by Eddie Bitar / Çeviri: Berkay Terzi / info@eurohoops.net
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 19 Ekim 2023 tarihinde Fadeaway World‘de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Son yirmi hatta otuz yılda NBA’e çok sayıda yetenekli oyuncu katıldı, bunların bazıları şampiyonluk hedefleri dolayısıyla aynı takımda güçlerini birleştirdiler. Bu durumda ortaya izlemesi keyifli ortaklıklar çıktı.
Ayrıca artık NBA’de tek bir yıldızla şampiyonluk kazanmanın imkansız olduğu da konuşuluyor. Tek oyuncusuyla varlık göstermeye çalışan takımlara karşı savunmalar birçok yöntem üretti. Bu yüzden yıldız oyuncunuzun yanına bir sorun çözücü tehdit daha eklemekte yarar var. Şimdi, son 20 sezonda birbirinin yükünü sırtlayan en iyi ikilileri belirleme zamanı.
Eurohoops Çeviri, NBA’de son 20 yılın oyuncu ortaklıklarına göz atıyor.
2003-04: Shaquille O’Neal & Kobe Bryant
2003-04 NBA sezonu, lig tarihinin en ikonik ve aynı zamanda çalkantılı ikililerinden birine tanık oldu. Saha içindeki yadsınamaz başarılarına rağmen perde arkasındaki gerginlikler takımı dağılma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktı.
Boyalı alanda dominant bir güç olan Shaquille O’Neal ve dinamik skorer Kobe Bryant, Lakers‘ı 2000-2002 yılları arasında üst üste üç NBA şampiyonluğuna taşıyan müthiş bir ikiliydi. Ancak 2003-04 sezonunda aralarındaki ilişki, ego çatışmaları ve artan güç mücadelesi gibi çeşitli faktörler nedeniyle bozuldu. Lakers‘ın şampiyonluk hanedanlığı çöküşün eşiğinde görünüyordu.
Yine de saha içinde yine durdurulması güç bir ortaklık söz konusuydu. O’Neal maç başına 21.5 sayı, 11.5 ribaund ve 2.5 blok ortalamaları tuttururken, Bryant maç başına 24.0 sayı, 5.5 ribaund ve 5.1 asist ortalamalarıyla oynadı. Lakers 56-26’lık dereceyle NBA Finaline kadar ilerledi. Detroit Pistons‘a kaybettikleri seri Shaq-Kobe ortaklığı için yolun sonu oldu.
2004-05: Dwyane Wade & Shaquille O’Neal
2004-05 NBA sezonu, Miami Heat‘te yeni ve başarılı bir ortaklığın başlangıcı oldu. Lakers’tan ayrılan Shaquille O’Neal, Kobe Bryant’ın muadili olarak görülen atletik skorer Dwyane Wade ile güçlerini birleştirdi.
O’Neal, artık en iyi döneminde olmamasına rağmen boyalı alandaki müthiş tehdidini sürdürüyor. Wade ise elit atletizmi ve durdurulamaz penetreleriyle yükselen bir yıldız haline geldi. 2004-05 sezonunda Shaquille O’Neal maç başına 22.9 sayı, 10.4 ribaunt ve 2.3 blok ortalamalarıyla oynarken Dwyane Wade ise 24.1 sayı, 5.2 asist ve 1.6 top çalma ortalamalarıyla olağanüstü bir sezon geçirdi. Birbirlerini tamamlayan oyun stilleri ve sahadaki liderlikleri Miami Heat‘i 59-23’lük bir dereceye taşıdı ve konferansı finallerine yükselmesinde etkili oldu.
2005-06: Dwyane Wade & Shaquille O’Neal
2005-06 NBA sezonunda Dwyane Wade ve Shaquille O’Neal, Miami Heat’teki müthiş ortaklığı sergilemeye devam etti. Bir önceki sezondaki başarılarının üzerine koyan bu dinamik ikili daha da yükseklere ulaştı ve ligde silinmez bir iz bıraktı.
