EuroLeague: Transfere İhtiyaç Duyan 8 Takım

20/Eki/23 10:52 Ekim 20, 2023

Meliksah Bayrav

20/Eki/23 10:52

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, EuroLeague’in transfere ihtiyaç duyan ekiplerine göz atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Avrupa’da ve Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun sona ermesiyle birlikte takımlar, hız kesmeden yeni sezonun kadro planlamalarına ağırlık verdiler.

Kıtamızda özellikle NBA etkisiyle takımlar için transfer opsiyonları gitgide azalsa da EuroLeague ekipleri, kadrolarını güçlendirebilmek için ellerinden gelenin en iyisini yaptılar.

Öte yandan EuroLeague’de 2023-24 sezonu başladı ve çoğu takım kadro planlamasını tamamladı. Yine de halen bazı takımların takviye arayışında olduklarını görebiliyoruz.

Şu sıralar birçok takım, NBA’de kamp dönemi sona erdikten sonra serbest bırakılacak oyuncuları bekliyor. Öte yandan NBA ekiplerinden teklif bekleyen ve bunun olmadığı takdirde yolu Avrupa’ya düşme potansiyeli olan serbest isimler de mevcut.

Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde transfere ihtiyaç duyan sekiz EuroLeague takımına göz atıyor.

Anadolu Efes

EuroLeague Derecesi: 3 maç, 1 galibiyet, 2 yenilgi

Evet, temsilcimiz Anadolu Efes‘e hem de en acilinden transfer lazım.

Bu yaz Ergin Ataman’ın Panathinaikos yolcusu olmasıyla birlikte takımın başına koç Erdem Can’ı getiren Anadolu Efes, kadrosunda da önemli değişikliklere imza attı.

Başta Vasilije Micic ve Bryant Dunston olmak üzere uzun süredir kadroda bulunan bazı oyuncularıyla vedalaşan Efes, yerlerine ise Darius Thompson, Derek Willis, Tyrique Jones, Erkan Yılmaz ve Ercan Osmani gibi takviyelere imzasını attı.

Oyunun özellikle hücum yönünde potansiyelli bir takım olmasına karşın Efes’te oluşan yeni kadroya dair baştan beri çok bariz soru işaretleri mevcuttu. Bu soru işaretlerinin çok büyük kısmı ise uzun rotasyonuyla alakalıydı.

Tyrique Jones, geçtiğimiz sezon EuroCup seviyesinde müthiş bir sezon geçirmesine karşın undersized bir oyuncu. Ayrıca Türk Telekom’dayken bile kendinden daha fizikli uzunlara karşı sorun yaşaması, Jones’a yönelik soru işaretlerinin artmasına neden oldu.

Öte yandan Jones’un 5 numara rotasyonundaki partneri Ante Zizic de kariyeri boyunca savunmada belli başlı zaaflara yol açan bir isim oldu. Tibor Pleiss’ın da özellikle yavaş ayakları sebebiyle pek iyi bir savunmacı olmaması, Efes’te boyalı alan savunmasına dair yaşanabilecek sorunların habercisiydi.

Ayrıca dört numara pozisyonuna baktığımızda da tablonun çok parlak olmadığını görebiliyoruz. Kariyerinde ilk kez EuroLeague seviyesinde şans bulan Derek Willis, önemli bir şutör olmasına karşın savunmasıyla öne çıkan bir isim değil.

O pozisyondaki en iyi savunmacı gibi gözüken Ercan Osmani’nin de henüz EuroLeague seviyesinde düzenli olarak süre alabilecek bir isim gibi gözükmemesi, şu ana kadar dört numara pozisyonunda ağırlıklı olarak Derek Willis ve Will Clyburn ikilisinin oynamasıyla sonuçlandı.

Tüm bu soru işaretlerine rağmen EuroLeague’de yeni sezona ekstra bir takviye yapmadan başlayan Anadolu Efes, rakiplerine fiziksel açıdan yanıt vermekte çok zorlandı. İlk iki haftada Barcelona’dan 91, Real Madrid‘den ise 103 sayı yiyen temsilcimiz, iki maçı da farklı kaybetti.

