NBA Doğu Konferansı: Takımların Son Beş Senede “Eğer Farklı Olsaydı” Dedirten Anları

04/Eyl/23 14:02 Eylül 4, 2023

Bilal Baran Yardımcı

04/Eyl/23 14:02

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, son beş yılda Doğu Konferansı takımları için farklı ilerleyebilecek senaryoları seçti.

by Tim Bontemps / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 1 Ağustos 2023 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Geçmişe dönüp nelerin farklı olabileceğini konuşmak kadar tartışma körükleyen çok az şey var.

Özellikle de içinde çok fazla önemli kişilik barındıran, aksiyonları büyük etkiler yaratan yıldızların bulunduğu NBA’de bu durum fazlasıyla geçerli.

Bunu göz önünde bulundurarak serbest oyuncu döneminin de büyük bölümünün geride kaldığını düşünerek 30 takımın son beş yıldaki en büyük “eğer farklı olsaydı” dedirten anlarını derledik.

Ya Kevin Durant, Brooklyn Nets‘te geçirdiği dönemde sağlıklı kalsaydı? Ya Jimmy Butler, Philadelphia 76ers‘ta kalsaydı?

İlk olarak Doğu Konferansı’ndaki 15 takımın “eğer farklı olsaydı” dedirten anları sizlerle.

Ya Atlanta Hawks 2021 yılında konferans finallerine çıkmasaydı?

Hawks‘ın 2021 yılında Doğu Konferansı finallerine kadar uzanan yolu, Trae Young’ın da yıldız seviyesine yükselişinin kanıtı olarak kabul edildi. Fakat o takım eşleşmelerde yüzü gülen ve rakiplerinin zaaflarının şansını yaşayan bir takımdı. Çok erken çok büyük bir başarı geldi ve o günden beri bunun bedeli ödeniyor.

Philadelphia’ya ikinci turda kaybetmek, Atlanta’nın sezonu için oldukça doğal olurdu. Sonuç olarak Hawks kendisini aynı kargaşanın içinde bulmayabilir, Dejounte Murray takasını yapmayabilir veya koç Nate McMillan’ı kovmayabilirdi.

Ya Boston Celtics, Al Horford’ın Ayrılmasına Hiç İzin Vermeseydi?

2019 yazı Boston için çalkantılı geçmişti. Kyrie Irving, Brooklyn’e; Al Horford ise Philadelphia’ya büyük kontratlarla gitmeyi tercih etmişti ve Celtics de bunun üzerine Terry Rozier’ı Charlotte Hornets‘a yollayan sign-and-trade ile Kemba Walker’ı kadrosuna katmıştı. Boston’daki dönemine iyi başlasa da Walker’ın dizleri onu yarı yolda bıraktı ve yıldız oyuncu, yanına bir de draft hakkı koyularak iki yıl sonra Horford’ın takıma geri gelmesi için yollandı.

Eğer 2020 playofflarında Horford, Celtics‘in kadrosunda olsaydı bubble’daki konferans finallerinde Miami Heat oyuncusu Bam Adebayo, boyalı alanı bu kadar domine edemezdi ve Celtics, NBA Finalleri’ne çıkardı. Ayrıca bu senaryoda Celtics, Kemba’nın kontratından çıkmak için ilk tur hakkını feda etmek zorunda kalmazdı. O ilk tur hakkı kime mi dönüştü? Alperen Şengün. Terry Rozier da hala değerli bir parça olarak kadroda bulunurdu.

Ya Kevin Durant, Brooklyn Nets’te birden fazla kez sakatlık yaşamasaydı? 

Konu James Harden’lı, Kevin Durant’li, Kyrie Irving’li Brooklyn Nets olduğunda bu konu başlığında pek çok şey yazılabilir. Fakat eğer bu üçlünün yaşadığı felaketin bağlanabileceği büyük bir şey varsa o da Durant’in yaşadığı sakatlıklar olacaktır.

2022’nin ocak ayında Durant, Herbert Jones’un; 2023’ün ocak ayında ise Jimmy Butler’ın üzerine düşerek sakatlandı.

