by Mike Monroe / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 10 Ağustos 2023 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
17 yaşındaki Gregg Popovich, 27 Haziran 1966’da Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri Akademisi’ne kaydolduğunda o ve 1970 sınıfının diğer 1.034 üyesi, Colorado Springs’in kuzeyinde yer alan, ilerleyen dört yıl boyunca 735 mezunun evleri olacak olan kampüsün arazisine geniş bir rampadan geçip bir kemer altından yürüdüler.
Orada Amerika Birleşik Devletleri Hava Kuvvetleri Akademisi’nin öğrenci komutanı olan Hava Kuvvetleri Tümgeneral Louis T. Seith bir konuşma yaptı. Mesajı, öz ve umut vericiydi ve onlara Amerika’nın gençliğinin en seçkinlerinden oluştukları konusunda güvence verdi.
Generalin övgü dolu karşılamasını takip eden saatlerde, müstakbel 2. Teğmenlere saatlerce süren oryantasyon, beyin yıkama, aşılama ve aşağılama süreci uygulandı ve bütün bunlar onları iyice oyaladı.
Bu onların alacağı ilk ve muhtemelen en önemli dersti: Kendini aş.
Bunu şu anda 74 yaşında San Antonio Spurs‘ün başında olan, tarihin en çok galibiyet alan ve Hall of Fame seçilen koçu Gregg Popovich kadar net anlayan çok az kişi oldu.
Maçların çeyrekleri arasında Popovich’in özlü yorumlarını almak için çok uğraşan fakat işlerini uzun süre devam ettiremeyen muhabirler de bu mesajı alıyor, ancak büyük olasılıkla anlamıyorlar. 1996 yılında Popovich, Spurs‘ün başına geçtiğinden beri oyuncularına kendilerini aşmalarını kesinlikle söyletti ve sık sık onlara ‘kayayı kır’ dedi.
“Hiçbir şey yolunda gitmiyor gibi gözüktüğünde kayasına belki de 100. kez vurmasına rağmen hasar veremeyen taş ustasına bakarım. Belki 101. darbe kayayı ikiye ayıracak. Bu olduğunda kayayı kıranın son vuruş değil, önceki 100 vuruş olduğunu biliyor olacağım.”
Popovich biliyor ki bir biri kayayı kırmaya karar verdiyse kendi sınırlarını aşmalı, tıpkı kendisinin Akademi’de yaptığı gibi.
Popovich’in San Antonio’ya gelişinde ve takımın baş antrenörlüğünü üstlenişinde Hava Kuvvetleri’nde geçirdiği yılların önemini göz ardı etmek imkansız.
Popovich, Spurs’ü neredeyse 20 yıl boyunca ligin en ısıran savunmalarından biri yapacağı savunmanın temellerini Hava Kuvvetleri Akademisi’nde öğrendi.
Falcons antrenörü Bob Spear, kariyeri boyunca kullandığı hücum ilkelerini ona tanıtan isimdi.
Popovich’in antrenör olabilecek zekaya, disipline ve meraka sahip bir oyuncu olduğunu fark eden kişi, Spear’ın yardımcı antrenörü ve sonrasında yerine geçen kişi Hank Egan’dı.
“Basketbol bağımlısı bir adam ve bunun bir sebebi var,” dedi Egan 2005 yılında. “Basketbola tutku duyuyor ve zekasını kullanarak üzerine çok düşünüyor.”
1973 yılında Spear, Hava Kuvvetleri’nin baş antrenörlüğü görevinden emekli olduktan iki sonra Popovich’e ilk koçluk görevini veren isim Egan olmuştu: Liseden çıkışta kolejlere gitmek için direkt şans bulamayan oyuncuların yer aldığı Hava Kuvvetleri Akademisi Hazırlık Okulu’nun baş antrenörlüğü.
Popovich’in Egan’ın kadrosuna yardımcı antrenör olarak eklenmesinden sonra, Hava Kuvvetleri Akademisi’nde uzun süre görev yapan atletik antrenör Jim Conboy, o zamanlar 1. Teğmen olan Popovich’i evinde akşam yemeğine davet etti. Popovich, orada kalbini çalan güzel ve genç kadınla tanıştı: Conboy’un kızı Erin. İkili, Akademi’nin Öğrenci Şapeli’nde evlendi ve Erin’in uzun bir hastalıktan sonra 2018’deki vefatına kadar kırk yıl boyunca birlikte kaldı.
