FIBA Dünya Kupası 2023 Güç Sıralaması (1-16)

24/Ağu/23 13:45 Ağustos 24, 2023

Utkan Sahin

24/Ağu/23 13:45

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, FIBA Dünya Kupası 2023 öncesinde takımları sizler için güçlerine göre sıralıyor.

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net

Yaz boyunca herkesin beklediği o tarih sonunda geldi. FIBA Dünya Kupası 2023, 25 Ağustos’ta başlıyor ve 15 gün boyunca basketbolseverler, özledikleri bu spora kavuşacak.

Ülkeler uzun bir süredir bu turnuvaya hazırlanıyor. Hepsinin kendine göre turnuva öncesinde hedefleri var. Bazıları bu turnuvayla ülkelerini tanıtmak istiyor, bazıları madalya ve bazıları da 2024 Olimpiyat Oyunlarına katılım için vize peşinde!

Eurohoops Fırın ise turnuva öncesinde hem takımları daha iyi tanımanız hem de hedeflerini bilmeniz için bir Güç Sıralaması oluşturmaya karar verdi. Bunu oluştururken de sizleri çok fazla yormamak adına yazıyı 17 ile 32. sıradaki takımlar ive 1 ile 16. sıradaki takımlar şeklinde ikiye böldük.

Güç Sıralamasını oluştururken daha çok takımların yetenek seviyesi, hazırlık maçlarındaki performansları ve oynadıkları basketbolun kalitesini göz önüne aldık. Daha basit bir anlatımla, çok zor bir grupta olması sebebiyle gruptan çıkması zor olan bir takımı daha geriye atmadık. Bunu yapmamasının sebebi de bu turnuvadan Olimpiyat Oyunlarına gidecek takımlar olması.

Format gereği; kendi kıtasındaki takımlara göre bu turnuvaya en üst sırada bitiren birer Afrika, Asya ve Okyanusya ülkesi Olimpiyat Oyunlarına gitmeye hak kazanacak. Avrupa ve Amerika’dan bu turnuvaya gelen ülkeler içinse bu sayı 2! Bu özellikle Afrika ve Asya ülkeleri için önemli çünkü ilk gruptan çıkamasalar bile daha sonraki maçlarını kazanarak Olimpiyat’lara doğrudan gitmeye çalışacaklar.

İlk yazıda 17 ile 32. sıradaki takımlara bakmıştık. Bugün ise 1. ile 16. sıradaki takımları inceleyeceğiz. Hazırsanız, başlayalım:

FIBA Dünya Kupası 2023 Güç Sıralaması (17-32)

Dünya Kupası 2023 ile ilgili her şeyi bu dosyamızda bulabilirsiniz: 

Eurohoops’tan DEV Hizmet: 2023 FIBA Dünya Kupası Rehberi

16- Gürcistan (F Grubu)

Bir önceki yazıyı okuduysanız; 17. sıra için Gürcistan ile Karadağ arasında kararsız kaldığımdan bahsetmiştim. Aslında iki takım da çok benzer. İkisinin de çok güçlü bir pota altı var. Kısalarda ise aynı kalite yok ve ikisi de devşirme hakkını kısa rotasyonu için kullanıyor. İki takım arasındaki fark ise Sandro Mamukelashvili – Dino Radoncic arasındaki farktan kaynaklanıyor.

Karadağ, kısalarının yanında forvetlerinden de çok katkı alamazken Gürcistan ise bence çok önemli bir yetenek olan Sandro Mamukelashvili sayesinde bunu sağlayabiliyor. Öyle ki geçen yaz, Tornike Shengelia’nın yokluğunda EuroBasket’te takımın en etkili ismi 24 yaşındaki oyuncu olmuştu. Şimdi ise bu ikili 3-4 numara pozisyonlarında önemli bir fark yaratacak.

Hazırlık döneminde Gürcistan, kendi evindeki turnuva haricinde maç kazanamadı ama özellikle Litvanya ve Avustralya gibi güçlü takımlar karşısında performansları tatmin ediciydi. Thaddeus McFadden biraz kıpırdansa bu iki maçtan birini kazanabilirlerdi.

Tarihinde ilk kez Dünya Kupası’na katılan Gürcistan, şanslı bir kura çekti. Gruptaki Yeşil Burun Adaları ve Venezuela onlara rakip olabilecek seviyede değil. Grubun güçlü takımı Slovenya ise buraya eksik geliyor ve özellikle uzun rotasyonunda Gürcistan önemli bir üstünlük sağlayabilir. Ardından çaprazdan Almanya, Avustralya ve Finlandiya üçlüsünden ikisi gelecek. Yani işleri kolay değil ama tarihlerindeki ilk Dünya Kupası macerası için yolları hiç fena değil.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 3 galibiyet – 4 yenilgi

Gürcistan – Mısır: 76-81 – Gürcistan yıldızlarını bu maçta oynatmadı –
Gürcistan – Litvanya: 102-104
Gürcistan – Letonya: 57-82
Gürcistan – Ürdün: 86-69
Gürcistan – Karadağ: 84-79
Gürcistan – İran: 84-72
Gürcistan – Avustralya: 81-86

Kilit Oyuncu

Gürcistan, 2. tur grubundan da çıkmak gibi büyük bir sürpriz yapacaksa ilk tur grubunda Slovenya’yı mağlup etmesi gerekiyor. Bunun için de Mamukelashvili’nin hem savunmadaki hem de hücumdaki performansı önemli olacak. Gürcü forvet, muhtemelen savunmada Luka Doncic’i tutacak ve onu biraz yavaşlatabilirse Gürcistan, güçlü uzunlarıyla birlikte maçın içerisine girebilir.

15- Letonya (H Grubu)

Smits-Banchi-Latvia-Serbia

Aslında Letonya buraya tam gaz geliyordu ve kupanın sürpriz takımlarından biri olabilir hissi de veriyordu ama bir sakatlık her şeyi değiştirdi.

Takımın en önemli yıldızı Kristaps Porzingis, bacağındaki sakatlık sebebiyle turnuvada oynayamayacak. Porzingis, Letonya’nın pozisyonsuz basketbolunun en büyük kozuydu. EuroBasket 2017’de de basketbollarıyla belki madalya kazanamadı Baltık ülkesi ama Slovenya’ya elendikleri maç, benim bugüne kadar izlediğim en iyi karşılaşmalardan biriydi.