2022’de Durant’in yokluğunda Nets oynadığı 13 maçın 11’ini kaybetti ve konferansta altıncı sıraya geriledi. Bu da Harden’ın takas istemesine yol açtı. 2023’te ise Nets, Durant’in olmadığı 15 maçta dokuz kez kaybetti ve ilk önce Irving, sonra da Durant takımdan takasını isteyerek ayrıldı.

Bu üçlünün birlikte geçirdiği süre boyunca yaşanan dramaları düşünürsek başka bir şeyin de ayrılıklara yol açabileceğini söyleyebiliriz. Fakat Durant’in sağlıklı kaldığı senaryolarda Brooklyn, Doğu’nun tepesinde kalmaya devam edecek ve Harden ile Irving’in takas isteme sebepleri ortaya çıkmayacaktı.

Ya Charlotte Hornets’ta Kemba Walker 2019 yılında All-NBA seçilmeseydi?

Organizasyon tarihinin en iyi oyuncusu Kemba Walker, 2019 yılında All-NBA seçildiğinde Hornets‘in önünde iki seçenek oluştu: Walker’a supermax kontrat vererek takımda tutmak ya da serbest oyuncu piyasasında gitmesine izin vermek. İkincisini seçen Charlotte, Walker’ı Boston’a yollayarak sign-and-trade ile Rozier’i kadrosuna kattı.

Walker, All-NBA seçilmese Charlotte’ın kendisiyle imzalaması daha makul hale gelecekti. Walker da kalmayı kabul edecek ve Charlotte’ın 2020 draftında LaMelo Ball’u seçecek kadar yüksekten seçmesi imkansız olacaktı.

Walker’ın dizleri eninde sonunda patlayacak ve Charlotte’ın maaş çizelgesinde uzun yıllar boyunca büyük yer kaplayan bir yük olacaktı.

Ya Chicago Bulls’ta Lonzo Ball hiç sakatlanmasaydı?

Lonzo Ball, 2022’nin ocak ayında Golden State Warriors‘a karşı menisküsünü yırttığında Bulls, Doğu Konferansı’nın zirvesindeydi. Ball’un yokluğunda Bulls dağıldı ve geçtiğimiz yıl playoff ilk turunda Bucks‘a kaybederken bu yıl da play-in’de elendiler. Ball’un 2023-24 sezonunda da oynaması beklenmiyor.

Ball’un sakatlanmadığı senaryoda Bulls, konferansı daha üst sıralarda bitirerek eşleşmeye göre playoff serisi kazanabilir ve daha sağlıklı bir rota çizebilirdi.

Ya Cleveland Cavaliers, Donovan Mitchell takasını yapmasaydı?

Geçtiğimiz yaz Utah Jazz ile New York Knicks arasındaki görüşmelerin durmasıyla birlikte Cavaliers bir anda işin içine girdi ve Mitchell’ı kadrosuna kattı. Ardından Mitchell, 21. yüzyılda Cleveland’ı LeBron James’in olmadığı ilk playoff macerasına taşıdı. İlk tur eşleşmesinde ise Knicks, Cavs‘in sezonunu beş maçta bitirdi.

Mitchell olmasa muhtemelen Cavs bir play-in takımı olacak ve playoff ilk turunda Boston’a kaybedecekti. Fakat takımda daha dengeli bir hücum düzeni olacak ve Evan Mobley’in gelişimi için daha fazla alan olacaktı.

Aynı zamanda Cleveland, bütün draft haklarını elinde bulunduracak ve takas için de elinde daha çok malzeme bulunacaktı.

Ya Detroit Pistons, Killian Hayes yerine Tyrese Haliburton’ı draft etseydi?

Altı kez üst üste konferans finallerinde yer aldıktan sonra Pistos, son 15 senedir sadece üç kez playoffa kaldı ve maç kazanamadı. Fakat eğer 2020 draftında Hayes yerine başka bir oyun kurucuyu seçseler, şehrin yeni playoff takımının temelleri de atılmış olacaktı.

Hayes yerine yedinci sıradan Haliburton’u seçtikleri senaryoda Detroit’in saha içi generali hazır olacaktı. Bir sonraki sene de Cade Cunningham’ı seçtiklerinde iki guard pozisyonu için uzun yıllar boyunca uyumlu ve güçlü bir ikilileri olmuş olacaktı.

