2023-24 EuroLeague: Şu Ana Kadar Beklentilerin Altında Kalanlar

23/Kas/23 08:33 Kasım 23, 2023

Meliksah Bayrav

23/Kas/23 08:33

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, EuroLeague’de beklenti altında kalan isimlere ve takımlara göz atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Turkish Airlines EuroLeague’in 2023-24 sezonunda şu ana kadar dokuz haftalık bir süreci geride bıraktık. Bu süreçte basketbolseverler olarak heyecan dolu karşılaşmalara, etkileyici bireysel performanslara ve kıyasıya bir rekabete tanıklık ettik.

Bu yaz EuroLeague ekipleri, belki de son yılların en hareketli transfer dönemlerinden birine imza attılar. Gerçekleştirilen çok sayıda flaş hamle basketbol gündeminin üst sıralarında yer alırken sonuç olarak son derece rekabetçi bir lig ortaya çıktı.

Yaz dönemi boyunca yapılan gösterişli transferlere rağmen bu isimlerden beklenen performans seviyesine henüz ulaşamayanları gördük. Bunun yanı sıra sezona son derece iddialı bir başlangıç yapıp şu ana kadar beklentileri karşılayamayan kulüpleri de gözlemleyebiliyoruz.

Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde 2023-24 EuroLeague sezonunun şu ana kadar hayal kırıklığı yaratan oyuncularını, koçlarını ve takımlarını kendi perspektifinden inceliyor.

Ettore Messina’nın Olimpia Milano‘su

Derece: 9 maç, 3 galibiyet, 6 yenilgi

Yine, yeni, yeniden.

Bundan dört sene önce koç Ettore Messina ile yeni bir serüvene merhaba diyen Olimpia Milano, 2020-21 sezonunda kulüp tarihinin modern EuroLeague’deki ilk Final Four biletini almıştı.

2021 yılında gelen Final Four yarı finalinin ardından çoğu kişi Milano’nun geçmiş yıllara kıyasla çok daha istikrarlı bir kulübe dönüşmesini ve düzenli olarak ligin Final Four adaylarından biri haline gelmesini bekliyordu.

Buna karşın işler beklendiği gibi ilerlemedi.

EuroLeague’in en yüksek bütçeli kulüplerinden biri olmasına karşın Milano, 2020-21 sezonundan bu yana Final Four’un uzağında kalıyor. 2021-22 sezonunda temsilcimiz Anadolu Efes‘e Playoffta elenen İtalyan temsilcisi, geçen sezon ise çok büyük beklentilere rağmen Playoffa bile kalamadı ve devasa bir hayal kırıklığı yarattı.

Bu sezona ise başta Nikola Mirotic olmak üzere önemli takviyelerle başlayan Olimpia Milano, bir kez daha beklentilerin epey altında kalmış durumda. Geride kalan dokuz maçın sadece üçünü kazanabilen Milano, 18 takımlı EuroLeague’in 15. sırasında yer alıyor.

Üstelik bir kez daha Milano’da hücum sorunlarının öne çıktığını görüyoruz. Nikola Mirotic ve Shavon Shields gibi yıldızlarının sezona çok formda bir giriş yapmış olmalarına rağmen İtalyan temsilcisi, şu ana kadar maç başına 78.9 sayı atabildi.

Son olarak evinde temsilcimiz Anadolu Efes‘i mağlup eden Milano, temsilcimizde artan sakatlık problemlerinin ve fiziksel yıpranmaların da etkisiyle 92 sayıyı bulabilmişti. Yani aslında Efes maçından önce Milano’nun sayı ortalaması 78.9’dan çok daha azdı.

Bu süreçte en çok eleştirilen isim elbette beklendiği üzere koç Ettore Messina oldu. Dört EuroLeague şampiyonluğuyla Avrupa basketbolu tarihinin en büyük figürlerinden biri olan Messina, elindeki değerli oyunculara rağmen son yıllarda bir türlü üretken bir hücum kurgusu ortaya çıkaramadı. Bu da Milano’nun rahat kazanmakta çok zorlanmasına neden oldu.

Elbette EuroLeague’de sezon çok uzun ve Olimpia Milano, Anadolu Efes maçından sonra bir momentum yakalayıp üst üste galibiyetlerle Playoff yarışına dahil olabilir. Yine de bu durum, sezona beklentilerin çok altında bir başlangıç yaptıkları gerçeğini değiştirmeyecek.

