Dzanan Musa’nın Kariyerini Dirilttiği Yer: Efes Sonrası Bitme Noktasına Gelmiş Kariyere Hayat Öpücüğü

20/Şub/24 08:54 Şubat 20, 2024

Bilal Baran Yardımcı

20/Şub/24 08:54

Eurohoops.net
dzanan-musa-real-madrid-euroleague

Eurohoops Çeviri, Dzanan Musa’nın bitme noktasına gelen kariyerini dönüştürerek Avrupa’nın en iyi oyuncularından birine dönüştüğü eşsiz yolculuğu huzurlarınıza getiriyor.

by Eurohoops Team / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 7 Şubat 2024 tarihinde AS‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

Real Madrid taraftarları geçtiğimiz günlerde Dzanan Musa’nın kontratının bu sene değil, 2025’te biteceğini öğrendi ve bu haberi büyük sevinçle karşıladı. 24 yaşında, 2.02 boyundaki Bosna doğumlu Musa, Avrupa basketbolu için çok önemli figürlerden biri. Bunun spoilerını vermişti ve şu anda ikinci sezonunu geçirdiği Madrid’de kanıtlıyor. İlk sezonu da her maç üzerine koya koya EuroLeague şampiyonluğuna kadar gitmişti. Bu sezon ise hem EuroLeague’de hem İspanya Ligi’nde ocak ayını muhteşem geçirdi ve EuroLeague’de ayın MVP’si seçildi. Bu ayın içinde Anadolu Efes‘e dört uzatmaya giden maçtaki 40 sayılık performansı da var.

Musa 16 yaşında basketbol dünyasında gözüktüğünde beklenen potansiyelini gösteriyor, kıtanın en büyük hücum silahlarından birini dönüşüyor. Adriyatik Ligi, EuroCup, EuroLeague, NBA, Avrupa’ya dönüş, Efes‘te koç Ergin Ataman’ın kendisine az şans vermesiyle Türkiye’den ayrılış… Musa’nın kariyeri bir noktada çıkmaza girmiş gibiydi. Ardından yeni birinci lige çıkan Rio Breogan’ın yolunu tuttu. Bu kararın hayatının en iyi kararı olacağını kim bilebilirdi ki? Hala 22 yaşındaydı. “Kariyeri bu şekilde yeniden inşa ettim.” diyor Musa da. Bir yıldızın yeniden doğuşu, bir şehirle anlatmaya değer kurduğu bağ ve hikaye…

ACB, bu muhteşem yolculuk için geçtiğimiz günlerde bir belgesel yayınladı. Bazen beş adım ileri atmak için üç adım geri atmak gerektiğini hikayesi. Beklenmeyen bir MVP’nin gönülleri fethetmesi, muhteşem bir hikaye.

The poster of the documentary that the ACB premieres this Wednesday.

“Brate”, kardeşim demek. Musa bu kelimeyi hangi dili konuşursa konuşsun kullanmayı seviyor. Kardeşi Dzennis de Musa için “Çocukken arkadaşlarıyla oyun oynarken lider olmayı seviyordu. Her şeyde en iyisiydi ve takım arkadaşları onun gibi olmak isterdi” diyor. “Henüz 11 yaşındayken eski oyuncu Sejo Bukva kendisini görmüştü ve inanılmaz bir yeteneği olduğunu düşünmüştü. Öyle ki başkente gitmesi gerektiğini söylemişti. Saray Bosna harika bir şehir ancak çocukken gitmek zor, ailenizin yanında olması gerekiyor. Öyle durumlar tecrübe etti ki bunlar onun daha erken büyümesine yol açtı. Onu şehre bıraktığımızda bütün aile ağlamaya başlamıştık.”

Avrupa basketbolunun büyük menajerlerinden Misko Raznatovic de Musa ile ilk kez bir araya geldiğini anı hatırlıyor: “16 yaşındaydı, o yaşta o kadar özgüvene sahip bir oyuncu görmemiştim. Çok tutkuluydu, karakteri büyüktü fakat bunlar kariyerinin başında ona yardımcı olmadı. Olympiakos ile imzalamak üzereydi, o kadar genç yaşta öyle bir büyük kulübe gitmek intihar olurdu. Ben de ona kendi alanında kalması gerektiğini söyledim, ailesi de benim tavsiyemi beğendi.”

