EuroLeague Not Defteri #6: “Clutch” Papagiannis; İyi, Kötü ve Renkli Koçlar

07/Kas/23 09:52 Kasım 7, 2023

Utkan Sahin

07/Kas/23 09:52

Eurohoops.net

EuroLeague’de altıncı hafta da geride kaldı. Eurohoops Fırın ise bu haftayı sizler için değerlendirdi:

By Utkan Şahin / info@eurohoops.net 

Eurohoops’un Not Defteri,  Turkish Airlines EuroLeague’de geride kalan altıncı haftayı değerlendirmek için hazır.

Peki bu hafta neler konuşacağız?

İlk öncelikle Fenerbahçe Beko’da Georgios Papagiannis’in clutch time’daki performansını ele alacağız. Yunan pivotla birlikte ilk altı haftanın da clutch time performanslarına bakacağız.

Ardından Virtus Bologna kariyerine muhteşem bir başlangıç yapan Luca Banchi’yi bol bol öveceğiz ve İtalyan ekibindeki değişime bakacağız.

Son olarak ise İtalya’nın diğer EuroLeague ekibine geçip, bol bol Ettore Messina’yı eleştireceğiz. Bitirirken de Gianmarco Pozzeco’ya selam çakacağız.

EuroLeague Not Defteri #1: Fenerbahçe’nin Planı, Efes’in Zizic Problemi ve Keenan!

EuroLeague Not Defteri #2: İlk Hangi Koç Kovulur?

EuroLeague Not Defteri #3&4: Barcelona, Ergin Ataman ve Calathes!

EuroLeague Not Defteri #5: Faul Kaçırma Yarışı ve Anadolu Efes!

“Clutch” Papa!

Georgios Papagiannis Fenerbahce

Fenerbahçe Beko, EuroLeague’de beşinci galibiyetini kendi evinde Olympiakos karşısında aldı. Birçok açıdan değişik bir karşılaşma oldu. Sarı-lacivertliler, karşılaşmaya rüzgar gibi girip farklı öne geçse de ikinci yarıda Olympiakos’un geri dönüşüne engel olamadı. Farkın 20’lere gitmesi beklenirken başa baş bir karşılaşma olması özellikle taraftar tarafından eleştirilse de günün sonunda Fenerbahçe, Yunan pivotu Georgios Papagiannis’in kritik anlardaki sayıları sayesinde maçı kazanmayı başardı.

Maç içerisinde Fenerbahçe’nin yaşadığı dalgalanma elbette önemliydi ama maçın sonunda güçlü kalabilmesi de değerliydi. Özellikle de Olympiakos’un geriden gelen taraf olarak rüzgarı arkası aldığını düşünürsek. Sene başından beri Fenerbahçe’yle ilgili değindiğim konulardan biri, clutch time’da -maçın bitimine beş dakika kala farkın beş ve daha az olduğu anlar- sarı-lacivertlilerin yaşayabileceği sorunlarla ilgiliydi.

Fenerbahçe Beko’nun bu anlarda güvenilir bir kısa bulma konusunda sorun yaşadığı aşikar. Olympiakos maçında benzer bir durum yaşandı ama bu sefer bir uzun çıkarak Fenerbahçe’ye yardımcı oldu. Papagiannis, clutch time bölümünde tam 8 sayı üretti.

Clutch Time Sayı Maç Sayısı Ortalama
23 5 4,6 sayı
2- Georgios Papagiannis (Fenerbahçe Beko) 15 4 3,7 sayı
14 4 3,5 sayı
– Scottie Wilbekin (Fenerbahçe Beko) 14 5 2,8 sayı
5- Mike James (AS Monaco) 12 3 4,0 sayı
– Georgios Larentzakis (Olympiakos) 12 3 4,0 sayı
12 3 4,0 sayı
– Thomas Walkup (Olympiakos) 12 4 3,0 sayı
9- Nigel Williams – Goss (Olympiakos) 11 3 3,7 sayı
10- Aleksa Avramovic (Partizan) 10 3 3,3 sayı
10 3 3,3 sayı
– Edgaras Ulanovas (Zalgiris Kaunas) 10 3 3,3 sayı
– Leandro Bolmaro (Bayern Münih) 10 4 2,5 sayı
  • Clutch time: Maçın son beş dakikasında farkın beş ve daha az olduğu anlar. Liste ortalamaya göre değil de sayıya göre yapılmıştır.

