by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Turkish Airlines EuroLeague’in 2023-24 sezonunda şu ana kadar dokuz haftalık bir süreci geride bıraktık. Bu süreçte basketbolseverler olarak heyecan dolu karşılaşmalara, etkileyici bireysel performanslara ve kıyasıya bir rekabete tanıklık ettik.
Bu yaz EuroLeague ekipleri, belki de son yılların en hareketli transfer dönemlerinden birine imza attılar. Gerçekleştirilen çok sayıda flaş hamle basketbol gündeminin üst sıralarında yer alırken sonuç olarak son derece rekabetçi bir lig ortaya çıktı.
Yaz dönemi boyunca yapılan gösterişli transferlere rağmen bu isimlerden beklenen performans seviyesine henüz ulaşamayanları gördük. Bunun yanı sıra sezona son derece iddialı bir başlangıç yapıp şu ana kadar beklentileri karşılayamayan kulüpleri de gözlemleyebiliyoruz.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde 2023-24 EuroLeague sezonunun şu ana kadar hayal kırıklığı yaratan oyuncularını, koçlarını ve takımlarını kendi perspektifinden inceliyor.
Ettore Messina’nın Olimpia Milano‘su
Derece: 9 maç, 3 galibiyet, 6 yenilgi
Yine, yeni, yeniden.
Bundan dört sene önce koç Ettore Messina ile yeni bir serüvene merhaba diyen Olimpia Milano, 2020-21 sezonunda kulüp tarihinin modern EuroLeague’deki ilk Final Four biletini almıştı.
2021 yılında gelen Final Four yarı finalinin ardından çoğu kişi Milano’nun geçmiş yıllara kıyasla çok daha istikrarlı bir kulübe dönüşmesini ve düzenli olarak ligin Final Four adaylarından biri haline gelmesini bekliyordu.
Buna karşın işler beklendiği gibi ilerlemedi.
EuroLeague’in en yüksek bütçeli kulüplerinden biri olmasına karşın Milano, 2020-21 sezonundan bu yana Final Four’un uzağında kalıyor. 2021-22 sezonunda temsilcimiz Anadolu Efes‘e Playoffta elenen İtalyan temsilcisi, geçen sezon ise çok büyük beklentilere rağmen Playoffa bile kalamadı ve devasa bir hayal kırıklığı yarattı.
Bu sezona ise başta Nikola Mirotic olmak üzere önemli takviyelerle başlayan Olimpia Milano, bir kez daha beklentilerin epey altında kalmış durumda. Geride kalan dokuz maçın sadece üçünü kazanabilen Milano, 18 takımlı EuroLeague’in 15. sırasında yer alıyor.
Üstelik bir kez daha Milano’da hücum sorunlarının öne çıktığını görüyoruz. Nikola Mirotic ve Shavon Shields gibi yıldızlarının sezona çok formda bir giriş yapmış olmalarına rağmen İtalyan temsilcisi, şu ana kadar maç başına 78.9 sayı atabildi.
Son olarak evinde temsilcimiz Anadolu Efes‘i mağlup eden Milano, temsilcimizde artan sakatlık problemlerinin ve fiziksel yıpranmaların da etkisiyle 92 sayıyı bulabilmişti. Yani aslında Efes maçından önce Milano’nun sayı ortalaması 78.9’dan çok daha azdı.
Bu süreçte en çok eleştirilen isim elbette beklendiği üzere koç Ettore Messina oldu. Dört EuroLeague şampiyonluğuyla Avrupa basketbolu tarihinin en büyük figürlerinden biri olan Messina, elindeki değerli oyunculara rağmen son yıllarda bir türlü üretken bir hücum kurgusu ortaya çıkaramadı. Bu da Milano’nun rahat kazanmakta çok zorlanmasına neden oldu.
Elbette EuroLeague’de sezon çok uzun ve Olimpia Milano, Anadolu Efes maçından sonra bir momentum yakalayıp üst üste galibiyetlerle Playoff yarışına dahil olabilir. Yine de bu durum, sezona beklentilerin çok altında bir başlangıç yaptıkları gerçeğini değiştirmeyecek.
