By Utkan Şahin / info@eurohoops.net
Turkish Airlines EuroLeague’de yoğun geçen çift maç haftasını daha atlattık.
Geçtiğimiz hafta izinde olan EuroLeague Not Defteri de bu haftayla birlikte geri döndü. Tempo yoğun olunca ve bir hafta da ara verince ortaya konuşulacak bir konu çıktı.
Not Defteri’nde bu hafta yenilgisiz olan Real Madrid‘in performansını inceleyeceğiz ve ilk ne zaman kaybeder bunu tartışacağız. Ardından işlerin kötü gittiği temsilcilerimize bakacağız ve takımlarımıza dair yapılan yoğun eleştirileri konuşacağız.
Yolları tekrar buluşan Dusko Ivanovic ile Baskonia‘nın ilişkisine göz attıktan sonra ise kapanışı bu hafta EuroLeague kariyerindeki 200. galibiyetini alan Ergin Ataman’la yapacağız.
Hazırsanız, karşınızda EuroLeague Not Defteri:
EuroLeague Not Defteri #1: Fenerbahçe’nin Planı, Efes’in Zizic Problemi ve Keenan!
EuroLeague Not Defteri #2: İlk Hangi Koç Kovulur?
EuroLeague Not Defteri #3&4: Barcelona, Ergin Ataman ve Calathes!
EuroLeague Not Defteri #5: Faul Kaçırma Yarışı ve Anadolu Efes!
EuroLeague Not Defteri #6: “Clutch” Papagiannis; İyi, Kötü ve Renkli Koçlar
Real Madrid İlk Kime Kaybeder?
Turkish Airlines EuroLeague’de sezonun en büyük favorisi olan Real Madrid, sezona şüphe oluşturmayacak bir başlangıç yaptı.
İspanyol devi, EuroLeague’de oynadığı ilk sekiz maçı da kazanmayı başardı. Hatta bu yazıya kadar İspanya Ligi’nde bile yenilgisizlerdi. Bu haftasonu ligde gelen yenilgiye kadar tüm kulvarlarda üst üste 18 galibiyet aldı. Yine de kurulan kadro o kadar görkemli ki; bu seri sanki Real Madrid için sıradan bir olaymış gibi geldi. Başka bir takım böyle bir başlangıç yapsaydı, muhtemelen onlar adına övgüler bitmek bilmezdi. Lakin söz konusu Real Madrid olunca tepkiler o kadar büyük olmadı.
Doğal çünkü Real Madrid gerçekten de şu anda Avrupa’nın en güçlü kadrosu. Geçen seneki şampiyonluğun ardından bu yaz Facu Campazzo transferiyle birlikte kadronun en büyük sorunu olan “sürükleyici kısa lider” boşluğunu çok iyi doldurdu. Kadro derinliği, kalitesi ve birbirleriyle oynama tecrübesi açısından kusursuzlar. Öyle ki en yakın rakipleri bile belli değil. Real Madrid başka bir seviye, şampiyonluk için iddialı olan takımlar başka bir seviye.
Yine de böylesine güçlü bir takım, Avrupa basketbolunda bir ilk değil. EuroLeague tarihi boyunca sezona mutlak favori olarak giren birçok takım oldu. Bazıları bu beklentileri sahaya koyamadı. Lakin bunu gerçekleştiren takımlar arasında bile böylesine dominant bir performansı çok fazla görmedik.
Sonuçta ne kadar iyi olursanız olun Avrupa’nın en rekabetçi liginde üst üste bu kadar maç kazanmak kolay değil. Kötü şut attığınız veya rakibin inanılmaz yüzdelerle oynadığı bir akşamda herkes herkesi yenebilir. Keza sakatlıklar dolasıyla kadronuzun dengesi bozulması sebebiyle de maçı kaybedebilirsiniz. EuroLeague’in yeni formatıyla birlikte fikstürün yoğunlaştığını ve maçların normal sezondaki değerinin görece azaldığını düşünürsek bu ligde maç kaybetmek hiç de zor değil.
Real Madrid ise ilk sekiz haftada öylesine dominant bir performans sergiledi ki; kaybetmenin şartları onlar adına oluşmadı. Hatta rakiplerinin onları yenebileceğine inanmalarına bile izin vermedi.