Üstelik kupaya da formda geliyorlardı. Elemelerde uzun süre maç kaybetmeyen Letonya, hazırlık maçlarında da Litvanya karşılaşmasına kadar dominant bir performans sergiledi ve rakiplerini ezdi geçti. Evet, belki çok güçlü rakiplerle oynamadılar ama genel itibariyle hücum performansları etkileyiciydi.

Letonya şimdi ise yaralı ama tehlikeli bir takıma dönüştü. Ellerinde hala Bertans kardeşler, Rolands Smits, Anzejs Pasecniks ve Arturs Zagars gibi önemli oyuncular var. Özellikle tempoyu dikte ettikleri anlarda, hücumda çok opsiyonlu bir takıma dönüşebiliyorlar ama savunmaları problemli. Porzingis kadroda olsaydı Kanada ve Fransa karşısında bir atma yarışına girebilirlerdi ama bu halleriyle bunu pek yapamazlar.

Yine de bu güçlü iki takım karşısında sürpriz kovalayıp tarihlerinde ilk kez katıldıkları Dünya Kupası’nda gruptan çıkmaya çalışacaklar.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 5 galibiyet – 1 yenilgi

Letonya – İsveç: 87-77
Letonya – Gürcistan: 82-57
Letonya – Dominik Cumhuriyeti: 69-74
Letonya – Finlandiya: 94-57
Letonya – Porto Riko: 84-72
Letonya – Litvanya: 69-93

Kilit Oyuncu

Janis Strelnieks, EuroBasket 2017’de oyunu çok dikte etmeden Letonya’nın hücum çeşitliliğini çok iyi bir şekilde organize etmişti. Tecrübeli oyun kurucu, sakatlığı sebebiyle turnuvaya gelemiyor ve onun yokluğunda bu sorumluluk Arturs Zagars’ta olacak. 23 yaşındaki guard, bunu yapabilecek potansiyele sahip ama aynı zamanda uluslararası basketbolda yeterince tecrübesi yok. Takımını hücumda organize etmek onun sorumluluğunda olacak ve baskı karşısında neler yapacağı Letonya’nın hücum kalitesini belirleyecek.

14- Brezilya (G Grubu)

Brezilya, FIBA Dünya Kupası 2019’da adeta bir veteranlar takımı gibiydi. Ülke basketbolunun bütün büyük efsaneleri, son kez turnuvaya gelmişti. Açıkçası isimleri büyük olsa da sahadaki hareketlilik ve verimlilik çok düşüktü. Grupta Yunanistan’a karşı büyük bir sürpriz yapsalar da onları izlemek çok keyifli değildi.

2023’teki Brezilya ise o dönemden farklı. Eski kuşağı temsil etmesi için Marcelinho Huertas kadroda olsa da çok daha enerjik, verimli bir takım var. Özellikle yeni dönemde ülke basketbolunu sürükleyecek olan Bruno Caboclo ile Yago Dos Santos ikilisinden başlıyor bu enerji. Onların bu enerjisine Raul Neto, Huertas, Vitor Benite ve Tim Soares gibi daha tecrübeli isimler de eşlik ediyor.

Brezilya, hazırlık döneminde özellikle hücumda çok iyi gözüktü. Oynadıkları 5 maçta 80 sayının üstüne çıkmayı başardılar ki; İtalya, Sırbistan ve Avustralya gibi önemli rakiplere karşı bunu yaptılar. Özellikle Avustralya maçında çok iyilerdi. İyi başladıkları maçta geriye düşseler de son çeyrekte Avustralya’nın savunmasını paramparça ettiler.

Onlar için sorun ise oyun içi devamlılıkta başlıyor. Kazandıkları Avustralya maçında da bunu gördük. Zaman zaman oyunun ritminden bir anda çıkıp, bambaşka bir görüntüye sergiliyorlar. Bunun da en büyük sebeplerinden biri, savunmadaki isteksizlikleri. Kadrodaki çoğu oyuncu teması sevmiyor ve bu da onları vasat bir savunma takımı yapıyor. Hazırlık maçlarında yüksek skor üretseler de potalarında da bunun karşılığında çok sayı gördüler.

Turnuvada da onları bu konuda yıpratabilecek rakipler var. Brezilya’nın çeyrek finale ulaşabilmesi için İspanya, Fransa ve Kanada gibi güçlü takımların en az ikisini arkasında bırakması gerekiyor. İyi bir şut attıkları bir maçta belki bu takımlara karşı bir sürpriz yapabilirler ama savunmalarını sertleştirmezlerse sadece atarak çeyrek finale giden yolu açamazlar.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 3 galibiyet – 2 yenilgi

Brezilya – Güney Sudan: 85-75
Brezilya – Avustralya: 90-86
Brezilya – Venezuela: 83-71
Brezilya – İtalya: 87-93
Brezilya – Sırbistan: 85-89

Kilit Oyuncu

Bruno Caboclo, George de Paula ve Yago Dos Santos gibi oyuncuların sahaya getireceği enerji ve yetenek elbette önemli olacak ama bana sorarsanız Raul Neto, bu takımın tavanını belirleyen oyuncu olabilir. Tecrübeli guard, takımın kısaları içerisinde teması en çok seven oyuncu. Yago fiziksel olarak küçük kalıyor, Huertas ise savunmada bir kara delik. Hal böyle olunca Brezilya bir şekilde savunmada daha sert bir takıma dönüşecekse bunun Neto’nun topa yapacağı baskından başlaması gerekiyor. İşin hücum tarafında da diğerlerinin aksine daha sakin kalıp, oyunun temposunu kontrol etmesi lazım. Yoksa çeyrek final biraz zor.

13- Yunanistan (C Grubu)

WalkupThomas-Greece-anthem

Herhalde ortalama Yunan bir basketbolsever, yaz başında Dünya Kupası için çok heyecanlıydı. Milli takımları belki Giannis Antetokounmpo döneminde beklenen başarıyı bir türlü yakalayamadı ama ellerinde gezegenin en iyi oyuncularından biri varken her turnuva onlar için bir fırsat. Sonuçta Giannis onları hiç beklemedikleri bir anda madalyaya götürebilir.