Daha da önemlisi, Popovich’in otuz yıl boyunca Spurs ekibinin en önemli üyesi olmasını sağlamada kritik bir rol oynayan isim daimi Fakülte Dekanı General Robert A. McDermott’tı.
968’de Hava Kuvvetlerinden emekli olduktan sonra McDermott, askeri odaklı sigorta şirketi USAA’nın icra kurulu başkanı olmak için San Antonio’ya taşındı. Alamo City’de uzun yıllar aktif olarak sivil faaliyetlerde bulunan McDermott, 1993 yılında Spurs’u B. J. “Red” McCombs’tan satın alan grubunun CEO’su olarak atandı. Grubun yönetim kurulu tarafından Spurs’ün çehresini değiştirmesi istenen McDermott, 1994’ün mayıs ayında Popovich’i Golden State Warriors‘taki Don Nelson’ın asistanlığı görevinden alıp Spurs’ün genel menajeri yaptığında bütün basketbol dünyasını şoka uğrattı.
Bu hamle organizasyon tarihinin en büyük hamlesi olarak tarihe geçti ve arkasında McDermott ile Popovich ailesinin uzun yıllardır süregelen ilişkisi yatıyordu. General McDermott’un kızı Betsy ve Erin Conboy, Colorado Springs’teki ilkokul günlerinde yakın arkadaşlardı. O sırada San Antonio’lu avukat Jay Gwin ile evli olan Betsy, 1994 yılında babasının yeni bir Spurs genel menajeri aradığını öğrendiğinde onu Popovich’le görüşmesi konusunda cesaretlendirdi.
Betsy Gwin, 2014 yılında San Antonio Express-News’e “Gregg, Golden State‘te hem genel manajer hem de koç olan Don Nelson’ın altında çalışmış, orada çok fazla tecrübe edinmişti ve babam bunu biliyordu. Fakat (onun göreve gelmesini sağlayan) Akademi’deki altyapısı ve disiplin ile mükemmelliğe olan bağlılığı oldu.” demişti.
Spurs’ün genel menajeri olduktan iki sene sonra Popovich, cesur bir karar verdi. San Antonio, 1994-95 ve 1995-96 sezonlarında koç Bob Hill yönetiminde maçlarının %74’ünü kazandıktan sonra 1996-97 sezonuna 18 maçta 15 yenilgiyle başlamıştı. 1995’te ligin MVP’si olan David Robinson, o 18 maçı sakatlığı sebebiyle kaçırmıştı. Robinson takıma dönmek üzereyken Popovich, Hill’i görevinden aldı ve takımın başına kendisi geçti.
Bu karar radyolarda, televizyonlarda, yazılarda çok eleştirildi. Ancak en önemli oyuncular (Robinson, Sean Elliott ve Avery Johnson) hamlenin arkasındaydı ve Robinson’un geri dönmesiyle sezonu kurtarabileceklerine inanıyorlardı.
Altı maçta forma giydikten sonra Robinson, sol ayağından yaşadığı kırık sebebiyle sezonu kapattı. Spurs sezonu 82 maçta 20 galibiyetle kapattı. Bu da onların lotaryaya soktu, orada da 1997 draftının ilk sırasını kaptılar. Genel menajer Popovich, bu seçimi Wake Forest çıkışlı Tim Duncan’dan yana kullandı. Koç Popovich ise Duncan ve Robinson’ı alçak postu domine eden bir ikiliye dönüştürdü, bu da Spurs’ü NBA tarihinin en başarılı takımlarından biri yaptı. Robinson ve Duncan, Spurs’ü Popovich altında kazanılan beş şampiyonluktan ikisine (1999 ve 2003) taşıdı.