Son olarak ligin belki de en zayıf takımı görüntüsündeki ASVEL ile kozlarını paylaşan Efes, sahadan galip ayrılmasına karşın rakibinden 84 sayı yedi. Şu ana dek Bariz şekilde görüldüğü üzere Anadolu Efes’in uzun rotasyonuna olabilecek en hızlı şekilde bir takviye yapması gerekiyor.

Öte yandan Anadolu Efes Genel Direktörü Alper Yılmaz, geçtiğimiz haftalarda takıma bir 4.5 numara eklemek istediklerini söylemişti. Bu transfer için ise Efes, EuroLeague’de takviye ihtiyacı duyan her takım gibi NBA’de kamp döneminin bitmesini ve kadroda düşünülmeyen oyuncuların serbest kalmasını bekliyor.

Anadolu Efes, uzun rotasyonuna sahada fiziksel yönüyle fark yaratabilecek ve rakiplerin etkili uzunlarıyla eşleşebilecek bir ismi eklerse şu ana kıyasla çok daha dengeli bir takıma dönüşebilir. Gelecek oyuncunun da beklenen performansa ulaşamadığı bir senaryoda koç Erdem Can ve ekibini zorlu bir sezon bekliyor olabilir.

Fenerbahçe Beko

nick-calathes-fenerbahce-panathinaikos-euroleague-regular-season-round-3

EuroLeague Derecesi: 4 maç, 3 galibiyet, 1 yenilgi

Temsilcimiz Fenerbahçe Beko için yaz dönemi epey beklenmedik gelişmelerle geçti.

Yazın kontratı bir sezon daha devam eden Nick Calathes ile yollarını ayırma kararı alan Fenerbahçe, üzerine kariyerini uzun süredir NBA’de devam ettiren Brezilyalı oyun kurucu Raul Neto ile anlaştı. Buna karşın Neto’nun Dünya Kupası’nda çıktığı ilk maçta çok ağır bir sakatlık yaşaması, bir anda tüm planları bozdu.

Calathes ile yola devam kararı alan Fenerbahçe, buna karşın bir oyun kurucu transferi daha yaptı. Letonya ile Dünya Kupası’nda yıldızlaşan genç oyun kurucu Arturs Zagars’ı kadrosuna katan sarı-lacivertli ekip, genç oyuncuyu tecrübe kazanması için EuroCup ekiplerinden BC Wolves‘a kiraladı.

Zagars’ın da kiralık gitmesiyle birlikte Fenerbahçe Beko’nun kısa rotasyonuna bir ekleme daha yapması gerektiğini savunan bir kesim vardı. Takımın oyun kurucu ikilisi Nick Calathes ve Yam Madar, bilindiği üzere skor üretme konusunda çok maharetli isimler değiller.

Wilbekin ve Guduric‘in istikrarsız performanslarının yanına Tyler Dorsey’nin de hazırlık dönemini epey formsuz geçirmesi, ‘bu takıma bir kısa daha lazım’ görüşünün artmasına neden olmuştu. Öte yandan sezonun başlamasıyla birlikte işler, Fenerbahçe için daha da karmaşık bir hal aldı.

Sezona etkili bir başlangıç yapan Tyler Dorsey, tarak kemiğinde meydana gelen kırık nedeniyle en az iki ay sahalardan uzak kalacak. EuroLeague’deki ilk iki maçta çok az süre alan Nick Calathes, bu gelişmenin ardından geçtiğimiz sezon olduğu gibi Panathinaikos maçından itibaren yeniden takımın ana oyun kurucusu haline geldi.

Sezon başlangıcında takımın ana oyun kurucusu gibi gözüken Yam Madar’ın süreleri ise bir anda epey azaldı.

Evet, şu an için Fenerbahçe Beko’da işlerin iyi gittiği doğru. Ergin Ataman’lı Panathinaikos‘u iç sahada 14 sayı farkla mağlup eden Fenerbahçe, ASVEL’i de beklendiği gibi rahat geçerek çift maç haftasını ikide ikiyle kapattı. Bu süreçte ise Nick Calathes, etkili performansıyla hücumda direksiyonun başındaki isim oldu.

