by David Aldridge / Çeviri: Toprak Kağnıcı / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 25 Aralık 2023 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Neredeyse o günlerden bir 10 yıl sonra Giannis Antetokounmpo’ya çaylak günlerinde Bucks‘ta ona veteranlık yapan oyuncuları sorduk. Giannis şu ifadeleri kullandı:
“Larry Sanders, O.J. Mayo. Caron Butler. Carlos Delfino. Ekpe Udoh. Luke Ridnour. Zaza Pachulia. Ersan Ilyasova. Gary Neal. Miroslav Raduljica. Ramon Sessions. Bence o sezon eski tarz NBA’in son sezonuydu, sonrasında Golden State dönemi başladı.”
Antetokounmpo’nun kadroyu hatırlaması tabii ki de ilgi çekici ayrıca Golden State konusunda söylediklerinde de haklı. Ancak söylediklerinden şunu da anlayabiliyoruz ki çaylak sezonunu bir oyuncunun içine gerçekten tam olarak giriyor. Belki siz Bucks‘ın o sezondaki kadrosunu hatırlamıyorsunuz ancak Giannis hatırlıyor.
Çaylak sezonu iniş ve çıkışlarla dolu, neler giymeniz gerektiğiyle Kawhi Leonard’ın nasıl bu kadar iyi faul aldığını öğrenmeniz gerek 9-10 aylık bir süreç.
Hiçbir şey hakkında fikriniz yok.
Yurtdışından gelen oyuncular için bu çok daha zor.
Zorluğunu bir düşünelim. Çok daha yetenekli oyuncuların olduğu başka bir lige geliyorsunuz. En yakınınızdaki insanlardan binlerce kilometre uzakta yaşıyorsunuz. İlk tur da seçildiğiniz için ya da sizi kimse tanımadığı için herkesin detaylı incelemesi altındasınız. NBA, dünyanın en iyi liglerinden bile çok farklı bir lig. Fiziksel olarak bir NBA sezonunun getireceği zorluklara dayanabilecek kadar güçlü olmaktan yıllarca uzaktasınız. Avrupa’da takımlar çok antrenman yaparken daha az maç oynar. NBA’de ise sürekli maç oynamanız gerekir.
Eski yıllardaki kadar yaygın olmasa da çaylaklara karşı yöneltilen zorbalıklarla uğraşmanız gerek.
Tüm bunların yanında yirmi yıl önce NBA’e gelen LeBron James’ten bu yana en çok incelenen ve beklenen çaylak olduğunuzu düşünün.
Victor Wembanyama bu yaz tüm bunlarla karşılaştı.
Spurs‘ün çaylağı sezonun ilk bölümünde sürekli olarak performansını yükseltemedi. Spurs ligin en kötü takımlarından birisi ve aynı zamanda 18 maçlık bir mağlubiyet serisi içindeler. Spurs’te Wembanyama’nın yarattığı heyecan ve yenilenme umudu tamamen dağıldı.
Bu ilgi tabii ki tamamen yok olmadı, sadece bu ilgi başka oyunculara yöneldi.
Bu tüm oyuncuların NBA serüvenlerinde yaşadığı bir durum. Çok az çaylak bu durumla baş edebiliyor.
Kareem Abdul-Jabbar bu istisnalardan birisiydi.. Bucks onu 27-55’lik bir dereceyle bitirdiği 1969 sezonundan sonra draft’ın bir numaralı seçimi olarak takıma dahil etti, Bucks bir sonraki sezonu 56-26 ile bitirdi. Celtics, Larry Bird’ü seçtiği sezondan bir sonraki sezon 32 galibiyet fazla aldı. Tim Duncan çaylak sezonunda Spurs’e bir önceki sezona göre 36 fazla maç kazandırdı. Tabii ki Spurs’te tek etken Duncan değildi, 1996 sezonunu sakat geçiren David Robinson’ın 1997 sezonunda takıma dönmesi de bir etken olmuştu.
Aslında, Robinson’da çok iyi bir çaylak sezonu geçirmişti.