Skorda önde olduğu dakikalar | |
1. Hafta | |
Real Madrid | 9 dakika 44 saniye |
Beraberlik | 7 dakika 1 saniye |
Baskonia"}”>Baskonia | 23 dakika 15 saniye |
2. Hafta | |
Real Madrid | 38 dakika 18 saniye |
Beraberlik | 1 dakika 42 saniye |
Anadolu Efes"}”>Anadolu Efes | 0 saniye |
3. Hafta | |
Real Madrid | 36 dakika 38 saniye |
Beraberlik | 1 dakika 19 saniye |
Zalgiris Kaunas"}”>Zalgiris Kaunas | 2 dakika 3 saniye |
4. Hafta | |
Real Madrid | 21 dakika 37 saniye |
Beraberlik | 2 dakika 4 saniye |
Olimpia Milano"}”>Olimpia Milano | 16 dakika 19 saniye |
5. Hafta | |
Real Madrid | 16 dakika 48 saniye |
Beraberlik | 4 dakika 13 saniye |
Barcelona | 18 dakika 59 saniye |
6. Hafta | |
Real Madrid | 31 dakika 22 saniye |
Beraberlik | 2 dakika 29 saniye |
Virtus Bologna | 6 dakika 9 saniye |
7. Hafta | |
Real Madrid | 20 dakika 22 saniye |
Beraberlik | 4 dakika 2 saniye |
Valencia"}”>Valencia | 15 dakika 36 saniye |
8. Hafta | |
Real Madrid | 36 dakika 13 saniye |
Beraberlik | 2 dakika 13 saniye |
AS Monaco | 1 dakika 34 saniye |
Toplam | |
Real Madrid | 211 dakika 2 saniye |
Beraberlik | 25 dakika 3 saniye |
Rakipleri | 83 dakika 55 saniye |
İspanyol devi, ilk sekiz haftada oynadığı 340 dakikanın 211 dakikasını skorda önde götürdü. Bu konuda en yakın rakiplerine otuz dakika fark attılar. Maç maç baktığımız zaman da Real Madrid’in dominasyonunu rahatlıkla görebiliyoruz. İspanyol devi, dört maçta skoru ve galibiyeti neredeyse ilk çeyrekten kendi lehine belirledi. Bu konuda zorlandıkları iki maç göze çarpıyor. Biri ilk haftaki Baskonia deplasmanı, diğeri ise Barcelona maçı. Bu iki maçı skor olarak domine edemediler ama iki maç da belki de bu sezonki en kötü basketbollarıydı. Buna rağmen iki güçlü rakibinin de maçı kazanmasına izin vermediler. Özellikle Barcelona galibiyeti bu açıdan biraz göz korkutucuydu. Facu Campazzo’nun kötü oynadığı bir akşamda, çift haneli geriye düşmelerine rağmen maçı kazanmayı başardılar. EuroLeague’de bunu yapabilecek tek takım onlar.
Üstelik Real Madrid’in bu dominant performansı tek bir oyuncunun sürüklemesinden gelen bir performans da değil. Sekiz haftanın sonunda İspanyol devinde 100 sayı barajını geçen bir tane bile oyuncu yok. EuroLeague’de diğer 17 takımda ise en az bir oyuncu var. Takımın skor yükünü oldukça homojen bir şekilde dağıtmış durumdalar. Tam 9 oyuncu, 50 ile 100 sayı arasında katkı verdi. EuroLeague’de benzeri bir homojenlik de başka bir takım da yok. Bir EuroLeague akşamında Real Madrid’de skoru kimin sürükleyeceğini bilmek kolay değil. O gün kim formdaysa o bu işi yapıyor. Açıkçası takımın kurgusuna baktığımız zaman da Facu Campazzo dışında yeri dolmayacak bir oyuncu yok gibi gözüküyor. Walter Tavares’i bu konuda ayrı bir noktaya koyuyorum. Dev pivotun oyuna etkisi çok büyük ama normal sezonda kazanmak için ona ihtiyaçları yok. Onun farkını yaratacağı zaman playoff ve Final Four’da olacak.
Peki bu görkemli performans daha ne kadar devam edecek?