Buna karşın koç Dimitris Itoudis’in ekibi için sezonun ilerleyen kısmı böyle pozitif devam edebilir mi? Bu bariz bir soru işareti. Şu sıralar epey formda gözüken Calathes, geçtiğimiz sezondan da alışık olduğumuz üzere çok istikrarlı bir oyun kurucu değil. Takımın iki diğer önemli kısası Scottie Wilbekin ve Marko Guduric de istikrarlarıyla ünlü oyuncular değiller.

Buna ek olarak Yam Madar’ın da enerjisiyle işin savunma kısmında yaptığı tüm katkılara karşın çok güvenilir bir hücum opsiyonu olmaması, geçtiğimiz sezon olduğu gibi hücumda belli başlı problemlere yol açabilir.

Bu noktada koç Dimitris Itoudis, her ne kadar Panathinaikos maçının ardından elindeki kadrodan memnun olduğunu söylese de kulüp olarak her daim transfer marketini takip ettiklerini de ekledi.

Tyler Dorsey’nin uzun süreli sakatlığını ve geri dönüş sürecini de düşünecek olursak Fenerbahçe’nin kısa rotasyonuna kendi skorunu üretebilen ve top yönlendirebilen bir kısayı eklemesi, hücumda temsilcimizi çok daha tehlikeli bir takım haline getirebilir.

Panathinaikos

Sloukas-Guy-Fenerbahce-Panathinaikos

EuroLeague Derecesi: 1 galibiyet, 2 yenilgi

Son iki sezonu tam anlamıyla kabus gibi geçiren Panathinaikos, bu yaz eski güzel günlerine geri dönüş hedefiyle yepyeni bir yapılanmaya gitti. Takımın başına Anadolu Efes ile iki kez üst üste EuroLeague’i kazanan koç Ergin Ataman’ı getiren Yunan ekibi, kadrosunu da neredeyse baştan aşağı yeniledi.

Bu süreçte başta ezeli rakip Olympiakos’tan gelen Kostas Sloukas olmak üzere Juancho Hernangomez, Mathias Lessort, Kyle Guy, Luca Vildoza, Jerian Grant, Ioannis Papapetrou ve Olek Balcerowski gibi birçok önemli takviyeye imza atan Panathinaikos, koç Ataman’ın ifade ettiği üzere Final Four hedefiyle yola çıktı.

Buna karşın Panathinaikos için 2023-24 sezonunun çok iyi başladığını söylemek zor. İlk olarak Süper Kupa’da ezeli rakip Olympiakos’a karşı ağır bir yenilgi alan Yunan ekibi, EuroLeague’de ise ezeli rakibine bu sefer iç sahada uzatmaların sonucunda mağlup oldu.

Bu süreçte EuroLeague’de Bayern Münih’i mağlup etmeyi başarsa da Panathinaikos, Fenerbahçe Beko deplasmanında farklı kaybederek bir ağır yenilgi daha aldı. Öte yandan koç Ergin Ataman’ın ekibinin kazandığı maçlarda bile sayı atmakta zorlandığını gördük.

Elbette bu durum pek şaşırtıcı değil. Panathinaikos, şu sıralar kısa rotasyonunun ana parçaları Luca Vildoza ve Kyle Guy’dan düzenli katkı almakta çok zorlanıyor. Hal böyle olunca takımdaki skor ve yaratıcılık yükü, neredeyse Kostas Sloukas ve Jerian Grant ikilisinin üzerine kalıyor.

Kostas Sloukas halen çok değerli bir oyun kurucu olsa bile artık 33 yaşına gelmiş bir isim. Olympiakos’taki koçu Georgios Bartzokas, Sloukas’ı EuroLeague’de maç başına ortalama 22 dakika civarında kullanıyordu.