Fakat bu heyecan yaz ilerledikçe giderek söndü. Önce takımın iki önemli oyun kurucusu Kostas Sloukas ve Nick Calathes turnuvaya gelmemeye karar verdi. Üstüne Tyler Dorsey de ailevi sebepler yüzünden takıma katılmadı. Bir zamanlar kısalarıyla Avrupa basketbolunu yöneten Yunanistan, elinde devşirme Thomas Walkup ile kaldı.

Muhtemelen buna rağmen o heyecan hala vardı ama Giannis Antetokounmpo’nun sakatlığı bütün her şeyi alıp götürdü. Dizindeki sakatlığı bir türlü atlatamayan süper yıldız, kupaya gelemiyor. Onun gelememesi de doğal olarak omuzların yere düşmesine sebep oldu.

Hazırlık maçlarına iyi başlayan Yunanistan, Luka Doncic’li Slovenya karşısında iki önemli galibiyet almıştı. Üstelik süper yıldızının gelemeyeceği belli olunca bir anda düştüler ve üst üste 4 hazırlık maçını da kaybettiler. Üstüne bir de Dimitris Agravanis, koç Dimitris Itoudis ile anlaşamayıp takımdan ayrıldı.

Turnuvaya oldukça kötü halde geliyorlar. Ellerinde Walkup’tan başka yaratabilen kısa yok, Giannis yok ve takıma dair bir inanç yok. Açıkçası dağılıp kötü bir turnuva geçirmek için her şey müsait. Onlar için iyi haber, ilk tur grupları kolay. Amerika’ya diş geçiremeseler de bu halleriyle bile Ürdün ve Yeni Zelanda karşısında zorlanmamaları gerekiyor. Sonrası zor. İkinci tur grubunda Litvanya ve Karadağ onları bekleyecek. Bu kadar dağınık bir halde turnuvaya gelmeselerdi iki takımı da geçebilirlerdi ama şu an için takımda ışık yok.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 2 galibiyet – 4 yenilgi

Yunanistan – Slovenya: 98-91
Yunanistan – Slovenya: 88-77
Yunanistan – Sırbistan: 64-71
Yunanistan – İtalya: 70-74
Yunanistan – Amerika: 86-108
Yunanistan – Almanya: 71-84

Kilit Oyuncu

Yunanistan her şeyden önce silkelenmeye, sonrasında ise sahaya inanç koyabilecek oyunculara ihtiyacı var. O ilk ateşi Türkiye’den de tanıdığımız Nik Rogkavopoulos yakabilir. Bu yaz sınıf atlayıp EuroLeague’e transfer olan 22 yaşındaki forvet, hazırlık maçlarında takımının en iyisiydi. Hatta düzenli bir şekilde katkı veren tek isim o’ydu. Rogkavopoulos’un Dünya Kupası’nda da buna devam ettirmesi gerekiyor. Takımda istikrarlı bir şekilde her maç çift hanelere çıkar diyebileceğimiz onun dışında kimse yok. 22 yaşındaki forvetin sorumluluk alıp Yunanistan kadrosunu bir arada tutması gerekiyor.

12- Litvanya (D Grubu)

FIBA Dünya Kupası 2023 muhtemelen yıldızların gelmemesiyle akılda kalan bir turnuva olacak. Neredeyse her takımın en az bir tane önemli oyuncusu turnuvaya gelmedi ya da gelemedi.

Litvanya ise Sırbistan’la birlikte bunu konuda en çok sorun yaşayan takım. NBA yıldızları Domantas Sabonis gelmiyor. Bu bile onlar için korkunç bir haberken Marius Grigonis, Lukas Lekavicius, Edgaras Ulanovas, Rokas Giedraitis ve Arnas Butkevicius gibi milli takım için önemli oyuncuların da o ya da bu sebepten olmaması, kadronun kalitesini fena halde düşürdü.

Jonas Valanciunas her şeye rağmen pota altında onlara önemli bir güç katıyor ama kısa rotasyonları, Litvanya gibi bir ülkeye yakışmayacak seviyede. Rokas Jokubaitis’in eline kalmış durumdalar. Genç oyuncuyu beğensem de maalesef bir takıma sürükleyecek oyun kurucu seviyesine hala gelemedi. Litvanya için bu problem sadece Jokubaitis ile bitmiyor. Valanciunas dışında her maç şu kadar katkı verir diyebileceğiniz bir isim yok.

Hazırlık maçlarında 8 galibiyet almaları da sizi yanıltmasın. Kadro kalitesi olarak kendilerinden güçlü bir tek Fransa’yla karşılaştılar ve her iki maçta da kötü bir oyun ortaya koydular. Biraz sert savunmayla karşılaştıklarında hücumda işler aksamaya başlıyor.

Buna rağmen Litvanya çeyrek final yapabilir. İlk tur gruplarında onları zorlayabilecek tek takım Karadağ ve zorlansalar bile ülke basketbol gelenekleriyle onları geride bırakacaklardır. Sonrasında Litvanya için çeyrek final adına önlerindeki tek engel Yunanistan olacak. Bir üst sırada onları da okudunuz. Komşumuz turnuvaya hiç iyi gelmiyor ve şu an için Litvanya favori takım.

Yine de söylemekten çekinmeyeceğim; beklediğim gibi çeyrek final bile yapsalar bence bunu basketbol kaliteleriyle değil, kura şanslarıyla başaracaklar.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 8 galibiyet – 3 yenilgi

Litvanya – Ürdün: 107-69
Litvanya – Ürdün: 93-75
Litvanya – Ürdün: 101-75
Litvanya – Ukrayna: 100-72
Litvanya – Gürcistan: 104-102
Litvanya – Finlandiya: 79-81
Litvanya – Fransa: 72-90
Litvanya – Fransa: 70-76
Litvanya – Finlandiya: 84-80
Litvanya – Porto Riko: 93-80
Litvanya – Letonya: 93-69

Kilit Oyuncu

Jonas Valanciunas zaten takımına liderlik yapacaktır ama hücumda işler yolunda gidecekse bence kanat rotasyonunda Ignas Brazdeikis ve Deividas Sirvydis’in yapacakları önemli olacak. Özellikle Brazdeikis’in sorumluluk alarak Jokubaitis’in üstündeki büyük yüke yardımcı olması gerekiyor. Hazırlık maçlarında pek iyi gözükmedi ama bunu yapamazsa hücumda işlerin tıkanması çok olası.

