Eski NBA Oyuncusunun, 600 Milyon Dolarlık Bir İmparatorluk Kurma Hikayesi

09/Ago/24 13:47 agosto 9, 2024

Toprak Kağnıcı

09/Ago/24 13:47

Eurohoops.net

1975’te Lakers tarafından draft edilen Junior Bridgeman, tam kırk yılda dokuz haneli, çok uluslu bir imparatorluk kurdu. Şimdilerde ise NBA çaylaklarına, veteranlarına ve takımlarına bunu nasıl başardığını anlatıyor.

by Baxter Holmes / Çeviri: Toprak Kağnıcı

Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.

Bu yazı 24 Temmuz 2024 tarihinde ESPN’de yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.

1988 yılında Güney Milwaukee’deki bir Wendy’s fast food restoranına bir kadın geldi. Uzun boylu bir çalışan bu kadına siparişini teslim etti. Kadın önce NBA oyuncusu olduğunu anladığı çalışana baktı, sonra yemeğine baktı. Haftanın ilerleyen günlerinde aynı kadın yerel bir radyoyu aradı.

Kadın radyoyla konuşurken Junior Bridgeman, Milwaukee’deki ofisine doğru gidiyordu.

Bridgeman, kadının “Bunun utanç verici olduğunu düşünüyorum.” dediğini söylüyor.

Radyo programcılarından birisi ise “Neden bahsediyorsun?” diyerek yanıt vermiş.

O gün mekana gelen kadın, “Geçen gün bir Wendy’s’de yemek yedim…” diyerek radyoya hikayeyi anlatmaya başlıyor. Sonrasında ise “NBA oyuncuları kariyerleri boyunca bu kadar para kazanıyorlar ancak emekli olduklarında hala Wendy’s’de çalışmak zorunda kalıyorlar..”

Bridgeman radyoyu dinlerken bir anda şaşırdı. Radyoya konuşan kadına yemeğini servis eden kişi Bridgeman’di. Kadın radyoda Bridgeman hakkında konuşuyordu.

1975-1984 yılları arasında Milwaukee Bucks forması giyen Bridgeman, anlatılanlara güldü. Kadının bilmediği şey, yakın zamanda emekli olan Bridgeman’ın Wendy’s’de sadece bir çalışan olmadığıydı. 1.80 boyundaki eski forvet oyuncusu o şubenin ve şehirdeki diğer şubelerin sahibiydi.

Ama Bridgeman kadının ne demek istediğini anlamıştı. O zamanlar oyuncu maaşları bugüne göre o kadar da yüksek değildi.

Bridgeman, LA Clippers‘ta geçirdiği 12 sezonda 2.95 milyon dolar kazandı. Oynadığı hiçbir sezonda 350 bin dolardan daha fazla ücret kazanamadı.

Emekli olduktan sonra ülke çapında 450’den fazla şubesi olan bir fast-food imparatorluğu kurdu. Coca-Cola şişeleme distribütörü olarak üç eyalette ve Kanada’da faaliyet gösterdi. Ebony ve Jet dergilerini satın aldı. Tahmini mal varlığı yaklaşık 600 milyon dolara yükseldi. NBA oyuncularının mal varlığı arasında ise sadece Michael Jordan, Magic Johnson ve LeBron James’in gerisinde kaldı.

Bu isimlerin aksine Bridgeman hiçbir zaman bir NBA yıldızı olmadı; Bridgeman’in serveti sponsorluk anlaşmaları olmadan oluştu.

Bridgeman’in başardıkları çoğu sporcu, açgözlü aile ve arkadaşlar, kariyer sonrası pahalı tıbbi bakımlar, gereksiz harcamalar, kötü yatırımlar, dürüst olmayan mali danışmanlar veya diğer çeşitli nedenlerle iflas ederken, profesyonel sporcular trendinin bir istisnası haline geldi.

Kariyerinde maç başına 25 dakika sahada kalan Bridgeman 13.6 sayı, 3.5 ribaund ve 2.4 asist ortalamaları yakaladı. Bu süre zarfında NBA’in en iyi altıncı adamlarından birisi olarak tanımlandı.

