Alternatif Dünya: NBA’in En Kötü Takımları, Draft’ın 1. Sırasından Seçim Yapsalardı Ne Olurdu?

15/Tem/24 10:03 Temmuz 15, 2024

Meliksah Bayrav

15/Tem/24 10:03

Eurohoops.net

Eurohoops Çeviri, NBA’de alternatif bir senaryoya adım atarak 1. sıradan seçim haklarını ligin en kötü takımlarına veriyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net

Fran Leiva tarafından yazılan bu yazı, 15 Mayıs 2024 tarihinde Fadeaway World’de yayınlanmış ve uyarlanarak Türkçe’ye çevrilmiştir.

Son olarak yapılan 2024 NBA Draft’ının 1. sırasından seçme hakkına sahip olan Atlanta Hawks, lotarya kurasını kazanarak çoğu kişiyi şaşırttı. Kurada birinci sırayı alma şansı yalnızca üç olsa bile Atlanta, kura şansının yardımıyla birinci sıradan seçme hakkını kazandı. Ligin geçtiğimiz sezon açık ara en kötü takımı konumundaki Detroit Pistons ise beşinci sıraya kadar düştü.

Bu şaşırtıcı tablo, kimi insanların aklına ‘acaba her yıl Draft öncesi kura çekimi yapmak yerine birinci sıra hakkı ligin en kötü takımına verilse ne olurdu?’ sorusunu getirdi.

Bugün ise tam olarak bu sorunun yanıtını arıyoruz. Alternatif bir senaryoya adımımızı atıp ‘2000 yılından itibaren yapılan tüm Draft’larda 1. sıra hakkını ligin en kötü takımı alsa ne olurdu?’ sorusunu yanıtlamaya çalışıyoruz.

2000 NBA Draft’ı – Los Angeles Clippers

Seçilen Oyuncu: Kenyon Martin

Gerçek Takımı: New Jersey Nets

1999-2000 sezonunda sadece 15 galibiyet alabilen Los Angeles Clippers, NBA’de normal sezonun açık ara en kötü takımı konumundaydı. Bu kadar kötü bir vaziyette olmalarına ek olarak Clippers, Draft’ta birinci sıradan seçme hakkını da alamadı. Çekilen kura neticesinde birinci sıra hakkının kazananı New Jersey Nets oldu. Nets ise Draft’ın birinci sırasından Kenyon Martin’i seçti.

Birinci sıra hakkı Clippers’ta olsaydı onlar da muhtemelen aynı seçimi yapacaklardı çünkü Martin, Draft’ın en çok öne çıkan ismi konumundaydı. Nets ile ilk sezonunda maç başına 12 sayı, 7.4 ribaund ve 1.9 asist ortalamaları ile oynayan Martin, zaman içerisinde Nets için çok daha kritik bir oyuncu haline geldi. O yıl 3. sıradan bir diğer 4 numara Darius Miles’ı seçen Clippers, Kenyon Martin’i alabilseydi muhtemelen çok daha sağlam bir 4-5 numara rotasyonuna sahip olacaktı.

 

2001 NBA Draft’ı – Chicago Bulls

Seçilen Oyuncu: Kwame Brown

Gerçek Takımı: Washington Wizards

Michael Jordan döneminin sona ermesiyle birlikte bir yeniden yapılanma sürecinin içerisine giren Chicago Bulls, 2000-01 sezonunu sadece 15 galibiyetle tamamlayabildi. Korkunç bir sezonu geride bırakan Bulls, kadrosunda kısa ve uzun rotasyonları için takviyeye ihtiyaç duyuyordu. Buna karşın NBA Draft’ında 1. sıradan seçim hakkı Bulls’a değil, Washington Wizards‘a gitti. Bulls ise 4. sırayı alabildi.

Öte yandan Bulls için 1. sırayı alıp Kwame Brown’u seçmemek belki de en hayırlısı oldu. Wizards ile ilk sezonunda 4.5 sayı ve 3.5 ribaund ortalamaları ile oynayan Brown, sonrasında NBA tarihinin gelmiş geçmiş en kötü 1. sıra seçimlerinden biri olarak anıldı. Buna karşın Bulls’un 4. sıradan seçtiği Eddy Curry ise ilk senesinde zorlansa bile sonrasında epey verimli bir pivot haline geldi.