Etkileyici bir sezon geçiren 24 yaşındaki Dwyane Wade, NBA’in önde gelen şutör gardlarından biri olarak kendini kanıtlamaya devam etti. Maç başına 27.2 sayı, 6.7 asist ve 5.7 ribaund ortalamaları tutturarak skor yeteneğini, oyun kuruculuğunu ve çok yönlülüğünü sergiledi. Shaquille O’Neal maç başına 20.0 sayı, 9.2 ribaund ve 1.8 blokla yıldız statüsünde kalmaya devam etti.
Wade ve O’Neal liderliğindeki Miami Heat, 52-30’luk dereceyle playofflara girdi. 2006 NBA Playofflarında Dwyane Wade’in yıldızı daha da parladı. Özellikle Dallas Mavericks‘e karşı oynanan NBA Finalleri sırasında tarihin en unutulmaz performanslarından birini sergiledi. Heat’in 2-0 geriden gelerek altı maç sonunda şampiyonluğa ulaşmasını sağladı ve Final MVP’si seçildi.
2006-07: Tim Duncan & Tony Parker
2006-07 NBA sezonu, Tim Duncan ve Tony Parker’ın San Antonio Spurs‘teki ortaklığında bir başka başarılı bölüme işaret ediyordu. Duncan’ın iki yönlü istikrarlı varlığı, Parker’ın hızı ve kurnazlığıyla birleştiğinde onları müthiş bir kombinasyon haline getirdi.
Tim Duncan maç başına 20.0 sayı, 10.6 ribaund ve 2.4 blok ortalamaları tutturarak yeteneklerini sergiledi. Tony Parker ise harika bir sezon geçirerek maç başına 18.6 sayı ve 5.5 asist ortalamaları ile Spurs hücumunu yönlendirdi. San Antonio Spurs güçlü bir normal sezon geçirdi ve sezonu 58-24’lük bir dereceyle bitirerek Batı Konferansı’nda ilk sırayı aldı.
Duncan ve Parker’ın liderliği bu başarının elde edilmesinde kritik rol oynadı. Takım çalışmasını ve sahanın her iki tarafına da odaklanmayı vurgulayarak basketbola “Spurs tarzını” getirdiler. Bunun meyvesi, 2007 NBA Playofflarında şampiyonluğa ulaşmaktı. Parker finaldeki olağanüstü performansıyla NBA Finalleri MVP’si seçildi.
2007-08: Tracy McGrady & Yao Ming
Tracy McGrady ve Yao Ming’in uzun vadede ne kadar harika olabileceklerini 2007-08 sezonunda gördük. Döneminin en yaratıcı skorer guardlarından biri olan McGrady ve olağanüstü fiziğe sahip dominant bir pivot olan Yao Ming, Rockets‘ın hücumunun odak noktalarıydı.
2007-08 sezonunda Tracy McGrady maç başına 21.6 sayı, 5.1 ribaund ve 5.9 asist ortalamaları tutturdu. Yao Ming sakatlıklarla boğuşmasına ve sadece 55 maçta oynamasına rağmen maç başına 22.0 sayı, 10.8 ribaunt ve 2.0 blok ortalamalarıyla oynadı ve sağlıklı olduğu zamanlarda ne kadar tehlikeli olduğunu gösterdi.
Houston Rockets güçlü bir normal sezon geçirerek sezonu 55-27’lik dereceyle bitirdi ve Batı Konferansı’nda beşinci sırayı aldı. Ancak, sakatlıklar Yao Ming’i engellemeye devam etti ve Rockets playofflarda erkenden elendi. Tracy McGrady ve Yao Ming, her ne kadar bireysel olarak olağanüstü olsalar da, istikrar ve sağlık problemleri sebebiyle bu ikilinin etkisi pek uzun sürmedi.
2008-09: Kobe Bryant & Pau Gasol
2008-09 NBA sezonunda Los Angeles Lakers‘ta güçlü bir ikili ortaya çıktı. Kobe Bryant ve Pau Gasol’ün ortaklığı Lakers‘ı yeniden şampiyonluklara ulaştıracaktı. NBA’in daimi süper yıldızı Kobe Bryant ve çok yönlü bir uzun olan Pau Gasol, müthiş bir kimya yakalamıştı.
Kobe maç başına 26.8 sayı, 5.2 ribaund ve 4.9 asist ortalamalarıyla tam bir skor makinesiyken, Gasol da sezon ortasında Memphis Grizzlies‘ten takas edildikten sonra maç başına 18.9 sayı, 9.6 ribaund ve 1.0 blok ortalamalarıyla içeride fark yarattı.