Tyrique Jones – Anadolu Efes

Sezon Ortalamaları: 9 maç, 6.7 sayı, 2.7 ribaund

Geçen sezonu Türk Telekom’da geçiren Tyrique Jones, koç Erdem Can’ın yönetiminde müthiş bir performans ortaya koymuştu. EuroCup seviyesinin en dominant uzunlarından biri haline gelen Jones, Basketbol Süper Ligi’nde ise 2022-23 sezonunun en değerli oyuncusu (MVP) ödülünün sahibi olmuştu.

Bu müthiş sezonun üzerine ABD’li uzunun EuroLeague’e geçiş yapmasına kesin gözüyle bakılıyordu. Adı birden fazla EuroLeague takımıyla anılsa bile Jones, Telekom’daki koçu Erdem Can’ı takip ederek Anadolu Efes‘in yolunu tuttu.

Bir önceki sezon EuroLeague’de Playoffların uzağında kalan Efes, açıkçası uzun rotasyonunda atlet ve blok tehdidi olan bir pivota çok ihtiyaç duyuyordu. Geçen yıl uzun rotasyonunda Tibor Pleiss, Ante Zizic ve Bryant Dunston üçlüsünü bulunduran Efes, özellikle ikili oyunları savunmakta çok zorlanıyordu.

Türk Telekom’da geçirdiği müthiş sezonun ardından Tyrique Jones’a yönelik beklentiler büyüktü. Özellikle çabuk ayakları ve blok tehdidi nedeniyle Jones’tan savunmacılığıyla öne çıkması ve takımın ana pivotu olması bekleniyordu.

Yine de işler şu ana kadar beklendiği gibi ilerlemedi.

2.06’lık boyu ve çok kalıplı olmayan vücuduyla fiziksel yönden dezavantajlı bir pivot olan Jones, aslında EuroCup seviyesinde bile fizikli pivotların arkasında durmakta zorlanıyordu. ABD’li uzunun oyununa dair bu soru işareti, EuroLeague seviyesinde çok daha belirgin bir defo haline geldi.

Fizikli pivotlarla eşleşme konusunda büyük sorunlar yaşayan Jones, şu ana kadar bazı 4 numaraların arkasında durmakta bile zaman zaman sorunlar yaşadı. Bu da sahada olduğu bölümlerde rakip takımların hücumda Jones’u hedef almalarına sebebiyet verdi. Hal böyle olunca ABD’li pivot, düzenli olarak sahada kalmakta (maç başına 17 dakika) zorlandı.

Üstelik bu durum Jones’un ribaundlarda da sorun yaşamasına neden oldu. Türk Telekom’dayken EuroCup ve Basketbol Süper Ligi’nin en etkili ribaundcularından biri olan 26 yaşındaki pivot, bu sezon şu ana kadar maç başına yalnızca 2.7 ribaund ortalaması tutturabildi.

Takımın bir diğer pivotu Ante Zizic’in de iyi bir ribaundcu olmadığını düşününce bu durum, Anadolu Efes’in ribaund konusunda Partizan’ın ardından EuroLeague’in en kötü takımı olmasında büyük rol oynadı.

Açıkçası Tyrique Jones, EuroLeague seviyesinde takımının bir numaralı pivotu olarak zorlanabileceğinin sinyallerini net şekilde verdi. Yine de Anadolu Efes’in uzun rotasyonuna sağlam bir takviye yapması durumunda Jones, kenardan gelerek enerjisi ve atletizmiyle önemli katkılar yapabilir.

Tyler Dorsey – Fenerbahçe Beko

tyler dorsey vs olympiacos

Sezon Ortalamaları: 7 maç, 10.4 sayı, 2.1 ribaund, 2.0 asist

Evet, aslında bu sezon Fenerbahçe Beko’nun herhangi bir maçını izlememiş biri Tyler Dorsey’nin istatistiklerini gayet yeterli bulabilir. Açıkçası Dorsey’nin ortalamalarının kağıt üzerinde fena durmadığı da aşikar.