2002 NBA Draft’ı – Golden State Warriors

Seçilen Oyuncu: Yao Ming

Gerçek Takımı: Houston Rockets

NBA’de 2001-02 sezonunun en kötü takımı konumundaki Golden State Warriors, normal sezonu 21 galibiyetle tamamlayabilmişti. Buna karşın o yıl 1. sıradan seçme hakkı bir kez daha ligin en kötüsüne gitmedi ve Warriors, Draft’ın 3. sırasından seçim yapabildi.

İlk sıradan seçim yapma hakkına sahip olan Houston Rockets, 2.29’luk dev pivot Yao Ming’i seçti. Böylelikle Yao, tarihte NBA’de oynayan ilk Çinli oldu. İlk senesinde 13.5 sayı, 8.2 ribaund ve 1.8 blok ortalamaları ile oynayan Yao, ilerleyen yıllarda performansını iyice arttırarak ligin en dominant oyuncularından birine dönüştü.

Üçüncü sıradan Mike Dunleavy’i seçen Warriors için ilk sıradan Yao Ming gibi bir ismi seçmek çok şey ifade edebilirdi. Bu hakkı elde edebilmiş olsaydı Warriors, muhtemelen rekabetçi bir kadro oluşturabilmek için 2010’lu yılları beklemek durumunda kalmazdı.

 

2003 NBA Draft’ı – Denver Nuggets

LeBron-James-Lakers

Seçilen Oyuncu: LeBron James

Gerçek Takımı: Cleveland Cavaliers

Aslında NBA’de 2002-03 sezonunun bir değil, ik korkunç takımı vardı. Hem Cleveland Cavaliers, hem de Denver Nuggets, normal sezonda sadece 17 galibiyet alabilmişlerdi. Buna karşın Cleveland’ın maç başına sayı ortalaması 91’ken Denver’ın ise sadece 84.2’ydi. Dolayısıyla burada ligin en kötüsü olarak Denver’ı alıyoruz.

Yapılan kura çekiminin neticesinde Cleveland ilk sırayı, Denver ise üçüncü sırayı aldı. Hal böyle olunca Cleveland, beklendiği üzere ilk sıradan Draft’ın açık ara en popüler ismi konumundaki LeBron James’i seçti. Denver ise üçüncü sıraya kalan Carmelo Anthony’i aldı.

NBA tarihinin gelmiş geçmiş en büyük skorerlerinden biri olan Carmelo Anthony, aslında Denver için hiç de kötü bir seçim değildi. Buna karşın ilk sıradaki LeBron James, zaman içerisinde dünya tarihinin gelmiş geçmiş en büyük sporcularından biri haline geldi. Dolayısıyla Denver Nuggets, ilk sıradan seçim hakkını alıp LeBron’u takıma katabilmiş olsaydı muhtemelen NBA şampiyonluğu için 2023 yılını beklemek durumunda kalmazdı.

2004 NBA Draft’ı – Orlando Magic

dwight_howard_magic

Seçilen Oyuncu: Dwight Howard

Gerçek Takımı: Orlando Magic

2003-04 sezonunu sadece 21 galibiyetle tamamlayabilen Orlando Magic, sezonun en kötü takımı oldu. Bunun üzerine lotarya kurasında şansı yaver giden Orlando, Draft’ın 1. sırasından seçim hakkını elde etti. Ardından da Draft’ın en popüler ismi konumundaki Dwight Howard’ı seçtiler.

NCAA’i atlayarak liseden direkt olarak NBA’e geçiş yapan Howard, ilk senesini 12 sayı, 10 ribaund ve 1.7 blok gibi double double ortalamalarıyla tamamladı. Kusursuza yakın atletizmi ve savunmadaki müthiş becerisi sayesinde Howard, kısa süre içerisinde NBA’in en iyi pivotlarından birine dönüştü.

Zaman içerisinde Howard’ın yanına Rashard Lewis, Hidayet Türkoğlu ve Jameer Nelson gibi isimleri de ekleyen Orlando, 2009 senesinde NBA finaline kadar uzanan bir kadro çekirdeği oluşturdu. Uzun yıllar boyunca Orlando’da kalan Dwight Howard ise bu kadronun en önemli ismi oldu.