Georgios Papagiannis, bu performansıyla birlikte ligde clutch time’da en çok sayı bulan 2. oyuncu olmayı başardı. Tabii henüz sezonun başı olması sebebiyle istatistik oturmuş durumda değil. Bu tarz listelerde genellikle kısalar öne çıkar ama ilginçtir, ilk 6 hafta sonunda listenin tepesinde üç uzun oldu.

Biz Yunan pivota geri dönersek; Papagiannis, clutch time’da bu sayılarını kendisine hazırlanan pozisyonlar üzerinden buldu. Sonuçta 2.21’lik bir pivotun topu alıp, birebir üzerinden sayı bulması kolay değil. Lakin Papagiannis, kendisini hazırlanan pozisyonları bitirebilmesi de önemli. Üstelik bunu oldukça yüksek bir yüzdeyle başardı.

Papagiannis, 6 haftada clutch time anlarında 3/4 ikilik ve 3/3 üçlük atışıyla oynayarak 15 sayı buldu. Yunan pivotun bu anlarda yüksek bir yüzdeyle oynaması onu güvenilir bir oyuncu haline getiriyor. Mehmet Okur’u izleyen basketbolseverler hatırlar. O da böyleydi. Maçların kritik anlarında kendisine hazırlanan pozisyonları yüksek bir yüzdeyle bitirirdi. Papagiannis de ilk altı hafta itibariyle kendisine bu konuda güvenebileceğini gösterdi.

Tabii bir uzun olması sebebiyle bunun ne kadar yeterli olacağı biraz tartışmalı. Bu tarz anlarda kısaların etkinlikleri daha farklı oluyor. Sonuçta Papagiannis’in kendisine pozisyon yaratılmasına ihtiyacı var ama kısalarda böyle bir durum yok. Fenerbahçe’nin bu konuda öne çıkabilecek bir kısaya da ihtiyacı olduğu kesin! Wilbekin, clutch time 5 maçta 14 sayı üretse de bunu 3/5 ikilik, 2/7 üçlük ve 2/4 faul atışıyla başardı. Yani pek yüzdeli değildi.

Bu yüzden verimli bir kısaya hala ihtiyaç var ama Papagiannis, en azından bu anlarda sorumluluk almaktan çekinmeyeceğini herkese gösterdi.

Sezona En Başlayan Koç Kim?

virtus-bologna-luca-banchi-euroleague-practice

13 Eylül 2023: Sergio Scariolo’nun görevden alınışı
15 Eylül 2023: Luca Banchi’nin göreve getirilişi

EuroLeague’de sezonun başlamasına sadece 20 gün kala Virtus Bologna’nın başına geçti Luca Banchi. Kurulan kadronun planlamasında bir etkisi olmamasını geçtim, hazırlık döneminin önemli bir kısmında takımla bile birlikte değildi. Üstelik eldeki kadro da kimseyi heyecanlandırmıyordu.

Hatırlarsınız; geçtiğimiz sezon yıllar sonra EuroLeague’e geri dönen Virtus Bologna taraftarıyla keyif verse de basketboluyla aynı şeyi başaramamıştı. Sergio Scariolo yönetimindeki İtalyan ekibi, 14 galibiyet – 20 yenilgiyle playoff yarışından uzakta kaldı. Sonuçlar bir yana sahadaki basketbol da hiç tatmin edici değildi. Takımın en önemli yıldızı Tornike Shengelia bile kariyerinin en vasat sezonlarından birini geçirdi.