Popovich’in ABD Hava Kuvvetleri’nde geçirdiği 13 yıl, o zamanlar haberi olmadan Spurs yolunda ilerlemesini sağlamıştı. Rusçayı akıcı bir şekilde konuşan Popovich, Hava Kuvvetleri’ndeki ilk görevini Sovyet füze fırlatmalarını elektronik olarak izlemek üzere Türkiye’de görevlendirilen bir sinyal istihbarat subayı olarak geçirdi. AAU ulusal şampiyonluğu kazanan, Avrupa ve Sovyetler Birliği turnesine çıkan Silahlı Kuvvetler All-Star basketbol takımında oynamaya başlayınca Türkiye’den ayrıldı. Teğmen Popovich’in All-Star’daki olağanüstü oyunu, Hava Kuvvetleri Akademisi’nde düzenlenen 1972 ABD Olimpiyat seçmelerine davet edilmesini sağladı.
Popovich takıma seçilemese de seçmeler esnasında NBA kariyerinde büyük rol oynayacak biriyle karşılaştı. Larry Brown, 1964’te Tokyo’da düzenlenen Olimpiyatlar’da ABD altın madalya kazanırken koç Hank Iba’nın altında oynamıştı. 1972 yılında ABD’ye tekrar koçluk yapması istenen Iba, seçimler esnasında Brown’dan yardımcı olmasını istedi. İşte burada kendisini sahadaki rekabetçiliği ve zekasıyla oldukça etkileyen 23 yaşındaki Popovich ile karşılaştı.
Popovich, bugün hala 1972 Olimpiyatları’nın finalinde tartışmalı bir şekilde altın madalyayı Sovyetler Birliği’ne kaybeden kötü şanslı takıma girmek için adil bir şansı olmadığını düşünüyor.
“Popovich’in o takımda olması gerektiğini düşünmüyorum,” diyor Brown. “Fakat kampta gerçekten harika oynadı. İnsanlar onun ne kadar iyi sporcu olduğunu, harika bir rekabetçi olduğunu bilmiyor. Sağlam bir basketbol oyuncusuydu ve çok ama çok zekiydi.”
1974 yılında Brown, ABA’de Denver Nuggets‘a koçluk yapıyorken o zamanlar Egan’a asistanlık yapan Popovich’i takımın kampına davet etti.
Brown da Popovich’in o takımda olması gerektiğini düşünmüyor.
Popovich, 2013-14 sezonunda Yılın Koçu seçildikten sonra “Larry’nin benim yerine David Thompson’ı seçme alışkanlığı var.” esprisini yaptı.
Bütün şakalaşmalar bir yana Popovich ve Brown, yıllar geçtikçe daha da sağlamlaşan bir ilişki kurdular ve bu eninde sonunda Popovich ile Spurs için önem arz etti.
1979 yılında Popovich, Hava Kuvvetleri asistan koçu olarak altıncı sezonuna başlamak üzereydi. NCAA’in Division III takımlarından Pomona-Pitzer’den baş antrenörlük teklifi geldiğinde Popovich, görevinden ayrıldı.
Pomona Koleji ve Pitzer Koleji; Claremont, Kaliforniya’da bir mil karelik bir kampüste yer alan ve kendisini “Oxford-Cambridge modelini anımsatan” olarak tanımlayan Claremont Kolejlerini oluşturan beş liberal sanat okulundan ikisidir. Beş üniversitedeki sporcuların göz önünde bulundurulma seviyesi oldukça düşüktü. Oyunculara burs verilmiyordu ve her zaman akademik kariyere daha çok önem veriliyordu.
Popovich bu iş için yakın arkadaşı ve Hava Kuvvetleri Akademisi yardımcı antrenörü Hava Kuvvetleri Binbaşı Reggie Minton tarafından önerildi. Pomona-Pitzer’in yeni baş antrenör olma konusunda ilk görüşmeyi istediği kişi de Minton’du.
“Pop ve ben yoldaydık, oyuncu araştırıyorduk,” diyor Minton 2014’te verdiği röportajda. “Pomona-Pitzer’dan eski bir arkadaşım işle ilgilenip ilgilenmediğimi öğrenmek için beni aradı. O dönemde askere odaklanmıştım, ayrılmak istemiyorduk. Teklifi reddettim fakat Pop’un bu görev için harika olacağını söyledim. Benden Pop’un ‘özgeçmişini’ istedi.”