 

2005 NBA Draft’ı – Atlanta Hawks

Seçilen Oyuncu: Andrew Bogut

Gerçek Takımı: Milwaukee Bucks

2004-05 NBA sezonunda sadece ama sadece 13 galibiyet alabilen Atlanta Hawks, kelimenin tam anlamıyla kabus gibi bir yıl geçirdi. Bunun üzerine ilk sıradan seçim hakkını da alamayan Hawks, Draft’ın ikinci sırasından seçim yapabildi.

İlk sıradan seçim hakkını kazanan Milwaukee Bucks ise Avustralyalı pivot Andrew Bogut’u seçti. Bir önceki sene NCAA’in en iyi oyuncusu olarak görülen Bogut, NBA’deki ilk sezonunda çok yönlü bir performans ortaya koydu. Maç başına 9.4 sayı, 7.0 ribaund ve 2.4 asist ile oynayan Bogut, yılın çaylağı olamasa bile potansiyelini belli etti.

İkinci sıradan Marvin Williams’ı seçen Atlanta Hawks için o yıl Andrew Bogut’u takıma katabilmek önemli olabilirdi. Uzun rotasyonu konusunda ciddi sorunlar yaşayan Hawks, Bogut’un boyalı alanda hücumda ve savunmada yarattığı etkiden ciddi şekilde faydalanabilirdi. Muhtemelen olası bir Bogut seçimi, Hawks’ın rekabetçi bir takıma dönüşüm sürecini hızlandırırdı.

2006 NBA Draft’ı – Portland

Seçilen Oyuncu: Andrea Bargnani

Gerçek Takımı: Toronto Raptors

2005-06 sezonunda sadece 21 galibiyet alabilen Portland Trail Blazers, ligin en kötü takımı konumundaydı. Bu sebeple Portland, hayali senaryomuzda Draft’ın 1. sırasından seçim yapma hakkını kazandı.

Gerçekte ise 1. sıradan seçme hakkının sahibi Toronto Raptors oldu. O yıl lig tarihinin en tartışmalı seçimlerinden birini yapan Toronto, İtalyan uzun Andrea Bargnani’yi kadrosuna kattı. Dirk Nowitzki’yi andıran bir şekilde dış şutu olan ve hücumda çok yönlü bir profile sahip olan Bargnani, o dönemler çok potansiyelli bir oyuncu olarak görülüyordu.

İlk senesinde 11.6 sayı ortalamasıyla oynamasına karşın Bargnani, savunmada ciddi anlamda problemlere yol açan bir oyuncuydu. Dolayısıyla Bargnani seçimi, muhtemelen Portland için uzun vadede pek bir anlam ifade etmeyecekti. Öte yandan her ne kadar o yıl 1. sıradan seçim yapamasa bile Portland, yaptığı takaslarla kadrosunu ciddi şekilde güçlendirdi. Draft’ın iki önemli yeteneği Brandon Roy ve LaMarcus Aldridge’i kadrosuna katan Portland, potansiyelli bir çekirdek oluşturdu.

 

2007 NBA Draft’ı – Memphis Grizzlies

Seçilen Oyuncu: Greg Oden

Gerçek Takımı: Portland

2006-07 sezonunda sadece 22 galibiyet alabilen Memphis Grizzlies, ligin en kötü takımı konumundaydı. Bu kötü performansı sayesinde Memphis, hayali senaryomuzda Draft’ın 1. sırasından seçim yapma hakkını kazandı.

O yıl Draft’ın 1. sırasından seçilen Greg Oden’ın devasa bir potansiyele sahip olduğu düşünülüyordu. Bu yüzden Portland, Kevin Durant’in önünde Oden’ı seçerek LaMarcus Aldridge ve Brandon Roy ikilisini tamamlamayı hayal etti. Buna karşın diz sakatlığı nedeniyle ilk senesinde maça çıkamayan ABD’li pivot, sonrasında da yaşadığı çok ağır sakatlıklar nedeniyle hiçbir zaman vadettiklerini parkeye yansıtamadı.