11- Finlandiya (E Grubu)

lauri-markkanen-finland

Sadece kadro kalitesi olarak baksak Finlandiya’nın bu noktada da olmaması lazım. Hatta belki ilk 16’ın bile dışında olması gerekiyor ama basketbol sadece oyuncu kalitesi değil.

Koç Lassi Tuovi’yle birlikte keyif veren bir basketbol oynuyorlar. Bu da bence takım içi rollerin çok iyi oturmasından kaynaklanıyor. Kısa sürede kupalara hazırlanan milli takımlarda bunu oluşturmak kolay değildir. Finlandiya’da belli. Lauri Markkanen bu takımın lideri. O hücumu sürüklerken diğerleri yapabildikleri ölçüsünde yardımcı olmaya çalışıyor. Aslına bakarsanız, 2000’lerin başındaki Almanya takımına gerçekten çok benziyor. Finlandiya’nın tek farkı, o zamanki Almanya’ya göre daha tempolu bir basketbol oynuyor.

EuroBasket 2022’de 7. olarak bu keyifli basketbollarının karşılığını aldılar. Dünya Kupası’nda ise çok kötü bir kura çektiler. Güç Sıralamasında onlardan geride olan Karadağ, Gürcistan, Brezilya, Litvanya, Yunanistan gibi takımlar ellerini kollarını sallayarak 2. tur gruplarına kalacaklar. Finlandiya’nın ise Almanya ve Avustralya gibi madalya adayı olan iki takımdan birine sürpriz yapması gerekiyor. Bu gerçekten hiç kolay değil. İki takımla da aralarında ciddi bir kalite farkı var.

Özellikle Almanya karşısında çok şansları olduğunu düşünmüyorum ama jenerasyon değişiminde olan ve uzunlarda problem yaşayan Avustralya’yı gözlerine kestirebilirler. İşleri zor ama imkansız da değil.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 2 galibiyet – 2 yenilgi

Finlandiya – Litvanya: 81-79
Finlandiya – Estonya: 86-80
Finlandiya – Litvanya: 80-84
Finlandiya – Letonya: 57-94 – Lauri Markkanen bu maçta oynamadı –

Kilit Oyuncu

Lauri Markkanen takımını sürüklemek için her şeyi yapacaktır ama sonuçta o da bir insan ve hücumda zaman zaman yardıma ihtiyacı olacaktır. Miro Little, muhtemelen ileride bu konuda Markkanen yardımcı olacaktır ama henüz çok genç. Sasu Salin ise büyük bir tecrübe ama daha çok bir bitirici. Markkanen’in Batman’i için doğru kişi Mikael Jantunen olabilir. Yaz Ligi’nde iyi bir performans sergileyen 23 yaşındaki forvet, eşik atlamak üzere ve Finlandiya, bu turnuva sürpriz yapacaksa gizli kahraman o olabilir.

10- Dominik Cumhuriyeti (A Grubu)

Yaz başında birisi Dünya Kupası’nda ne yapacağını en çok merak edeceğiniz 3 takım arasında Dominik Cumhuriyeti de olacak dese muhtemelen gülüp geçerdim.

Fakat işler değişti.

Mart ayından beri Karl Anthony Towns’u ikna etmek için Amerika’ya gidip gidip gelen Dominikli yetkililer, amaçlarına kavuştu. Bu geri dönüş de Dominik’i bir anda ne yapacağı en merak edilen takımlardan biri haline getirdi.

Açıkçası benim hissiyatım olumlu. Normalde bu tarz takımların en önemli oyuncusu bir pivot olunca beklentilerimi düşürürüm. Günümüz basketbolunda pivotların oyuna, kısalar kadar etki edemediği bir gerçek. Fakat Karl Anthony Towns, bir uzundan daha çok kısa gibi oynuyor. Hazırlık maçında da bunu gördük. Hem Kanada hem de İspanya karşısında tepeden topu alıp, birebirler oynadı ve bu çok etkili oldu.

Üstelik Markkanen’e göre ona yardımcı olabilecek birden çok oyuncu var. Lester Quinones ve Jean Montero gibi genç yetenekler, bu turnuvada kendilerini göstermek isteyeceklerdir. Özellikle Montero, gelecekte skorerliğiyle adını duyurabilecek bir oyuncu. Pota altında da Angel Delgado gibi yırtıcı bir uzunları var.

Dominik, kazandıkları Kanada, kaybettikleri İspanya maçında da iyi bir basketbol oynadı. Topu sadece Towns’a emanet edip çekilmediler. Hücumda topu döndürüp, paylaştılar. Bu önemliydi ama buna karşılık çok da top kaybı yaptılar. Özellikle İspanya maçını değiştiren bu oldu.

Turnuvadaki yolları da görece kolay. Hazırlık maçlarından sonra Filipinler ve Angola karşısında zorlanmaları benim için sürpriz olur. Eğer böyle bir sürpriz olmazsa da çeyrek finale giden yolda İtalya ya da Sırbistan birini geçmeleri gerekecek. Elbette favori değiller ama yapılmayacak bir şey de değil. Her iki takımın da kendilerine göre problemleri var.

Dominik, yıllar sonra bu turnuva konuşulunca akla gelen takım olma – 2002 Yeni Zelanda gibi – potansiyeline sahip. Bakalım bu potansiyelini yansıtabilecekler mi?