Dzanan hızlı büyüyordu ve 2015 yılında U16 EuroBasket turnuvasında Bosna ile altın madalya kazanmıştı. Kardeşi yine söze giriyor ve anlatıyor: “Dünya Kupası’nı kazanmışız gibiydi. O andan itibaren baskı arttı, üzerindeki beklentiler arttı, herkes onunla fotoğraf çekinmek istemeye başladı. Bir gecede ünlü oldu.”

2018 yılında İtalya’da bir gece önce maça çıkmışken 30 NBA takımının 28’iyle görüşme yaptı. Günün sonunda onu seçen 28. sıradan Brooklyn Nets oldu. Eski koçlarından Veljko Mrsic, “Fiziği NBA’e henüz hazır değildi ve pek fırsatı da bulamadı.” diyor. Kardeşi Dzennis ise Öyle hayal kırıklığına uğramıştı ki Avrupa’ya dönmeye karar verdi.” diye anlatıyor. 2021 yılında Musa, Efes formasına üç yıllık imza atıyor ve Avrupa’ya dönüyor. Fakat altı ay sonra EuroLeague’i kazanmış takımdan çıkış maddesini kullanarak ayrılıyor. “Basketbolda çok yol vardır. Bazıları çalışır, bazıları çalışmaz. Efes‘i, koçu ya da herhangi birini suçlamıyorum.” diyor Musa.

Raznatovic o an için en iyi seçeneğin Lugo şehrine gitmek olduğunu söylüyor ve o anları anlatıyor: “Şok olmuştum. Tabii ki telefonu kapattığında duruma sinirlenmiştir fakat her şey çok açıktı. Dzanan hala çok gençti ve neredeyse her şeyi başarmıştı. İyi takımlarda oynadı, iyi kontratlar aldı, parası vardı… Fakat bir senedir basketbol oynamıyordu, bu yüzden o yaz en önemli şey ona özgür olacağı ve basketbol sevgisini yeniden kazanacağı bir yer bulmaktı. Kariyeri için çok kritik bir andı ve Musa ‘Benim için iyi olan bu, küçük takım ya da küçük şehir olması umurumda değil’ dedi. Gerisini zaten tarih yazdı.”

Sonrasında ise Musa durumu anlatıyor: “Takımın nerede olduğunu sordum çünkü ACB sıralamasına baktım ve takım gözükmedi. İkinci Lige mi gidiyordum? Bu ne?”. Tabii olan şey Breogan’ın lige o sene çıkmış olmasıydı. Durum yeni koçu olacak Paco Olmos ile yaptığı telefon konuşmasından sonra iyileşti:

“Dinle, senin lider olmanı istiyorum. Aynı zamanda diğerlerine göz kulak olmanı, neler yaptıklarını görmeni istiyorum.” dediğini anlatıyor Musa. “Ben de bunu kabul ettim fakat İspanyolca bilmiyordum. Nasıl iletişim kuracaktım? Bana endişelenmememi, takımdakilerin İngilizce konuşabildiğini söyledi.”

Takımdaki Quintela kardeşler ve genel hava için Musa’nın gelişi başta endişeler yaratmıştı: “Onu önceden tanımıyorduk ama kariyerini biliyorduk. NBA’den, Efes’ten ayrıldığını düşündüğümüzde aşağı gidiyor gibiydi. ‘Bir şeyler olmalı’ diye düşündük. İlk günlerde adapte olmasının zor olacağını düşündük.”. Sezon öncesi maçlarda üç yenilgi, biri de derbide Obradoiro karşısında 20 sayıyla… “İnsanlar iki maç kazanırsak bunun başarı olacağını düşünüyordu. Ligin ilk maçı geldi ve birden yeni transferler Musa, Bell-Haynes, Kalinoski oynamaya başladı. Bu adamların kafalarında başka bir şey vardı. Musa ilk maçın MVP’si olmuştu ve hepimizi susturmuştu. Bu işin bir parçası olabileceğini, ailenin bir parçası olmak istediğini göstermişti. Antrenmanlarda herkesten çok çalışıyordu, asla kaybetmek istemiyordu.”