Dolayısıyla Memphis için ilk sıradan Greg Oden’ı seçmek, muhtemelen pek bir anlam ifade etmeyecekti. Kariyeri sakatlıklar sebebiyle çok erken sona eren Oden, Memphis’i ileri götürecek türde bir hamle olmayacaktı. Dolayısıyla o yıl 4. sıradan Mike Conley’i seçen Memphis Grizzlies için en hayırlısının olduğunu söyleyebiliriz.

2008 NBA Draft’ı – Miami Heat

Seçilen Oyuncu: Derrick Rose

Gerçek Takımı: Chicago Bulls

2006 yılında NBA şampiyonluğuna ulaşan Miami Heat, 2007-08 sezonunda ise sadece 15 galibiyet alarak ligin en kötü takımı oldu. Dolayısıyla Miami, hayali senaryomuzda 1. sıradan seçim hakkını elde ederek Derrick Rose gibi müthiş bir yeteneği kadrosuna kattı.

O yıl gerçekte Chicago Bulls tarafından 1. sırada seçilen Derrick Rose, lige girer girmez önemli bir etki yarattı. Müthiş atletizmi ve patlayıcılığı sayesinde savunulması çok zor bir oyuncu olan Rose, ilk senesinde 16.8 sayı ve 6.3 asist ortalamaları ile oynadı. Kısa süre içerisinde performansını iyice yukarılara çeken Rose, üçüncü senesinde MVP ödülünü kazandı.

Miami için o yıl Derrick Rose’u seçebilmek, muhtemelen NBA tarihini baştan aşağı değiştirirdi. Bu senaryoda Dwyane Wade ve Derrick Rose ikilisini bir araya getiren Miami, iki sene sonra LeBron James ve Chris Bosh gibi iki süper yıldızı daha takıma ekleyemezdi.

Belki de en önemlisi Derrick Rose, Chicago Bulls’ta yaşadığı o çok ağır diz sakatlıklarını yaşamayabilirdi. Bu senaryoda Rose, NBA tarihinin gelmiş geçmiş en büyük ‘keşkelerinden’ biri olmak yerine tarihin en büyük oyuncularından birine dönüşebilirdi.

 

2009 NBA Draft’ı – Sacramento Kings

blake-griffin-boston-celtics-nba-regular-season-2023-2024

Seçilen Oyuncu: Blake Griffin

Gerçek Takımı: LA Clippers

NBA’de 2008-09 sezonunda sadece 17 galibiyet alabilen Sacramento Kings, kabus gibi bir dönemi bırakarak ligin en kötü takımı oldu. Bu sayede Sacramento, hayali senaryomuzda 1. sıradan seçim hakkını alarak kadrosuna Blake Griffin’i kattı.

O yıl 1. sırada LA Clippers tarafından seçilen Blake Griffin, sakatlığı nedeniyle çaylak sezonunu kaçırsa bile parkeye adımını atar atmaz büyük etki yarattı. Daha ilk senesinde 22.5 sayı ve 12.1 ribaund gibi muazzam ortalamalar yakalayan Griffin, buna ek olarak vurduğu nefis smaçlarla adından epey söz ettirdi.

O yıl Steph Curry ve DeMar DeRozan’ı pas geçerek 4. sıradan Tyreke Evans gibi tartışmalı bir seçim yapan Kings için Blake Griffin’i seçebilmek, muhtemelen çok şey ifade ederdi. Muazzam atletizmi, skorerlik meziyetleri ve ribaund katkısıyla Griffin, Kings’i ertesi sezon olduğundan çok daha rekabetçi bir takıma dönüştürebilirdi.

2010 NBA Draft’ı – New Jersey Nets

Seçilen Oyuncu: John Wall

Gerçek Takımı: Washington Wizards

2009-10 sezonunda New Jersey Nets, NBA tarihine geçecek türden korkunç bir performansa imza attı. Sezonu sadece 12 galibiyetle tamamlayan Nets, tam 70 maç kaybetmesinin üstüne Draft’ta da 1. sıra hakkını alamadı. Buna karşın hayali senaryomuzda 1. sıradan seçim hakkını alan Nets, John Wall seçimini yaptı.