Hazırlık maçlarındaki performansları: 2 galibiyet – 3 yenilgi

Dominik Cumhuriyeti – Memphis Üniversitesi: 91-84
Dominik Cumhuriyeti – Porto Riko: 86-93
Dominik Cumhuriyeti – Letonya: 69-74
Dominik Cumhuriyeti – Kanada: 94-88
Dominik Cumhuriyeti – İspanya: 77-86

Kilit Oyuncu

Elbette Karl Anthony Towns’un performansı takım için belirleyici olacak ama onun haricinde de birilerinin zaman zaman takımı sakinleştirmesi gerekiyor. Kanada maçında 14, İspanya karşısında ise 16 top kaybı yaptılar. Bu da onların maç içerisindeki ritimlerini etkiledi. Quinones ve Montero genç oyuncular ve zaman zaman fazlasıyla telaş yapabiliyorlar. Andres Feliz’in onları sakinleştirmesi ve tempoyu kontrol etmesi gerekiyor. Özellikle de İtalya gibi hızlı hücum sayılarını seven bir takıma karşı.

9- Slovenya (F Grubu)

DoncicLuka-Greece-Slovenia-preparation

Bir önceki yazıda Filipinler’i değerlendirirken Jordan Clarkson olmasa takımın ne hallere düşeceğinden bahsetmiştim. Slovenya da aynı durumda.

Luka Doncic, şu anda dünyanın en iyilerinden biri. Öyle ki; yanında 4 tane vasat oyuncuyla bile Slovenya’yı madalya adaylarından biri haline getirebiliyor. Bunun en büyük sebebi ise bana göre şu anda basketbolun en büyük yaratıcısının o olması. Doncic sadece kendi skoruyla takımını sürükleyen bir oyuncu değil. Oyuna bambaşka bakabilen bir sanatçı ve onun tüm sahayı okuyabilmesi, takım arkadaşlarının verimliliğini artıyor.

Fakat Doncic’e rağmen insanların aksine benim Slovenya’dan beklentilerim yüksek değil. Özellikle Vlatko Cancar’ın da sakatlığı birlikte yetenek seviyeleri önemli ölçüde düştü. Kadroda 2. bir güvenilir oyuncu bulmak gerçekten kolay değil. Klemen Prepelic ile Mike Tobey, daha önceleri bu rolü doldurdu ama ikisi de kötü sezon geçirerek bu turnuvaya geliyor.

Hadi Doncic hücumu bir şekilde çözdü diyelim. Slovenya savunmada da hiç iyi gözükmedi. Japonya ve Çin maçlarını bir kenara bırakırsak bütün rakiplerinden 80 sayının üstünde yediler. Bütün bu maçlarda da pota altında rakiplerine fena halde ezildiler.

Grupta Venezuela, Yeşil Burun Adaları ve Gürcistan karşısında Doncic varken zorlanmayacaklardır ama sonraki turda bence Almanya ve Avustralya ikilisi onların savunmadaki problemlerini ortaya koyacaktır. Açıkçası Doncic’e rağmen çeyrek finale bile kalamazlarsa benim için sürpriz olmaz.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 3 galibiyet – 4 yenilgi

Slovenya – Çin: 75 -73
Slovenya – Yunanistan: 91-98
Slovenya – Yunanistan: 77-88
Slovenya – Karadağ: 104-100
Slovenya – İspanya: 79-99
Slovenya – ABD: 62-92
Slovenya – Japonya: 103-68

Kilit Oyuncu

Slovenya, EuroBasket 2017’de zafere giderken Anthony Randolph iç dış dengesini sağlamak adına çok önemli işler yapmıştı. Keza Mike Tobey de EuroBasket 2022’de Polonya maçı dışında bu konuda iyi iş çıkardı ama sorun şu ki; Tobey’in Barcelona macerası iyi geçmedi. Tüm sezon genellikle kenarda kaldı ve buraya formsuz geliyor. Hatta bir ara koç Aleksandar Sekulic onun yerine devşirme olarak Jordan Morgan’ı kadroyu almayı bile düşündü ama sanırım Tobey’in dış şut faktörü kararını ondan yana kıldı. Slovenya, iyi bir turnuva geçirecekse Tobey’in ribaundlarda takımına yardımcı olması ve pota altındaki sorunları çözmesi gerekiyor. Yoksa takımın işi kolay değil.

8- Avustralya (E Grubu)

Bana göre FIBA Dünya Kupası 2019’da altın madalyayı hak eden Avustralya’ydı. Yarı finalde hakemler İspanya’yı taşımasaydı bu gerçekleşecekti. Avustralya’nın o takımını izlemesi keyifliydi. Şimdi yeni jenerasyona yol vermenin zamanı geldi.

O takımın yıldızlarından Patty Mills ve Joe Inglis kadroda ama koç Brian Goorjian da söylediği gibi artık takımın merkezinde bu ikili yok. Takım artık 20 yaşındaki Josh Giddey’e emanet. Bence bu geçiş doğru ama aynı zamanda Avustaralya’yı sürprizlere karşı çok açık hale getiriyor. Giddey çok yetenekli bir oyuncu ve bence uluslararası basketbola da çok uygun ama ilk kez böyle bir turnuva oynayacak ve buraları ilk kez yaşayacak. Haliyle de biraz dağılması sürpriz olmaz.

Avustralya için daha büyük sorun ise pota altında yaşanıyor. 2019’da Andrew Bogut ve Aron Baynes gibi iki sert uzunları vardı. Şimdi ellerinde sadece Duop Reath var. Jock Landale’nin turnuva öncesinde yaşadığı sakatlık onlar için çok kötü oldu. Bogut ve Baynes takıma inanılmaz bir sertlik katıyordu. Şimdi Nick Kay’in 5 numarada oynamak zorunda olduğu bir Avustralya izleyeceğiz.

Kadroda 8 NBA oyuncusu var ve haliyle bu da kadronun yetenek seviyesini yukarıya çekiyor ama yolları kolay değil. Almanya bence daha iyi bir takım ve Finlandiya da başlarına iş açabilir.