Yine de Yunan yıldız, şu ana kadar Fenerbahçe’nin ve taraftarların beklentilerini karşılayabildi mi? Bence bu sorunun cevabı net bir hayır. O zaman bu soruya neden evet yerine hayır dediğimi detaylandırmaya çalışayım.

Olympiakos’ta geçirdiği müthiş sezonun ardından 2022 yazında NBA yolcusu olan Tyler Dorsey, ABD’de aradığı şansları hiç bulamadı ve yalnızca G-League’de süre bulabildi. Bunun üzerine Dallas Mavericks tarafından serbest bırakılan Dorsey, Avrupa’da transfer marketinin açık ara en popüler ismi haline geldi.

Başta Monaco olmak üzere birçok önemli takımın ilgisine rağmen Yunan yıldız, temsilcimiz Fenerbahçe Beko ile uzun süreli bir sözleşme imzaladı.

Çoğu kişi kendisinden bir an önce katkı vermeye başlayıp Fenerbahçe’nin hücum gücünü arttırmasını beklese de Dorsey, Fenerbahçe Beko kariyerine yavaş bir başlangıç yaptı. Geçen sezonun ikinci yarısında bir türlü beklenen istikrarı yakalayamayan Yunan yıldız, Playofftaki Olympiakos serisinde de üçüncü ve dördüncü maçlar dışında düzenli katkı veremedi.

Bu noktada beklenmeyen asıl gelişme ise Tyler Dorsey’nin BSL Playofflarında hiç forma şansı bulamayışı oldu. Takımda artan sakatlık sorunlarına rağmen koç Itoudis, Anadolu Efes‘e karşı oynanan yarı final serisinde Dorsey’i kadroya almadı. Sonuç olarak Fenerbahçe Beko, yarı finalde Efes‘e mağlup olarak finalin uzağında kaldı.

Yaz döneminde ise Dorsey’nin devam eden sözleşmesine rağmen takımdan ayrılabileceğine dair birçok iddia ortaya atıldı. Sonuç olarak takımda kalan Yunan yıldızdan herkes ikinci sezonunda çok daha istikrarlı bir performans ortaya koymasını bekliyordu. Buna karşın halen Dorsey, beklenen istikrar düzeyine ulaşabilmiş değil.

Sezona çok iyi başlayan ve Olimpia Milano ve Valencia maçlarında etkili gözüken Yunan yıldız, ardından bir sakatlık yaşadı. Başta tarak kemiğinde kırık meydana geldiği açıklanan Dorsey’nin en az iki ay sahalardan uzak kalması bekleniyordu. Buna karşın sonrasında kemikte kırık olmadığı anlaşılınca deneyimli skorer, kısa süre içerisinde takıma geri döndü.

Bu geri dönüşten sonra Dorsey’nin performansında bariz bir düşüş görüyoruz. Son haftalarda çok sayıda sakatlık sorunu yaşayan Fenerbahçe Beko, son üç maçta Marko Guduric ve Nick Calathes ikilisinden faydalanamadı. Bu süreçte Dorsey’den daha çok sorumluluk alıp hücumda belirgin bir rol alması beklenirken şu ana kadar bu beklenti gerçeğe dönüşmedi.

Partizan maçının ilk yarısını 12 sayıyla tamamlayan Dorsey, ikinci yarıda ise ortalıklarda gözükmedi. Kızılyıldız deplasmanında sadece 3 sayıda kalan Yunan oyuncu, Maccabi karşısında da beklenen hücum katkısını vermenin çok uzağında kaldı. Sonuç olarak Fenerbahçe Beko, üç maçta da mağlup oldu.

Artan sakatlıklar nedeniyle Fenerbahçe Beko, kısa rotasyonunda Wilbekin’in dışında skor üretip top yönlendirebilecek bir oyuncuya çok ihtiyaç duyuyor. Bu noktada öne çıkması beklenen Tyler Dorsey, henüz takım arkadaşına beklenen desteği verebilmiş değil.

Yine de EuroLeague’de sezon uzun ve Tyler Dorsey’nin ne kadar yetenekli bir oyuncu olduğu herkesin malumu. Bir noktada Dorsey, performansını daha istikrarlı bir hale getirip yeniden EuroLeague’in en özel hücumcularından biri olduğunu hatırlatabilir.