Lakers, Bryant’ın liderliğinde ve Gasol’un katılımıyla, 65-17’lik bir dereceyle bitirdiği normal sezon geçirdi. Bu ortaklık Kobe’nin durdurulamaz skor becerisi ile Gasol’un post becerileri ve basketbol IQ’sunun mükemmel bir karışımını içeriyordu. 2009 NBA Playofflarında Kobe ve Gasol parlamaya devam etti. Lakers’ı Orlando Magic ile karşılaştıkları NBA Finalleri’nde şampiyonluğa taşıdılar.
2009-10: Kobe Bryant & Pau Gasol
2009-10 NBA sezonu, bir önceki yıl şampiyonluk kazanan Kobe Bryant ve Pau Gasol ortaklığının mükemmelliğine tanıklık etti. Onların kusursuz sinerjisi, yetenekleri ve liderlikleri Lakers’ın arka arkaya şampiyonluk kazanmasında etkili oldu.
Lakers’ın ikonik ismi Kobe Bryant, 2009-10 sezonunda da skor dinamosu olmaya devam etti ve maç başına 27.0 sayı, 5.4 ribaund ve 5.0 asist ortalamaları tutturdu. Çağının ötesindeki uzun Pau Gasol ise maç başına 18.3 sayı, 11.3 ribaund ve 1.7 blokla değerli katkılarını sürdürdü.
Lakers yine güçlü bir normal sezon geçirdi ve sezonu 57-25’lik bir dereceyle bitirerek Batı Konferansı’nda üst sıralarda yer aldı. Kusursuz takım çalışması, Gasol’un sahayı açma yeteneği ve Bryant’ın skor becerisi, Lakers’ı zorlu bir takım haline getirdi.
2010 NBA Playofflarında bir kez daha Lakers’ı NBA Finallerine taşıdılar ve merakla beklenen şampiyonluk serisinde Boston Celtics‘i elediler. Kobe Bryant üst üste ikinci NBA Finalleri MVP ödülünü kazandı.
2010-11: LeBron James & Dwyane Wade
2010-2011 NBA sezonunda ligin kaderini değiştirecek bir gelişme yaşandı. Miami Heat, LeBron James, Dwyane Wade ve Chris Bosh ile meşhur büyük üçlüyü oluşturdu. Burada ana yük LeBron ile Wade üzerindeydi.
Tarihin en iyi oyuncularından biri olarak kabul edilen LeBron James kısaca her işi yapabilmesiyle tanınıyordu. Sezon boyunca maç başına 26.7 sayı, 7.5 ribaund ve 7.0 asist ortalamaları yakaladı. Bir diğer süper yıldız Dwyane Wade ise maç başına 25.5 sayı, 6.4 ribaund ve 4.6 asistle oynadı. Miami Heat normal sezonu 58-24’lük bir dereceyle tamamlayarak Doğu Konferansı’nda ikinci sırayı aldı.
LeBron ve Wade’in liderliği ve saha içi kimyası, Chris Bosh’un da takıma katılmasıyla Heat’i bir anda şampiyonluk adayı haline getirdi. 2011 NBA Playofflarında Heat’i NBA Finallerine taşıdılar.
Mutlak favori olmasına rağmen Heat, altı maçlık seride Mavericks‘e yenildi. LeBron ve Wade’in sergiledikleri performanslar, bireysel başarılarının yanı sıra bir süper takım oluşturmanın ve yüksek beklentileri yönetmenin zorluklarını da ortaya koydu.
2011-12: Kevin Durant & Russell Westbrook
2011-2012 NBA sezonu Oklahoma City Thunder‘da Kevin Durant ve Russell Westbrook’un uyumunu öne çıkardı. Durant ve Westbrook heyecan verici bir kombinasyondu ve onların skor gücü, Thunder‘ın başarısında kilit bir faktördü.
Bir skor makinesi ve ligin en verimli şutörlerinden biri olan Kevin Durant maç başına 28.0 sayı, 8.0 ribaund ve 3.5 asistle takımına liderlik etti. Oldukça atletik ve patlayıcı bir oyun kurucu olan Russell Westbrook ise maç başına 23.6 sayı, 5.5 asist ve 4.6 ribaund ile katkıda bulundu.