Zaman içinde Bridgeman’ın başarısı, paraya çok düşkün ailesi, kariyer sonrası pahalı tıbbi bakım, anlamsız harcamalar, şaibeli yatırımlar, dolandırıcı finans danışmanları veya diğer sayısız nedenden ötürü iflas eden profesyonel sporcular trendinin bir istisnası haline geldi.

Bridgeman 1990’ların başından bu yana resmi ve gayri resmi olarak çaylaklara, veteranlara, NBA ve kolej takımlarına yönelik konferanslar düzenliyor. İş dünyasında 40 yıl boyunca finansal sorumluluk hakkında öğrendiği dersleri NBA bileşenlerine anlatıyor.

NBA’nin 76.4 milyar dolarlık yeni bir yayın hakkı anlaşmasının eşiğinde. Bu anlaşma, önümüzdeki yıllarda takımların maaş bütçesini yıllık %10 artıracak ve sürecin sonunda ligdeki ilk 100 milyon dolar kontratlık oyuncu ortaya çıkacak. Junior Bridgeman, bu durumun finansal okuryazarlığı (NBA ve NBPA’nın uzun süredir anlatmaya çalıştığı bir konu) her zamankinden daha önemli hale getirdiğine inanıyor.

“Şu anda en çok korktuğum ve endişelendiğim şey insanların çok fazla parası olduğunu düşünüp bu parayı harcayamayacaklarını düşünmesi. Bu tüm parayı çarçur etmenin ilk adımıdır.” diyerek anlatıyor Bridgeman.

Indiana’da Doğu Chicago’nun mavi yakalı toplumunda büyüyen Bridgeman, ilkokulda izci olan arkadaşlarını kıskanırdı.

O arkadaşları üniformalarını giydiğinde o da kendi üniformasını hayal ederdi. Bir gün okuldan sonra, izcilik programına katılmak için bir kayıt etkinliği vardı. Bridgeman, annesi ve abisi sunum boyunca sunumu izlediler. Sunum bittiğinde yetkililer üyeliğin 1.25 dolar olduğunu söylediler. Annesi sessiz kaldı, Bridgeman okuldan eve giderken ailesinin parası olmadığı için izcilik programına katılamayacağını biliyordu.

Bridgeman’ın babası 40 yılını yerel bir çelik fabrikasında çalışarak geçirdi; vardiyasından önce bir tavernanın zeminini temizliyor daha sonra bir mağazanın camlarını siliyordu.

Bazı günler Bridgeman ve kardeşleri de babalarına yardım ediyordu.

Lisedeyken Bridgeman yazları ufak tefek işlerde çalışıyor ve haftada yaklaşık 20 ila 40 dolar kazanıyordu. Kazandığı tüm parayı okul yılı boyunca harcamaya çalışıyordu.

Dördüncü sınıfta basketbol oynamaya başladı, Indiana tarihinin en iyi takımlarından biri olarak kabul edilen 1971 Washington Lisesi’nin namağlup eyalet şampiyonu olan takımında oynadı.

Louisville, Bridgeman’e burs teklif etti. Lousville, Bridgeman’e her ay 15 dolarlık bir çamaşır parası veriyordu. Bridgeman gelen bu parayı idareli kullanmaya çalışıyordu.

Yazları bir çiftlik ekipmanı fabrikasında, bir çelik kesme şirketinde ve haftada birkaç kez Ford kamyon fabrikasında gece yarısından sabah 7’ye kadar çalıştı.

Bridgeman ilerleyen All-American takımına seçildi, 1975’te Final Four’a ulaştı ve 1988’de okulun atletizm Onur Listesi’ne alındı.

Lakers onu 1975 draftında sekizinci sıradan seçti, ardından Bucks‘ın yıldızı Kareem Abdul-Jabbar için yapılan takasta Milwaukee’ye takas etti.

Bridgeman NBA’e girdikten sonra ligden ya da NBPA’den herhangi bir mali tavsiye ya da rehberlik almadığını söylüyor. İlk sezonunda, ilki Eylül ayında diğeri Mart ayında olmak üzere iki ödemede yaklaşık 140.000 dolarlık bir maaş aldı.