Panathinaikos’ta ise takımdaki yaratıcı oyuncu sayısının azlığından dolayı çok daha fazla süre almak durumunda kalan Sloukas, böyle devam ettiği takdirde sezonun ilerleyen kısımlarında fiziksel yıpranma yaşayabilir.

Şu sıralar takımdaki skor ve top yönlendirme yükünü sırtlayan ikinci isim konumundaki Jerian Grant, geçtiğimiz sezon Türk Telekom’da müthiş bir performans sergilemiş olmasına karşın EuroLeague seviyesi için güvenilir bir şutör değil.

Geride kalan dört haftanın sonunda açıkça görülüyor ki Panathinaikos, kendi skorunu üretebilecek ve top yönlendirebilecek bir kısanın eksikliğini ciddi şekilde hissediyor. Geçtiğimiz günlerde koç Ergin Ataman’ın da ifade ettiği üzere Yunan ekibi, NBA’de kamp döneminin sona ermesinin ardından kadrosuna bir skorer takviyesi yapmayı hedefliyor.

Kısa rotasyonuna kaliteli bir ekleme daha yapması durumunda Panathinaikos, hücum potansiyeli şu andakine kıyasla çok daha yüksek bir takıma dönüşebilir. Bunun yaşanmadığı senaryoda ise Yunan ekibi, Ergin Ataman takımlarında görmeye pek alışık olmadığımız üzere hücumda epey zorlanmaya devam edebilir. 

Olympiakos

Olympiacos

EuroLeague Derecesi: 2 galibiyet, 2 yenilgi

Evet, sıra geldi kısa rotasyonu yetersiz başka bir takıma daha.

EuroLeague’in son finalisti Olympiakos, aslında geçtiğimiz sezon çok görkemli bir kısa rotasyonuna sahip değildi. Tyler Dorsey’nin NBA yolcusu olmasından sonra Isaiah Canaan gibi daha çok topsuz oyunda öne çıkan bir skoreri takıma ekleyen Yunan ekibi, özellikle Playofftan itibaren kadrosunda net bir skorerin eksikliğini hissetmişti.

Çoğu kişi bu yaz Olympiakos’un kısa rotasyonunu güçlendirmesini beklerken işler tam olarak tahmin edildiği gibi gelişmedi. İlk olarak beklendiği üzere EuroLeague MVP’si Sasha Vezenkov, NBA yolcusu oldu. Aslın beklenmedik gelişme ise Kostas Sloukas‘ın kontratını uzatmayıp Panathinaikos ile anlaşması oldu.

Öte yandan Olympiakos, yazın Real Madrid‘den ayrılan eski oyun kurucusu Nigel Williams-Goss ile yeniden anlaşmaya vardı. Buna karşın Goss, Real Madrid‘den de alışık olduğumuz üzere topla yaratıcılığından ziyade enerjisi ve savunmasıyla öne çıkan bir isim. Yani kısacası Goss, profili itibariyle Olympiakos’un hücumdaki problemlerine deva olabilecek bir oyuncu değil.

Zalgiris‘ten transfer edilen Ignas Brazdeikis ise önemli bir oyuncu olmasına rağmen EuroLeague’de şampiyonluk hedefleyen bir takımın ana skoreri veya kısası olabilecek bir isim değil. Yine de Brazdeikis, yan parça olarak skor katkısı ve top yönlendirme becerileriyle öne çıkabilecek bir isim.

Sonuç olarak şu anki kadro yapısıyla Olympiakos’un hücumda sorun yaşamaması bir mucize olurdu, haliyle kırmızı-beyazlı ekibin beklendiği üzere sayı atmakta epey zorlandığını gördük. Şu ana kadarki dört maçlık süreçte Barcelona ve Olimpia Milano‘ya mağlup olan Olympiakos, iki maçta da 70 sayının üzerine çıkamadı.

Özellikle Olimpia Milano deplasmanı, koç Georgios Bartzokas’ın ekibi için hücum sorunlarının zirve yaptığı maç oldu. Rakibinin sert savunmasına karşı sadece 52 sayı atabilen Olympiakos, ikinci yarıda yalnızda 20 sayıda kaldı.