Açıkçası yaz döneminde yapılan transferlerden sonra da onlar adına çok heyecanlı değildim. Kadronun büyük bir kısmını koruyan Virtus; Jaleen Smith, Ognjen Dobric, Bryant Dunston, Achille Polonara ve Devontea Cacok gibi çok da dikkat çekici olmayan transferler yaptı. Yani şu transferlerden hangisini EuroLeague’de Final Four’u hedefleyen bir takım yapardı ki?

Buna rağmen İtalyan koç, sezonun ilk bölümünde özel bir hikaye yazmayı başardı.

Peki nasıl?

Elbette Banchi’nin saha içerisinde önemli dokunuşları vardı. Bir kere rotasyonu daha düzgün bir hale getirdi. Daha da önemlisi, sezonun hemen başında takım içerisindeki rolleri çok iyi oturtmayı başardı. Banchi geniş bir rotasyon kullansa da oyuncuların ne zaman sahada olacağı, kimin kimle sürelerini paylaşacağını çok erken bir şekilde oturttu. Üstelik oluşturduğu beşleri oldukça verimli hale getirmeyi başardı.

Lakin bana sorarsanız; Virtus Bologna’ya yaptığı en büyük etki, oyuncularını geride kalan senenin etkisinden çıkartmayı başarması oldu.

Tornike Shengelia Sayı Ribaund Asist Verimlilik Puanı Saha İçi Yüzde
2022/2023 sezonu 9.4 sayı 3.1 ribaund 3.1 asist 11.5 PIR 48,30%
2023/2024 sezonu 18.5 sayı 4.8 ribaund 4.3 asist 24.7 PIR 62,20%
Marco Belinelli Sayı Ribaund Asist Verimlilik Puanı
2022/2023 sezonu 10.0 sayı 1.4 ribaund 1.1 asist 7.5 PIR
2023/2024 sezonu 13.3 sayı 2.3 ribaund 1.8 asist 11.3 PIR
Isaia Cordinier Sayı Ribaund Asist Verimlilik Puanı
2022/2023 sezonu 6.6 sayı 2.5 ribaund 1.5 asist 6.3 PIR
2023/2024 sezonu 10.5 sayı 2.5 ribaund 3.8 asist 13.5 PIR

Virtus’te bu sezon takımı sürükleyen üç ana oyuncunun performansları ortada. Üçü de geçen sezon yine bu takımdaydı ve belki de kariyerlerinin en vasat sezonlarını geçirdi. Bu sezon istatistiklerinin artmasında üçünün de sürelerinin artması etkisi oldu ama sadece bununla açıklayamayız.

Shengelia geçen sezon hücumda ne yapacağını bilmeyen bir haldeydi. Onu saha içerisinde özel kılan yeteneklerini sergileyemiyordu. Bu sezon ise bana sorarsanız ilk altı haftanın MVP’si! Sahada olduğu her an hücum onun üzerinden dönüyor. Yüksek bitiriciliğinin yanında takım arkadaşlarına yaratma konusunda da takımının en iyisi – Toplam 26 asistle takımda en çok asist yapan oyuncu-. Bugünün basketbolunda onun gibi hem kendi skorunu atan hem de topun dolaşmasını sağlayan uzunlar çok değerli. Takımlar böyle oyuncularla otomatikman hücumda iç dış dengesini sağlayabiliyor.

Marco Belinelli’nin performans değişimi de çok çarpıcı. 37 yaşındaki yıldız isim, geçen sezon o kadar kötü bir haldeydi ki muhtemelen sezonun bir noktasında emekli olmayı bile düşündü. Bu sezon sanki 4-5 yaş gençleşmiş gibi. Takım, kısa rotasyonunda ne zaman bir bitiriciye ihtiyaç duysa hemen sahne alıyor. Geride kalan haftada da bunu gördük. Virtus’un sahada kötü olduğu anlarda sorumluluk alarak takımını ayakta tuttu.

Bu oyuncular, geçen sezondan sonra böylesine bir ayağa kalkma yaşadıysa bunda Luca Banchi’nin etkisi yadsınamaz. Dediğim gibi bu öncelikle bu oyunculara özgüvenlerini geri vererek başladı. Oyuncuları önce mental olarak ayağa kaldırdı, sonrasında devamı geldi.