Tyrique Jones – Anadolu Efes
Sezon Ortalamaları: 9 maç, 6.7 sayı, 2.7 ribaund
Geçen sezonu Türk Telekom’da geçiren Tyrique Jones, koç Erdem Can’ın yönetiminde müthiş bir performans ortaya koymuştu. EuroCup seviyesinin en dominant uzunlarından biri haline gelen Jones, Basketbol Süper Ligi’nde ise 2022-23 sezonunun en değerli oyuncusu (MVP) ödülünün sahibi olmuştu.
Bu müthiş sezonun üzerine ABD’li uzunun EuroLeague’e geçiş yapmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Adı birden fazla EuroLeague takımıyla anılsa bile Jones, Telekom’daki koçu Erdem Can’ı takip ederek Anadolu Efes‘in yolunu tuttu.
Bir önceki sezon EuroLeague’de Playoffların uzağında kalan Efes, açıkçası uzun rotasyonunda atlet ve blok tehdidi olan bir pivota çok ihtiyaç duyuyordu. Geçen yıl uzun rotasyonunda Tibor Pleiss, Ante Zizic ve Bryant Dunston üçlüsünü bulunduran Efes, özellikle ikili oyunları savunmakta çok zorlanıyordu.
Türk Telekom’da geçirdiği müthiş sezonun ardından Tyrique Jones’a yönelik beklentiler büyüktü. Özellikle çabuk ayakları ve blok tehdidi nedeniyle Jones’tan savunmacılığıyla öne çıkması ve takımın ana pivotu olması bekleniyordu.
Yine de işler şu ana kadar beklendiği gibi ilerlemedi.
2.06’lık boyu ve çok kalıplı olmayan vücuduyla fiziksel yönden dezavantajlı bir pivot olan Jones, aslında EuroCup seviyesinde bile fizikli pivotların arkasında durmakta zorlanıyordu. ABD’li uzunun oyununa dair bu soru işareti, EuroLeague seviyesinde çok daha belirgin bir defo haline geldi.
Fizikli pivotlarla eşleşme konusunda büyük sorunlar yaşayan Jones, şu ana kadar bazı 4 numaraların arkasında durmakta bile zaman zaman sorunlar yaşadı. Bu da sahada olduğu bölümlerde rakip takımların hücumda Jones’u hedef almalarına sebebiyet verdi. Hal böyle olunca ABD’li pivot, düzenli olarak sahada kalmakta (maç başına 17 dakika) zorlandı.
Üstelik bu durum Jones’un ribaundlarda da sorun yaşamasına neden oldu. Türk Telekom’dayken EuroCup ve Basketbol Süper Ligi’nin en etkili ribaundcularından biri olan 26 yaşındaki pivot, bu sezon şu ana kadar maç başına yalnızca 2.7 ribaund ortalaması tutturabildi.
Takımın bir diğer pivotu Ante Zizic’in de iyi bir ribaundcu olmadığını düşününce bu durum, Anadolu Efes’in ribaund konusunda Partizan’ın ardından EuroLeague’in en kötü takımı olmasında büyük rol oynadı.
Açıkçası Tyrique Jones, EuroLeague seviyesinde takımının bir numaralı pivotu olarak zorlanabileceğinin sinyallerini net şekilde verdi. Yine de Anadolu Efes’in uzun rotasyonuna sağlam bir takviye yapması durumunda Jones, kenardan gelerek enerjisi ve atletizmiyle önemli katkılar yapabilir.
Tyler Dorsey – Fenerbahçe Beko
Sezon Ortalamaları: 7 maç, 10.4 sayı, 2.1 ribaund, 2.0 asist
Evet, aslında bu sezon Fenerbahçe Beko’nun herhangi bir maçını izlememiş biri Tyler Dorsey’nin istatistiklerini gayet yeterli bulabilir. Açıkçası Dorsey’nin ortalamalarının kağıt üzerinde fena durmadığı da aşikar.
Yine de Yunan yıldız, şu ana kadar Fenerbahçe’nin ve taraftarların beklentilerini karşılayabildi mi? Bence bu sorunun cevabı net bir hayır. O zaman bu soruya neden evet yerine hayır dediğimi detaylandırmaya çalışayım.