Hal böyle olunca Olympiakos, kısa rotasyonunda kendi skorunu yaratabilecek ve top yönlendirebilecek bir oyuncuya fazlasıyla ihtiyaç duyuyor. Öte yandan Yunan ekibinin bir süredir takviye çalışmalarını sürdürdüğünü de biliyoruz.

Olympiakos’un uzun süredir NBA’den Kendrick Nunn ve Terence Davis ile ilgilendiği bir sır değil. Şu sıralar serbest durumdaki iki oyuncu da NBA’den kontrat bekledikleri için halen Yunan ekibine olumlu cevap vermiş değiller. Ayrıca kısa arayışında olan diğer EuroLeague ekiplerinin de bu iki oyuncuya ilgi duymaları, kırmızı-beyazlı takımın elini zorlaştırıyor.

Oyun alışkanlığı ve son iki senedir tıkır tıkır işleyen sistemiyle birlikte Olympiakos, bu sezon EuroLeague’in en büyük Final Four adaylarından biri. Buna karşın kısa rotasyonuna yüksek profilli bir eklemenin gelmediği takdirde Yunan ekibini sıkıntılı günler bekliyor olabilir.

Olimpia Milano

shavon-shields-olimpia-milan-olympiacos-euroleague-regular-season-round-3

EuroLeague Derecesi: 3 maç, 1 galibiyet, 2 yenilgi

Kısa arayan bir takımla daha karşınızdayız.

Geçtiğimiz sezon kadrosuna Brandon Davies, Kevin Pangos, Timothe Luwawu-Cabarrot gibi birçok önemli takviye yapan Olimpia Milano, Final Four hedefiyle yola çıkmasına karşın Playoff bile yapamamış ve çok büyük hayal kırıklığı yaratmıştı.

Bu tablonun ortaya çıkmasındaki başlıca neden ise kısa rotasyonundan gelen katkının yetersizliğiydi.

Takımın yıldızlarından Shavon Shields’ın sakatlık sorunları nedeniyle sezonun neredeyse tamamını kaçırması, Milano’nun hücumdaki dertlerini epey arttırdı. Buna karşın çok büyük beklentilerle kadroya eklenen Kevin Pangos’un da sakatlık ve istikrar sorunları yaşaması, Milano hücumlarının çok sık tıkanmasına yol açtı.

Sezon ortasında takıma eklenen Shabazz Napier ile birlikte üst üste galibiyetler alan Milano, yine de Playoff biletini alamadı. Bunun üzerine koç Ettore Messina’nın ekibi, hareketli bir yaz transfer dönemi geçirdi.

Sözleşmesi sona eren Napier’ı Kızılyıldız’a kaptırsa bile Milano, Nikola Mirotic takviyesiyle birlikte epey flaş bir transfere imza attı. Buna karşın İtalyan temsilcisi, kısa rotasyonundaki soru işaretlerinin tam anlamıyla önüne geçemedi.

Geçtiğimiz sezonun hayal kırıklığı yaratan ismi Kevin Pangos, bu hafta Olympiakos karşısında 16 sayıyla oynasa bile henüz beklenen istikrarda değil. Üstelik Billy Baron ile bu yaz kadroya eklenen Maodo Lo’nun sakatlık sorunları nedeniyle bir süre sahalardan uzak kalacak olmaları, Milano’nun yeterince üretken bir takım gibi gözükmemesine neden oluyor.

İlk hafta temsilcimiz Fenerbahçe Beko’ya uzatmada 85-82 kaybeden İtalyan ekibi, normal sürede 76 sayı atabildi. Evinde Olympiakos’u yenen Milano, maçı 12 sayı farkla kazansa da yalnızca 65 sayıda kaldı. Son olarak Real Madrid deplasmanında 17 sayı farkla kaybeden İtalyan temsilcisi, maçı 71 sayıyla tamamladı.

Açıkçası savunmada kötü bir görüntü çizmese bile (Real Madrid maçı dışında) Milano, hücumda yine üretkenlikten uzak gözüküyor.

