EuroLeague Playoff: Her Takımın En İyi İkilileri

22/Nis/24 12:38 Nisan 22, 2024

Meliksah Bayrav

22/Nis/24 12:38

Eurohoops.net
Hayes-Davis-Fener-euroleague

Eurohoops Fırın, Playoff heyecanının başlamasına az bir süre kala sekiz takımın en iyi ikililerine göz atıyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

EuroLeague’de normal sezonun sonuna geldik. Bu da demek oluyor ki Avrupa basketbolu aşıkları için yılın en heyecan verici iki olayından ilkinin başlamasına artık sayılı saatler kaldı.

Playoff’larda normal sezonu en iyi şekilde geçiren sekiz takım, Final Four biletini kapabilmek için birbirleriyle kıran kırana mücadeleler ortaya koyacaklar.

Adını Playoff etabına yazdırmayı başaran sekiz takımda birçok önemli oyuncu performanslarıyla fark yarattılar. Yine de bu süreçte bazı isimler, sezon boyunca yaptıkları özel işlerle adlarını daha da fazla duyurmayı başardılar.

Basketbolda birbirleriyle uyumlu bir görüntü çizerek performanslarını yukarı taşımayı başaran ikililer her daim fark yaratmıştır. Bu sezon EuroLeague’de adlarını Playoff’a yazdırmayı başaran sekiz ekipte de bu durumun benzerlerini görebiliyoruz.

Yıllardır alışılageldik şekilde uyumlu görüntüler çizen uzun-kısa ikililerinin yanı sıra aynı anda sahada kaldıklarında takımlarının yarı saha hücumuna pozitif katkı sağlayan top yönlendirici ikilileri de öne çıktılar.

Eurohoops Fırın, Playoff biletini almayı başaran sekiz takımın en iyi ikililerine göz atıyor.

Fenerbahçe Beko: Nick Calathes – Nigel Hayes-Davis

nigel-hayes-fenerbahce

Evet, detaylara inmeden önce belirtmek istediğim bir nokta var. Nigel Hayes-Davis ve Nick Calathes, oyuncu kalitesi bakımından baktığımızda Fenerbahçe‘nin en güçlü ikilisi olmayabilirler. Buna karşın saha içi ve saha dışındaki uyumlarının üst düzey olması, temsilcimizden ikili olarak Calathes ve Hayes-Davis’i seçmeme sebep oldu.

Bildiğiniz üzere Nick Calathes, Avrupa basketbolu tarihinin gelmiş geçmiş en özel pasörlerinden biri. Her ne kadar işin skorerlik kısmında sınırlı bir isim olsa da Calathes, top yönlendirme ve doğru takım arkadaşını doğru zamanda topla buluşturma konusunda çok etkili bir oyuncu.

Bu da özellikle skorer kimlikli oyuncular için Calathes’i ideal bir takım arkadaşı yapıyor.

Fenerbahçe’deki ikinci senesini geçiren Nigel Hayes-Davis, takıma ilk katıldığında skorer kimliğiyle düzenli olarak fark yaratması beklenen bir isim değildi. Buna karşın ülkemizde kariyeri için çok büyük bir sıçrama yapan Nigel, iki sezon içerisinde EuroLeague’in en etkili skorerlerinden birine dönüştü.

Bu noktada Nigel, daha önce Barcelona’da da takım arkadaşlığı Nick Calathes’e çok şey borçlu. Bu sezon verdiği röportajlardan birinde ABD’li oyuncu, attığı sayıların yarısından fazlasının asistini Calathes’in yaptığını söylemişti. Saha içerisinde detaylı olarak izlediğinizde de Calathes’in Nigel’ı doğru zamanda topla buluşturma konusunda çok iyi bir iş yaptığını görebiliyorsunuz.

Ayrıca bu ikili, saha dışında da epey yakınlar. Hatta öyle ki Nigel Hayes-Davis, Nick Calathes’e ‘kel kartal’ takma adıyla sesleniyor. Nick Calathes ise bu lakabı kabullenmiş durumda olduğunu bu sezon maç sonu röportajlarından birinde ‘kuş sesi’ çıkararak göstermişti.

Dolayısıyla evet. İstatistikler ve form durumu bakımından Nick Calathes, Nigel Hayes-Davis’in yanına eklenebilecek en uygun isim olarak gözükmeyebilir. Buna karşın bu ikilinin saha içerisinde ve saha dışında birbirlerini çok iyi tamamlamaları, tercihimi bu şekilde kullanmama neden oldu.

Panathinaikos: Kostas Sloukas ve Kendrick Nunn

Üst üste hayal kırıklıkları yaratan sezonların ardından yazın Ergin Ataman’ın önderliğinde yepyeni bir yapılanmaya giden Panathinaikos, kadrosuna birçok önemli takviye yaptı. Bu takviyelerin arasında en çok öne çıkanı ise hiç şüphesiz eski Olympiakoslu Kostas Sloukas‘tı.