Willy Hernangomez – Barcelona

willy-hernangomez-barcelona

Sezon Ortalamaları: 9 maç, 10.8 sayı, 4.7 ribaund, %50 ikilik

Az önce Tyler Dorsey’den bahsederken değindiğimiz konuların birçoğu Willy Hernangomez için de geçerli. Evet, Willy’nin istatistiklerine baktığımız zaman ortada felaket bir tablonun olmadığı aşikar.

Buna karşın İspanyol yıldız şu ana kadar kendisinden beklenenlerin ne kadarını sahaya yansıtabildi? İşte burası bariz bir soru işareti.

Bilindiği üzere EuroLeague’de ve Avrupa basketbolunda yıllardır Walter Tavares diye bir gerçek var. Real Madrid‘in ezeli rakibi Barcelona, son iki sezondur boyalı alandaki Tavares dominasyonuna karşı ilk olarak Sertaç Şanlı‘nın üçlük tehdidiyle önlem almaya çalışıyordu.

Madrid’e karşı oynanan maçlarda Tavares’i boyalı alandan uzaklaştırabilmek için ilk plan, Sertaç’ın ikili oyundan sonra dışarı açılıp kullandığı üçlükler oluyordu. Buna karşın bu plan, her daim düzenli olarak sonuç vermedi.

Bunun üzerine yazın farklı bir stratejiye başvuran Barça, Tavares’e yakın düzeyde dominant olma potansiyeline sahip bir uzun olan Willy Hernangomez’i kadrosuna kattı.

Bu yaz yaklaşık yedi yıl aranın ardından Avrupa’ya geri dönen Willy, açıkçası henüz kendisinden beklenen dominantlık seviyesinden çok uzak. Fiziksel olarak da henüz tam anlamıyla hazır gözükmeyen İspanyol yıldız, şu ana kadar çıktığı dokuz EuroLeague maçında yalnızca 17 dakika ortalamayla sahada kalabildi.

Öte yandan çoğu kişi Willy Hernangomez’in ana rolde kullanılmasını ve Jan Vesely‘nin kenardan gelmesini bekliyordu. Buna karşın maç başına ortalama 22 dakika sahada kalan Vesely, şu ana kadar Hernangomez’e kıyasla çok daha etkili bir performans ortaya koydu.

Beklentileri karşılayamama durumu, Willy’nin ikilik yüzdesine de yansımış durumda. Sahada ilk olarak boyalı alandaki bitircilik becerisiyle ve alçak posttan yaptığı sırtı dönük hücumlarda çok etkili olabilmesiyle öne çıkan İspanyol yıldız, şu ana kadar ikiliklerde yalnızca yüzde 50’lik bir isabet oranı tutturabildi. Bu da aslında birçok şeyi açıklıyor.

Yine de Willy Hernangomez’in form tuttuğu zaman ne kadar etkili bir uzun haline gelebileceği herkesin malumu. Bu nedenle sezonun ilerleyen bölümlerinde Willy’i çok daha dominant bir oyuncu olarak görmemiz sürpriz olmaz.

Juancho Hernangomez – Panathinaikos

juancho

Sezon Ortalamaları: 6 maç, 4.5 sayı, 5.0 ribaund, %35 üçlük, 1.5 top kaybı

Hücumda bazı oyuncularımızdan, özellikle de çok iyi bildiğiniz bir oyuncudan hiç katkı alamadık. Oyunumuzu geliştirmenin yolu, oyuncuların bireysel performanslarının gelişmesinden geçiyor. Umarım bunu yapmanın bir yolunu buluruz. Bunu özellikle büyük isimler için söylüyorum çünkü kendileri şu ana kadar kalitelerinin ve bizim onlara dair beklentilerimizin karşılığını veremediler.”

Panathinaikos koçu Ergin Ataman, 80-72 kaybedilen Barcelona maçının ardından bu ifadeleri kullanmıştı. Koç Ataman her ne kadar isim vermeden konuşsa bile bu sözlerin hedefindeki ismin Juancho Hernangomez olduğu çok açıktı. Zira Kostas Sloukas ve Luca Vildoza gibi isimlerin yokluğunda Juancho, 18 dakika süre aldığı maçı sayı atamadan tamamlamıştı.