Robinson iki yıllık askerlik görevini tamamladıktan sonra 1997 draftının birinci sırasında seçilerek San Antonio’ya katılmıştı. San Antonio 1989-90 21-61’lik dereceyle bitirdikten sonra David Robinson’ın dönüşüyle sezonu 56 galibiyet 26 mağlubiyetle bitirmişti.
2003-2004 sezonunda LeBron’un takıma dahil olmasıyla Cavaliers bir önceki sezona ramen 22 maç fazla kazanmıştı ancak playofflara kalamamıştı.
The Athletic, Wembanyama’nın yaşadığı zorluklar hakkında fikirleri olan ve kendi NBA yolculuklarında bu zorlukların üstesinden gelmeyi başaran dört oyuncuyla Wembanyama’nın yaşadığı zorlukları konuştu.
- Antetokounmpo, NBA’e Yunanistan İkinci Ligi’nden çok az ilgiyle gelmesine rağmen iki kez MVP seçildi ve 2021 NBA finallerinin MVP’si oldu
- Son NBA MVP’si, 2022-2023 sezonunun en iyi takımında yer alan ve 6 kez All-Star seçilen Joel Embiid, Kansas’tan 2014 yılında yıldız oyuncu olarak gelmiş olmasına rağmen yaşadığı sakatlıklar nedeniyle iki sezon boyunca forma giyememişti. 2016-17 sezonunda da sakatlığı nedeniyle sadece 31 maç oynayabildi
- Celtics‘in uzunu Kristaps Porzingis 2015’teki çaylak sezonunda ligin “unciorn’u” olarak anıldı, ancak drafttan önce üzerinde en fazla tartışılan ve farklı fikirler olan oyunculardan birisiydi.
Bu oyuncuların dördünün de takımının NBA sezonunun resmi olmayan açılışı olarak görülen Christmas gününde maça çıkması bu oyuncuların yeteneğini ve popülaritesini kanıtlıyor.
Spurs henüz bu seviyede değil.
Çaylak uzun Wembanyama Kasım ayının başında Phoenix karşısında 38 sayı, 10 ribaund; bu ayın başında Lakers‘ karşı 30 sayı 13 asistle oynadı ancak her gece çok dominant bir performans ortaya koymadı. Spurs, Jeremy Sochan’ın oyunculuğunda zorlanıyor, her ne kadar Wembanyama bireysel olarak sansasyonel olsa da – şu anda maç başına 3.0 blokla ligin ikinci sırasında- Spurs bir takım olarak ligin en kötü ekipleri arasında yer alıyor.
Ancak birazdan konuşacak olan dört yıldızın hiçbiri kariyerlerine zirvede başlamadı. Her biri aksilikler ve tökezlemeler yaşadı.
Doncic 2019 yılında yılın çaylağı seçilirken Mavericks 33-49’lık dereceyle kötü bir performans sergiledi ve playofflara kalamadı. Embiid 2014’te draft edildikten sonra iki sezon boyunca sakatlıklarla boğuştu. 2014-15’te sezonu kapattı, Sixers‘ın umduğu şekilde bir iyileşme gerçekleştirmediği için ikinci bir ameliyat olması gerekti ve 2015-16’nın da tamamını kaçırdı. Sağlığı hakkında çok fazla eleştiriler yöneltildi. (Google’da “Joel Embiid Shirley Temple” aramasını yapabilirsiniz.)
Porzingis başlangıçta bireysel olarak parladı ancak Knicks çok kötü bir haldeydi ve sezonu 32-50 ile bitirdi. Çaylak sezonundan sonra da Phil Jackson ile arası bozuldu.
Antetokounmpo da Bucks‘ın kötü bir kadrosunda oynadı. Hiçbir Bucks taraftarı ilk tur seçimleri olan Antetokounmpo’nun adını düzgün telaffuz edemiyordu.
Antetokounmpo şimdilerde şöyle diyor: “2013’te kimse Yunanistan’dan gelen çaylak Giannis’i önemsemiyordu.”