E ve F Gruplarından çeyrek finale çıkacak iki takım olarak hala onları favori görüyorum ama açıkçası jenerasyon değişikliği yaşadıkları bu turnuvada bir sürpriz yaşarlarsa çok şaşırmam.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 4 galibiyet – 1 yenilgi

Avustralya – Venezuela: 97-41
Avustralya – Brezilya: 86-90
Avustralya – Güney Sudan: 88-67
Avustralya – Fransa: 78-74
Avustralya – Gürcistan: 86-81

Kilit Oyuncu

Avustralya, 2019 ve 2020’de başarılı olurken iki şey onları öne çıkartıyordu: zeka ve sertlik! İlki için her ne kadar Giddey önemli bir oyuncu olsa da bence Mills ve Ingles’in iyi bir turnuva geçirmesine ihtiyaçları var. İki oyuncu da fiziksel olarak iyi durumda değil ama büyük oyuncular ve her zaman işleri değiştirebilirler. Bu sebepten de onların iyi bir turnuva geçirmesi Avustralya için önemli olacak. Sertlik ise artık uzunlardan değil, Matisse Thybulle’den gelecek. Thybulle bence dünyanın en iyi savunmacılarından biri ama hücumdaki sorunları onun sahadaki sürülerini hep etkiledi. Bu kadronun onun getireceği sertliğe ihtiyacı var. Bir şekilde sahada kalması gerekiyor.

7- Sırbistan (B Grubu)

Sırbistan çok uzun bir süre sonra bir turnuvaya favori olarak gelmiyor. Herhalde en son 2007’deki EuroBasket’te onlara dair beklenti bu kadar düşmüştü.

Bunun en büyük sebebi ise yıldızlarını milli takıma gelmeye ikna edememiş olmaları. Birçoklarına göre şu anda dünyanın en iyisi olan Nikola Jokic, NBA şampiyonluğu sonrasında gelmemeye karar verdi. Takımın bir diğer yıldızı Vasilije Micic de NBA’de yeni sezona hazırlanmak için bu turnuvayı pas geçti. Yetmedi; Nikola Kalinic, Nemanja Nedovic, Vladimir Lucic, Aleksej Pokusevki gibi önemli oyuncular da bu yaz yok.

Bence bunun bir sebebi var; Sırplı oyuncular, ulusal baskıdan yoruldu. Sırbistan, 2002’den beri birçok turnuvada madalya kazansa da bir türlü altın madalya kazanılmamış olması eleştiriye neden oluyor. Kötü geçen her turnuvanın ardından da eleştirilerin dozu daha da artıyor. Bu kadar oyuncunun gelmemesi tesadüf değil bence.

Fakat bu yaşananlar, bazı şeyleri tersine çevirebilir. Bence insanlar Sırbistan’ı fazla küçümsüyor. Evet, gelebilecekleri en iyi kadroyla buraya gelmiyorlar ama rollerin daha açık bir şekilde oturduğu bir takımla bu kupaya geliyorlar. Ben durumu biraz EuroBasket 2017’ye benzetiyorum. O turnuvada da birçok yıldız gelmemiş ve Bogdan Bogdanovic’in liderliğini kabul eden takım, gümüş madalya yürümüştü.

Bogdan, uluslararası basketbolda fark yaratabilen bir lider ve bu kadroda onun liderliğini kabul edip, onunla birlikte ilerleyebilir. Hazırlık maçlarında bunu gösterdiler. İtalya’ya belki çok önde oldukları bir maçı verdiler ama o maçı biraz da Svetislav Pesic’in deneyleri kaybetti.

Çeyrek finale yolları çok da zor değil. Açıkçası hazır üstlerinde de baskı yokken Sırbistan takımı beklentilerin üstüne çıkarsa ben çok şaşırmayacağım.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 4 galibiyet – 1 yenilgi

Sırbistan – Polonya: 81-66
Sırbistan – Yunanistan: 71-64
Sırbistan – İtalya: 88-89
Sırbistan – Porto Riko: 110-75
Sırbistan – Çin: 87-64
Sırbistan – Brezilya: 89-85

Kilit Oyuncu

Hazırlık maçlarında şu görüldü ki; Filip Petrusev ile Nikola Jovic işin hücum tarafında belirli katkıları verecek. Sırbistan’ın Bogdan’a yardımcı olması için kısalardan da katkı alması lazım. Bunun için de en çok öne çıkan isim Marko Guduric. Tecrübeli oyuncu, hazırlık maçlarında pek iyi değildi ama bu kadroda Bogdan’dan sonra hücuma yön verebilecek isim o. Eğer toparlanıp, bunu gerçekleştirebilirse Sırbistan’ın hücumdaki seviyesi artacaktır.

6- İtalya (A Grubu)

İtalya ise turnuvaya rüzgarı arkasına almış bir şekilde geliyor. Bana göre bunda da en büyük pay, koç Gianmarco Pozzeco’ya ait.

Geçmiş yıllarda İtalya, önemli yıldızları olan ancak takım içerisindeki problemler sebebiyle sahada problemler yaşayan bir takımdı. Pozzeco döneminde ise tam tersi bir durum oluştu. Yıldız olarak baktığımız zaman İtalyanların eli eskisi gibi güçlü değil ama sahada daha uyumlu, takımı ve birbiri için oynayan bir oyuncu grubu var. İtalyan oyuncular açık bir şekilde oynadıkları basketboldan zevk alıyor ve zevk de veriyor. Geçen yaz EuroBasket’te Sırbistan’ı eleyip, Fransa’yı da uzatmada ellerinden kaçırdılar.

Geçen yazın rüzgarını bu sene de devam ettiren Pozzeco ve öğrencileri, hazırlık döneminin en iyisiydi. 7 tane hazırlık maçı yapan İtalya, bu maçların hepsini kazandı. Bu galibiyetleri sadece kolay rakipler karşısında almadılar. Sırbistan, Yunanistan ve Brezilya gibi önemli takımları da mağlup ettiler. Özellikle hücumu bu kadar hızlı ve uyumlu oynamaları dikkat çekti. Takımın yıldızı Simone Fontecchio da oyunu hiç zorlanmadan hücumu sürüklüyor.

Yine de İtalya’nın problemleri var. Oyun kurucularının yeterliliği önemli bir soru işareti. Tempoyu seven ve bunu kovalayan bir takım için en önemli şeylerden biri oyun kurucuların tempoyu kontrol etmesidir. Darius Thompson gelebilse bunu çözebilirdi ama şu anki kadroda bu bir sorun gibi gözüküyor. Özellikle maç içerisinde yaşadıkları dalgalanmalar bununla alakalı. İtalya’nın diğer bir problemi de uzun rotasyonu. Genç Mouhamet Diouf, hazırlık döneminde iyi bir performans gösterse de İtalya’nın fizikli uzunlar karşısında problem yaşaması oldukça olası.

