Nicolo Melli: Artıları ve Eksileriyle Fenerbahçe Beko’nun Yeni Uzunu

25/Haz/24 11:23 Haziran 25, 2024

Meliksah Bayrav

25/Haz/24 11:23

Eurohoops.net
nicolo-melli-olimpia-milan-2023-2024

Eurohoops Fırın, Fenerbahçe Beko’nun yeni transferi Nicolo Melli’yi inceliyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

2023-24 sezonunu Basketbol Süper Ligi şampiyonluğuyla kapatan Fenerbahçe Beko, yeni sezonun kadro planlamasına hız kesmeden başladı. Devon Hall’un ardından Fenerbahçe, ikinci transferini de Olimpia Milano‘dan yaptı.

Fenerbahçe Beko, eski oyuncusu Nicolo Melli ile iki yıllık sözleşme imzaladığını resmen açıkladı. Böylelikle İtalyan uzun, yaklaşık dört yıllık bir aranın ardından Fenerbahçe’ye geri döndü.

Kariyerinde daha önce 2017 ile 2019 yılları arasında Fenerbahçe için ter döken 33 yaşındaki Melli, ardından New Orleans Pelicans‘a imza atarak NBA’in yolunu tuttu.

Pelicans ve Dallas Mavericks formalarıyla geçen iki NBA sezonunun ardından Avrupa’ya geri dönen tecrübeli uzun, 2021 yazında eski takımı Olimpia Milano‘ya imza attı.

Bu yaz sözleşmesinin sona ermesiyle birlikte Milano’dan ayrılan Melli, geçtiğimiz sezon çıktığı 34 EuroLeague maçında 7.4 sayı, 4.0 ribaund ve 2.0 asist ortalamaları ile mücadele etti.

Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde Fenerbahçe Beko’nun yeni transferi Nicolo Melli’nin artıları ve eksilerine göz atıyor.

Melli Transferi Fenerbahçe Beko’ya Ne Katar?

nicolo-melli-olimpia-milan-2023-2024

Güvenilirlik. Fenerbahçe Beko için Nicolo Melli transferinin anahtar kelimesi bu.

Fenerbahçe Beko’nun geçtiğimiz sezonki beş numara rotasyonuna şöyle bir bakalım. Fenerbahçe’deki ikinci senesini geride bırakan Johnathan Motley, geçtiğimiz yaz uzun rotasyonunun bir numaralı ismi konumundaydı.

Bir önceki sezon Tonye Jekiri ve Devin Booker gibi oyunculardan yeterince katkı gelmemesinden dolayı Fenerbahçe, yazın uzun rotasyonundaki kaliteyi arttırmaya çalıştı. Bu doğrultuda Georgios Papagiannis ve Sertaç Şanlı gibi yüksek profilli iki pivotu kadrosuna katan sarı-lacivertli ekip, kağıt üzerinde EuroLeague’in en iddialı uzun rotasyonlarından birini kurmuştu.

Buna karşın evdeki hesap her daim çarşıya uymuyor, açıkçası Fenerbahçe için de böyle bir durum söz konusuydu.

Takımdaki ikinci senesini geçiren ve sözleşmesi sona eren Johnathan Motley, savunmada hiçbir zaman güvenilir bir oyuncu olmadı. Blok tehdidinin çok sınırlı olmasının yanı sıra pozisyon bilgisi bakımından da vasat bir oyuncu olan Motley, hücumda yaptığı çok değerli katkılara rağmen savunmada yine çok istikrarsız gözüktü.

Buna ek olarak ABD’li pivotun sezonun en kritik bölümünde sakatlıklar nedeniyle neredeyse hiç süre alamamış olması, Fenerbahçe’nin bu pozisyonda elini zayıflattı. Sarı-lacivertli ekip, özellikle Final Four’daki Panathinaikos maçında boyalı alanda Mathias Lessort’u yıpratabilecek bir oyuncunun varlığını çok hissetti.

Georgios Papagiannis’e baktığımızda ise yine benzer türde güven problemlerini gördük. Panathinaikos‘tan büyük beklentilerle kadroya eklenen Yunan pivot, sezonun son bölümünü çok formda geçirse de genele baktığımızda fazlasıyla istikrarsız gözüktü.

Hücumda yüzde 48 ile üçlük atmasına karşın Papagiannis, 2.21’lik boyuna rağmen boyalı alanda yeterince büyük bir skor tehdidi oluşturamadı. Buna ek olarak Yunan pivotun savunma ve ribaund konusundaki zaafları da çok sık göze battı.

Sertaç Şanlı ise Barcelona’daki düşüş trendinin önüne geçemeyerek beklentilerin altında bir sezon geçirdi. Yay gerisinden yüzde 35 ile (EuroLeague) üçlük atan Sertaç, takım savunmasına ve ribaundlara da belli başlı maçlar dışında yeterince katkı yapamadı.

Dolayısıyla sezon sona erdiğinde Fenerbahçe Beko için reçete az çok belliydi. Uzun rotasyonunda koç Saras Jasikevicius’un sahaya attığı zaman ne alacağını bildiği, oyun zekası yüksek ve performans dalgalanmaları yaşamayacak bir beş numaraya ihtiyaç vardı. Hal böyle olunca Fenerbahçe Beko’nun ilk çözümü, eski bir dostun kapısını çalmak oldu.