“Ben de ‘özgeçmiş ne lan?’ diye düşünmeye başladım? O iş için o zamanlar bile benim doğru kişi olmadığımı, Pop’un ise harika uyacağını düşünüyordum.”
Popovich zaten bir yerde baş antrenörlük yapmak için Hava Kuvvetleri’nden ayrılma olasılığını düşünmüştü ancak bazı Division I takımlarının yürütülme şekli onu çok çekmiyordu.
“Kampüste daha çok vakit geçirmemi, iki çocuğum ve eşime daha çok vakit ayırabilmemi sağlayabilecek bir şey arıyordum,” diyor Popovich. “İlgim basketbola olduğu kadar akademik tarafa da vardı. Bir kolejin, bir topluluğun parçası olmak istiyordum.”
Popovich, Pomona-Pitzer’ın teklifini kabul etti ve oranın kendisi, Erin ve çocukları Micky ile Jill için harika olduğunu anlaması uzun sürmedi. Popovich ailesi Claremont Kolejlerinde özgür düşünce için adeta bir cennet keşfetti. Bir mil kare içindeki kampüs hayatı eşsizdi ve buna bayıldılar. Popovich kendisini “Division III adamı” olarak tanımlamaya devam ediyor ve koçluk kariyerinin tamamı boyunca Pomona-Pitzer’de kalmaktan mutlu olacağını ifade ediyor.
Eskiden Popovich’e asistanlık yapmış, NBA’de Yılın Koçu seçilmiş Mike Budenholzer, 2014 yılında “Beş kolejin içinde bulunduğu harika bir ortam var,” demişti. Budenholzer, Popovich kendisini oraya gelmeye ikna ettikten sonra yıldız bir oyuncu oldu. “Bir kampüsten diğerine geçerken beş farklı kampüs olduğunu anlamayabilirsiniz bile. Beş liberal sanat okulunun tek bir topluluk olarak çok iyi anlaştığı ortam başka yerde var mı bilmiyorum. Orayı ne kadar sevdiğimi size anlatamam ve olay gerçekten oradaki insanlardan ibaret.”
Popovich ailesi bir yıl boyunca ilk ve ikinci yılındaki öğrencilere ev sahipliği yapan Harwood Court’ta gözetmenlik yaparak yaşadılar ve bu deneyime bayıldılar. Popovich bir tarih profesörü oldu, her dönemde bir sınıf alırken aynı zamanda oraya geldiğinde berbat durumda olan basketbol takımını ayağa kaldırdı. Sagehens, Popovich’in ilk sezonu olan 1979-80’de 24 maçın 22’sini kaybetti ancak 1985-86’da Güney Kaliforniya Üniversitelerarası Atletizm Konferansı şampiyonluğunu kazandılar. Popovich’in son sezonu 1987-88’de ise Sagehens bir kez daha şampiyonluğa ulaştı ve 28 maçına 16’sını kazanarak son 68 yıldaki en iyi derecelerini elde ettiler.
“Pop oraya geldiğinde Division III’de oynanan basketbol, okul içinde oynanandan yarım adım öndeydi,” diyor Budenholzer. “Pomona-Pitzer’daki basketbolu ciddiye alınmayan bir şeyden bir ‘takım’a dönüştürdü. Neredeyse hiçbir şeyden bir şey inşa etti.”
“Pomona-Pitzer onun için doğru yerdi.”
Popovich, Pomona-Pitzer’deki yedinci yılının ardından, atletik direktör Curt Tong kendisini diğer akademik uğraşları keşfetmek üzere kampüsten ücretli bir yıllık izne teşvik etti. Bu akademik sürecin önemli bir parçası olarak görülmüştü.
Popovich, 1986-87’deki ücretli izin yalına Kuzey Carolina Üniversitesi’nin sezon öncesi antrenmanlarında gözlemci olarak başladı. O zamanlar Kansas Üniversitesi’nde koçluk yapan Brown da Chapel Hill’i birkaç günlüğüne ziyaret etmek istedi. Orada Popovich’le karşılaştı. Gördüğüne göre Popovich genel olarak antrenmanları izliyor, takımın koçu Dean Smith ve ekibiyle çok az iletişim kuruyordu.
