ön plana çıkacağının maalesef bir garantisi yoktu.
Geçmişte koleje giden Türk oyuncuların birçoğu umduğu sonucu alamamış olabilir. Fakat Berke’nin hikayesi diğerlerinden çok daha farklı. O oyuncuların hiçbiri adını Berke Büyüktuncel kadar duyuramamıştı, bazılarının A takım deneyimi bile yoktu. Gittikleri okulların kalitesi de UCLA kadar yüksek değildi. Koleje giderken diğerlerinin önceliği gelişim ve belki de saha dışı faktörlerdi. Ancak Amerikan medyasına bakarsak Berke NBA’den birkaç adım uzaklıkta ve ilk önceliği gelişim değil, ligin gözü önünde olup kendini kanıtlamak. Hedef NBA olduğunda UCLA’de oynamak TOFAŞ’ta oynamaktan kesinlikle daha avantajlı.
Draft zamanı geldiğinde büyük okul etiketi gerçekten avantaj sağlıyor. Örneğin Adem Bona kolejdeki ilk yılında inişli çıkışlıydı ve sakatlığından ötürü March Madness’ta bir maç oynayabildi. Buna rağmen draft çevrelerinde isminden söz ettirmeyi başardı. Bunda UCLA etiketinin ve göz önünde olmasının inkar edilemez bir payı var.
Saha içi etkenler bir yana, Berke Büyüktuncel bu sezondan itibaren dünyanın en iyi şehirlerinden birinde yaşayacak ve ABD’nin kaliteli üniversitelerinden birinde eğitim görecek. Avrupalılarla oynaması ve Adem Bona’nın aynı takımda bulunması da muhtemelen uyum sürecini hızlandıracaktır. Milli oyuncumuzun bu kararı hakkında olumsuz konuşmak için ortada pek fazla geçerli sebep yok.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!
2023-24 EuroLeague kadrolarına ve transferlerine ulaşmak için tıklayın!