Buna karşın sezona istikrarsız bir başlangıç yapan Yunan ekibi, sezon ortasında kadrosuna bir ses getiren takviye daha yaptı. NBA’de sağlıklı olduğu dönemlerde ne denli etkili bir skorer olduğunu ispatlayan Kendrick Nunn, yazın adı birçok farklı EuroLeague takımıyla anıldıktan sonra sezon ortasında Panathinaikos’a katıldı.

Açıkçası Nunn takviyesi, Panathinaikos açısından sezonun gidişatını değiştiren noktalardan biri oldu. Başlarda uyum sorunu yaşasa bile zaman içerisinde müthiş bir form yakalayan ABD’li yıldız, ne kadar önemli bir skorer olduğunu EuroLeague seviyesinde de gösterdi.

Aslında Kostas Sloukas da tıpkı Kendrick Nunn gibi Panathinaikos kariyerine çok hızlı bir başlangıç yapamamıştı. Buna karşın özellikle normal sezonun ikinci yarısında çıkışa geçen Sloukas, Playofflar öncesinde form tutarak Panathinaikos’un ikinci sırayı almasında çok büyük pay sahibi oldu.

Şunu çok iyi biliyoruz ki Playoffta başarılı olabilmek için yaratıcı kısaların önemi çok büyük. Bu turda maçlar ilerledikçe takımlar, neredeyse birbirlerinin her şeyini ezberliyorlar. Bu da bir noktadan sonra hücumların tıkanmasına ve kısaların yaratıcılığının öneminin artmasına yol açıyor.

Bu noktada Panathinaikos, Playofflarda fark yaratabilecek düzeyde kaliteli ve formda iki özel kısaya sahip. Kostas Sloukas ve Kendrick Nunn ikilisi, hiç şüphesiz Maccabi serisinde koç Ergin Ataman için vazgeçilmez durumda olacaklar.

Maccabi Tel Aviv: Lorenzo Brown ve Wade Baldwin

maccabi-tel-aviv-partizan-belgrade-euroleague-round-1

EuroLeague’de sezonun ilk yarısını son derece istikrarsız bir şekilde geçiren Maccabi Tel Aviv, buna karşın ligin ikinci yarısında ciddi bir form artışı yaşadı. Üst üste maçlar kazanarak Play-In yarışında sağlam bir yer edinen Maccabi, Play-In’de ise Baskonia engelini çok rahat aşarak yedinci sıradan Panathinaikos‘un rakibi oldu.

Maccabi’nin bu süreçteki en büyük kozu ise hiç şüphesiz Lorenzo Brown ve Wade Baldwin ikilisiydi. Son iki sezondur EuroLeague’in en iyi kısa ikililerinin belki de başında gelen Wade ve Lorenzo, hücumda yaptıkları müthiş katkılarla takımlarının Playoff biletini almasındaki başlıca pay sahipleri oldular.

Başlarda bu ikiliye yönelik soru işaretleri olsa da zaman içerisinde Wade Baldwin ve Lorenzo Brown, birbirlerini nasıl tamamlamaları gerektiğini daha iyi anladılar. Böylelikle bu ikili, uyumlu bir görüntü sergileyerek Maccabi hücumunun potansiyelini farklı bir seviyeye çıkardılar.

Maçlar ilerledikçe birbirlerinin oyununa müthiş şekilde uyum sağlayan Wade ve Lorenzo, top yönlendiriciliklerinin yanı sıra skorer özellikleriyle de Maccabi hücumunu yıl boyunca sürüklediler.

Bu noktada Wade Baldwin ve Lorenzo Brown, haliyle Maccabi Tel Aviv’in Panathinaikos karşısında en büyük iki kozu olacaklar.

Real Madrid: Facu Campazzo ve Walter Tavares

facundo-campazzo-real-madrid

Geçtiğimiz sezon Playofflarda vites arttırarak eksiklerine rağmen EuroLeague şampiyonu olan Real Madrid, bu süreçte EuroLeague’in kadro kalitesi bakımından en çok öne çıkan takımıydı. Gelen Avrupa şampiyonluğundan sonra yazın çok önemli bir hamle daha yapan Madrid, kadro kalitesini bambaşka bir boyuta taşıdı.

Kısa bir Kızılyıldız macerasının ardından yazın Real Madrid’e geri dönen Facu Campazzo, Real Madrid’i açık ara ligin en kaliteli takımı yaptı. Ayrıca çok kısa süre içerisinde etkisini saha içerisinde hissettirmeye başlayan Arjantinli yıldız, takımının normal sezonu domine etmesindeki başlıca pay sahiplerinden biri oldu.