Bu yaz takımın başına koç Ergin Ataman’ı getiren Panathinaikos, kadrosuna birçok önemli takviye yaptı. İspanyol forvet Juancho Hernangomez de tüm EuroLeague’de yaz döneminin en çok ses getiren hamlelerinden biri oldu.

Ergin Ataman’ın kariyeri boyunca şutör dört numaralardan verim alma konusunda ne kadar mahir bir koç olduğu herkesin malumu. Sahada ilk olarak keskin dış şut tehdidi ve ribaund katkısıyla öne çıkan Juancho, kağıt üzerinde tam olarak koç Ataman’a uygun bir dört numaraydı.

Buna karşın İspanyol yıldızın şu ana kadarki performansı büyük hayal kırıklığı yarattı.

Yüzde 35’lik üçlük isabet oranıyla beklentilerin çok altında kalan Juancho, oynadığı maçlarda takımının sahayı genişletebilmesine yardımcı olma konusunda net şekilde sınıfta kaldı. Bu da hücumun kısaların üzerine kalmasına ve sıkça zorlama birebirler görmemize yol açtı.

Öte yandan Panathinaikos için sevindirici nokta, Dinos Mitoglou’nun şu ana kadar MVP seviyesinde bir performans ortaya koyması oldu. Şu ana kadar Juancho’dan beklenen her şeyi olabilecek en üst düzeyde yapan Dinos, bir anda takımın ana dört numarasına dönüştü.

Hal böyle olunca Juancho Hernangomez’in sakatlığı nedeniyle en az iki ay boyunca sahalardan uzak kalacak olmasının etkisi de neredeyse hiç hissedilmedi.

Açıkçası Juancho, beklentileri de göz önünde bulundurduğumuz zaman şu ana kadar yaz döneminin en çok hayal kırıklığı yaratan transferlerinden biri oldu. Yine de İspanyol yıldız, özellikle EuroBasket 2022’de ne kadar değerli bir hücumcu olduğunu net şekilde gösterdi.

Bu nedenle sakatlık dönüşü 28 yaşındaki forvetin çok daha etkili bir performans sergilemesi kimse için sürpriz olmayacaktır.

Kemba Walker – AS Monaco

WalkerKemba-CrvenaZvezda-Monaco-debut

Sezon Ortalamaları: 6 maç, 3.5 sayı, 1.3 asist, 1.0 top kaybı, %20 üçlük

Evet, aslında istatistikler birçok şeyi açıklıyor.

EuroLeague, bu yaz Vasilije Micic ve Sasha Vezenkov gibi iki çok büyük yıldızını NBA’e kaptırdı. Açıkçası bu nedenle ligin kalitesini arttırabilecek ve dünya çapında ses getirebilecek bir ismin lige katılmasına ihtiyaç vardı.

Bu nedenle AS Monaco’nun Kemba Walker transferi, EuroLeague için büyük önem taşıyordu. Bir dönem NBA’in en büyük yıldızlarından biri olan Kemba, her ne kadar son yıllarda düşüşte olsa bile halen önemli bir basketbol figürü. Zaten resmiyete kavuşmasının ardından bu transferin dünya çapında yankı uyandırmasının en önemli sebebi de bu.

Yine de Kemba Walker transferinde akıllara soru işareti getiren birçok nokta vardı. Öncelikle artık 33 yaşına gelen Kemba, yaşadığı diz sakatlıklarının da etkisiyle en iyi günlerinden çok uzaktı. Ayrıca son iki sezonda sadece 46 NBA maçında süre bulabilmesi de bu transfere şüpheyle bakılmasına neden oluyordu.

Açıkçası şu ana kadar akıllardaki endişelerin ne kadar haklı olduğunu bariz şekilde gördük. Takımının çıktığı dokuz EuroLeague maçının altısında süre bulan Kemba, bu maçların hiçbirinde sahaya etki edemedi. Maç başına sadece 3.5 sayı ortalaması tutturabilen tecrübeli oyun kurucu, şu ana kadar performansıyla büyük hayal kırıklığı yarattı.

Üstüne üstlük Monaco, bir süre önceye kadar Jordan Loyd’un sakatlığı nedeniyle kısa rotasyonundan ekstra skor katkısına çok ihtiyaç duyuyordu. Bu bölümde bulduğu şansları hiç iyi değerlendiremeyen Kemba, koçu Sasa Obradovic için güvenilir bir alternatif olmaktan çok uzak gözüktü.