Üstelik İtalyan koç, bunu kadro içerisindeki bütün oyuncular için başardı. Virtus’u izlerken oyuncuların sahadaki basketboldan keyif aldığını görebiliyorsunuz. Hepsi kendisinden sahada ne beklendiğini çok iyi biliyor ve bunu uyguluyor. Üstelik topu gerçekten olağanüstü paylaşıyorlar. Kadroda inanılmaz dominant bir kısa olmamasına rağmen neredeyse bütün kısaların topu yere vurabiliyor olması, onları çok verimli hale getiriyor.

Takımlar Toplam sayı Asist üzerinden sayı Asist olmadan sayı Oran
1- Virtus Bologna 514 307 207 59,72%
425 251 174 59,05%
3- Olympiakos 459 259 200 56,42%
458 255 203 55,67%
428 238 190 55,60%
456 253 203 55,48%
7- Kızılyıldız 483 260 223 53,83%
8- FC Barcelona 502 265 237 52,78%
461 239 222 51,84%
10- AS Monaco 471 243 228 51,59%
11- ASVEL 480 247 233 51,45%
483 243 240 50,31%
498 247 251 49,59%
14- Bayern Münih 421 204 217 48,45%
15- ALBA Berlin 461 223 238 48,37%
499 226 273 45,29%
17- Partizan 517 232 285 44,87%
473 207 266 43,76%

İtalyan ekibi, ilk altı haftada attığı 514 sayının 307’sini asist üzerinden buldu. Bu konuda 300 sayı barajını geçebilen başka bir takım olmadı. Başarının yolu elbette asist üzerinden geçmiyor. Sezona çok iyi başlayan Fenerbahçe, %50’in altında. Sezona kötü giren Efes ise 4. sırada. Kısacası başarı için asist her zaman doğru yol değil ama önemli de değil. Her zaman söylerim; basketbolda tek bir yol yok ve bir takımı, çok iyi bir takım haline getiren nokta planı ne kadar iyi uyguladığıyla ilgili.

Virtus çok iyi bir şekilde uyguluyor ve Luca Banchi de tebriği kesinlikle hak ediyor.

Geride kalan yaz Letonya’yla Dünya Kupası’nda bir peri masalına imza atan İtalyan koç, burada da kısa bir sürede imzasını atmayı başardı. Kesinlikle ilk altı haftanın en iyi koçu!

Ettore Messina ve Bitmek Bilmeyen Hayal Kırıklığı

Madem sezona en iyi giren koçtan bahsettik… En kötüsüne de giriş atalım.

İtalya’nın diğer EuroLeague ekibinde, bu sezon da hüsran rüzgarları esiyor. Takımın sahibi Giorgio Armani, para harcama konusunda her ne kadar cömertse, Ettore Messina da başarısızlık konusunda o kadar cömert!

Geçen sezon EuroLeague’in en pahalı kadrolarından biriyle felaket bir performans sergileyen İtalyan koç, bu sezon da ilk altı haftada sadece Olympiakos’u mağlup edebildi. Bu noktada söylemeden edemeyeceğim; sakatlıklar sebebiyle kadrosu dağılmış olan bir Olympiakos karşısında geldi o galibiyet!

Peki Milano‘nun performansı şaşırtıcı mı? Maalesef değil.

İtalyan ekibi, bu hafta Monaco karşılaşmasına oyun kurucu olarak Maodo Lo ve Devan Hall ikilisiyle çıktı. Yani bu ikili ALBA Berlin’de olsa zayıf olarak adlandırırsınız. Milano gibi EuroLeague’in en yüksek bütçelerinden birinde bu ikilinin ne işi var?

Tabii şunu söylememiz lazım; Messina bu maç öncesinde teknik bir kararla Kevin Pangos’u maç kadrosuna dahil etmedi. Kanadalı guardın ilk beş haftadaki halini görünce ben bu konuda İtalyan koçu suçlamayacağım ama Pangos’la bu işlerin olmayacağı belli değil miydi zaten?

