by Tim Bontemps / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 2 Ağustos 2023 tarihinde ESPN‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Dün alternatif bir evrene gitmiş ve Doğu Konferansı takımları için son beş yılda farklı oluşabilecek senaryoları derlemiştik.
Şimdi ise kritik kararlarda farklı seçimler yapılsaydı Batı Konferansı takımları için hayatın ne denli farklı olacağını inceliyoruz.
Ya Jamal Murray 2021 yılında sakatlanmasaydı? Denver Nuggets şu anda ilk şampiyonluğunu kazanmış olmak yerine three-peat’i mi tamamlıyor olurdu? Ya New Orleans Pelicans 2021 draftının lotaryasında bir numaraya yerleşip Zion Williamson’ı seçme şansı elde edemeseydi?
Hazırsanız Batı Konferansı takımlarını inceleyip onlar için alternatif evrenler yaratalım.
Ya Dallas Mavericks, Jalen Brunson’ı takımda tutsaydı?
Geçtiğimiz yaz New York Knicks‘in teklifini eşleşememelerini unutun. Ya 2021-22 sezonu sırasında ona dört yıl – 54 milyon dolarlık yeni sözleşmeyi imzalatsalardı?
Geçtiğimiz yıl organizasyonu sarsan dramalar yerine konferansın ilk dört sırasında biterdi. Brunson’ın yardımlarıyla Luka Doncic, playofflarda bir kez daha ilerlerdi ve yıldız oyuncunun geleceğini kapsayan soru işaretleri azalırdı. Kyrie Irving takasına hiç gerek kalmayacak, böylece Dorian Finney-Smith de takımda kalmış olacaktı.
Ya Denver Nuggets’ta 2021’in nisan ayında Jamal Murray sakatlanmasaydı?
2020-21 sezonunda trade deadlide’dan sonraki iki haftalık süreçte Denver mükemmel gözükmüştü. Takıma Aaron Gordon’ın gelişiyle birlikte oyuncuların uyumu ve yetenek seviyesi çok yükselmişti. Fakat sonrasında Murray’nin ACL’i yırtıldı ve sonraki iki playoffta yıldız oyuncu forma giyemedi.
Murray’nin sakatlanmadığı senaryoda Denver muhtemelen Phoenix Suns yerine 2021 finallerine çıkan takım olurdu. 2022 konferans finallerinde Golden State Warriors muhtemelen Nuggets‘ı elerdi fakat o zaman gelinceye kadar Jokic’in takımını playoff başarısına taşıyabileceği sonuna kadar kanıtlanmış olurdu. Üst üste üçüncü kez MVP ödülünü kazanıp tarihe geçebilir, Denver da son yılların en başarılı takımları arasında yerini en üst sıralardan alırdı.
Ya Golden State Warriors, James Wiseman yerine LaMelo Ball’u seçseydi?
2021 draftında ikinci sıraya yerleşen Warriors, üniversitede sadece üç maçta forma giyen James Wiseman’a güvenerek oyuncuyu takıma seçti. NBA’e asla uyduramadığı oyunu ve yaşadığı sakatlıklar, Wiseman’ın rotasyonda hiçbir zaman önemli yer alamamasına yol açtı. Eninde sonunda geçtiğimiz sezon takasla takımdan gönderildi.
Ball’un veteranlarla dolu bir Golden State kadrosuna gelmesi oyuncunun profesyonelliğe adımını iyice kolaylaştırır, saha içinde de geçiş hücumlarındaki pas yeteneği Stephen Curry’i çok iyi tamamlardı.
Warriors bu senaryoda Jordan Poole’dan geçen yaz vazgeçerdi. Bu şekilde değeri yüksekken draft hakkı alır ve bu sezonun başında yaşanan bütün dramaları önlemiş olurdu. Warriors da üst üste ikinci kez şampiyonluk yolunda yürürdü.
Ya Houston Rockets, Russell Westbrook takasını yapmasaydı?
2019’da yapılan Westbrook takası takımın GM’i Daryl Morey’nin son çırpınışlarını kanıtlar nitelikteydi. Ya işe yarayacaktı ve Houston sonunda o duvarı aşacaktı, ya da başarısız olacaklardı ve büyük değişiklikler yaşanacaktı.
Bu evrende ise Westbrook takıma gelmiyor, Chris Paul takımda kalıyor ve Harden ile kuracağı birlikteliğin işe yarayacağı konusunda ısrarcı oluyorlardı. Chris Paul da iyi bir sezon geçiriyor ve takım dağılmak zorunda kalmıyordu.
Sonuç olarak bubble’daki playofflarda uzun süredir beraber oynayan bir takım olarak şampiyonluk için büyük avantaj elde ediyorlar ve 1990’ların ortasından beri ilk kez şampiyon oluyorlardı.