Açıkçası ilerleyen yaşını ve sakatlık sicilini de düşünürsek Kemba Walker’ın EuroLeague’e damgasını vurabilecek bir yıldız haline gelmesi pek kolay gözükmüyor. Yine de Kemba’nın ilerleyen haftalarda performansını arttırması, popülarite açısından EuroLeague’in yararına olur. 

Partizan’ın NBA İkilisi: PJ Dozier ve Frank Kaminsky

PJ Dozier’ın Ortalamaları: 9 maç, 7.2 sayı, 2.2 ribaund, 2.9 asist, 1.6 top kaybı, %27 üçlük!

Frank Kaminsky’nin Ortalamaları: 8.4 sayı, 3.3 ribaund, 1.9 asist, %30 üçlük

Partizan için yaz transfer dönemi son derece hareketli ve ilginç geçti. Takımın en önemli isimlerinden Mathias Lessort ve Ioannis Papapetrou Panathinaikos‘un, Yam Madar Fenerbahçe Beko’nun, Dante Exum ise NBA’in yolunu tuttu.

Zach LeDay, James Nunnally, Aleksa Avramovic ve Barcelona’ya imza atmanın eşiğine kadar gelen takım kaptanı Kevin Punter, sözleşmelerini yenileyip takımda kaldılar.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi Partizan, bir tuhaf senaryoyla daha karşı karşıya kaldı. Sırp ekibinin anlaşmaya vardığı Nikola Mirotic, son anda fikir değiştirerek transferden vazgeçti ve Olimpia Milano‘ya imzayı attı. Bunun üzerine Partizan, transferde rotayı NBA’e kırdı.

PJ Dozier kısa rotasyonunda Dante Exum’un, Frank Kaminsky ise uzun rotasyonunda Mathias Lessort’un yerini aldı. Elbette iki oyuncunun da kariyerlerinde ilk kez Avrupa basketboluna adım attıkları düşünülünce uyum süreçlerinin kolay olmayacağı aşikardı, öyle de oldu.

EuroLeague seviyesi için üst düzey bir atlet olmasına karşın Dozier, beklenen istikrarı yakalama konusunda şu ana kadar çok zorlandı. Toplu oyunda düzenli olarak doğru tercihi yapma noktasında sorunlar yaşayan ABD’li skorer, topsuz oyunda ise korkunç dış şut yüzdesi nedeniyle beklenen katkıyı veremedi.

Zaman zaman etkili performanslar sergilese ve açık sahada verimli olmasına rağmen Dozier, henüz güvenilir bir EuroLeague kısası haline gelemedi.

Frank Kaminsky’e baktığımızda ise durumun biraz farklılaştığını görüyoruz. Hücumda üst düzey oyun zekası ve çember etrafındaki bitiriciliği sayesinde etkili olabilen Kaminsky, buna karşın takım savunmasında çok büyük zaaflara neden oluyor. Yavaş ayakları ve lateral çabukluk bakımından çok ağır bir oyuncu olması nedeniyle ABD’li pivot, neredeyse hiçbir ikili oyunu savunamıyor.

Bu durum, şu ana kadar Partizan’ın savunma istatistiklerine çok bariz bir şekilde yansımış durumda. Rakiplerinden maç başına ortalama 85.6 sayı yiyen Sırp ekibi, bu konuda ASVEL’in (87.0) ardından EuroLeague’in en kötü takımı. Bu korkunç tablonun ortaya çıkmasında Kaminsky’nin de payı hiç az değil.

Yine de PJ Dozier’ın koçu Zeljko Obradovic‘in sistemine uyum sağladıkça daha iyiye gideceğini tahmin etmek çok zor değil. 5 numarada takım savunmasına büyük yük bindiren Frank Kaminsky ise bu yönüne rağmen vazgeçilemeyecek kadar değerli bir hücumcu.

Partizan’ın son olarak Brezilyalı pivot Bruno Caboclo’yu kadrosuna kattığını düşünürsek koç Obradovic, Frank Kaminsky’i artık 4 numara pozisyonunda sıkça kullanabilir. Bu senaryoda Kaminsky, hücumdaki artı yönlerini ve dış şut tehdidini daha rahat şekilde sahaya yansıtabilir.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!