Büyük beklentilerle NBA’e giriş yapan John Wall, Wizards ile ilk senesinde etkili bir performans ortaya koydu. Maç başına 16.8 sayı, 8.3 asist ve 1.8 top ortalamaları tutturan Wall, sahada atletizmi, hızı ve patlayıcılığıyla fark yarattı.

O yıl 3. sıradan Derrick Favors yerine John Wall’u seçmek, yeniden yapılanma sürecindeki New Jersey Nets için birçok şeyi değiştirebilirdi. Kadroda Wall gibi bir yıldızın olması, Nets’i çoğu oyuncu için tercih edilebilir kılabilirdi. Bu sayede o sıralar Brooklyn’e taşınmaya hazırlanan Nets, çok daha kısa bir sürede rekabetçi bir takıma dönüşebilirdi.

 

2011 NBA Draft’ı – Minnesota Timberwolves

Seçilen Oyuncu: Kyrie Irving

Gerçek Takımı: Cleveland Cavaliers

2010-11 sezonunda sadece 17 galibiyet alabilen Minnesota Timberwolves, beklendiği üzere ligin en kötü takımıydı. Bu sayede Timberwolves, hayalı Draft senaryomuzda ilk sıradan seçim hakkını elde etti.

O dönem Draft’ın açık ara en popüler figürü konumundaki Kyrie Irving, Cleveland Cavaliers tarafından seçilerek yeteneklerini çok kısa süre içerisinde ortaya koydu. Çaylak sezonunda 18.5 sayı ve 5.4 asist ortalamaları ile oynayan Kyrie, yılın çaylağı seçilerek gelecekte ligin en önemli yıldızlarından birine dönüşeceğinin sinyallerini verdi.

O sıralar kadrosunda Kevin Love gibi önemli bir yeteneği bulunduran Minnesota Timberwolves için Kyrie Irving’i seçebilmek, kulüp için çok şeyi değiştirebilirdi. İlerleyen yıllarda Love ile Cleveland’da NBA şampiyonluğu yaşayacak olan Kyrie, Minnesota’yı Batı Konferansı’nın rekabetçi takımlarından birine dönüştürebilirdi. Ayrıca Kyrie’nin topla göze hoş gelen oyunu, Minnesota’nın ligdeki takip edilirliğini arttırabilirdi.

2012 NBA Draft’ı – Charlotte Hornets

Seçilen Oyuncu: Anthony Davis

Gerçek Takımı: New Orleans Pelicans

Lokavt sezonu olarak hatırlanan 2011-12 sezonunda Charlotte Hornets (o dönemki adıyla Bobcats), belki de lig tarihinin gelmiş geçmiş en kötü performansını sergiledi. Çıktığı 66 maçta sadece 7 galibiyet alabilen Hornets, tam anlamıyla korkunç bir durumdaydı. Buna karşın sergilediği korkunç performans sayesinde Hornets, hayali senaryomuzda 1. sıradan seçme hakkını elde etti.

Bir önceki sene NCAA’de Kentucky’i şampiyonluğa taşıyan ve yılın oyuncusu seçilen Anthony Davis’in 1. sıradan seçilmesine kesin gözüyle bakılıyordu. Hal böyle olunca 1. sıra hakkına sahip olan New Orleans Pelicans (o zamanki adıyla Hornets), kadrosuna Davis eklemesini yaptı. İlk sezonunda potansiyelini net şekilde ortaya koyan genç oyuncu, 13.5 sayı, 8.2 ribaund ve 1.8 blok ortalamaları yakaladı.

O yıl 1. sıradan Anthony Davis’i seçebilmek, Charlotte için kulübün gidişatını değiştirecek türden bir gelişme olurdu. Oyuna hücumda ve savunmada büyük etkiler yapan Davis, Kemba Walker’la birlikte Charlotte’u Doğu Konferansı’nın rekabetçi takımlarından birine dönüştürebilirdi.

 

2013 NBA Draft’ı – Orlando Magic

Seçilen Oyuncu: Anthony Bennett

Gerçek Takımı: Cleveland Cavaliers

2012-13 sezonunu 20 galibiyet ve 62 yenilgiyle tamamlayan Orlando Magic, ligin dibine demir attı. Bu kötü performanstan dolayı alternatif dünyamızda 2023 Draft’ının 1. sıra hakkını kazanan Magic, Anthony Bennett’ı kadrosuna kattı.