Ya Indiana Pacers’ta Victor Oladipo sakatlanmasaydı?

Pacers, Paul George’u yollayarak Oladipo ve Domantas Sabonis’i kadroya kattığında bu takas iki taraf için de kazançlıydı. 2018 playoffları ilk turunda Oladipo, LeBron James’li Cavaliers‘ı az daha eleme noktasına getirdiğinde de organizasyonun yeni yüzü o olacakmış gibi duruyordu – 2019 yılında geçirdiği sakatlığa kadar.

Sağlıklı kalmış bir Oladipo muhtemelen günümüze kadar All-Star seçilir, ligin elit guardlarından biri olurdu. Geçtiğimiz yıl yapılan Sabonis – Haliburton takasını engelleyecek bir durum da olmazdı ve Pacers şu anda Doğu’nun en güçlü takımlarından biri olurdu.

Ya Miami Heat, Jimmy Butler takasını yapmasaydı?

LeBron James, Cleveland’a döndükten sonra Heat, beş sezonda üç kez playoff dışı kaldı. Butler’ın seviyesindeki hiçbir oyuncuyu takıma katmak için fırsatları yok gibi gözüküyordu. Fakat Josh Richardson’ı Philadelphia’ya yollayıp Butler’ı takıma katabildiler.

Butler ile birlikte Heat iki kez NBA Finalleri’ne yükseldi ve üç kez konferans finali oynadı. Butler olmadan muhtemelen play-in seviyesinde dolaşacak olan Heat, uzun süre daha playoff başarısı yakalayamayabilirdi. Bu durum da Pat Riley’nin uzun süre sonra organizasyonun başından ayrılmasına yol açabilirdi.

Ya Milwaukee Bucks, Brook Lopez’i kadrosuna katamasaydı?

Lopez, Bucks ile 2018 yılında 3.3 milyon dolara imzaladığında Milwaukee kariyerinin nasıl olacağını tahmin etmek zordu. Fakat Mike Budenholzer, Lopez’i savunma uzmanına çevirmeyi başardı ve oyuncunun kariyeri değişti.

Lopez’i alamayan Bucks ise muhtemelen Nerlens Noel’e gidecek, Giannis Antetokounmpo’ya hiç uymayan bir oyuncuyu kadroya katacaktı.

Antetokounmpo ve Middleton’ın varlığından dolayı Bucks yine de bir tehdit olarak kalacak fakat Lopez olmadan organizasyonun ilk şampiyonluğunun gelmesi imkansız olacaktı. Bu durum da Antetokounmpo’nun organizasyondaki geleceğini tehdit edecekti.

Ya New York Knicks, Obi Toppin yerine Tyrese Haliburton’ı draft etseydi?

Leon Rose’un önderliğinde yavaş yavaş fakat emin adımlarla yeni takım çekirdeğini inşa eden Knicks yönetimi, bir büyük hata yaptı: 2020 draftında Haliburton yerine Toppin’i seçmek.

Toppin son üç yıldır New York rotasyonunun gerilerinde bir parça oldu, Haliburton ise ligin en iyi genç yıldızlarından biri haline geldi. Bu senaryoda da Knicks, geçtiğimiz yaz Jalen Brunson ile imzalayabiliyor olacaktı. İki oyuncu guard rotasyonunda birbirini çok iyi tamamlardı.

Ya Orlando Magic’te Jonathan Isaac hiç sakatlanmasaydı? 

Isaac, basketbol oynadığı kısa dönemde modern basketbolun Andrei Krilenko’su gibi gözüküyordu. Fakat sonra 1 Ocak 2020’de yaşanan diz sakatlığı baş gösterdi. O sakatlık, pek çok sakatlığı tetikledi ve Isaac, son üç buçuk sezonda Orlando’nun çıktığı 275 maçın sadece 13’ünde forma giyebildi.

Peki ya hiç sakatlanmasaydı? Sağlıklı bir Isaac, Orlando’nun kanat rotasyonuna, özellikle de Paolo Banchero’nun yanına çok uyardı. Banchero hücumda takıma liderlik ederken Isaac de savunmanın lideri olarak her işi yapardı.