Oklahoma City Thunder güçlü bir normal sezon geçirdi, lokavt sezonunu 47-19’luk dereceyle bitirdi ve Batı Konferansı’nda ikinci sırayı aldı. Durant ve Westbrook’un skor yeteneklerinin yanı sıra Serge Ibaka’nın savunmadaki varlığı Thunder’ı ligin en rekabetçi takımlarından biri haline getirdi. 2012 NBA Playofflarında Thunder, Miami Heat ile karşılaştığı NBA Finallerine yükseldi. Sonuçta Heat’e kaybetmiş olsalar da, gelecekteki başarı potansiyellerini sergilediler.
2012-13: LeBron James & Dwyane Wade
2012-2013 NBA sezonu, LeBron James ve Dwyane Wade’in Miami Heat’teki ortaklığında bir başka zorlayıcı bölüme işaret ediyordu. Beklentiler o kadar yüksekti ki, tek şampiyonluk kimseyi tatmin etmeyecek gibi gözüküyordu.
Üst üste ikinci şampiyonluğunu kazanmak isteyen Miami Heat olağanüstü bir normal sezon geçirdi ve sezonu 66-16’lık bir dereceyle bitirerek Doğu Konferansı’nda ilk sırayı aldı. LeBron, Wade ve Bosh yetenekleriyle Heat’i en dominant takımlardan biri haline getirdi. 2013 NBA Playofflarında büyük üçlü, Heat’i NBA Finallerine taşıdı ve burada San Antonio Spurs ile oldukça çekişmeli bir seride karşı karşıya geldiler.
NBA tarihinin unutulmaz playoff serilerinden birisinde ipi göğüslemeyi başardılar ve üst üste ikinci kez şampiyon oldular. LeBron ile Wade’in ortaklığı gelişmeye devam etti ve NBA’in modern dönemindeki en ikonik ikililerden biri olarak miraslarını sağlamlaştırdılar.
2013-14: LeBron James & Dwyane Wade
2013-2014 NBA sezonuna three-peat hedefiyle giren LeBron James ve Dwyane Wade, ligin en tehlikeli ikilisi olmaya devam ediyordu. Doğal olarak Miami Heat yine güçlü bir normal sezon geçirdi ve sezonu 54-28’lik bir dereceyle bitirerek Doğu Konferansı’nda ikinci sırayı aldı. James ile Wade’i hızlı hücumlarda idare etmek çok zordu ve basketbol IQ’ları alışılmışın dışındaydı.
2014 NBA Playofflarında büyük üçlü, Heat‘i üst üste dördüncü NBA Finallerine taşıdı. Bir önceki yılın rövanşında San Antonio Spurs ile karşılaştılar. Ancak bu kez kazanan taraf Spurs oldu. Bu yenilgi, LeBron James ile Heat arasındaki ipleri koparan faktör oldu. Final serisinde yanındaki oyunculardan beklediği katkıyı alamayan LeBron, 2014 yazında Cleveland Cavaliers‘a dönüş yapacak ve dört yıl boyunca lige damga vuran bu ikilinin yolları ayrılacaktı.
2014-15: Stephen Curry & Klay Thompson
2014-2015 NBA sezonu, “Splash Brothers” efsanesinin doğuşu anlamına geliyordu. Stephen Curry ve Klay Thompson lig tarihinin en heyecan verici ve etkili guard ikililerinden biri olarak yükseldi. Olağanüstü şut yetenekleri ve topsuz oyundaki kimyaları basketbol oyununda devrim yarattı ve Golden State Warriors‘ı şampiyonluğa taşıdı.
İnanılmaz top hakimiyeti, üç sayılık atışlarıyla tanınan Stephen Curry, maç başına 23.8 sayı, 7.7 asist ve 4.3 ribaund ortalamalarıyla patlama yaptığı bir sezon geçirdi. Olağanüstü bir keskin nişancı ve savunmacı olan Klay Thompson ise maç başına 21.7 sayı, 3.2 ribaund ve 2.9 asistle oynadı. Uzun menzilli şutları sokma yetenekleri onları neredeyse durdurulamaz bir skor ikilisi haline getirdi.