Messina, takımın başına geçtiği günden beri takımı kontrol edebilmek adına onun dediklerini yapacak bir saha içi generali arıyor. Sergio Rodriguez, Malcolm Delaney, Kevin Pangos, Naz Mitrou Long ve daha bir sürü oyuncu geldi, geçti. Bu oyunculara çok yüksek paralar da ödendi. Sadece ve sadece Shabazz Napier’den o beklediğini alabildi.

Peki bu yaz ne oldu? Milano, Napier kontratında zam istediği için onu tutmadı ve onun yerine bu parayı “hayal kırıklığına doymayan” Nikola Mirotic’e verdi. Çok komik. Napier gerçekten de büyük paralar istemiş veya başka bir projeyi tercih etmiş de olabilir ama bu takımın para harcayacağı yer Mirotic miydi? Değildi! Napier olmuyorsa başka bir isme gitmeleri gerekirdi ama yapmadılar.

Messina’yı biliyorsunuz. Kendi çizgileri dışına çıkmayı asla kabul etmeyen bir koç. Bu kadroyu kurarken de aynısını yaptı. Muhtemelen yarı sahada Mirotic’in bitiriciliğiyle hücumu bir noktada tutacağını düşündü. Sert savunmayla birlikte de ortaya bir yapı çıkartabileceğini sandı. Bu nokta da ise iki sorun var:

İlki bu takımın kısaları içerisinde ne Pangos ne de Lo iyi bir savunmacı. Hatta Pangos şu haliyle sadece zarar. İkincisi ise Mirotic trenine atlayacaksanız, tam atlarsınız. Monaco maçında karşılaşma başa baş gitti ve son çeyreğin son beş dakikasında Mirotic bir tane bile top kullanmadı.

Messina çok şanslı bir koç çünkü başka bir isim arka arkaya bu kadar hayal kırıklığı yaratsaydı muhtemelen şimdiye on kere kovulmuştu. İtalyan koçun CSKA Moskova’dan beri bazı şeyleri oturtamadığı ortada. Ne Real Madrid dönemi, ne 2. CSKA Moskova dönemi ne de Milano macerası başarılı olmadı. Ettore Messina, Avrupa basketbolu için bir özel bir isim. Yoksa başka bir isim olsa arka arkaya yaşanan başarısızlıkların ardından iş bulamazdı.

Milano yönetimi ise hiç oralı değil. Aksine İtalyan koçun eline para yağdırmaya devam ediyorlar. Muhtemelen bu kadroyu ayağa kaldırmak adına Milano bir transfer yapacak. O da Messina’nın istediği gibi çıkmazsa bir transfer daha yapacak. Bu döngü, hayal kırıklığıyla birlikte böyle devam edip gidecek.

Üzülüyorum çünkü her ne kadar söylemesi kolay olmasa da Messina kendi efsanesinden yiyor ve bunu izlemek hiç kolay değil.

EuroLeague’in Yeni Rengi: Gianmarco Pozzeco!

İlginçtir, bu haftada İtalyan koçlar bize konuşacak bol bol malzeme verdi. Son olarak ise yüzünüzü gülümsetecek bir adama gideceğiz. LDLC ASVEL’in başına geçen Pozzeco, ikinci haftadan imzasını attı.

9 aydır EuroLeague’de kazanamayan Fransız ekibi, Zalgiris Kaunas gibi zorlu bir deplasmanda son çeyrekte harika bir geri dönüş yaptı ve uzun zaman sonra EuroLeague’de bir galibiyet gördü.

Galibiyet sonrasında Pozzeco’nun coşkusu ise harikaydı. İnsanın tüylerini diken diken edecek kadar güzel bir andı. Bu hafta yerimiz kalmadığı için ASVEL ve onu uzun uzun konuşamadık ama en azından bu ana dikkat çekmeden geçemedik.

EuroLeague böyle isimlerle daha güzel ve renkli! Tekrardan hoş geldin Pozzecco!

Bu yazının tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Eurohoops Fırın’daki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeler için tıklayın!