Bu nedenle Olimpia Milano, Final Four için iddialı bir konuma gelmek istiyorsa mutlaka kısa rotasyonuna güvenilir ve skorer bir ismi dahil etmek durumunda. Adı Kendrick Nunn ile ilgilendiği iddia edilen EuroLeague takımları arasında yer alan Milano, bu ayarda bir takviye yapabildiği takdirde çok daha dengeli bir takıma dönüşebilir. 

Partizan

EuroLeague Derecesi: 1 galibiyet, 3 yenilgi

Geçtiğimiz yıl tam sekiz senelik bir aranın ardından EuroLeague sahnesine geri dönen Partizan, beklentileri fazlasıyla karşılayan bir sezonu geride bırakmıştı. Playoff biletini alıp Real Madrid‘e karşı Final Four’un eşiğine kadar gelen Sırp ekibi, Adriyatik Ligi’nde ise şampiyon olarak kupa hasretine son vermişti.

Epey başarılı geçen sezonun ardından Partizan’ın epey hareketli bir yaz dönemi geçirmesi bekleniyordu, açıkçası öyle de oldu.

Takımın en önemli oyuncularından Dante Exum’u NBA’e, Mathias Lessort’u Panathinaikos‘a, Yam Madar’ı ise Fenerbahçe Beko’ya kaptıran Partizan, Barcelona’ya imza atmak üzere olan takım kaptanı Kevin Punter’ı ise bir şekilde ikna ederek kadroda tutmayı başardı.

Takımdan ayrılan önemli oyuncuların yerlerine ise Frank Kaminsky, PJ Dozier, Ognjen Jaramaz ve Mateusz Ponitka gibi önemli isimler kadroya eklendi. Buna karşın Partizan’ın şu ana kadar geçtiğimi sezonun epey uzağında olduğunu görebiliyoruz.

EuroLeague’deki ilk dört maçının üçünü kaybeden Sırp ekibi, bu maçlarda sırasıyla 96 (Maccabi), 92 (Barcelona) ve 98 (Olympiakos) sayı yedi. Bu tabloya baktığımız zaman koç Zeljko Obradovic ve ekibi için savunmanın ciddi şekilde alarm verdiğini rahatça görebiliyoruz.

Partizan’ın savunmadaki sorunlarının önemli kısmı ise uzun rotasyonundan kaynaklanıyor. EuroLeague’in en iyi savunmacı uzunlarından biri olan Mathias Lessort’u bu yaz Panathinaikos‘a kaptıran Sırp ekibi, yerine ise NBA’den Frank Kaminsky’i transfer etti. Buna karşın Kaminsky, şu ana kadarki performansıyla büyük hayal kırıklığı yarattı.

Şu ana kadar çıktığı dört maçta yalnızca 6 sayı ortalaması tutturabilen Kaminsky, yavaş ayakları nedeniyle ikili oyun savunmada ciddi zaafiyetlere yol açtı. Öte yandan Kaminsky’nin uzun rotasyonundaki partneri Alen Smailagic’in de vasat bir savunmacı olması, Partizan’ın boyalı alanı ve ikili oyunları savunmakta çok zorlanmasına sebebiyet verdi.

Açıkçası koç Zeljko Obradovic‘in ekibi, atletik ve savunmacı bir uzuna çok bariz şekilde ihtiyaç duyuyor. Bu doğrultuda arayışlarını sürdüren Partizan, şube başkanı Ostoja Mijailovic’in ifade ettiği üzere en az bir, en fazla iki transfer daha yapacak.

Beş numara rotasyonuna atletik ve savunmacı bir uzunun gelmesi, büyük beklentilerle kadroya eklenen Frank Kaminsky’nin de fazlasıyla işine gelebilir. Ağırlıklı olarak dört numarada süre aldığı takdirde Kaminsky, skorer becerilerini daha rahat şekilde ortaya koyabilir. 

