by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Turkish Airlines EuroLeague’de normal sezon heyecanı, özellikle ilk on sıra için oynanan birbirinden çekişmeli karşılaşmaların ardından geçtiğimiz hafta son buldu. Play-In etabının da tamamlanmasıyla birlikte Playoff vakti geldi çattı.
Sezonun büyük bölümünde ilk dört sıra mücadelesi veren temsilcimiz Fenerbahçe Beko, saha avantajını elde edemese bile altıncı sırayı alarak Play-In’i pas geçerek direkt olarak Playoff biletini kaptı.
Böylelikle temsilcimizin Playoff turundaki rakibi, ligin ikinci yarısını son derece formda geçiren AS Monaco oldu.
Her ne kadar saha avantajı Monaco’da olsa bile bu serinin çok büyük bir çekişmeye sahne olması bekleniyor. İki takımın kadro kalitesi bakımından arasında pek bir fark olmadığını da düşünürsek Fenerbahçe, ilk iki maçtan birini kazanıp saha avantajını ele geçirebilir.
Aynı zamanda Monaco’nun da İstanbul’da maç kazanabilecek kaliteye ve oyun gücüne sahip olması, heyecan katsayısı ve rekabet seviyesi bakımından bu seriyi basketbolseverler için son derece cazip kılıyor.
Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde heyecan dolu geçmesi beklenen AS Monac0 – Fenerbahçe Beko eşleşmesinin ilgi çekici beş hikayesine göz atıyor.
Fenerbahçe Beko, Final Four Hasretine Son Verebilecek mi?
Bildiğiniz üzere Fenerbahçe Beko, Zeljko Obradovic döneminde başarılara, Playofflara ve Final Four’lara son derece alışkın bir takım haline gelmişti. Hatta iş öyle bir noktaya gelmişti ki bir süre sonra Final Four’a kalmak, çoğu kişi için olağan bir durum olarak görülmeye başlanmıştı.
Buna karşın Zeljko Obradovic‘in ayrılığından sonra temsilcimiz için işler biraz değişmeye başladı. Bu süreçte neredeyse her sezon koç değiştiren Fenerbahçe, Obradovic döneminde yakalanan istikrarın uzağında kaldı.
Igor Kokoskov, Dimitris Itoudis ve Saras Jasikevicius dönemlerinde Playoff biletini alan Fenerbahçe, Sasha Djordjevic döneminde ise Playofflara kalamayarak hayal kırıklığı yaşadı.
Koç Obradovic’in ayrılığından sonraki dört sezonda Fenerbahçe Beko, üç kez Playofflara kalmayı başardı. Buna karşın temsilcimiz, bu üç seferin hepsinde maalesef Final Four biletinin uzağında kaldı. Geçen sezon lig lideri Olympiakos’u elemeye çok yaklaşsa bile temsilcimiz, seriyi 3-2 kaybetti.
Böylelikle Fenerbahçe Beko’nun Final Four hasreti tam beş yıla çıktı. 2015 ve 2019 yılları arasında düzenlenen her Final Four’da yer alan Fenerbahçe, 2019 yılında Vitoria’da düzenlenen Final Four’dan bu yana bu prestijli sahnenin uzağında kalıyor.
Bu sezon ise durum tersine dönebilir. Playoffta AS Monaco ile eşleşen Fenerbahçe, saha avantajına sahip olmasa bile geçtiğimiz sezona kıyasla daha ‘alt edilebilir’ bir rakiple oynuyor.
Sezonun ikinci yarısını çok formda geçirmiş olmasına karşın Monaco’nun istikrar sorunları yaşamaya teşne bir takım olduğunu sıkça gördük. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin önce ilk iki maçtan birini veya ikisini ‘çalması’, sonrasında ise seriyi İstanbul’da bitirmesi hiç uzak bir ihtimal değil.
Kısaların Kapışması
EuroLeague’de yıllardır çok iyi bildiğimiz bir nokta var. Bu ligde Playoff vakti geldiğinde savunmaların sertlik düzeyi farklı boyutlara çıkıyor. Tüm takımların birbirlerine çok iyi çalışmalarından ve neredeyse her yönlerini ezberlemelerinden dolayı bir noktada maçlar tıkanma noktasına geliyor.
Dolayısıyla kısaları üzerinden birebirlerle düzenli olarak çözüm üretebilen takımlar, rakiplerine karşı önemli bir avantaj sağlayabiliyorlar.
Açıkçası Monaco, kısa rotasyonunun kalitesi bakımından belki de EuroLeague’in en avantajlı takımlarının başında geliyor. Mike James’in ne denli özel bir skorer olduğunu uzun uzun anlatmaya gerek yok. Buna karşın James’in yanına Elie Okobo ve Jordan Loyd gibi iki yaratıcı kısanın daha eklenmesi, Monaco’nun hücum gücünü farklı bir boyuta taşıyor.