O yıl Cleveland Cavaliers tarafından 1. sırada Draft edilen Anthony Bennett, çoğu kişi tarafından NBA tarihinin gelmiş geçmiş en kötü 1. sıra seçimi olarak kabul ediliyor. Aslında o yıl ilk sıradan seçilmesi beklenmeyen Bennett, daha ilk sezonki performansıyla kendisine yönelik beklentilerin düşük tutulması gerektiğini gösterdi. O sezon maç başına 4.2 sayı ortalamasıyla oynayan Kanadalı uzun, kabus gibi bir NBA kariyerine sahip oldu.

Dolayısıyla 2013 senesinde Orlando Magic için 1. sıra hakkını alıp Anthony Bennett’ı seçmemek en hayırlısıydı. O yıl 2. sıradan Victor Oladipo’yu seçen Magic, Bennett’a kıyasla çok daha iyi bir NBA oyuncusuna sahip oldu. 2013’te Oladipo yerine Anthony Bennett’ı seçmiş olsaydı Orlando, muhtemelen geriye doğru dev bir adım atmış olacaktı.

2014 NBA Draft’ı – Milwaukee Bucks

Seçilen Oyuncu: Andrew Wiggins

Gerçek Takımı: Cleveland Cavaliers

Bir önceki yıl Draft’ın 15. sırasından Giannis Antetokounmpo’yu seçen Milwaukee Bucks, 2013-14 NBA sezonunda kabus gibi bir performans ortaya koydu. Sezonu sadece 15 galibiyetle kapatabilen Bucks, bu nedenle hayali senaryomuzda 1. sıradan seçim hakkını elde etti.

O yıl Draft’ın 1. sırasında Cleveland Cavaliers tarafından seçilen Andrew Wiggins, aynı gece Kevin Love karşılığında Minnesota Timberwolves‘a takaslandı. Heyecan verici bir atletizme sahip olan Kanadalı skorer, o yıl Draft’ın en heyecan verici ismi konumundaydı. Timberwolves ile ilk senesinde 16.9 sayı ve 4.6 ribaund ortalamaları ile oynadı.

2014 senesinin Draft’ında Andrew Wiggins’i seçmek, muhtemelen Bucks’ı kısa süre içerisinde Doğu Konferansı’nın rekabetçi takımlarından birine dönüştürürdü. Giannis Antetokounmpo gibi süper yıldız olma yolunda emin adımlarla ilerleyen bir oyuncunun yanına Wiggins’i eklemek, Bucks’ın kaderini direkt olarak etkileyebilirdi.

 

2015 NBA Draft’ı – Minnesota Timberwolves

karl-anthony-towns-minnesota-timberwolves

Seçilen Oyuncu: Karl-Anthony Towns

Gerçek Takımı: Minnesota Timberwolves

Bir önceki yıl Draft’ın bir numarası Andrew Wiggins’i takasla kadrosuna katmasına karşın Minnesota Timberwolves, 2014-15 NBA sezonunda sadece 16 galibiyet alabildi. Haliyle ligin en kötü takımı olan Minnesota, hayali senaryomuzun devreye girmesine gerek kalmadan 2015 NBA Draft’ının 1. sırasından seçim hakkını elde etti.

Beklendiği üzere Timberwolves, bir önceki sezon NCAA’de adından epey söz ettiren Dominikli pivot Karl-Anthony Towns’ı kadrosuna kattı. Andrew Wiggins’in yanındaki ilk senesinde etkili bir performans sergileyen Towns, sezonu 18.3 sayı, 10.5 ribaund ve 1.7 blok gibi dikkat çekici ortalamalarla kapattı. Bu sayede Towns, NBA’de yılın çaylağı seçildi.

Gelecek senelerde ise Karl-Anthony Towns, beklendiği üzere Timberwolves kadrosunun en değerli parçalarından biri olmaya devam etti. Şu sıralar halen Timberwolves için ter dökmeyi sürdüren Towns, son olarak NBA finaline çıkmaya çok yaklaşan kadronun çok önemli bir parçasıydı.