Ya Los Angeles Clippers’ta Kawhi Leonard 2021 playofflarında sakatlanmasaydı?
Leonard, 2021 playofflarının ikinci turunda Utah Jazz‘e karşı ACL’ini yırttığında Clippers‘ın konferans finallerinde Phoenix’e karşı pek de şansı kalmamıştı. Nitekim altı maçta seriyi kaybettiler.
Leonard’ın sağlıklı kaldığı senaryoda ise işler çok farklı ilerlerdi. Clippers sonunda tarihindeki ilk kez ikinci turu aşar ve NBA Finalleri’ne çıkardı. Leonard da üçüncü farklı takımda üçüncü kez Finaller MVP’si olmayı başardı.
Ya Los Angeles Lakers, Russell Westbrook takasını yapmasaydı?
Lakers 2021 playofflarında ilk turda elendikten sonra takıma üçüncü bir yıldız eklemeye karar vermiş ve LeBron James’e hiç uymayacak bir yıldız olan Westbrook’u kadrosuna katmıştı. Bunun bir hata olduğu o iki senede net bir şekilde görüldü.
Westbrook’u takaslamak yerine Lakers, 2020’de şampiyon olan çekirdeği bir arada tutabilirdi. Bu da Kyle Kuzma ve KCP’nin hiç takaslanmaması, Alex Caruso’nun da takımdan ayrılmaması demek oluyordu. Yani 2022’de playoffları kaçırmak, bu sene de zar zor yapmak yerine iki sezonu da ilk dört sırada bitirir ve takıma hamle yapma alanı bırakırdı. Bütün bunlar da LeBron’un beşinci yüzüğü için daha olası bir senaryo oluştururdu.
Ya Memphis Grizzlies, Ja Morant’i seçmek için draftta yükselmeseydi?
Grizzlies 2019 draftında Ja Morant’i seçmek için ikinci sırayı takaslamıştı. Bunu yapmadıkları senaryoda ise Grizzlies‘ın 2020 draftında da lotaryada yer alması ve Tyrese Haliburton’ı, organizasyonun yeni oyun kurucusunu bulması içten bile değildi.
Ya Minnesota Timberwolves, Rudy Gobert takasını yapmasaydı?
Rudy Gobert’in hiç takaslanmadığı bir dünya hayal edelim. Minnesota geçtiğimiz yıl ilk tur seçimi Walker Kessler ve Karl-Anthony Towns ile pivot rotasyonunu oluştururdu. Sezon ilerledikçe Kessler’ın da Gobert’in takıma getirdiklerini getirebildiğini fark ederlerdi. Yaz döneminde kadrosunu dağıtan Utah ise Wolves‘a D’Angelo Russell ve ilk tur hakkı karşılığında Mike Conley’i verirdi. Böylece Minnesota, Anthony Edwards’a mentörlük yapabilecek muhteşem bir veteran saha içi generalini bulmuş olacaktı.
Yine muhtemelen ilk turda elenecek olsalar da gelecek daha parlak görünürdü. Bütün draft haklarıyla birlikte yaza giren Wolves, maaş bütçesinde de daha esnek olur ve serbest oyuncu piyasasında daha aktif olabilirdi.
Ya New Orleans Pelicans, Zion Williamson’ı alan takım olamasaydı?
Pelicans, 2019 lotaryasında ilk sırayı alamasaydı dokuzuncu sıradan seçecekti. Böylece kadroya Jaxson Hayes gelecek (gariptir ki başka bir takasla Hayes yine Pelicans‘a geldi) ve büyük hayal kırıklığı yaratacak, ardından serbest oyuncu olarak takımdan ayrılacaktı.
Anthony Davis takasından sonra Williamson’ın etrafında organizasyonu şekillendirmeye çalışmak yerine Pelicans, Brandon Ingram’ın etrafında inşa edilen bir takım olacaktı. Fakat bu senaryoda geçtiğimiz dört sezonda da playoff yapmaları düşük ihtimal olacak ve vasatlıkta sıkışacaklardı.
Ya Oklahoma City Thunder, Paul George takasında SGA’i alamasaydı?
Thunder GM’i Sam Presti, 2019 yazında Paul Georgu’u Clippers‘a yollarken karşılığında büyük bir paket talep etmiş ve bunu almıştı: Bir dolu ilk tur hakkının yanında genç guard Shai Gilgeous-Alexander… Peki ya Clippers yönetimi Shai’yi bu takasın dışında tutmayı başarabilseydi?
Thunder için takımın yeniden yapılanması en önemli oyuncuları SGA olmadan çok farklı görünecekti. Josh Giddey, Jalen Williams, Chet Holmgren gibi yetenekli genç oyuncularla ve elinde bulundurdukları draft haklarıyla yine geleceğe umutla bakabilecek bir takım olsalar da hala o ana oyuncuyu arıyor olacaklardı.
