by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Jesse Washington’ın yazdığı bu yazı 19 Şubat 2024 tarihinde Andscape’de yayınlanmış ve uyarlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir.
Evet, bu iş artık resmen acil durum noktasına geldi. NBA’de All-Star maçları, yıllar geçtikçe daha da çekilemez, utanç verici, işe yaramaz ve mide bulandırıcı derecede rekabetçilikten uzak bir hal aldı. Bu nedenle artık bu işi çözmemiz lazım ve benim birkaç çözüm önerim var. Eğer All-Star maçına çıkacak oyunculardan biri değilseniz muhtemelen bu çözüm önerilerini seveceksiniz.
Ama her şeyden önce benden çok daha akıllı olan ve All-Star maçını izlemeyerek vaktini çöpe atmayan insanlar için işi kısaca bir özetlemem gerek. Oyuncuların All-Star maçlarında gerçek anlamda mücadele etmiyor oluşları, uzun süredir devam eden bir sorun.
Geçtiğimiz sezon oynanan All-Star maçı, en ufak bir çabanın olmadığı savunmalardan ve saçma sapan üçlük denemelerinden ibaretti. Hatta All-Star’da görev yapan iki koçtan biri olan Mike Malone, maçtan sonra çıkıp ‘bu maç, dünya tarihinde oynanan en kötü basketbol maçıydı’ demişti.
Bunun üzerine NBA Komisyoneri Adam Silver, bu sezon oynanan All-Star maçının öncesinde oyunculara gerçekten oynamaları için adeta yalvarmıştı. Buna rağmen Silver’ın çabaları biraz bile yeterli olmadı. Maç içerisinde savunma yapmaktan tamamen kaçınan oyunculara, komik üçlük denemelerine ve Luka Doncic’in tuhaf smaç çabalarına şahitlik ettik.
Maçın sonunda ise ortaya 211-186 gibi epey acayip bir skor ortaya çıktı. Kimin kazandığını söylemeye gerek yok çünkü kaybeden basketbol oldu.
Şu çok bariz şekilde gözüküyor ki artık All-Star maçlarında bir şeyler değişmek zorunda. NBA, işe el atması için Will Smith’in kriz yönetimi menajerini görevlendirmeden önce bazı önerilerle karşınızdayım. Evet, bu önerilerden bazıları size muhtemelen çok saçma gelecek. Yine de All-Star maçlarının geldiği komik noktayı düşünürsek bence hiçbir ihtimali masadan kaldırmamak lazım.
Kaybeden Dışarı: Basketbolun en temel motivasyonlarından biri şudur. Kaybeden taraf, başı eğik şekilde sahayı terk eder. Bu nedenle sahayı bu şekilde terk etmemek için çıkıp mücadele etmek gerekir. Haydi bu temel motivasyonu All-Star maçlarına adapte edelim. All-Star seçilen oyuncuları altışar kişiden dört takıma bölelim. All-Star oylaması sonucunda ilk beş seçilen oyuncular ilk çeyreğin tamamını oynasınlar. İlk çeyreği kaybeden takım kenara gelsin ve yerine gelecek takım ikinci çeyreğin tamamını oynasın. Üçüncü çeyrek başlarken de ikinci çeyreği kaybeden takım kenara gelsin ve son takım üçüncü çeyreğin tamamını oynasın. Eğer bir takım üç çeyreği de kazanıp sahada kalırsa dördüncü çeyreğe ilk çeyreği kaybeden takım çıksın. Basketbol oynayanlar bilir, kazanıp sahada kalmaktan ve rakibi dışarı göndermekten daha iyi bir his yoktur. Eminim ki böyle bir senaryoda oyuncular, şu ana nazaran çok daha motive oynarlar.
Pamuk Eller Cebe: NBA’de bu sezon başlayan sezon içi turnuvası gösterdi ki 500 bin dolarlık şampiyonluk primi, milyon dolarları olan oyuncuları epey motive edebiliyor. Bu sezon sezin içi turnuvasında takımların gerçekten mücadele ettiklerini gördük ve turnuva maçlarını izlemek gayet keyifli oldu. Öte yandan All-Star seçilen oyuncuların çok büyük kısmı yılda 40 milyon dolardan fazla kazanıyor. Bu nedenle All-Star maçı için pamuk ellerini biraz ceplerine atmaları, muhtemelen ekonomik açıdan oyuncuları pek sarsmaz. Dolayısıyla All-Star seçilen oyunculara maçta oynayabilmek için belirli bir bedel ödeme şartı koyulması, fena bir fikir olmayabilir (çaylak kontratları devam eden Scottie Barnes ve Paolo Banchero gibi oyuncuları dışarıda bırakarak). Seçilen oyuncular bu ödemeyi yapmak istemedikleri takdirde ise yerlerine başkaları alınır. Böylelikle toplanacak para ortak bir havuzda toplanır ve All-Star maçını kazanan takımın oyuncularına dağıtılır. Bu durum, oyuncuların çıkıp rekabet etmeleri için önemli bir motivasyon unsuru olacaktır.