“Çok iş yapmadığını görünce onu Kansas’a çağırdım,” diyor Brown. “Böylece o yılı benimle Kansas’ta geçirdi. Bençte yer aldı ve takımın önemli bir parçası oldu. Birlikte çok zaman geçirdik, çok fikir alışverişi yaptık.”
“Onu özel yapan özellikleri fark etmeniz uzun zaman almıyor. Bir insan olarak da onu çok seviyordum. Bilgisine zaten saygı duyuyordum fakat aynı zamanda tanıdığım en düzgün, en sadık insanlardan biriydi. Bu yüzden birlikte olalım istedim.”
İzin yılının kalan kısmını Brown’ın ekibinde resmi olmayan bir asistan olarak geçirmek, Popovich’in koçluk kariyerinin geri kalanını şekillendirecekti. Süre bittiğinde Pomona-Pitzer’a geri döndü fakat bunun öncesinde 1987-88 Sagehens’in asla unutamayacağı bir maç ayarladı: Kansas kampüsündeki meşhur Allen Fieldhouse’ta sonrasında NCAA şampiyonu olacak Jayhawks’a karşı bir maç.
Maç başlamadan önce Popovich, takımının soyunma odasına ufak bir konuşma yapması için Brown’ı getirdi.
“Bu deneyimden keyif alın,” dedi Brown, Sagehens’a San Antonio Express-News’ün 2014’teki haberine göre. “Kolej oyuncuları olarak tecrübe edebileceğiniz en iyi şey olacak. K*çınızı tekmeleyeceğiz, bundan şüpheniz olmasın. Sadece keyif almaya bakın.”
Sagehens takımının forvetlerinden Rick Duque, o günü takımın koça taktığı lakapla birlikte net bir şekilde hatırlıyor.
“Dün gibi hatırlıyorum,” diyor Duque aynı haberde. “Koç ‘Popo’ dedi ki: ‘Beyler, çıkıp Allen Fieldhouse’ta maç yapacağız ve bunu bir gün çocuklarınıza anlatacaksınız. Ne yaparsanız yapın Kansas’ın yıldızı Danny Manning’i sakatlamayın. Şutunu bloklamayın”
Takımı hava atışından sonra üst üste dört pozisyon potasında alley-oop gördükten sonra Popovich mola aldı ve oyuncularına patladı.
“Söylediği her şeyi unuttu,” diyor Duque gülerek. “Rekabet edecek miyiz, etmeyecek miyiz?’ diyerek başladı sözlerine.”
Klasik Popovich: Yaptığın her işe kendini tamamen ver, her şeyden önemlisi, rekabet et.
Popovich, 1987-88 yılında Pomona-Pitzer’daki son sezonunu tamamlarken Spurs takımı o sezon koçluk kariyerinin ikinci senesindeki Bob Weiss önderliğinde 82 maçta 51 kez mağlup olmuştu. Kaybettikleri maçların kazandıkları maçlardan fazla olduğu üst üste üçüncü sezondu ve Spurs taraftarları bu durumdan hoşnutsuzdu. O zamanlar Spurs’ün sahibi olan McCombs, büyük bir hamle yapması gerektiğini düşündü. Weiss’ı kovdu ve Kansas’ı NCAA şampiyonu yapan Brown’ı takımın başına getirdi.
McCombs istediğine ulaşmıştı. Bu durum Brown’a istediği asistan koçları ekibe getirme özgürlüğü verdi: Kansas’taki üç asistanı Alvin Gentry, Ed Manning ve R.C. Buford. Bir de dördüncü bir asistan koç için ısrarda bulundu: Division III’de koçluk yapan Gregg Popovich diye bir koç.
Karışık duygular içerisindeyken Popovich, Spurs bençindeki koltuk için Pomona-Pitzer’dan ayrıldı.
Dördüncü sezonunda McCombs ile anlaşmazlıklar yaşayan Brown, 1991-92’nin 38. maçında Spurs’ten ayrıldı. Bu bir işten çıkarmadan ziyade karşılıklı yolların ayrılmasıydı. Popovich ise takımın genel menajeri ve aynı zamanda geçici koçu Bob Bass’in altında sezonu tamamladı. Sezon bittikten kısa bir süre sonra Golden State‘in genel menajeri ve baş antrenörü Don Nelson, Popovich’i aradı ve koç ekibine davet etti.