Genel pencereden baktığımız zaman bence İtalyan kadrosu ederinden fazla bir basketbol oynuyor. Bu sebeple de ne yapacaklarını tam kestiremiyorum. Rüzgarı bu kadar arkalarına almışken çeyrek finale rahatlıkla gitmeleri gerekiyor ama aynı zamanda İtalya bu, ne zaman dağılacağı hiç belli olmaz.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 7 galibiyet – 0 yenilgi

İtalya – Türkiye: 90-89
İtalya – Çin: 79-61
İtalya – Sırbistan: 89-88
İtalya – Yunanistan: 74-70
İtalya – Porto Riko: 98-65
İtalya – Brezilya: 93-87
İtalya – Yeni Zelanda: 88-81

Kilit Oyuncu

Fontecchio ve Melli gibi oyuncuların performansı elbette önemli ama bana sorarsanız genç oyun kurucu Matteo Spagnolo’nun nasıl bir performans sergileyeceği takımın kaderini belirleyecek. Spagnolo, Spissu’dan yaş olarak küçük olsa da oyun olarak daha olgun bir oyuncu ve onun sahada olduğu anlarda İtalya daha derli toplu oynuyor. Genç bir oyun kurucu ama yukarıda İtalyan kısalarıyla ilgili bahsettiğim problemleri çözebilecek potansiyeli var. Dahası Pozzecco’nun elinde derin bir takım yok. Özellikle 2. beş girdiği zaman skoru sürükleyecek oyuncu bulmakta zorlanıyorlar. Spagnolo’nun bu konuda da takımına yardımcı olması gerekiyor.

5- Kanada (H Grubu)

Bu noktaya kadar bahsettiğimiz takımlar, madalya için favori değildi ama ilk 5’te yer alan takımlar madalya için önemli adaylar ve aralarında büyük güç farklılıkları yok. NBA yıldızlarıyla gelen Kanada da o takımlardan biri.

2019’daki kupaya NBA yıldızlarını getiremeyen Kanada, vasat bir turnuva geçirmişti. Şimdi ise çoğunu getirmeyi başardılar ve hedefleri madalya kazanıp, Olimpiyat’a gitmek.

Ellerinde bunu başarmak için fazlasıyla yetenek var. Hatta bazıları ileriye giderek Kanada’nın Amerika’dan bile daha yetenekli bir kadroya sahip olduğunu söylüyor. O kadar değil ama Shai Gilgeous Alexander – RJ Barrett – Dillon Brooks üçlüsü çoğu takımda olmayan bir üçlü.

Onlar için sorun ise Amerika’yla aynı. NBA yıldızlarının, uluslararası bir turnuvaya göstereceği uyumluluk. Geçmiş turnuvalardan da biliyoruz ki; NBA’de yıldız olabilirsiniz ama bir FIBA turnuvasında dağılıp gidebilirsiniz. Kanada’nın uluslararası basketbol için tecrübesiz yıldızları için de bu mümkün. Özellikle Shai Gilgeous hazırlık maçlarında bunun sıkıntısını yaşıyor gibi gözüktü.

Genel olarak hazırlık maçlarında da dengesiz bir Kanada vardı. Almanya ve İspanya gibi rakiplerini mağlup ettiler ama buna karşılık Dominik’e de kaybettiler. Yetenek olarak herkesle mücadele edebilirler ama zayıf noktaları da var. Özellikle fizikli pivotlar karşısında sorun yaşamaları çok olası. Ne kadar yetenekli olurlarsa olsunlar ribaundları alamadıkları bir çeyrek final maçını kaybedebilirler.

Kanada’nın en büyük avantajı bana sorarsanız zorlu bir gruptan geliyor olması. Kolay bir grupta yumuşak maçlar oynasalardı, eleme turu geldiği zaman bir anda dağılabilirlerdi. Şimdi ise evet işleri zorlu ama sert maçlar oynayacaklar ve eğer madalya gideceklerse daha sert maç oynamaları onların yararına.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 3 galibiyet – 2 yenilgi

Kanada – Almanya: 81-86 
Kanada – Yeni Zelanda: 107-76
Kanada – Almanya: 113-112
Kanada – İspanya: 85-80
Kanada – Dominik Cumhuriyeti: 88-94

Kilit Oyuncu

Kanada’nın kısaları yetenekleriyle belirli bir katkı verecektir ama onlar için dengeyi uzunların performansı oluşturacak. Fizikli uzunlar karşısında sorun yaşayabilirler. Genç uzun Zach Eday’in onlara bu konuda yardımcı olabileceklerini düşünüyordum ama koç Jordi Fernandez hazırlık maçlarında onu pek kullanmadı. Kupada da böyle olursa uzun rotasyonunda da yük, Kelly Olynyk’in üstüne kalacak. Tecrübeli oyuncu, uluslararası basketbol için çok uygun ve sert bir oyuncu ama daha fizikli oyunculara karşı yapacakları Kanada için önemli olacak.

4- Fransa (H Grubu)

Son 3 büyük turnuvada da madalya kazanan Fransa, bu sefer artık altın madalya istiyor. Ülkenin bütün büyük yıldızları da bu istek için bu yaz milli takıma geliyor.

Fransızların mahşerin 4 atlısı dediği Nando De Colo, Rudy Gobert, Evan Fournier ve Nicolas Batum da bu yaz milli takıma katıldı. Bütün yıldızlar gelince haliyle herkesin onlardan beklentisi büyüdü. Hazırlık döneminin başında bazıları onların en iyi takım olduğunu söylüyordu. Evet, Fransızlar iyi bir takım ve madalya için önemli bir aday ama en iyi takım da değiller.

Son oynadıkları Avustralya maçı da bunu gösterdi. Ellerinde bu kadar değerli uzun varken Avustralya gibi bu konuda sorun yaşayan bir takıma karşı, dengeyi kendilerinin lehine bozmasını beklersiniz ama öyle olmadı. Sorun bence kısalardan kaynaklanıyor. Fransa madalyalara uzansa da saha içerisinde kaliteli basketbol oynamadı hiç. Bu da bence kısalarının bir uyum yakalayamamasından kaynaklanıyor. Fransa genellikle bunu yetenekle çözmeye çalışıyor ama bu da maç içerisinde tıkanmalarına yol açıyor.