2016 NBA Draft’ı – Sixers

Ben-Simmons-NBA-Nets

Seçilen Oyuncu: Ben Simmons

Gerçek Takımı: Sixers

Evet, bir kez daha hayali senaryomuzun devreye girmesine gerek kalmadı. 2015-16 sezonunda sadece 10 galibiyet alabilen Sixers, 72 yenilgiyle korkunç bir dönemi geride bıraktı. Bunun üzerine kura şansının da yardımıyla 1. sıradan seçim hakkını elde eden Philadelphia ekibi, beklendiği üzere Ben Simmons’ı kadrosuna kattı.

Uzun boyu ve iri fiziğiyle birlikte müthiş bir pasör ve atlet olan Simmons, gerçekten o dönemlerde çok heyecan verici bir yetenekti. Şutuna dair soru işaretlerine rağmen çok yönlü oyun profiliyle dikkat çeken Avustralyalı yıldız için LeBron James benzetmeleri bile yapılıyordu.

Sakatlık nedeniyle ilk sezonunu kaçırmasına rağmen Simmons, devamında Sixers kariyerine hızlı bir giriş yaptı. Potansiyelini ortaya koyarak Joel Embiid ile iyi bir ikili oluşturan Simmons, Sixers’ın zamanla Doğu Konferansı’nın en rekabetçi takımlarından birine dönüşmesinde çok büyük rol oynadı. Buna karşın Ben Simmons’ın kariyeri, zamanla korkunç bir düşüşe geçti.

Yaşadığı sakatlıkların da etkisiyle zamanla kulübüyle ciddi sorunlar yaşamaya başlayan Simmons, 2022’de çalkantılı bir sürecin ardından Brooklyn Nets‘e takaslandı. O günden beri ise Avustralyalı yıldız, bir türlü kariyerinde yeniden dikiş tutturamadı.

 

2017 NBA Draft’ı – Brooklyn Nets

Seçilen Oyuncu: Markelle Fultz

Gerçek Takımı: Sixers

Brooklyn Nets, 20 galibiyetle 2016-17 NBA sezonunu sonunculukla bitirdi. O yılın Draft’ında birinci sıradan seçim hakkını elde etmesine karşın Nets, 2013’te 2017 Draft’ındaki ilk tur hakkını Boston Celtics‘e gönderdiği için birinci sıra el değiştirdi. O yaz Celtics‘in Draft hakkını Sixers’a takaslamasıyla birlikte birinci sıra bir kez daha el değiştirdi.

Böylelikle üst üste ikinci kez 1. sıradan seçim yapmaya hak kazanan Sixers, bir önceki sezon NCAA’e damgasını vuran oyun kurucu Markelle Fultz’u kadrosuna baktı. NCAA’de 23.2 sayı, 5.5 ribaund ve 5.9 asist gibi müthiş ortalamalarla oynayan Fultz’un 1. sıradan seçilmesi, kimse için şaşırtıcı değildi. Buna karşın Fultz’un kariyeri, ilerleyen süreçte beklendiği gibi ilerlemedi.

Daha ilk senesinde çok ciddi bir omuz sakatlığı yaşayan Fultz, bir daha eski ritmini bulamadı. Şut mekaniği önemli ölçüde bozulan ve performansı epey düşen genç oyun kurucu, ilk senesinde sadece 14 maça çıkabildi. 14 maçta 7.1 sayı ve 3.8 asist ortalamaları ile oynayan Fultz, hayal kırıklığı yarattığı bir sezonu geride bıraktı.

Sixers kariyeri beklentilerin fazlasıyla altında kalan Markelle Fultz, 2019 senesinde Orlando Magic‘e takaslandı. Magic’te performansını arttırarak Sixers dönemine göre çok daha etkili gözükmesine karşın Fultz, hiçbir zaman hayal ettirdiği oyuncuya dönüşemedi.

Dolayısıyla Brooklyn Nets için 2017 Draft’ının ilk sırasında Markelle Fultz’u seçmek, muhtemelen pek bir şeyi değiştirmeyecekti. Yine de medya ve taraftar baskısının Sixers’a göre daha az olması nedeniyle Fultz, belki Nets’te Orlando Magic dönemine yakın bir performans ortaya koyarak ilk beş oyuncusu olabilirdi.