İkisi ömür boyu sürecek bir dostluk kuracak ve Popovich, Nelson’ın kalıpların dışında kalan düşüncelerinden ilham alacaktı.
Popovich, Nelson’ın asistanı olmayı ne kadar çok sevse de McDermott kendisinden Spurs’ün basketbol operasyonları kısmı için görüşmeye gelmesini istediğinde bunu reddedemeyecekti. Bunun ana sebeplerinden biri de bu isteğin çok büyük saygı duyduğu birinden gelmesiydi.
Ekim 2007’de Hava Kuvvetleri Akademisi, Popovich’i Seçkin Mezun olarak adlandırarak onurlandırdı. Bunu hayatının en büyük onuru olarak nitelendiren Popovich, basketboldaki başarılarının diğer ödüllerle karşılaştırıldığında sönük kaldığını söyledi.
Popovich, 2008’deki seremoniden dönerken San Antonio’daki muhabirlere “Seçilen diğer insanlarla birlikte olmak çok mahcup ediciydi. Büyük insanlardan, iki yıldızlı, üç yıldızlı generallerden bahsediyoruz.” demişti.
“Benim gibi birini eklerken kesinlikle kriterlerini düşürdüler. Fakat prensip hep aynı. Programı nasıl yürüttüğümüzden, sahip olduğumuz adamların karakterleriyle programımızda benimsemeyi umduğumuz erdemlerden ve Akademi’yi gururlandıran şeylerden bahsettiler.”
Popovich, son yıllarda Spurs‘e koçluk yapması kadar sosyal adalet ve politika hakkındaki yorumlarıyla da dikkat çekti.
“Tanıdığım en derin, en düşünceli isanlardan biri,” demişti Budenholzer 2017 yılında. “Sizi daha derin düşünmek, işleri daha iyi hale getirmek ve fark yaratmayı ister hale getiriyor. Asıl güzel olan ise bunların sadece sözde kalmaması, gerçekleştirmesi. Öyle bir şekilde yapıyor ki bunları, ben dahil toplumdaki pek çok insan neler yaptığını bilmiyor bile. Bu şekilde olması gerektiğini düşünüyor bence.”
“Harika bir lider. Oyuncuları ve koçlarına her zaman dünyada basketboldan önemli şeylerin olduğunu, bunlara gözlerini açmaları ve fark yaratmaları gerektiğini benimsetiyor..”
Popovich, Spurs‘ün Şubat ayının büyük bölümünde onları yollarda tutan yıllık deplasman turu Rodeo Yol Gezisini, oyuncuları bilgilendirmeye yönelik bir egzersize dönüştürdü.
“Tanıdığım en mükemmel insanlardan biri,” demişti 1999 ve 2003’te şampiyon olan Spurs kadrolarının bir parçası olan, şu anda Golden State Warriors‘ın koçluğunu yapan Steve Kerr 2017 yılında. “Bu onun zekasının, samimi ilgisinin ve saygısının bir birleşimi: sosyal, politik ve bireysel olarak hayatta olup bitenlerin farkında olmak, hayattan keyif almak, ilişkilerden keyif almak…”
“Basketbola dair bilmeniz gereken de çok şey var fakat Pop’tan basketbolun koçluğun çok küçük bir parçası olduğunu öğrendim. Olay aslında o kadar kompleks değil: perde yapmak, savunma yapmak, topu dolaştırmak… Bunları bilen çok insan var. Pop’un diğer noktalarda uzmanlaşmış ve bunun sebebi muhteşem bir insan olması.”
Dört sezon boyunca Spurs’ta oynayan Kerr, Popovich’in oyuncularına tarih, kültür, bilim ve coğrafya hakkında sık sık sorular sorma ve özellikle deplasman turları sırasında onları gezilere çıkarma konusundaki tutkusunu gördü. Bu konuda pek çok örnek mevcut.
Buradan sosyal adaletsizlik hakkında sessiz kalmamanın Popovich’in kişisel ahlakının doğal bir noktası olacağı sonucu çıkıyor.