Golden State Warriors olağanüstü bir normal sezon geçirdi ve ligin en iyi derecesi olan 67-15 ile Batı Konferansı’nda ilk sırayı aldı. Ayrıca Draymond Green’in savunma becerisiyle birlikte Warriors,”small ball” oyun tarzını ön plana çıkarıyordu.
2015 NBA Playofflarında “Splash Brothers” Warriors’ı Cleveland Cavaliers ile karşılaştıkları NBA Finallerine taşıdı. Altı maç sonunda şampiyonluğa ulaşan Warriors’ta Stephen Curry normal sezonun NBA En Değerli Oyuncusu ödülünü, Andre Iguodala ise NBA Finalleri MVP ödülünü kazandı.
2015-16: LeBron James & Kyrie Irving
2015-2016 NBA sezonuna LeBron James ve Kyrie Irving’in Cleveland Cavaliers’taki ortaklığı damgasını vurdu. Bu sezon, hem kulüp hem de Cleveland şehri için tarihi bir başarıyla sonuçlanacaktı. Tüm zamanların en iyi basketbolcularından biri olarak kabul edilen LeBron James, maç başına 25.3 sayı, 7.4 ribaund, 6.8 asist ortalamalarıyla ligi domine etmeye devam etti ve Stephen Curry’nin ikonik sezonu olmasaydı muhtemelen MVP ödülünü kazanacaktı.
Genç ve yetenekli oyun kurucu Kyrie Irving ise maç başına 19.6 sayı ve 4.7 asistle oynadı. Tecrübe, liderlik ve skor yeteneklerinin birleşimi onları güçlü bir ikili haline getirdi. Cavaliers normal sezonu 57-25’lik bir dereceyle tamamlayarak Doğu Konferansı’nda üst sıralarda yer aldı. LeBron James ve Kyrie Irving’in liderliği yanı sıra Kevin Love’ın varlığı Cavaliers’ı bir şampiyonluk adayı haline getirdi.
2016 NBA Playofflarında Cavaliers, Golden State Warriors ile karşılaştığı NBA Finallerine yükseldi. Seride 3-1 geriye düşen Cavaliers, tarihi bir geri dönüşe imza atarak yedi maç sonunda şampiyonluğu kazandı. LeBron James NBA Finalleri MVP’si seçildi ve Kyrie Irving’in 7. Maçtaki kritik üçlüğü şampiyonluğu garantiledi. Bu zafer Cleveland şehri için özel bir öneme sahipti, zira profesyonel sporlarda 52 yıllık şampiyonluk hasreti sona ermişti.
2016-17: Stephen Curry & Kevin Durant
2016-2017 NBA sezonu beklenmedik bir gelişmeyle başlamıştı. Kevin Durant, playofflarda Warriors’a elendikten sonra Thunder‘dan ayrılıp Stephen Curry ile güçlerini birleştiriyordu. Durant hamlesi NBA’deki rekabet ortamını Golden State’in lehine olacak şekilde tamamen değiştirdi.
Olağanüstü üç sayılık atışlarıyla tanınan Stephen Curry, maç başına 25,3 sayı, 6,6 asist ve 4,5 ribaund ortalamalarıyla yine olağanüstü bir sezon geçirdi. Seçkin bir skorer olan Kevin Durant ise maç başına 25.1 sayı, 8.3 ribaund ve 4.8 asistle takımın sistemine son derece iyi uyum sağladı. Golden State Warriors olağanüstü bir normal sezon geçirerek 67-15 ile Batı Konferansı’nda ilk sırayı aldı.
Curry, Klay Thompson ve Draymond Green’den oluşan kadroya Kevin Durant’in eklenmesi, şampiyonluğu kazanması beklenen bir “süper takım” yarattı. 2017 NBA Playoff’larında Warriors NBA Finallerine yükseldi ve burada Cleveland Cavaliers ile bir önceki yılın Finallerinin rövanşında mutlu sona ulaştı.
2017-18: Stephen Curry & Kevin Durant
2017-2018 NBA sezonunda Kevin Durant ve Stephen Curry’nin Golden State Warriors’taki etkileyici ortaklığı sürüyordu. Bu ikili üst üste ikinci kez şampiyon olmayı planlıyordu.