Elbette bu durum, Monaco’nun her daim işine yaramıyor. Özellikle sert savunma takımlarına karşı zaman zaman hücumunu çeşitlendirmekte zorlanan Monaco, tıkanmaya ve kısaları üzerinden zorlama birebirlere açık bir takım haline gelebiliyor. Bunun en büyük örneğini de geçen sezon Olympiakos’a karşı oynadıkları Final Four yarı finalinde görmüştük.
Yine de Monaco, kısa rotasyonu kalitesi bakımından son derece dikkat edilmesi gereken bir takım. Seride maçın sıkıştığı anlarda Mike James, Elie Okobo ve Jordan Loyd gibi oyuncular üzerinden gelebilecek bireysel çözümler, belli bölümlerde Monaco’ya avantaj sağlayabilir.
Fenerbahçe Beko’ya dönüp baktığımızda ise kaliteli bir kısa rotasyonunun olduğunu görüyoruz. Nick Calathes, Scottie Wilbekin, Tyler Dorsey, Marko Guduric ve Yam Madar gibi isimler, çoğu EuroLeague takımının kadrosunda görmek isteyeceği kısalar. Buna karşın temsilcimiz, tüm bu kaliteli kısalarından düzenli olarak katkı almakta çok zorlanıyor. Üstelik bu durum yalnızca bu sezon için değil, son iki sezon için geçerli.
Monaco, atletik kadro yapısıyla EuroLeague’in iç saha maçlarındaki en sert savunma takımlarından biri. Dolayısıyla temsilcimizin Monaco savunmasına karşı deplasmanda maç kazanabilmesi için mutlaka kısalarından istikrarlı bir katkı alması gerekiyor.
Bu noktada en çok öne çıkan isim Scottie Wilbekin olsa da yalnızca onun katkısı yetmez. Fenerbahçe‘nin Final Four hasretinin sona ermesi için kesinlikle ama kesinlikle Marko Guduric ve Tyler Dorsey gibi kendi skorunu yaratabilen oyunculardan da katkı alınması lazım.
Sonuç olarak baktığımızda iki takımın da kısa rotasyonunda kaliteli skorerler ve yaratıcılar var. Heyecan dolu geçmesini beklediğimiz bu seride hangi takımın kısalarının daha ağır basacağını bekleyip göreceğiz.
Rekor Sahiplerinin Düellosu: Nigel Hayes-Davis vs. Mike James
Turkish Airlines EuroLeague’de bu sezon çok özel iki rekor kırıldı. Avrupa basketbolu tarihinin gördüğü en elit skorerlerden biri olan Mike James, EuroLeague tarihine adını altın harflerle yazdırdı. Büyük efsane Vassilis Spanoulis’i geride bırakan James, EuroLeague tarihinin gelmiş geçmiş en skorer oyuncusu oldu.
Mike James’in bu rekorunun ardından bir rekor da Nigel Hayes-Davis’ten geldi. Temsilcimiz Fenerbahçe Beko’nun evinde ALBA Berlin’i ezip geçtiği maçta tam anlamıyla çıldıran Nigel, 50 sayıya ulaşarak EuroLeague tarihinin bir maçta en çok sayı atan oyuncusu oldu.
ABD’li yıldız, Shane Larkin’in 49 sayısını geçerek lig tarihine adını yazdırdı.
Açıkçası Avrupa basketbolu aşıkları olarak bu sezon gerçekten şanslıyız çünkü tek sezonda iki özel rekorun birden kırıldığına tanıklık ettik. Daha da önemlisi ise bu iki rekoru kıran iki özel oyuncunun Playofflardaki düellosuna tanıklık edecek olmamız.
Zalgiris ve Barcelona günlerinde daha çok bir rol oyuncusu olarak dikkat çeken Nigel Hayes-Davis, bu sezon EuroLeague’in en tehlikeli skorerleri arasına adını net şekilde yazdırdı. Dripling üzerinden kendi şutunu yaratma ve üçlük tehdidi konusunda kendini çok geliştiren Nigel, şu an Fenerbahçe hücumunun vazgeçilemez bir parçası haline gelmiş durumda.
Mike James’ten ise uzun uzun bahsetmeye gerek yok. Baskonia günlerinden beri hep çok özel bir skorer olan James, yine de karar mekanizması yüzünden kariyerinin büyük bir kısmında ana oyuncu olarak şüpheyle yaklaşılan bir isim oldu. Buna karşın Monaco’da farklı bir olgunluk seviyesine erişen James, geçtiğimiz sezon takımını Final Four’a taşımayı başardı.
Playofflarda Nigel Hayes-Davis, Fenerbahçe kariyerinin ilk Final Four tecrübesi için sahada olacak. Mike James ise Monaco’yu üst üste ikinci kez Final Four’a taşımak için sahne alacak.
Fenerbahçe Beko, Deplasmanda Yine Zorlanacak Mı?
Bu sezon Saras Jasikevicius takımın başına geçtikten sonra Fenerbahçe Beko, müthiş bir seri yakalayarak üst üste galibiyetler aldı ve bir anda sıralamada yükselmeye başladı. Bu nedenle temsilcimiz için ilk dört hesapları yapılmaya başlansa bile bu hesaplar gerçeğe dönüşmedi. Bunun en büyük gerekçesi ise Fenerbahçe’nin deplasmanlardaki performansı oldu.