Fransa yetenekli elleriyle madalya seviyesine gelebiliyor ama en üst seviye için kısalarının daha uyumlu olması lazım. Bunu başarıp başaramayacakları da bence turnuvadaki kaderlerini belirleyecek.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 6 galibiyet – 1 yenilgi

Fransa – Tunus: 93-36
Fransa – Karadağ: 80-69
Fransa – Venezuela: 86-67
Fransa – Litvanya: 90-72
Fransa – Litvanya: 76-70
Fransa – Japonya: 88-70
Fransa – Avustralya: 74-78

Kilit Oyuncu

Fransa’da uzunlar görevini yapacaktır. Hatta Guerschon Yabusele hücumda takımı da sürükleyebilir ama dediğim gibi önemli olan, kısaların ne yapacağı. Nando De Colo’nun yaşlandığını düşünürsek, Evan Fournier’in bunu yapması gerekiyor. Fransız skorer, NBA’de çok kötü bir sezon geçirdi ve kendi kariyeri için de bunu yapması gerekiyor. Eğer Fournier vasat bir turnuva geçirirse Fransa madalya adayı diğer takımlar karşısında sorun yaşayabilir.

3- Almanya (E Grubu)

Madalya adayları arasında turnuvaya en hazır Almanya geliyor.

Geçen yaz EuroBasket’te bronz madalya kazanan Almanya, Franz Wagner ve Dennis Schröder ikilisiyle birlikte sahada en uyumlu gözüken takım. Diğer oyuncular, bu ikiliye uyumlu bir şekilde görevlerini yerine getiriyor. Kadro derinliği olarak baktığımız zaman ise en az sorunu olan takım Almanya. Peki neden 3. sıradalar?

Çünkü uyum olarak en iyisi onlar olsa da toplam yetenek olarak madalya adayları arasında arkada kalıyorlar. Bunu da çok iyi oynadıkları Amerika maçında gördük. Almanya, aslında ilk yarıda Amerika’ya büyük bir basketbol dersi vardı ancak oyunun devamında Anthony Edwards’ın yetenekleri işleri değiştirdi. Benzeri bir senaryoyu yarı final ya da finalde görmemiz mümkün.

Bundan dolayı 3. sırayı onlara koydum ama bahis için kupayı kazanabilecek sürpriz bir takım seçmem gerekseydi onları seçerdim. Kadro yapısında en az kusura onlar sahip.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 3 galibiyet – 2 yenilgi

Almanya – İsveç: 87-68
Almanya – Kanada: 86-81
Almanya – Çin: 108-57
Almanya – Kanada: 112-113
Almanya – Yunanistan: 84-71
Almanya – Amerika: 91-99

Kilit Oyuncu

Almanya’nın işler kızıştığı zaman sorumluluk alacak oyunculara ihtiyacı var. İlk Kanada maçında gördük ki, Franz Wagner bunu yapabilir ama Dennis Schröder’in de ona katılması lazım. Kaybedilen Kanada maçı bana göre tamamen bunla alakalı. Kanada kısaları uzatmaları domine ederken Schröder 5. faulden dışarıda kaldı ve maçın kontrolü Kanada’ya geçti. Almanya, altın madalyaya yürüyecekse Schröder’in kritik anlarda hep sahnede olması gerekiyor.

2- İspanya (G Grubu)

FIBA organizasyonlarında 2000’den bu yana bir gerçek var: Asla İspanya’yı karşınıza almayın ve küçümsemeyin.

İspanya kadro olarak ne durumda olursa olsun madalyaya gidecek yolu kendisi için açabiliyor. Bunu hem son Dünya Kupası’nda hem de EuroBasket’te gördük. Özellikle 2022 yazında birçokları onların yarı finale bile kalamayacağını düşünürken İspanya, altın madalyaya yürüdü.

Her ne kadar Rudy Fernandez, kendilerini altın madalya için aday görmese de İspanyollar, bir şekilde altın madalyayı kazansa ben şaşırmam. Eksikleri yok mu? Elbette de var. Ricky Rubio’nun son anda gelmekten vazgeçmesi ve devşirme Lorenzo Brown’un yokluğu İspanya’yı kısa rotasyonunda çok kısıtlıyor. Öyle ki 19 yaşındaki Juan Nunez’e güvenmeleri gerekiyor.

Hazırlık maçlarında da bunun getirdiği sorunları gördük. Hem Amerika hem de Kanada yenilgisinde de kısalar çok fazla devreye giremediği için yenilgi geldi. İspanya muhtemelen bu sorunu turnuvada da yaşayacak ama kupadaki bütün takımlar arasında buraları oynamayı en iyi bilen takım onlar ve bu düşündüğünüzden de büyük bir avantaj. İşler sıkıştığında İspanyollar sürpriz katkıyı verebilecek isimleri her zaman bulabiliyor.

Açıkçası bu kadro başka bir ülkede olsa çok daha fazla çekincem olurdu ama İspanya, olunca insan onları madalya dışında hayal edemiyor.

Hazırlık maçlarındaki performansları: 3 galibiyet – 2 yenilgi

İspanya – Venezuela: 87-57
İspanya – Slovenya: 99-79
İspanya – Amerika: 88-98
İspanya – Kanada: 80-85
İspanya – Dominik Cumhuriyeti: 86-77

Kilit Oyuncu

İspanya’da kısalar gerçekten sıkıntılı. Sergio Llull ve Alberto Diaz turnuva öncesi sakatlıklar yaşadı ve fiziksel olarak hazır değil. Bütün yük 19 yaşındaki Juan Nunez’e kalmış gibi gözüküyor. İspanya’da uzunlar ve forvetler işlerini fazlasıyla yapacaktır ama Nunez’in kısa rotasyonunda geçen turnuvada Lorenzo Brown’un yaptıklarını yapması gerekiyor. Yetenek olarak bunları yapabilecek bir oyuncu ama tecrübe faktöründe geride. Bence onun performansı İspanya’nın turnuvadaki performansını belirleyecek.