Savunmada Durant ve Curry ikilisine verilecek bir cevap yoktu çünkü birbirlerinden besleniyorlardı. ve topu her gece savunmanın dezavantajına paylaşıyorlardı. Klay Thompson’ın üçlük tehdidi ve Draymond Green’in oyun aklı, Golden State hücumunun inanılmaz verimli olmasını sağladı. 2018 NBA Playofflarında Warriors’ın NBA Finallerine yükselmesi ve burada bir kez daha Cleveland Cavaliers ile karşılaşması sürpriz olmadı.
Rakibine net üstünlük kuran Warriors dört maç sonunda şampiyonluğa ulaşırken Kevin Durant üst üste ikinci kez NBA Finalleri MVP ödülünü kazandı. Durant ve Curry’nin kolektif mükemmelliği Warriors’ın şampiyonluk başarısında önemli bir faktör oldu ve ligdeki en dominant ikililerden biri olarak statülerini sağlamlaştırdı.
2018-19: Stephen Curry & Kevin Durant
Durant ile geçen bir yıl daha, Warriors‘ın yine tepeye oynayacağı anlamına geliyordu. Golden State Warriors güçlü bir normal sezon geçirdi ve sezonu 57-25’lik bir dereceyle bitirerek Batı Konferansı’nda ilk sırayı aldı. Durant ve Curry’nin liderliği, olağanüstü yan parça kadrosuyla birlikte Warriors’ı tehlikeli bir ekip haline getirdi. 2019 NBA Playofflarında Warriors üst üste beşinci kez NBA Finallerine yükseldi ve burada Toronto Raptors ile karşılaştı.
Etkileyici performanslarına rağmen Warriors, Finaller sırasında hem Durant hem de Klay Thompson’ın sakatlıkları nedeniyle zorlandı ve altı maçlık seride Raptors‘a mağlup oldu. Durant’in 5. Maçta sakatlıktan dönüşü unutulmazdı ama aşil sakatlığı geçirdiği için acı tatlıydı.
2018-2019 sezonu Kevin Durant ve Stephen Curry ikilisi, en dominant ikililerinden biri olarak ligde silinmez bir iz bıraktı fakat bu onlar için son dans olmuştu.
2019-20: LeBron James & Anthony Davis
2019-2020 NBA sezonunda Los Angeles Lakers‘ta yeni bir ikili kuruluyordu ve başrolde yine LeBron James vardı. Pandemi gölgesinde geçen sezonda bu ikili, Lakers‘ı NBA şampiyonluğuna taşıdı.
Tüm zamanların en iyi basketbolcularından biri olarak gösterilen LeBron James, maç başına 25.3 sayı, lig lideri 10.2 asist ve 7.8 ribaund ortalamaları ile dominant bir güç olmaya devam etti. Anthony Davis ise maç başına 26.1 sayı, 9.3 ribaund ve 2.3 blok ortalamalarıyla oynadı.
Los Angeles Lakers, Covid nedeniyle kısalan sezonda normal sezonu 52-19’luk dereceyle tamamlayarak Batı Konferansı’nda ilk sırayı aldı. LeBron James ve Anthony Davis’in liderliği ve performansının yanı sıra güçlü bir yan parça kadrosu Lakers’ı gençleştirdi ve şampiyonluk adayı haline getirdi.
2020 NBA Playofflarında Lakers, Jimmy Butler liderliğindeki Miami Heat ile karşılaştığı NBA Finallerine yükseldi. Lakers 17. NBA şampiyonluğunu elde ederken LeBron NBA Finalleri MVP ödülünü kazandı.
2020-21: Giannis Antetokounmpo & Khris Middleton
2020-2021 NBA sezonu, Milwaukee Bucks‘ta Giannis Antetokounmpo ve Khris Middleton’ın göze çarpan ortaklığına sahne oldu. İki yönlü yetenekleriyle kimya yakalayan bu ikili, Bucks‘ı NBA şampiyonluğuna taşırken unutulmayacak bir sezon geçirdi.