Ya Phoenix Suns, Chris Paul takasını yapmasaydı?
2020-21 sezonundan önce Paul’u takıma eklemeden önce Suns, 10 senedir playoff yapamıyor durumdaydı. Paul’un gelişinden sonra Suns, direkt olarak NBA Finalleri’ne çıktı ve sonraki iki sezonda da ikinci tura yükseldi.
Paul’ün gelmediği senaryoda ise Phoenix hala Ricky Rubio’nun oyun kurucu olduğu takımla 2020’deki etkileyici performansları üzerine koymayı hedefliyor olurdu. Batı’nın tepesinde yer almak yerine play-in takımları arasında yer alırlardı.
Ya Portland Trail Blazers, Aaron Gordon’ı takasla takıma katsaydı?
2021 takas döneminde Gordon, Denver’ın yolunu tutana kadar Portland’ın oyuncuya ilgisi büyüktü. Gordon, Portland’a gelseydi 2021 playofflarının ilk turunda Denver ile karşılaşan ekip rakibini eler ve ikinci tura yükselirdi.
Lillard, Gordon, CJ McCollum ve Nurkic çekirdeği üzerine inşa edilen Blazers takımı geçtiğimiz yıl da playoff yapardı. Hala takasla Jerami Grant’i takıma katabilir, böylece Lillard dönemindeki en iyi kadroyu kurmuş olabilirlerdi. Fakat bu da aynı zamanda Shaedon Sharpe veya Scoot Henderson gibi oyuncuların draftta Portlan’da düşmüyor olmaları demekti. Lillard da muhtemelen şu anda takımdan ayrılmak istemiyor olur, Blazers yıldız oyuncusunun etrafına takım kurmaya devam ediyor olurdu.
Ya Sacramento Kings, Marvin Bagley yerine Luka Doncic’i draft etseydi?
Geçtiğimiz yıl Sacramento’nun imza attığı büyük başarı ve oluşan güzel hava, Cowbell Kingdom’ın peşini uzun süre bırakmayacak bir hatanın bir nebze unutulmasına sebep oldu: 2018 draftının ikinci sırasından Doncic yerine Bagley’i seçmek.
Luka’yı De’Aaron Fox’un yanına Sacramento’ya koyduğunuz anda takımın yükselişi daha da önceden gerçekleşir, Kings; playoff yapamama serisini daha erkenden bitirirdi.
Ya San Antonio Spurs, Kawhi Leonard’ı Lakers’a takaslasaydı?
San Antonio’nun Leonard’ı Toronto’ya yollama kararı 2019 şampiyonluğunu Raptors‘ın kazanmasına yol açmıştı. Peki ya Spurs, Toronto’nun DeMar DeRozan’lı teklifi yerne Lakers‘ın Brandon Ingram etrafında şekillenen teklifini seçseydi?
Spurs; Ingram, Kyle Kuzma ve alacağı draft hakları üzerine yapı inşa etmeye başlarken Leonard da LeBron James ile Los Angeles’ta buluşur ve muhtemelen ilk yıllarında şampiyon olurlardı. Bu da süregelen yazda gerçekleşen Anthony Davis takasının olmamasına yol açardı.
Spurs de DeMar DeRozan ile birlikte vasat bir playoff takımı olmak yerine San Antonio, ligin dibine demir atar ve yeniden yapılanmaya daha erkenden başlamış olurdu. Bu da onların bu draftta Victor Wembanyama’yı seçememesine yol açardı.
Ya Utah Jazz’de Mike Conley, Denver’a karşı bubble’da oynanan serinin 7. maçının sonundaki şutu soksaydı?
Denver’ın bubble’da üst üste iki seriyi 3-1’den dönerek kazandığı döneme dair unutulan şeylerden biri de Conley’in maçı ve seriyi kazandıracak şutunun girmeye ne kadar yakın olduğu…
Ya o şut girseydi? Utah kendisini Lakers‘a karşı konferans finali oynarken bulurdu. O bubble’da Clippers‘ı deviren takım, 2021’de iki takım tekrar karşılaştığında artık farklı bir eşikte olur ve tekrar konferans finallerine çıkardı. Bu sefer rakipleri ise Utah’ın çok daha iyi eşleştiği Suns olurdu.
Bu senaryoda 2022’de takımın dağılması hiç yaşanmıyor; Donovan Mitchell ve Rudy Gobert takasları gerçekleşmiyor ve Quin Snyder da takımın başında kalıyor. Bunun yerine bir arada oynama tecrübesi çok yükselen takım, Batı’nın ciddi ekiplerinden biri haline geliyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!
2023-24 EuroLeague kadrolarına ve transferlerine ulaşmak için tıklayın!
Eurohoops’un DEV Dünya Kupası rehberine ulaşmak için tıklayın!