EuroLeague’de normal sezonu 20 galibiyet ve 14 mağlubiyet ile kapatan Fenerbahçe, aldığı 14 mağlubiyetin tamı tamına 12’sini deplasman maçlarında aldı. Normal sezon boyunca 17 deplasman maçına çıkan temsilcimiz, bu maçlardan sadece ama sadece beş galibiyet çıkarabildi.
Öte yandan kaybedilen deplasman maçlarının neredeyse hepsinde ortak bir nokta gördük. Ne yazık ki Fenerbahçe, bu maçlarda hücumunu çeşitlendirmekte çok zorlandı. Ayrıca temsilcimizde kısaların karşılarındaki savunmacıyı hızla ve ilk adımla eksiltip rakip savunmanın dengesini bozacak nitelikte olmamaları. yarı saha hücumlarında tıkanmalara yol açtı.
Yine de şu bir gerçek ki Fenerbahçe Beko, Final Four hasretine son vermek istiyorsa Monaco deplasmanında en az bir maç kazanmak zorunda. Açıkçası bu noktada temsilcimizin işi hiç kolay olmayacak çünkü Monaco, ligin iç sahadaki en sert savunma takımlarından biri. Özellikle kadrosundaki atletizm seviyesiyle Monaco, normal sezondaki iç saha maçında temsilcimize agresif savunmasıyla üstünlük kurmuştu.
Buna rağmen Fenerbahçe Beko, Playoffta işleri değiştirebilecek kalitede bir kadroya sahip. Bu kalitenin deplasman maçlarında sahaya yansıyıp yansımayacağını ise göreceğiz.
Saras Jasikevicius, Sasa Obradovic‘e Karşı
Saras Jasikevicius, basketbolu bıraktıktan itibaren koçluk kariyerinin nasıl gelişeceği çok merak edilen bir figür oldu. Oyunculuk kariyerine baktığımızda Avrupa basketbolu tarihinin gelmiş geçmiş en iyilerinden biri olan Saras, çok kısa süre içerisinde Zalgiris‘te antrenörlük kariyerine adım attı.
İki yıllık asistan koçluk tecrübesinin ardından 2016 yılında Zalgiris‘in başına geçen Litvanyalı çalıştırıcı, burada kulüp tarihine geçecek türden işler yaptı. Eldeki mütevazi bütçeye rağmen Saras, 2018’de Litvanya ekibini modern EuroLeague tarihinde ilk kez Final Four’a taşıdı. Bu noktadan sonra Saras’ın önünün çok açık olduğu belliydi.
Sonrasında Barcelona’nın başına geçen koç Jasikevicius, bu süreçte her ne kadar Katalan devini EuroLeague şampiyonluğuna taşıyamasa bile kulübü yeniden bir ‘Final Four takımı’ haline getirdi. Üç sezon süren Barça serüveninin ardından Saras, bu kez de temsilcimiz Fenerbahçe Beko’yu yeniden bir Final Four takımı yapmaya çalışacak.
Saras Jasikevicius’un ne denli özel bir basketbol zekasına sahip olduğu ortada. Bu sezon Playofflarda Saras, basketbol zekası ve taktik bilgisiyle EuroLeague sahnesinin yükselen koçlarından birini alt etmeye çalışacak.
Monaco koçu Sasa Obradovic, uzun yıkar EuroCup seviyesinde çalıştıktan sonra üç sezon önce Monaco’nun başına geçti. Monaco’yu ligin en diplerinden alan koç Obradovic, kulübü daha EuroLeague’deki ilk senesinde Final Four’a taşıyarak çok özel bir başarıya imza attı.
Geçtiğimiz sezon EuroLeague’deki sadece ikinci senesini geçiren Monaco, Sasa Obradovic önderliğinde Final Four’a kalarak bir özel başarıyı daha elde etti. Her ne kadar yarı finalde Olympiakos’a karşı çok ağır bir darbe alsa bile Monaco, Final Four’un gediklilerinden biri olabileceğinin sinyallerini verdi.
Takımın başındaki üçüncü senesinde koç Obradovic, Monaco’yu bir kez daha saha avantajıyla Playofflara taşıdı. Bu kez ise Sasa Obradovic’in karşısında Saras Jasikevicius gibi çok dişli bir rakip olacak.
EuroLeague’de Playoff vakti geldiğinde koçların taktiksel yönden takımlarını ne kadar etkileyebildiklerini ve bu sayede karşılarındaki rakip koça üstünlük kurabildiklerini biliyoruz. Playoff vakti geldiğinde maçlarda tempo düşecek, sertlik en üst seviyeye çıkacak ve sahada yaşanan her an, serinin gidişatına etki edecek.
Bu yüzden koçların kenardan yapacağı hamleler, eşleşmenin kaderi için son derece belirleyici olacak.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!