Khris Middleton, Antetokounmpo gibi bir süper yıldız olmasa bile, ligdeki en iyi yardımcı oyuncuydu çünkü elit perimetre savunmacısı ve sahadaki en istikrarlı şutörlerden biriydi. Middleton sezon boyunca üç sayı çizgisinin gerisinden %41,4 ile şut attı ve bu da Giannis’in ikili sıkıştırmalarda pas verebileceği güvenilir bir takım arkadaşı olduğu anlamına geliyordu.
2021 NBA Playofflarında Bucks, Phoenix Suns ile karşılaştıkları NBA Finallerine yükseldi. Başlangıç 0-2 geriye düştüler ama pes etmediler. Giannis 6. Maçtaki 50 sayılık kapanış performansının ardından NBA Finalleri MVP ödülünü kazandı. Bucks 50 yıl sonra ilk NBA şampiyonluğuna ulaşarak hem kulüp hem de Milwaukee şehri için tarihi bir ana imza attı.
2021-22: Kevin Durant & James Harden
2021-22 NBA sezonu, Harden sadece 36 maçta forma giymiş olsa da Kevin Durant ve James Harden’ın Brooklyn Nets‘teki güçlü ortaklığını gözler önüne serdi. Nets‘i ligin en zorlu takımlarından biri haline getirdiler ve savunmada onları kimsenin durduramadığına dair yeterince kanıt vardı.
NBA’in en iyi skorerlerinden biri olarak kabul edilen Kevin Durant, maç başına 29.9 sayı, 7.4 ribaund ve 6.4 asist ortalamaları ile dominant bir güç olmaya devam etti. Üretken bir skorer ve elit bir oyun kurucu olan James Harden ise maç başına 22.5 sayı, 10.2 asist ve 8.0 ribaund ile katkı sağladı. Eşsiz yetenekleri ve saha içi kimyaları Nets’i hücumda güçlü bir kadro haline getirdi.
Brooklyn Nets normal sezonu 44-38’lik bir dereceyle bitirerek Doğu Konferansı’nda ikinci sırayı aldı. Sezon boyunca sakatlıklar ve zorluklarla karşılaşmalarına rağmen, Durant ve Harden’ın ortaklığı ve Kyrie Irving’in desteği Nets’i ciddi bir şampiyonluk adayı haline getirdi.
Ancak takım playofflarda kimya sorunları nedeniyle bocaladı ve ilk turda süpürüldüler. Aşı kuralları ve saha dışı durumlar nedeniyle takım içinde sürekli bir drama olmasaydı, Durant ve Harden sezon sonunda büyük işler yapabilirdi.
2022-23: Nikola Jokic & Jamal Murray
2022-23 NBA sezonu, uzun yıllar boyunca çekirdek kadrosuna sabreden Nuggets‘ın sezonu oldu. Nikola Jokic ve Jamal Murray’nin performansı onlara inanılmaz bir kimya kazandırdı. Bunun ipuçlarını 2020 Playofflarında Los Angeles Lakers’a karşı görmüştük ama bu tamamen farklı bir şeydi. İki kez MVP seçilen ve NBA’in en eşsiz pivotlarından biri olan Nikola Jokic, maç başına 24,8 sayı, 11,8 ribaund ve 9,8 asist ile olağanüstü yeteneklerini sergiledi.
Üretken bir hücum oyuncusu olan Jamal Murray ise maç başına 20.0 sayı, 4.0 asist ve 6.2 ribaund ile katkı sağlayarak Jokic’in yanında müthiş uyumunu sürdürdü. Birbirlerini tamamlayan oyun stilleri ve saha içi sinerjileri onları güçlü bir kombinasyon haline getirdi. Ancak gerçek etkileri playofflarda ortaya çıktı.
İlk üç seride Minnesota Timberwolves, Phoenix Suns ve Los Angeles Lakers’ı sadece üç maç kaybederek hızlı geçtiler. NBA Finallerinde Nuggets, güçsüz Miami Heat ile karşılaştı ve rakibini deviren Denver oldu. Jokic maç başına 30.2 sayı, 14.0 ribaund ve 7.2 asist ortalamalarıyla Finaller MVP ödülünü kazandı ancak maç başına 21.4 sayı üreten Murray’in de hakkını teslim etmek gerekir.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!