Şimdilerde veteran olan bu dört oyuncu üç farklı soru soracağız:
- Çaylak sezonunuzda en zorlandığınız şey neydi?
- Bunun üstesinden ne veya kim gelmenizi sağladı?
- Wembanyama’ya çaylak sezonu için bir tavsiye vermek isterseniz nasıl bir tavsiye verirsiniz?
Çaylak sezonunuzda en zorlandığınız şey neydi?
Antetokounmpo: Benim için yabancı dil bariyeriydi. Terminolojiyi, koçların antrenmanlarda ve maçlarda kullandığı bilgileri anlayamıyordum. İlk birkaç antrenman benim için en zoruydu. NBA çaylak oyuncular için yavaşlamıyor, sizin yakalamanız gerekiyor. Bu kesinlikle en zor şeydi… Çok değer verilen bir draft seçimi değildim, bu yüzden kimse önemsemiyordu. Arkamda bir heyecan yoktu. Çoğu insan bir G League oyuncusu olduğumu söylüyordu. Kendini kanıtlayana kadar kimse seni önemsemiyor. Koçların tekrar tekrar dinliyordum, kullandıkları dili anlamaya çalışıyordum. Kasetleri izlerken veya antrenmanlarda odaklanabileceğim kadar odaklanmaya çalışıyordum.
Doncic: Doğrusunu söylemek gerekirse neyin içine girdiğimi bilmiyordum. Avrupa’da oynamakla burada oynamak farklı. NBA’de oynamayı istiyordum, açıkçası gereken en büyük eklemenin NBA oyununa alışmak olduğunu düşünüyorum. Farklı kurallar ve farklı hücumlar var. Kendine güvenmen ve buna alışman gerekiyor. Her şey çok hızlı oldu. Madrid’te şampiyonluk oldum, ertesi gün draft lotaryasına katıldım ardından hemen sezon öncesi maçları başladı. Her şey çok hızlı gerçekleşti. Ancak bundan gerçekten keyif alıyordum. İlk senemde çok fazla maç kazanamadık ama çok keyif aldım. KD ve LeBron gibi hayatımda sadece TV’de gördüğüm adamların karşısında maça çıkıyordum. Çok özel anlardı.
Embiid: Zordu. Karanlık zamanlardı. NBA’e girdiğim zamanlar Twitter’da çok popülerdim. Herkes bir daha NBA’de oynayamayacağım hakkında konuşuyordu çünkü benim yaşadığım sakatlığı yaşayıp bir daha basketbol oynayamayan uzunlar vardı. Ayrıca kardeşimin vefatını atlatmaya çalışıyordum. O zamanlar gerçekten basketbol umrumda değildi. Basketbolu bırakmak istiyordum. Ama oyunu o kadar seviyordum ki her zaman dikkatimi vermem gerektiğini düşünüyordum. Her zaman yaptığım ve asla değişmeyecek olan şeylerden biri çok fazla basketbol izlemek. Her zaman bir basketbol maçı izlerim. Günün ya da gecenin herhangi bir saati fark etmez, kendi maçımı izlemiyorsam başka bir maç izlerim. Bu şekilde basketbolu öğreniyorum.
Sanırım bu kadar maçı, farklı oyuncuyu ve farklı taktikleri izlemek bu hissiyatı kaybetmememi sağladı. Karşıma gelecek şeylere karşı hazırlıklı olmak istiyordum. Her takımı izledim. Basketbol izlemeyi seviyordum. Kaybeden takımlardan bile öğrenilebilecek şeyler var. Oyuncuların eğilimlerini anlamak için de basketbol izliyorum. Hakeem Olajuwon ve birkaç farklı oyuncuyu, en iyi oyuncuları izlemeye çalışıyorum. Mümkün olduğunca çok şey öğrenmeye çalışıyorum.
Porzingis: Oyunun fizikselliğine alışmak diyebilirim. Avrupa’da profesyonel oynamakla buradaki en büyük farkı fiziksellik konusunda hissetim. Buradaki kadar olmasa da Avrupa’da da çok yetenekli oyuncular var ancak fiziksellik en büyük farktı.