Vergiler ve menajerlik ücretleri düşüldükten sonra ilk maaş çekinin yaklaşık 55.000 dolar olduğunu söyledi.

İlk yeni arabası olan tarçın renkli 1975 model Ford Thunderbird için 7.500 dolar harcadı. Ardından bir daire kiraladı, mobilyalar aldı ve ailesine para gönderdi.

Sonrasında avukatı aradı ve Bridgeman’a vergi ödemek için kenara para ayırması gerektiğini söyledi, Bridgeman bu fikri düşünmemişti. Beş ay sonra gelecek olan maaşına kadar nasıl geçineceğinden emin değildi. Avukatına aylık bir bütçe oluşturup oluşturamayacağını sordu.

Avukatı “Çok fazla harcama yapma yeter.” diye cevap verdi.

Takımdaki hiçbir oyuncu fazla harcama yapmıyordu. Bridgeman’in Bucks‘tan takım arkadaşı Quinn Buckneri, ESPN’e “O kadar paramız yoktu.” dedi. Bridgeman, ilk sezonlarından birinde üç koçun toplam maaşının 1,8 milyon dolar olduğunu hatırlıyor.

Buckner: “Bridgman disiplinliydi. Sporcuların genellikle dışarıda takıldığını, geç saatlere kadar dışarıda olduğunu düşünürsünüz. Bridgeman bunların hiçbirini yapmazdı.”

Bridgeman da takım arkadaşları da NBA’in onlara ömür boyu harcayabilecekleri miktarda bir para kazandıracağına dair hiçbir hayal kurmadı. Bridgeman’ın takım arkadaşlarından biris olan Bucks guardı Sidney Moncrief ESPN’e verdiği demeçte şöyle anlatıyor: “Kazandığımız maaşlar uzun vadede finansal olarak rahat bir yaşam sürmemize yetecek seviyede değildi. Her oyuncu kafasında sonsuza kadar oynayabileceğini düşünse de gerçek oynayamayacak olmaları.”

NBA kariyerlerinin çok kısa olduğunu -ortalama olarak 5 yıl- ve kötü bir sakatlığın bu kariyeri daha da kısaltabileceğini biliyorlardı. Moncrief: “Herkeste daha fazla para kazanma konusunda her zaman bir aciliyet duygusu vardı.” diyerek anlatıyor.

Buckner, basketbolun kendilerinin ana amacı olduğunu ama kariyerleri sona ermeden önce başka bir şeyler bulmaları gerektiğini bildiklerini söyledi.

Antrenmandan sonra saunada oturup bu konu hakkında konuşuyorlardı. Bridgeman başka neler yapabileceklerini merak ediyordu ve zamanın daraldığını biliyordu.

1978’de bir cumartesi sabahı Bridgeman Milwaukee’deki bir McDonald’s’a girdi. İçerisi müşterilerle doluydu. Bridgeman, o zamanlar Bucks’ın genel menajeri olan ama aynı zamanda şehir genelinde McDonald’s şubeleri bulunan Wayne Embry’ye merhaba demek için arka tarafa gitti. Embry’yi orada görünce bir aydınlanma yaşadı. Pek çok oyuncu NBA kariyerleri sona erdikten sonra bir yerde çalışmaya başlamıştı, kendisi de eski bir NBA oyuncusu olan Embry’nin kendi işi vardı.

Birileri için çalışmak yerine, insanlar onun için çalışıyordu.

Bridgeman’ın fast-food işinin nasıl yürüdüğüne dair hiçbir fikri yoktu ama Embry’nin izlediği yol kendisinin ilgisini çekmişti.

Restorandaki enerji ilgisini çekmişti. Kendisinin de aynı şeyi yapıp yapamayacağını merak etmeye başladı. Bu işe girmek için kenara yeterince para koyması gerektiğini biliyordu. Kariyeri boyunca 1 milyon dolar biriktirmeyi umut ediyordu. Bu hedef, Bucks’ın sahibi Jim Fitzgerald ve Bucks’ın azınlık haklarının sahibi Dan Neviaser ile yakınlaştıktan sonra ortaya çıktı.