Kaybeden Taraf Tarifeli Uçar: Bu senaryoda All-Star maçını kaybeden takımın oyuncuları, maçın ardından özel uçak veya jet yerine tarifeli uçuşla eve dönecekler. Tıpkı maçı yerinde takip eden izleyiciler gibi. Sıraya girecekler, güvenlikte kemerlerini ve ayakkabılarını çıkaracaklar, kapılar açıldığında sıraya girip sıranın kendilerine gelmesini bekleyecekler. Öte yandan 20 sayı ve daha farklı şekilde kaybetmedikleri takdirde Business uçmaları benim için sorun değil. Buna karşın 20’den fazla fark yedikleri takdirde ekonomi sınıfında uçacaklar.
Tehdit Et: Çocuklarım onlara sağladığım bir ayrıcalığın sınırlarını zorladıklarında önce onları uyarıyorum, bu davranışı sürdürmeleri halinde ise mevzubahis ayrıcalığı ellerinden alıyorum. Bu tutum, NBA oyuncularına da uyarlanabilir. Her ne kadar çıkıp mücadele etmeseler bile NBA oyuncuları, All-Star seçilmeyi çok önemsiyorlar. Bir oyuncu basketbolu bıraktığında kaç kez All-Star seçildiği, kariyer mirası için büyük önem taşıyor. Bu nedenle rekabet etmeseler bile All-Star maçı, oyuncuların kariyerleri için önemli bir konumda. NBA Komisyoneri Adam Silver, belki de çıkıp oyuncuları All-Star maçını kaldırmakla tehdit etmeli. Maçın kaldırılma ihtimali, oyuncuları sahada daha çok rekabet etmeye itebilir. İtmezse de All-Star maçı gerçekten ortadan kaldırılır ve oyuncular, nerede yanlış yaptıklarını sorgulayabilirler. Tıpkı PlayStation’ını elinden aldığım zaman oğlumun yaptığı gibi.
Formatı Değiştir: 2020 All-Star maçı, farklı bir formatta oynanmıştı. Yeni formata göre maçın kazanılması için normal sürenin sona ermesi değil, bir takımın üçüncü çeyreğin sonunda belirlenecek bir skora ulaşması gerekiyordu. Üçüncü çeyreğin sonunda önde olan tarafın attığı sayıya 24 eklenecek (Kobe Bryant’ın vefatı nedeniyle) ve böylelikle ortaya çıkacak rakama ilk ulaşan takım, maçı kazanacaktı. Aslında bu yeni formatla birlikte maç gerçekten çok zevkli geçmişti. Oyuncular gerçekten çıkıp mücadele ediyorlardı ama sonrasında NBA nedense eski formata geri döndü. Açıkçası bu formata bir şans daha verilebilir.
İstatistiklere Göre Ödül: İstatistikler, doğru kullanılırsa oyuncuları daha akıllı ve daha sert oynamaya itebilir. Mesela takımlara savunma verimliliklerine ve ‘true shooting’ yüzdelerine göre ekstra sayı eklenebilir… HAYIR, DURUN! Elbette şaka yapıyorum, istatistiklerden nefret ederim. Eğer biri bir gün ortaya gerçekten böyle bir fikirle çıkarsa kesinlikle durdurulmalı. Böyle şeylere kafayı takan tuhaf tipler çıkıp bu üç maddeyi uygulamadıkları sürece All-Star tartışmalarına ASLA dahil olmamalılar:
- Smaç basmak
- 90 saniyede 10 üçlük atmak
- Birebirde beni savunmak
ABD vs Dünya Karması: Evet, belki de olabilecek en iyi çözüm önerisi bu. Uluslararası yıldızlar bir takımda, ABD’li oyuncular ise diğer takımda. Böylelikle ABD karması, sahaya çıkıp basketbolu keşfeden ülkenin onurunu savunmak durumunda kalacak. Uluslararası oyuncular ise ABD’li yıldızlardan daha iyi olduklarını kanıtlamak için oynayacaklar. Açıkçası doğduğumdan beri New York’ta yaşayan biri olarak bu format beni biraz korkutuyor. Nikola Jokic, Luka Doncic, Giannis Antetokounmpo, Joel Embiid ve Shai Gilgeous-Alexander gibi isimlerin olduğu bir takımın yenilmesi gerçekten imkansız olabilir. ABD karması ise bu takıma karşı kadro derinliği ve atletizmle sonuna dek maçın içerisinde kalabilir. Sonuç olarak bence herkes böyle bir meydan okumayı izlemek ister. İşin içerisine onur meselesi girdiği zaman her oyuncu çıkıp sert oynamak isteyecektir.
Evet, belki sizler için bu önerilerin hepsi çok saçma gelmiş olabilir. Yine de artık birilerinin bir şey yapması ve All-Star maçını kurtarması gerektiğini düşünüyorum. Açıkçası bu yazıyı buraya kadar okumuş olmanız bile NBA için durumun ne kadar vahim olduğunu gösteriyor.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!