“Pop hep sosyal ve politik konularda bilinçli oldu,” diyor Kerr. “lkemizde insanların düşüncelerini açıkça ifade etme, inandıkları bir şeyi savunma konusunda uzun bir geçmişi var. Çok uzun bir zaman boyunca sporcular görece sessiz kalıyorlardı.”
“Benim dünya görüşüme göre işler insan hakları döneminde Muhammed Ali, John Carlos, Tommie Smith ve o dönemki pek çok Afrikalı-Amerikalı sporcunun cesaretiyle değişti: İsmi hala Lew Alcindor’ken Kareem Abdul-Jabbar, Jim Brown… Bir Afrikalı-Amerikalı sporcu jenerasyonu bulundukları konumu seslerini çıkarmak için kullandılar ve çığır açtılar. Kesinlikle pek çok insana dokundular.”
“Pop bütün bunlardan ders çıkardı ve erkenden bir konumu olduğunu, emin olduğu konularda fark yaratabileceğini anladı.”
Andscape’te NBA yazarlığı yapan Marc J. Spears, Popovich’in sosyal ve politik bağlamdaki etkisine dair bir makale yazdı. Spears’a göre Popovich sözleriyle, aktivizmi korkusuzca savunması diğer koçlar, sporcular ve insanlar tarafından anlaşıldı.
“Her şey sözlerinden oldu. Siyahiler yapılan adaletsizlikler üzerine konuşması olsun, eski başkan Donald J. Trump’a karşı olsun, herhangi bir insana yapılan kötü muamelelere karşı olsun,” diyor Spears. “Popovich hiçbir zaman hislerini aktarmaktan çekinmedi. 2016 seçimlerinden beri hiçbir spordaki hiçbir koç onun kadar açık, dürüst ve korkusuz olamadı.”
Spurs’ün beşinci şampiyonluğunda yer alan Danny Green, Popovich’in oyuncularının profesyonel sporcu olmanın getirdiği sorumlulukların farkında olmasını istediğini anlamıştı.
“Bir oyuncu, bir insan, daha da önemlisi siyahi bir sporcu olarak böyle birinin yanında oynamaktan gurur duyuyorsunuz. Sınırları zorlayan, inandığı şey uğruna elinden gelen her şeyle savaşan, sesini çıkaran ve bunu herkese duyuran biriyle bağ kurduğum için gurur duyuyorum.”
Cumartesi günü seremonide Popovich’in konuşmasının zamanı geldiğinde tıpkı Hava Kuvvetleri Akademisi’nde olduğu gibi bu onuru hak etmediğine yönelik sözler görebiliriz. İsminin Hall of Fame’in 24 üyeli Onur Komitesi tarafından değerlendirilmek üzere öne sürülmesi yönündeki her türlü teklifi reddeden Popovich, emekli ABD Basketbol CEO’su Jerry Colangelo’nun defalarca rica etmesi üzerine bu ısrarından geçen yıl vazgeçti.
COVID-19 sebebiyle 2021’e sarkan 2020 Olimpiyatları takımında Popovich’e asistanlık yapan Kerr, o altın madalyanın Popovich için ne kadar önemli olduğunu biliyor.
“Pek çok açıdan kariyerini bir nebze taçlandırdı,” diyor Kerr. “Çok fazla şey başardı. Şampiyonluklarını ve hatıralarını sergilemiyor fakat içten içe çok büyük bir rekabetçi, her şeyi kazanmak istiyor. Bu da ulaşamadığı tek hedef gibi bir şeydi. 2004 Olimpiyatları’nda Larry Brown ile beraber koçluk yapmıştı fakat o turnuvada neler olduğunu biliyorsunuz.”
“Bunu gerçekten ama gerçekten çok istedi, yüreğini ve ruhunu adadı. Onun için çok büyük anlam ifade ediyor.”
Geçtiğimiz yıl sonunda Hall of Fame onurlandırılması açıklandığında Popovich’e Colangelo’nun fikrini değiştirmek için ne söylediği soruldu.