Kızılyıldız

EuroLeague Derecesi: 3 maç, 1 galibiyet, 2 yenilgi

Geçen sezonun ortasında kadrosuna Luca Vildoza ve Facu Campazzo gibi iki önemli yıldızı ekleyen Kızılyıldız, basketbol yatırımlarını önceki yıllara kıyasla arttırmıştı. Buna karşın EuroLeague’de Playofflara kalmayı başaramayan Sırp ekibi, Adriyatik Ligi’nde ise şampiyonluğu ezeli rakibi Partizan’a kaptırmıştı.

Bunun üzerine basketbol yatırımlarını bu yaz arttırarak devam eden Kızılyıldız, kulüp tarihinin bariz şekilde en pahalı ve en kaliteli kadrosunu kurdu.

Campazzo ve Vildoza ile yollarını ayırmak durumunda kalsa da Sırp ekibi, başta Shabazz Napier olmak üzere Rokas Giedraitis, Milos Teodosic, Yago dos Santos, Marko Simonovic, Mike Tobey ve Joel Bolomboy gibi önemli takviyelere imza attı.

Sezon başında haliyle Kızılyıldız’a yönelik beklentiler büyüktü (halen de büyük). Kısa rotasyonunda Shabazz Napier, Milos Teodosic, Yago dos Santos ve Nemanja Nedovic gibi dört özel oyuncuyu bir araya getiren Sırp ekibi, özellikle oyunun hücum kısmında ligin en potansiyelli takımlarından biri olarak gözüküyordu.

Buna karşın kağıt üzerindeki potansiyel, henüz tam anlamıyla sahaya yansımış değil. Sezonun ilk maçında beklendiği üzere ligin zayıf takımı ASVEL’i çok rahat yenen (94-73) Kızılyıldız, son iki maçında ise sahadan mağlup ayrıldı. Gelen mağlubiyetlerden daha şaşırtıcı olan nokta ise Sırp ekibinin hücumda pek parlak bir görüntü çizemiyor oluşuydu.

Bu tablonun ortaya çıkmasında bana göre başlıca sebep, koç Dusko Ivanovic’in Brezilyalı yıldız Yago dos Santos’u oynatmıyor oluştu. Geçtiğimiz sezon Almanya Ligi’nde ratiopharm Ulm’ü şampiyonluğa taşıyan Yago, Dünya Kupası’nda da Brezilya Milli Takımı ile müthiş bir performans sergiledi. Yazın büyük beklentilerle Kızılyıldız’a transfer olan 24 yaşındaki oyun kurucu, şu ana kadar neredeyse hiç süre alamadı.

İşin en ilginç noktası ise Yago’nun herhangi bir sakatlık sorunu yaşamıyor oluşu. EuroLeague’de takımının çıktığı üç maçta da süre almayan Brezilyalı oyuncu, bu müsabakaların ikisinde kadroda bile yer almadı. Açıkçası bu durum, Sırp ekibinin hücumdaki işini zorlaştırıyor.

Son oynanan AS Monaco maçında Kızılyıldız’da hücum yükünün neredeyse tamamen Nedovic, Teodosic ve Napier üçlüsünün omuzlarına kaldığını gördük. Artık 36 yaşına gelen Milos Teodosic, kısıtlı sürelerde katkı verebilecek bir isim olmasına karşın EuroLeague’de iddialı olmayı hedefleyen bir takımın ana parçası olabilecek bir oyuncu değil. Kızılyıldız’ın Teodosic’ten düzenli katkı alabilmesi için deneyimli yıldızı mutlaka daha sınırlı bir rolde kullanması lazım.

Bu noktada koç Dusko Ivanovic’in Yago dos Santos’u oynatmamayı sürdürmesi, Kızılyıldız için kısa rotasyonuna yeni bir takviye ihtiyacı anlamına gelecektir.

Elbette Yago’nun bu yaz üç yıllık sözleşme imzaladığını düşünürsek bir noktada rotasyona dahil edileceğini düşünebiliriz. Bunun tersi bir senaryoda ise Napier, Nedovic ve Teodosic üçlüsünün omuzlarındaki yük, olması gerekenden daha fazla şekilde artacaktır. Bu durumun üstesinden gelebilmek için Sırp ekibi, eğer bu sezon hedefler gerçekten büyükse ekstra bir kısaya ihtiyaç duyacaktır. 

