by Tim Cato / Çeviri: Bilal Baran Yardımcı / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 21 Aralık 2023 tarihinde The Athletic‘te yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
Smaç, basketbolun en çok rağbet gören hareketi. En ikonik smaçların adeta bir dokunulmazlığı olur, sık sık hayranlıkla bahsedilir ve birbirleriyle karşılaştırılır. Sporun eşsiz dili sayesinde pek çok şekilde ifade edilebilir. Muhteşemdir.
Bir de çok fena can yakar.
“Ellerinizi metale vurduğunuz başka bir durum hayal edebiliyor musunuz?” diyor 11 yıl boyunca NBA’de forma giyen Austin Rivers. “Muhtemelen canınız yanar, değil mi?”
Sorulduğunda oyuncular smaçların yarattığı acıları listelediler: kırılan tırnaklar, bükülen parmaklar, morarmalar, kalıcı yaralar, havada çarpışmalar, dönen boyunlar, kötü düşmeler… Bu sakatlıklar oyunculara pek çok maç, hatta sezon kaçırtabiliyor.
Geçmişte NBA All-Star’da Smaç Yarışması kazanan Derrick Jones Jr., sol bileğindeki iki kalıcı iz olduğunu söylüyor. NBA’de dokuzuncu sezonunu geçiren Larry Nance Jr. da bir başka çok smaç vuran oyuncu, babası da 14 yıllık kariyerinde 1984’te NBA’de düzenlenen ilk Smaç Yarışmasının şampiyonu olmuştu. Çocukluğundan akılda kalan anılarda ise babasının kollarındaki yaralar da yer alıyor.
Fakat her şeye rağmen bu oyuncular smaç vuruyor.
Modern NBA’de smaç görme sıklığımız da arttı. 2002-03 normal sezonunda 8.254 smaç gördük, geçen sene ise bu sayı 11.664’tü. Bu yükselişin büyük sebebi üçlük devrimiyle birlikte artan alanların daha boş penetre alanları yaratması. Fakat ligdeki oyuncular da gün geçtikçe daha uzun, daha patlayıcı atletlerden oluşuyor. Öyle ki bazıları taraftarların yanında oyuncuları bile etkiliyor.
Oyuncuların smaca bakış açısı ve smacın yarattığı acı değişmeyen bir gerçek. Bu durum yeni bir trend de değil. Sadece smaç, bütün çekiciliği ve mistikliğiyle bir oyuncunun olgunlaşma sürecinin en ilkel parçası.
Basketbolun sadece üç metre yukarıda katılınabilen en seçkin topluluğu, her zaman oyuncuların sonsuza kadar istediği bir şey de olmuyor.
Genç oyuncular ilk smaçlarını vurduktan sonra hiç durmak istemezler.
“Adam’ olduğunuzu hissettiriyor,” diyor Dennis Smith Jr.
Smith, maç içindeki ilk smacını 13 yaşındayken bir eyalet finalinde panyadan seken topla vurmuştu. Takımı farkla öndeydi ve takım arkadaşları şova başlamıştı. 26 yaşındaki oyuncu sırasının geldiğini düşünmüştü. Asla unutmayacağı bir maç içi smacı…
12 yıllık NBA kariyerinin ardından şu anda New Orleans Pelicans‘ın başına geçen Willie Green’e gençken parmaklarını havaya kaldırma egzersizinin potaya zıplayabilmesini sağlayacağı söylenmişti. Her sabah duş alırken 300’e kadar sayar ve bunu yapardı.
Philadelphia 76ers forması giyen Nicolas Batum ise “Smaç vurmaya başladığınızda parmaklarınız tamamen kan oluyor fakat buna alışıyorsunuz. Smaç vurmaktan çok keyif alıyorsunuz. Dünya üzerinde bunu yapabilen sayılı insan arasına girmiş oluyorsunuz.” diyor.
Maç içinde smaç vurmak ise gittikçe daha da bağımlılık haline geliyor. “Birinin üzerinden smaç vurmaya çalıştığınızda havanız çok yükseliyor, yerinizde duramıyorsunuz,” diyor New York Knicks oyuncusu Donte DiVincenzo. “Acı macı hissetmiyorsunuz.”
1990’da emekli olan, kariyerinde ise beş kez All-Star seçilen Marques Johnson ise 15 yaşındayken Yaz Ligi’nde NBA’e yeni draft olmuş bir oyuncunun üzerinden vurduğu smacı hatırlıyor. O ismin üzerinden smaç vurmak, onu yere sermek Johnson için bir şeyleri kanıtlamıştı.
Şu anda Milwaukee Bucks televizyon ekibinde yer alan Johnson, kolejde UCLA forması giymişti ve 1977 yılında Naismith Yılın Kolej Oyuncusu ödülünün sahibi olmuştu. O sezonun özelliği ise kolej basketbolunda smaça tekrar izin verilen yıl olmasıydı. “Ödülü kazanmamın büyük bir sebebi bu kuralın geri gelmesi olmuştur. İnsanlar 10 yıldır kolejde smaç görmemişti.” diyor Johnson.
Bir keresinde antrenmanda takım arkadaşının üzerinden smaç vurduktan sonra yere kötü düştüğü için dizi burkulmuş ve iki hafta kaçırmıştı. Acı içinde yere yığılmış haldeyken bile ilk sorduğu soruyu hatırlıyordu.
“Smacı vurabildim mi?”
“Evet,” diye cevap vermişti ona. “Onun posterledin.”