Olympiakos’ta geçirdiği müthiş sezonun ardından 2022 yazında NBA yolcusu olan Tyler Dorsey, ABD’de aradığı şansları hiç bulamadı ve yalnızca G-League’de süre bulabildi. Bunun üzerine Dallas Mavericks tarafından serbest bırakılan Dorsey, Avrupa’da transfer marketinin açık ara en popüler ismi haline geldi.
Başta Monaco olmak üzere birçok önemli takımın ilgisine rağmen Yunan yıldız, temsilcimiz Fenerbahçe Beko ile uzun süreli bir sözleşme imzaladı.
Çoğu kişi kendisinden bir an önce katkı vermeye başlayıp Fenerbahçe’nin hücum gücünü arttırmasını beklese de Dorsey, Fenerbahçe Beko kariyerine yavaş bir başlangıç yaptı. Geçen sezonun ikinci yarısında bir türlü beklenen istikrarı yakalayamayan Yunan yıldız, Playofftaki Olympiakos serisinde de üçüncü ve dördüncü maçlar dışında düzenli katkı veremedi.
Bu noktada beklenmeyen asıl gelişme ise Tyler Dorsey’nin BSL Playofflarında hiç forma şansı bulamayışı oldu. Takımda artan sakatlık sorunlarına rağmen koç Itoudis, Anadolu Efes‘e karşı oynanan yarı final serisinde Dorsey’i kadroya almadı. Sonuç olarak Fenerbahçe Beko, yarı finalde Efes‘e mağlup olarak finalin uzağında kaldı.
Yaz döneminde ise Dorsey’nin devam eden sözleşmesine rağmen takımdan ayrılabileceğine dair birçok iddia ortaya atıldı. Sonuç olarak takımda kalan Yunan yıldızdan herkes ikinci sezonunda çok daha istikrarlı bir performans ortaya koymasını bekliyordu. Buna karşın halen Dorsey, beklenen istikrar düzeyine ulaşabilmiş değil.
Sezona çok iyi başlayan ve Olimpia Milano ve Valencia maçlarında etkili gözüken Yunan yıldız, ardından bir sakatlık yaşadı. Başta tarak kemiğinde kırık meydana geldiği açıklanan Dorsey’nin en az iki ay sahalardan uzak kalması bekleniyordu. Buna karşın sonrasında kemikte kırık olmadığı anlaşılınca deneyimli skorer, kısa süre içerisinde takıma geri döndü.
Bu geri dönüşten sonra Dorsey’nin performansında bariz bir düşüş görüyoruz. Son haftalarda çok sayıda sakatlık sorunu yaşayan Fenerbahçe Beko, son üç maçta Marko Guduric ve Nick Calathes ikilisinden faydalanamadı. Bu süreçte Dorsey’den daha çok sorumluluk alıp hücumda belirgin bir rol alması beklenirken şu ana kadar bu beklenti gerçeğe dönüşmedi.
Partizan maçının ilk yarısını 12 sayıyla tamamlayan Dorsey, ikinci yarıda ise ortalıklarda gözükmedi. Kızılyıldız deplasmanında sadece 3 sayıda kalan Yunan oyuncu, Maccabi karşısında da beklenen hücum katkısını vermenin çok uzağında kaldı. Sonuç olarak Fenerbahçe Beko, üç maçta da mağlup oldu.
Artan sakatlıklar nedeniyle Fenerbahçe Beko, kısa rotasyonunda Wilbekin’in dışında skor üretip top yönlendirebilecek bir oyuncuya çok ihtiyaç duyuyor. Bu noktada öne çıkması beklenen Tyler Dorsey, henüz takım arkadaşına beklenen desteği verebilmiş değil.
Yine de EuroLeague’de sezon uzun ve Tyler Dorsey’nin ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğu herkesin malumu. Bir noktada Dorsey, performansını daha istikrarlı bir hale getirip yeniden EuroLeague’in en özel hücumcularından biri olduğunu hatırlatabilir.