Saras Jasikevicius gibi yarı saha temelli basketbol oynatan ve sahada çok fazla detaya önem veren koçlar için oyun zekası yüksek, güvenilir oyuncuların önemi çok fazla oluyor. Bu noktada Nicolo Melli’nin bu sezonki istatistiklerine baktığımız zaman ortada çok parlak bir tablonun olmadığının farkındayım. Buna karşın basketbol, yalnızca istatistik kağıdından ibaret değil. Parkede her maç istatistik kağıtlarına yansımayan ama koçların fazlaca önem verdiği epey bir aksiyon yaşanıyor.

Nicolo Melli, bu açıdan yapabileceği katkılarla tam olarak Saras Jasikevicius’un isteyeceği türden bir profil. Kariyerinde daha önce uzun süre Zeljko Obradovic ve Ettore Messina gibi çok büyük iki koçla çalışan Melli, bu tür detaycı koçların sahada oyuncularından bekledikleri şeyleri iyi biliyor.

Açıkçası geçtiğimiz sezon Saras Jasikevicius’un elinde Melli gibi oyun zekasına ve pozisyon bilgisine güvenebileceği türden bir beş numara yoktu. Zaten koç Jasikevicius’un bu konuda elinin pek rahat olmadığı, sezon içerisinde Sertaç, Motley ve Papagiannis’in sürelerinin çok sık değişmesinden belliydi.

Dolayısıyla Fenerbahçe Beko için Nicolo Melli transferini kıymetli kılan bir numaralı detay, oyuncunun güvenilirliği. Yarı sahada nerede durması gerektiğini iyi bilen, sürekli doğru pozisyon olan, ikili oyunda doğru açıyla çembere devrilen ve pası doğru anda elinden çıkaran oyuncuların varlığı, yarı sahayı önceleyen koçlar için son derece kıymetli oluyor. Hal böyle olunca Nicolo Melli’nin gelecek sezon çoğu maçta önemli dakikalar alacağını düşünmek bence yanlış olmaz.

Öte yandan Nicolo Melli, artık tamamen beş numaraya evrilmiş bir oyuncu olarak geçtiğimiz sezonki Fenerbahçe uzunlarında olmayan bir özelliğe sahip. Oyun zekası çok yüksek bir oyuncu olan İtalyan uzun, EuroLeague’in en iyi pasör beş numaralarından biri.

Geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Beko, kadrosunda düzenli olarak kısa devrilmeler üzerinden pas trafiğini sağlayabilecek bir uzuna sahip değildi. Bu tür oyuncuların varlığı, Saras Jasikevicius gibi yarı saha temelli koçlar için son derece kıymetli oluyor. Melli gibi pasör uzunların kısa devrildikten sonra topu alıp köşelere veya forvetlere pas dağıtımını sağlamaları, rakip savunmanın dengesinin bozulması açısından son derece kıymetli oluyor.

Ayrıca Nicolo Melli’nin pasör yönünün öne çıkabileceği tek nokta kısa devrilmeler değil. Mesela kısaya yaptığı perdelemeden sonra dışarı açıldığı pick and pop aksiyonlarında Melli, pası aldıktan sonra çembere giderek dripling üzerinden de pas dağıtımını sağlayabiliyor. Kadrodaki Nigel Hayes-Davis (kaldığı senaryoda), Tarık Biberovic ve Dyshawn Pierre gibi şut tehdidi yüksek forvetlerin varlığını düşündüğümüzde Melli’nin bu yönü, yarı saha hücumlarının çeşitlenmesine yardımcı olabilir.

Son olarak Nicolo Melli transferinin kıymetli bulduğum bir tarafı daha var. Özellikle yakın geçen veya işlerin yolunda gitmediği maçların önemli kısmında Fenerbahçe Beko, bir saha içi liderinin yokluğunu hissetmişti. Bu konuda ilk olarak öne çıkan isim konumundaki Nick Calathes, bu tür anlarda takım arkadaşlarını ‘silkeleyip’ sesini fazlaca duyuran türde bir oyuncu değil. Nigel Hayes-Davis, Scottie Wilbekin ve Marko Guduric de tam olarak bu oyuncular değiller.

Nicolo Melli ise daha farklı. İşler yolunda gitmiyorken veya bir şeylerden mutsuzken Melli, yeri geldiğinde koçuna bile sertçe karşı çıkmaktan kaçınmayan bir oyuncu. Geçtiğimiz sezon Olimpia Milano‘da takım kaptanı olan İtalyan pivot, maçlarda hoşuna gitmeyen bir şeylerden dolayı birden fazla kez koçu Ettore Messina ile tartıştı.

Açıkçası Fenerbahçe Beko kadrosu, bana göre işler yolunda gitmediğinde sesini yükselten ve bir anlamda diğerlerini ‘silkeleyen’ türde, lider karakterli bir oyuncunun varlığını hissediyordu. Nicolo Melli, bu açıdan da Fenerbahçe Beko’ya değerli katkılar sağlayabilecek bir profil.