Baskonia

markus-howard-baskonia-derthona-trofeo-alava

EuroLeague Derecesi: 4 maç, 1 galibiyet, 3 yenilgi

Geçtiğimiz sezon EuroLeague’de Playoffların uzağında kalan Baskonia, İspanya Ligi Playofflarında ise daha ilk turda elenerek hayal kırıklığı yarattı. Bunun üzerine koç Joan Penarroya ile yolları ayırmanın eşiğine kadar gelen Bask ekibi, buna karşın Penarroya ile yola devam kararı alıp kadrosunda bazı değişikliklere gitti.

Baskonia kadrosuna dair en büyük değişiklik ise hiç şüphesiz kısa rotasyonunda yaşandı. Takımdaki üç oyun kurucunun tamamı (Darius Thompson, Max Heidegger, Arturs Kurucs) ile yollarını ayıran Bask temsilcisi, bu üç ismin yerine ise Codi Miller-McIntyre ve Nico Mannion’ı kadrosuna ekledi.

Geçtiğimiz sezonun flaş skoreri Markus Howard ise yeni sözleşme imzalayarak takımda kaldı.

Buna karşın takımın yeni oyun kurucuları Codi Miller-McIntyre ve Nico Mannion, belli başlı soru işaretlerine yol açan eklemeler oldu. Ülkemizde geçtiğimiz sezon Gaziantep Basketbol formasıyla izlediğimiz Miller-McIntyre, sezon boyunca etkili bir performans ortaya koysa bile takımının küme düşmesine engel olamamıştı.

Buna ek olarak bir önceki sezon Andorra ile İspanya Ligi’nde küme düşen ABD’li oyun kurucu, açıkçası yaşını da hesaba katınca (29) EuroLeague seviyesine sıçrama yapması beklenmeyen bir isimdi.

Nico Mannion ise İtalya basketbolunun en potansiyelli yeteneklerinden biri olmasına karşın sakatlık sorunlarının büyük etkisiyle henüz kendini tam anlamıyla gösterememiş bir isim. Geçtiğimiz sezon Virtus Bologna ile kariyerinde ilk kez EuroLeague tecrübesi yaşayan Mannion, çıktığı 19 maçta pek de etkili olamamıştı.

Hal böyle olunca Baskonia’nın oyun kurucu rotasyonuna soru işaretleriyle yaklaşmamak mümkün değildi. Ligin ikinci haftasında ALBA Berlin’e deplasmanda 91 sayı atan Bask ekibi, oynadığı diğer üç maçta ise 80 sayının üzerine sadece bir kez çıkabildi.

Baskonia’nın EuroLeague’deki üç mağlubiyetine baktığımız zaman (Real Madrid, Zalgiris, Bayern Münih) oyun kurucu rotasyonundan gelen katkının son derece sınırlı olduğunu görebiliyoruz. Son olarak sahasında Zalgiris‘e 17 sayı farkla kaybederek ağır bir yenilgi alan Bask ekibi, Mannion ve Miller-McIntyre ikilisinden sadece toplam 9 sayı katkısı alabildi.

Şu bir gerçek ki Baskonia, kesinlikle kötü bir kadroya sahip değil. Hatta bu sezon Play-In sistemine geçildiğini düşünürsek Bask ekibi, ligde ilk 10 sıra yarışının önemli adaylarından biri olarak gözüküyor. Buna karşın takımın oyun kurucu ikilisi Codi Miller-McIntyre ve Nico Mannion, şu ana dek pek güven vermediler.

Açıkçası Bask temsilcisi, eğer Play-In veya Playoff bileti için ciddi bir aday olmak istiyorsa kısa rotasyonunda güvenilir bir top yönlendirici eklemek durumunda. Bunun olmadığı senaryoda ise sezon boyunca ciddi istikrar sorunları yaşayan bir Baskonia görmemiz epey muhtemel gözüküyor.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!