by Berkay Terzi / info@eurohoops.net
NBA’de merakla beklenen yeni sezonun başlamasına yaklaşık iki ay var. Yaz dönemindeki hareketlilik ise %99 oranında sona erdi. Biz basketbol severler için eğlence yaratan FIBA Dünya Kupası da geride kaldı.
Bu yüzden 2023/24 normal sezonunu beklerken yapılabilecek en verimli işlerden biri, NBA’deki mevcut hiyerarşiye hızlıca göz atmak. Bu yazıyı hazırlarken amacımız önümüzdeki sezonu tahmin etmek değil, oyuncuların form durumu ve mevcut kalite düzeyi üzerinden birer sıralama ortaya çıkarmak.
Eurohoops Fırın, NBA’de her pozisyonun en iyi beş ismini belirlediği serisine kısa forvetlerle devam ediyor.
NOT: Karl Anthony-Towns, Minnesota Timberwolves‘taki rolü sebebiyle uzun forvet pozisyonunda değerlendirmeye alınmıştır.
NOT: Lauri Markkanen, Utah Jazz‘deki rolü sebebiyle kısa forvet pozisyonunda değerlendirmeye alınmıştır.
NOT: Anthony Davis, Los Angeles Lakers‘taki rolü sebebiyle pivot pozisyonunda değerlendirmeye alınmıştır.
> En İyi 5 Oyun Kurucu
> En İyi 5 Şutör Guard
> En İyi 5 Kısa Forvet
5. Karl Anthony Towns – Minnesota Timberwolves
2022-23: 29 maç, 20.8 sayı, 8.1 ribaunt, 4.8 asist, 2.1 üçlük, %49.5 şut, %36.6 üçlük
FIBA Dünya Kupası’nda Dominik Cumhuriyeti formasıyla başarılı bir şekilde sahne alan Karl-Anthony Towns, 2022-23 sezonunda Minnesota Timberwolves’ta o kadar iyi değildi. Rudy Gobert’in gelişi sebebiyle 4 numarada görev almaya başladı ve sezonun ilk bölümünde uyum problemleri baş gösterdi. Gobert ile adapte olmaya fırsat kalmadan sakatlandı, sezonun büyük bir kısmını sakat geçirdi.
2023-24 sezonunda Rudy Gobert ile aralarındaki kimya nasıl bir durumda olacak merak konusu. Towns’un dört numarada oynaması hücum açısından daha tolere edilebilir olsa da, savunma tarafında çemberden uzaklaşıp perimetreye daha fazla yakınlaşması sebebiyle problem. Çünkü topu yere vurabilen herhangi bir forvet, Towns’un ayaklarına hücum edebiliyor.
Tüm bu soru işaretlerine rağmen sağlıklı bir Towns ligin en etkili uzunlarından birine dönüşüyor. Hücumda çok yönlü bir tehdit ve gününde olduğunda takımın skor yükünü tek başına sırtlayabilir.
4. Pascal Siakam – Toronto Raptors
2022-23: 71 maç, 24.2 sayı, 7.8 ribaunt, 5.8 asist, 1.3 üçlük, %48.0 şut
Toronto Raptors‘ın 29 yaşındaki yıldızı, geçen sene sessiz sedasız etkileyici bir performansa imza attı. Bu sayede kariyerinde ikinci kez All-Star seçilen Pascal Siakam, Raptors’ı %50 galibiyet yüzdesine taşımayı başardı.
Siakam sahanın her iki tarafında da bir enerji yumağı ve bu enerjiyi son derece verimli bir şekilde kanalize edip kullanıyor. Geçiş hücumlarında terör estiriyor, hücumda kendi skorunu üretebiliyor, ayrıca takım arkadaşlarını beslemek konusunda da ciddi gelişim sağladı. Savunmada ise eforu, fiziği ve hareket kabiliyetiyle çok yönlü bir parça. Siakam’ın elit bir oyuncu olduğunu düşünmüyorum ama iki yönlü bir All-Star.
Toronto’nun 2018-19’daki şampiyonluğundan sonra kendini kanıtlamış bir oyuncu olan Siakam, ligin en az değer verilen oyuncularından biri olmaya devam ediyor. Bu durum Raptors’taki rolünden kaynaklı olabilir, zira Siakam’ın ana oyuncu değil ikinci yıldız olması gerektiğini düşünenlerdenim. Takım taşıma yükünü tümüyle sırtlayan değil de buna omuz veren bir oyuncu olsa çok daha etkili olabilir. Raptors’ın kadro yapısı da Siakam’a pek yardımcı olmuyor.
3. Zion Williamson – New Orleans Pelicans
2022-23: 29 maç, 26.0 sayı, 7.0 ribaunt, 4.6 asist, 1.1 top çalma, %%60.8 şut
Pelicans‘ın genç yıldızı, herhangi bir liste oluştururken en çok çelişki yaratan oyuncu olabilir. Zira sahaya çıktığında en dominant hücumculardan birine dönüşüyor ancak çoğu zaman onu parkede izleme fırsatı bulamıyoruz.
Ligdeki dört yılında Pelicans formasını sadece 114 kez terletebilen Williamson, geçen sezonu da sakatlığı sebebiyle erken kapatmıştı. Zion Williamson’ın sağlıklı olduğu dönemde Batı’nın ilk iki sırasında yer alan Pelicans, yıldız oyuncuyu kaybettikten sonra aşağılara doğru serbest düşüşe geçti. 23 yaşındaki uzun forvet ise %60.8 ile maç başına 26 sayı üretiyordu. Bu bile Zion Williamson’ın etkisini göstermek için yeterli.
Eminim birçok kişi sakatlık problemleri dolayısıyla onu en iyi üç uzun forvet arasına yazmazdı. Ancak arkasındaki isimlerle bire bir kıyasladığımızda Williamson’ın kalitesini ve dominantlığını göz ardı etmek çok güç.