Walter Tavares’i ise uzun uzun anlatmaya gerek yok. Avrupa basketbolu tarihinin görmüş olduğu en dominant oyunculardan biri olan Tavares, Madrid’in geçtiğimiz sezonki şampiyonluğunda başrol oynamıştı.

Bu yıl ise normal sezonda kendini çok yormamasına karşın 2.21’lik dev, Playoff vaktinin gelmesiyle birlikte yeniden 30’lu dakikaları görmeye başlayacaktır.

Açıkçası Walter Tavares, topu çember çevresinde aldığı zaman durdurulması imkansız bir oyuncu. 2.21’lik boyu, devasa elleri ve upuzun kolları sayesinde Tavares, yıllardır yakından şahitlik ettiğimiz üzere rakipler için mutlaka çemberden uzak tutulması gereken bir oyuncu.

Buna karşın bu yıl rakiplerin işi pek kolay olmayacak. Yazın Facu Campazzo’nun geri dönmesiyle birlikte Real Madrid, yeniden çok özel bir pasöre sahip oldu. Üstün pasör becerileri ve saha görüşüyle Campazzo, Baskonia serisinde Tavares’i sıkça besleyecektir.

Olympiakos: Alec Peters ve Moustapha Fall

peters-fall-olympiacos

Geçtiğimiz sezon EuroLeague şampiyonluğunun tam anlamıyla eşiğinden dönen Olympiakos, yazın çok önemli iki oyuncusunu kaybetti. EuroLeague MVP’si Sasha Vezenkov, Sacramento Kings‘e imza atarak NBA yolcusu oldu. Kostas Sloukas ise sonuca varmayan yeni sözleşme görüşmelerinin ardından beklenmedik şekilde ezeli rakip Panathinaikos‘a imzayı attı.

Bu iki çok kritik ayrılığın ardından Olympiakos, kadro kalitesi bakımından çok ciddi bir düşüş yaşadı. Kısa rotasyonuna dahil edilen isimlerden Ignas Brazdeikis ve Naz Mitrou-Long, şu ana dek neredeyse hiçbir katkı veremediler.

Uzun süren CSKA serüvenin ardından takıma geri dönen Sırp yıldız Nikola Milutinov ise sezonun önemli kısmını sakat olarak geçirdi.

Yaşanan tüm bu ciddi sorunlara rağmen Olympiakos, normal sezonu beşinci bitirerek üst üste üçüncü kez Playoff biletini almayı başardı. Bu tablonun ortaya çıkmasında ise iki ismin çok büyük payı vardı.

Bir sezon önce Sasha Vezenkov’un yedeği konumundaki Alec Peters, neredeyse sezon boyunca Vezenkov’un ayrılığının etkisini hiç hissettirmedi. Ana oyuncu olarak koçu Georgios Bartzokas’ın yarı saha temelli sistemine müthiş adapte olan Peters, üçlük tehdidinin yanı sıra orta mesafeleri ve ribaundlarıyla sezonun en çok öne çıkan isimlerinden biri oldu.

Moustapha Fall ise son iki sezondur devam eden etkili performansını sürdürmeye devam etti. Özellikle Milutinov’un sakatlığında müthiş bir iş çıkaran Fransız dev, boyalı alanda yarattığı skor tehdidinin yanı sıra pasörlük becerileriyle de Olympiakos hücumuna müthiş katkılar yaptı.

Baskonia: Markus Howard ve Chima Moneke

EuroLeague’de sezona korkunç bir başlangıç yapan Baskonia, üst üste gelen yenilgilerin ardından koç Joan Penarroya ile yollarını ayırdı. Bunun üzerine takımın başına yine, yeni, yeniden Dusko Ivanovic geçti.

Baskonia tarihinin yaşayan en büyük efsanesi konumundaki koç Ivanovic, bir kez daha gelir gelmez sihrini konuşturdu ve takımı yeniden rekabetçi bir hale getirdi. Ivanovic döneminin başlamasıyla birlikte üst üste galibiyetler alan Baskonia, özellikle hücumda ligin en etkili takımlarından birine dönüştü.

Elbette bu noktada en çok öne çıkan isim Markus Howard oldu. Baskonia’daki ikinci senesini geçiren Howard, skorerlik meziyetlerini farklı bir boyuta taşıdı. Özellikle topsuz perde çıkışlarında ve dripling üzerinden attığı üçlüklerde savunulması imkansıza yakın bir görüntü çizen Howard, normal sezonda EuroLeague’in sayı kralı oldu.

Baskonia’da yıl boyunca fark yaratan bir diğer oyuncu ise Chima Moneke oldu. Geçtiğimiz sezonun ortasında katıldığı AS Monaco’da beklentilerin epey altında kalan Moneke, yeni durağında adeta kendini yeniden buldu.