Aynı yıl Fitzgerald oyunculara bölgede yeni satın alınan bir kablolu televizyon firmasına yatırım yapmak isteyip istemediklerini sorduğunda fırsat Bridgeman’in ayağına geldi.

Yatırımın fiyatı 150.000 dolardı ve birkaç yıl içinde ödenmesi gerekiyordu..

Bridgeman teklifi kabul etti. Yaklaşık beş yıl sonra Fitzgerald şirketi sattı ve Bridgeman 700.000 dolarlık bir çek alarak hayatının ilk finansal kazancını elde etti.

Bridgeman, Fitzgerald ve Neviaser ile yakın ilişkisini sürdürdü.

Bu ikilinin vurguladığı iki ana ilke vardı: Hangi işe girerseniz girin, onu temelden öğrenin. Bir diğeri ise, doğru insanların doğru pozisyonlarda olduğundan emin olun.

Bridgeman bu ilkelere basketbol penceresinden baktı. Bu oyunda başarılı olmak için çalışmanız ve doğru takım arkadaşlarına sahip olma ihtiyacınız vardı.

Kimyaya ve iyi bir kültüre ihtiyacınız vardı. İlkeler anlamlıydı, bu ilkeler Bridgeman’ın on yıllar boyunca taşıdığı bir temel oluşturdu.

Ancak Bridgeman paranın oyuncular için bir sorun teşkil edebileceğini de biliyordu.

Bridgeman’ın 1976-77’deki ikinci sezonunda oyuncuların temsilcisi olarak katıldığı NBPA toplantılarında bu konu sürekli gündeme geliyordu.

Bridgman o dönem NBA’de oynayan oyuncuların para kaybettiğini söylüyor.

Belki parayı yanlış yönetiyorlardı ya da birileri onları yanlış yönlendiriyordu ama oyuncular NBA’den para kazanamadan emekli oluyordu.

Bridgeman 1981’de NBPA yönetiminin toplu olarak harekete geçmeye karar verdiğini söylüyor. Yatırım firmalarındaki yöneticilerle temasa geçerek oyunculara finansal okuryazarlık dersi verip veremeyeceklerini soracaklardı.

Yaklaşık iki düzine yöneticinin bu teklifi kabul etmesinin nedeni ise bu menajerlerin oyuncuları müşteri olarak kazanma fırsatını görmeleriydi.

Los Angeles’taki bir toplantıda, bir yönetici amfitiyatro benzeri bir sahnede oyuncularla iki saat boyunca konuştu. Bridgeman, “Kimsenin ne söylediği hakkında bir fikri olduğunu sanmıyorum Çok spesifikti, çok ileri düzeydeydi. Bu bizim hatamızdı.” diyerek anlatıyor. “Muhtemelen sunucuyu dinleyiciler konusunda eğitmeliydik. Yöneticiler konuştukları konu hakkında çok şey bilen yüksek gelirli bireylere bir şey anlatacaklarını düşünerek geldiler.”

Bu çaba sonuçsuz kalsa da Bridgeman kariyerinde ilk kez oyunculara finansal okuryazarlık hakkında bir şeyler öğretmeye çalıştı.

1984 yılında, 30 yaşındaki Bridgeman, Chicago’dan bir bankacı arkadaşı ona bir tavsiye verdiğinde hala Bucks‘ta oynuyordu. Bankacı arkadaşının müşterileri şehrin güneyinde bir Wendy’s şubesi açmak istiyordu.

Belki ortak olabilirlerdi? Bridgeman pasif yatırımcı olmayı kabul etti. İki yıl sonra Bridgeman restoranın tamamını satın almak için bir teklifte bulundu ancak teklifi reddedildi. Bridgeman daha sonra hisselerini sattı, bu tecrübe onun restoran işinde ilk denemesiydi.