“Jerry beni tehdit etti,” dedi Popovich. “O gerçekten korkutucu biri. Bilmiyorum, dürüst olmak gerekirse hiçbir zaman oraya ait olacağımı hissetmedim. ‘Mütevazı Adam’ falan olmak istemiyorum. Ben Division III adamım. Hall of Fame adam değilim. Bu yüzden hiç başvurmadım ve düşünmek bile utandırıyordu.”
Çekingenlik bir kenara, Popovich gerçeklere saygı duyuyor. Karşınızda NBA koçlarını değerlendirirken büyük önem taşıyan tüm zamanlar istatistiklerindeki konumları:
Galibiyet: 1. (1.366)
Şampiyonluk: 3. (5 şampiyonluk, Pat Riley ve John Kundla ile sırayı paylaşıyor)
Görev süresi: 3. (27 sezon)
Playoff galibiyeti yüzdesi (en az 100 maç): 5. (%59.9)
Normal sezon galibiyeti yüzdesi (en az 200 maç): 7. (%64.2)
Fakat Popovich’in bıraktığı kalıcı mirası istatistikler tanımlamıyor. Koçluk ağacı çok geniş. Takım yöneticileri ağacı da. Pek çok yerden yüzlerce koça yardımcı oldu, Spurs tesislerine çağırarak izlemelerini, öğrenmelerini sağladı.
Popovich’in diğer her şeyden daha çok önemsediği miras ise hiç söz etmeyeceği bir miras. Basketbolla alakası yok. Nezaketine ve hayırseverliğine dair sayısız hikaye var ve bunların hepsini yakın arkadaşları ile iş arkadaşlarından oluşan küçük bir çevreyle ara sıra paylaşmak dışında kendine saklıyor.
Çok nadir de olsa bazen bir hikaye ortaya çıkıyor. Bunlardan bir tanesi Popovich’in hevesle desteklediği, ordu mensubu erkek ve kadınlara, bazı durumlarda da gazilere yardım eden “Kahramanlarımıza Dilekler” adlı bir organizasyona katılan ve bağış yapan birinden geldi.
2017’de kar gütmeyen online yayın platformu The Rivard Report’a, şu anki adıyla The San Antonio Report’a yazılan yazının ilk paragrafları şu şekilde:
2003 yılında Afganistan’da bir siperde oturan ABD ordusu çavuşu Mike Gonzales, kendisini yalnız ve depresif hissetti. Siperdeki diğer arkadaşı olası tehditler için gözünü dört açarken Gonzales, tanımadığı birine kendisi için ne kadar önemli biri olduğunu ifade etmek amacıyla mektup yazmaya başladı.
Uzun yıllar boyunca Spurs hayranı olan Gonzales, Gregg Popovich ve takıma karşı hissettiklerini kağıda aktardı.
Askeri üyelere yardım etmeye adanmış bir kuruluş olan”Kahramanlarımıza Dilekler” yararına düzenlenen bağış toplama yemeği sırasında sunucu olarak geçici görevine ara veren Gonzales, “Gregg Popovich’i yazdım” dedi.
“Ona yazdığım mektupta şu geçiyordu: ‘Bir NBA takımının olabileceği en iyi örnek olduğun için size teşekkür ederim” diyor Gonzales. “Üç hafta sonra kendisinden özel bir mektup alacağım hakkında bir fikrim yoktu. Mektubuma geri döndü ve ‘Dalga mı geçiyorsun? Bize basketbol oynadığımız için teşekkür ederek benimle dalga mı geçiyorsun? Ülkemize, halkımıza hizmet ettiğin için biz sana teşekkür ederiz’ yazıyordu.
Spurs’ün baş antrenörü, Gonzales’e yazdığı mektubu bir davetle sonlandırdı.
“Mektubun sonunda,” diyor Gonzales, “ABD’ye döndüğünde beni ara’ yazıyordu ve sekreterinin numarası vardı. ‘Çok güzel vakit geçireceğiz’ diyordu ve öyle de oldu. Ailemle birlikte salonda onunla tanıştım. Beni dürttü ve ‘Eksik kalan bir şey var mı?’ dedi.”
San Antonio’nun salonu AT&T Center’da o gece Gonzales için herhangi bir eksik yoktu. Fakat Hall of Fame statüsünde yıllardır bir eksik var.
Popovich, cumartesi günü o eksiği dolduracak.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!