Baskonia’nin tempolu oyun düzenine müthiş uyum sağlayan Moneke, skorer becerilerinin yanı sıra savunma katkısı ve ribaundlarda da takımına çok kritik katkılar yaptı.

Sonuç olarak normal sezonu sekizinci sırada bitiren Bask ekibi, Play-In’de ikide bir yaparak Playoff için sekizinci sırayı kaptı. Bu turda lig lideri Real Madrid ile kozlarını paylaşacak olan Baskonia, rekabetçi olabilmek için iki yıldızının etkili performanslarına çok ihtiyaç duyacak

Barcelona: Jan Vesely ve Nico Laprovittola

Geçtiğimiz sezon uzun süreli Fenerbahçe kariyerini noktalayarak Barcelona’nın yolunu tutan Jan Vesely, ilk senesinde tam olarak kendisinden beklenen istikrarı yakalayamamıştı. Bu sezon ise Vesely için durum pozitif yönde değişmeye başladı.

Yazın takıma Willy Hernangomez gibi bir yıldızın katılmasına karşın Jan Vesely, uzun rotasyonundaki yerini daha da sağlamlaştırdı. Nikola Mirotic’in de gidişinden sonra Barça, bir önceki sezona kıyasla yarı sahada Vesely’i daha çok kullanmaya başladı.

Bu da Çekyalı yıldızın performansına ve istatistiklerine olumlu yansıdı. İlerleyen yaşına rağmen boyalı alandaki skor tehdidi ve yıllar ilerledikçe daha da geliştirdiği orta mesafeleriyle fark yaratan Vesely, normal sezonda takımının en skorer ismi oldu.

Nico Laprovittola ise bu takım için kısa rotasyonunda tam anlamıyla vazgeçilemez bir durumda. Arjantinli yıldızın dışında Barcelona kadrosunda istikrarlı olarak kendi skorunu yaratabilen ve top yönlendirebilen bir kısa yok. Bu da takımı için Laprovittola’yı epey belirleyici kılıyor.

Öte yandan normal sezona baktığımızda Jan Vesely ve Nico Laprovittola ikilisinin son derece uyumlu gözüktüklerini gördük. EuroLeague tarihinin ikili oyunlardaki en özel bitiricilerinden biri olan Vesely, bu konuda Laprovittola ile iyi bir ortaklık kurdu.

Normal sezonda yaşadığı istikrar sorunlarına rağmen bir şekilde ilk dört içerisinde kalan Barcelona, Playoffta Olympiakos gibi çok zorlu bir rakiple kozlarını paylaşacak. Katalan ekibi, üst üste dördüncü kez Final Four’a kalabilmek için bu ikilinin etkili performansına çok ihtiyaç duyuyor.

AS Monaco: Mike James ve Jordan Loyd

mike-james-monaco

Geçtiğimiz sezon Mike James gibi bir süper yıldızın yanına Jordan Loyd ve Elie Okobo gibi son derece üst düzey iki kısayı daha ekleyen AS Monaco, EuroLeague’in en tehlikeli kısa rotasyonunu kurmuştu. Top paylaşımına yönelik tüm soru işaretlerine rağmen bir arada verimli olabilmeyi başaran bu üçlü, Monaco’yu kulüp tarihinde ilk kez Final Four’a taşımışlardı.

Bu sezon ise saha içinde durum yine değişmedi. Mike James’in önderliğinde skorer performanslarını sürdüren bu üçlü, Monaco’nun üst üste üçüncü kez Playoff biletini almasında çok büyük pay sahibi oldular.

Bu noktada özellikle Jordan Loyd’un rol tanımı bakımından yaşadığı değişim dikkat çekiyor. Daha önce Kızılyıldız ve Zenit dönemlerinde hep takımın birinci top yönlendiricisi olan Loyd, Monaco’da farklı bir role evrildi.

Mike James gibi dominant bir oyuncunun yanında nasıl konumlanmasını gerektiğini çok iyi anlayan Loyd, topsuz oyundaki artılarıyla hücumda ciddi anlamda fark yarattı. Jordan Loyd’un topu çok fazla domine etmeden topsuz aksiyonlar üzerinden düzenli olarak skor üretmesi, Monaco hücumlarını farklı bir boyuta taşıdı.

Açıkçası koç Sasa Obradovic, maçlarda James, Okobo ve Loyd üçlüsünü çok sık yan yana kullanmıyor. Daha çok Mike James ve Jordan Loyd ikilisinin beraber sahada olduklarını görüyoruz. Dolayısıyla Monaco için Mike James ve Jordan Loyd ikilisinin beraber gösterecekleri performans, Fenerbahçe Beko’ya karşı son derece belirleyici olacak.

Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!

EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!