Sezona En iyi Başlangıç Yapan Takımlar |
||
CSKA Moskova "}”>1- CSKA Moskova | 17 galibiyet | 2004 – 2005 |
2- CSKA Moskova | 15 galibiyet | 2014 – 2015 |
3- CSKA Moskova | 13 galibiyet | 2011 – 2012 |
– Real Madrid | 13 galibiyet | 2013 – 2014 |
Panathinaikos"}”>5- Panathinaikos | 11 galibiyet | 2006 – 2007 |
– Olympiakos | 11 galibiyet | 2013 – 2014 |
– Barcelona | 11 galibiyet | 2009 – 2010 |
8- Barcelona | 9 galibiyet | 2012 – 2013 |
9- Barcelona | 8 galibiyet | 2011 – 2012 |
Barcelona | 8 galibiyet | 2014 – 2015 |
CSKA Moskova | 8 galibiyet | 2018 – 2019 |
Real Madrid | 8 galibiyet | 2018 – 2019 |
EuroLeague tarihine baktığımız zaman İspanyol devinin daha yolu var. Bu sezonki Real Madrid, ilk sekiz maçını da kazanarak EuroLeague tarihi listesine henüz yeni girdi. Listenin en tepesinde yer alan CSKA Moskova, ilk yenilgisini Mart ayında almıştı. Keza kulüp tarihi açısından da 2013-2014 sezonundaki 13-0’lık başlangıç en iyisi.
Listeye dikkatli bakıldığı zaman da bir şey dikkat çekiyor; EuroLeague’in son formatından beri böylesine kusursuz başlangıçlar çok görmüyoruz. 2018-2019 sezonlarında CSKA Moskova ve Real Madrid, sezonun ilk 8 maçlarını kazanmıştı. Bu seneki Real Madrid, gelecek hafta kazanırsa yeni formattaki en iyi başlangıcı yapmış olacak.
Bu da bize şunu gösteriyor; yeni formatta kusursuz gitmek çok zor. Eskiden EuroLeague’in dev takımları için Top-16’ya kadar sezon hazırlık maçları gibiydi. Şimdi ise çok daha zor maça çıkıyorlar. Üstelik çift maç haftaları da bu konuda takımları zorluyor. Özellikle sakatlık ve yorgunluk açısından.
Real Madrid bu haftaya kadar bu açıdan çok rahat gelmişti. Oyuncu grubu yaz döneminde çok yıpranmadığı gibi, sakatlıklar da başlarına çok bela olmadı. Fakat bu hafta ilk kan aktı. Guerschon Yabusele sakatlığı sebebiyle önemli bir süre takımda olmayacak. Keza yorgunluğun etkisini de yerel ligde gördük. Çift maç haftasından çıkan İspanyol devi, Unicaja Malaga karşısında 20 sayı farkla öne geçmesine rağmen rakibinin galibiyetine engel olamadı. Real Madrid’in tecrübeli ama yaşlı bir çekirdeği var. Sezonun ilk aylarında vücutları zindeydi ama bu noktadan sonra tecrübeli çekirdeğin aynı zindelikte olmayacağını tahmin etmek zor değil.
Üstelik rakipleri için onlara karşı oynamanın başka bir motivasyonu da olacak. Takımlar, böylesine bir devi ilk mağlup eden takım olmak için ekstra bir motivasyonla oynayacaktır.
Real Madrid’in gelecek 5 maçı:
23.11 Real Madrid – ALBA Berlin
28.11 Maccabi Tel Aviv – Real Madrid
30.11 Fenerbahçe Beko – Real Madrid
05.12 Olympiakos – Real Madrid
07.12 Panathinaikos – Real Madrid
Fikstüre baktığımız zaman ise Real için ALBA Berlin karşılaşması en kolay maç olduğu kesin. Sonrası çok zorlu. Arka arkaya 4 tane büyük deplasmana gidecekler ve açıkçası bu maçlardan birine takılmaları çok olası. Özellikle Fenerbahçe ya da Yunanistan turunda onlardan bir ya da iki yenilgi bekliyorum.
Lakin bu olmaz ve Real Madrid, bu beş maçlık virajı da kusursuz atlatırsa… İşte o zaman çok ama çok korkutucu olurlar!