1987’de NBA’den emekli olduğunda Bucks ona genel menajer yardımcılığı teklif etti. Basketbola olduğu kadar iş dünyasına da ilgi duyduğunu fark ederek teklifi reddetti. Bunun yerine, iyi bir arkadaşı olan eski NBA forveti Paul Silas ile Brooklyn’de bir Wendy’s franchise’ı açtı. Birlikte başlangıçta yaklaşık 100.000 dolarlık yatırım yaptılar. Bridgeman’ın söylediğine göre bu iş başarısız oldu ve toplamda yaklaşık 150.000 dolar kaybettiler.

Silas koçluk kariyerine devam etmek için NBA’e döndü ama Bridgeman bu işte kararlıydı.

Bridgeman, yaptıkları hatanın restoran işi hakkında hiçbir şey bilmemeleri olduğunu fark etti. Bu yüzden bir Wendy’s eğitim programına katıldı, aylarca diğer franchise’ları ziyaret etti, neyin işe yarayıp neyin yaramadığını öğrendi.

Ertesi yıl olan 1988 yılında Bridgemen NBA’den kalan birikimi olan yaklaşık 750.000 doları Milwaukee’deki beş Wendy’s şubesini satın almak için kullandı.

Milwaukee bölgesinde takım arkadaşlarıyla zaman geçirir, sonrasında “Restorana gitmem lazım.” derdi. Ve giderdi.

Moncrief, “Restoranda sanki saatlik bir işçiymiş gibi çalışırdı.” diyor. “Tüm bunlara şahit oldum. Orada hamburger çevirerek, bulaşık yıkayarak ne yapmaya çalıştığını anlamaya çalışıyordum. Tüm bunları yaparken üzerinde Wendy’s iş pantolonu vardı. Yatırım yaptığınız şeyi iyice öğrenmenin değerini anladı çok iyi anladı. Her çekin nereye gittiğini bilmek istiyordu. Bir yere para gönderdiğinde, bunu hissetmek isterdi.”

İşte kar marjı çok düşüktü, Bridgeman zaman zaman birini kefaletle hapisten çıkarmak ya da dairesinde yangın çıkan birine yardım etmek zorunda kalıyordu.

Bazı şubelerde doğru personeli bulana kadar çok kez personel değişimi yapıldı.

Şubeleri satın aldığında yıllık gelirlerinin ortalama 600.000 dolar civarında olduğunu söyledi. İki yıl sonra, beş şubenin her biri 2 milyon dolar kazandırdı.

Milwaukee’de 16 Wendy’s şubesi daha satın aldı, ardından Madison’da daha fazla şube aldı. Daha sonra farklı eyaletlerde – Louisville, Nashville, Tennessee ve Florida’da – şubeler satın aldı.

Portföyüne farklı bir franchise olan Chili’s şubelerini de eklemeye başladı. Louisville’e taşındı, günlerini restoranların bölge müdürleriyle iletişim kurarak geçirdi.

Bridgeman’ı iş dünyasındaki en başarılı eski oyuncularından biri olarak gören NBPA 1990’ların başında Bridgeman’dan ilgilenen oyunculara restoran işini öğretmek için bir program oluşturmasını istedi.

O da dört gün sürecek bir program organize etti.. Oyuncular finansı ve günlük işleyişi öğrenecek, hatta bazıları ızgarada çalışacaktı. Ama çok az oyuncu programla ilgilendi. Program yaklaşık beş yıl sürdü. Yaklaşık 30 oyuncu bu programdan geçti; sadece beşi bu işin içinde kaldı.

Bridgeman emekli olduktan on yıl sonra, NBA sonrası kariyerinde NBA’de oynarken kazandığı parayı kazandığını fark etti. Bu miktar toplamda yaklaşık 3 milyon dolardı.

Ancak Bridgeman kendi kariyerini basketbol dışında da sürdürmeye çalışırken, NBA’deki diğer akranlarının mali felakete sürüklendiğini çok kez gördü.

1987’de Abdul-Jabbar’ın eski menajerine yanlış vergi beyannameleri ve “uygunsuz” yatırımlar yaptığı iddiasıyla açılan 59 milyon dolarlık tazminat davası Bridgeman’ı oldukça üzmüştü.

Yıllar geçtikçe Bridgeman aynı örneklerin sık sık tekrarlandığını gördü.