By Antonis Stroggylakis/ info@eurohoops.net
Bahçeşehir Koleji’nin 2024-25 BKT EuroCup’ta dikkat çeken bir güç haline gelmesinin sebeplerinden biri, guard Jaleen Smith ve özellikle onun oyun kurma becerisi.
Bahçeşehir’in ana oyun kurucusu rolünü üstlenen Smith, maç başına 11.8 sayı – 6.0 asist ortalamalarıyla oynuyor. Temsilcimiz, sezonu 7-1’lik bir dereceyle açarak A Grubu’nda lider durumda ve bu, turnuvanın en iyi ikinci derecesi olarak dikkat çekiyor.
Smith’in oyun kurucu olarak birçok öne çıkan performansı oldu, ancak hiçbiri Hapoel Shlomo Tel Aviv karşısında sergilediği şov kadar dikkat çekici değildi. Adeta “Point God” modunda oynayan 30 yaşındaki oyuncu, takım arkadaşlarına 15 asist yaparak bu galibiyette belirleyici oldu. Bu, 2014’te Omar Cook ve iki sezon önce J’Covan Brown’ın 16 asistlik performanslarının ardından EuroCup tarihindeki üçüncü en yüksek asist sayısıydı.
“Bu sadece benim takım arkadaşlarımı bulmamla alakalı değildi. Herkes o asistlere katkıda bulundu” diye mütevazı bir şekilde Eurohoops’a konuşan Smith, “Eğer takım arkadaşlarım şutları sokmasaydı, ben o asistlere sahip olamazdım. Bunun gerçekleşmesinde takım arkadaşlarımın payı büyük.”
Smith, Eurohoops ile yaptığı sohbette, rolünde ne kadar rahat hissettiğini, Bahçeşehir’in etkileyici başlangıcını, sürekli gelişen takım hücumunu ve takım arkadaşlarıyla birlikte benimsedikleri “herkes katkı sağlar” zihniyetini anlattı. Ayrıca, son dönemde sakatlık problemleri nedeniyle büyük sorumluluk üstlenen genç takım arkadaşı Şehmus Hazer’i övdü; takımda eski EuroLeague oyuncularını motive eden unsurlardan bahsetti ve Koç Dejan Radonjic’in felsefesinden neden keyif aldığını açıkladı.
Eurohoops: EuroCup’ta 7-1’lik bu başlangıç bazı insanları şaşırttı. Ama sizi değil, değil mi?
Jaleen Smith: Kesinlikle değil. Sezon öncesinden itibaren kendime oldukça güveniyordum. Daha önce EuroLeague veya EuroCup’ta oynamış birçok tecrübeli oyuncuya sahibiz. Bu, takımınız için her zaman iyi bir durumdur. Baştan beri iyi bir şansa sahip olduğumuzu hissettim. Tek mesele, ne kadar iyi bir uyum sağlayabileceğimizdi çünkü temelde tamamen yeni bir takımız. Uzun vadeli bir hedef belirlemedik. Hepimiz rekabet etmeyi seviyoruz ve her maçı kazanmaya çalışıyoruz. Asıl mesele, her maçta rekabet etmek. Kazanırız ya da kaybederiz, sıkı oynayıp kendi oyun tarzımızı sahaya yansıttığımızda sonucu göreceğiz. Bizi yenmek gerçekten zor olacak.
EH: Bahçeşehir, Gran Canaria’ya karşı alınan 66-63’lük mağlubiyetin ardından EuroCup’ta 5 maçlık bir galibiyet serisi yakaladı. O maçtan sonra Trento’ya karşı 110 sayı kaydederek kazandınız ve şu anda 90.2 sayı ortalamasıyla oynuyorsunuz. Gran Canaria maçından sonra takımın felsefesinde ne değişti?
J.S.: O maçtan sonra mottolarımızdan biri daha hızlı oynamak oldu. Gran Canaria bizi oyunumuzdan uzaklaştırdı, bunu kabul etmek lazım. Bizi yarı saha oyununa zorladılar – ve biz de bu tuzağa. Maçtan önce bile biraz yavaş oynuyorduk. Ama şimdi çok daha hızlı oynuyoruz. Özellikle Şehmus [Hazer], CJ [Massinburg] sakatken inanılmaz oynadı. Şimdi CJ geri döndü ve hücumumuza daha fazla opsiyonumuz var, savunmamıza da güç katıyor. Tempoyu biraz daha artırıyoruz. Savunmada zaten çok agresifiz ve bunu hızlı hücuma da yansıtabiliyoruz.
EH: Bahçeşehir’in asist lideri olarak maç başına 6.0 asist yapıyorsun. En son ne zaman bu kadar asist yaptığını hatırlıyor musun?
J.S.: Koleje dönüp bakmam gerekiyor. Ya da Almanya’da MHP Riesen Ludwigsburg ile oynarken, belki 4 ya da 5 asist yapıyordum. Ama 6 hiç olmadı. Hiç.
EH: Belki de daha önce bu tür bir rolün olmamıştı?
J.S.: Sanırım en son oyun kurucu görevlerini Ludwigsburg’dayken üstlenmiştim. İki ana oyun kurucudan biriydim. Temelde benimle CJ’nin durumuna benzer bir durumdu. Ana oyun kurucu olmaya gelince… Bahçeşehir’e gelmeden önce, Koç Dejan Radonjic ve Basketbol Operasyonları Direktörü Nemanja Bjelica, takımı yönetmemi istediklerini açıkça söylediler. Ben ve [Mateusz] Ponitka, EuroLeague tecrübemizi ve basketbol zekâmızı takıma taşımak için buradayız. Bunun gerçekten yardımcı olduğunu düşünüyorum. Takım arkadaşlarımızı doğru pozisyonlara yerleştirmek ve onların boş şutlar kullanmasına yardımcı olmak çok önemli.
EH: Bu sezon oyun kuruculuğundaki en dikkat çekici an, Hapoel Tel Aviv karşısında kariyer rekoru olan 15 asist yaptığın maçtı. Bu maçta kendini nasıl hissettin?
J.S.: Takım arkadaşlarıma teşekkür etmeliyim. Instagram’da da paylaşmıştım, herkes şut soktu, herkes smaç yaptı. Bu sadece benim onları bulmamla alakalı değildi, aynı zamanda onların çok iyi oynamasıyla ilgiliydi. Şehmus, Axel [Bouteille], Tyler [Cavanaugh], Tai [Odiase], Ponitka… Herkes bu asistlere katkıda bulundu ve boş pozisyonda olduklarında şutları soktular. Eğer onlar bu şutları sokmasaydı, benim o asistlere sahip olmam mümkün olmazdı. Hepsi oldukça iyi şutörler. Bu işi mümkün kıldıkları ve benim için doğru zamanda doğru yerde oldukları için takım arkadaşlarıma teşekkür ederim.
EH: Kendini oyun kurucu rolünde daha rahat hissediyor musun?
J.S.: Hakkımda daha çok bir ‘2’ numara olduğum yönünde eleştiriler yapıldı. ‘2’ numara oynayabilirim. Hırvatistan milli takımında bunu yapıyorum ve kendimi oldukça rahat hissediyorum. Ama oyun kurucu da oynayabilirim. Bu konuda çok yönlülüğüm oldukça iyi. Hem oyun kurucu hem de şutör guardı rahatlıkla oynayabiliyorum. Ancak ‘1’ numarada oynamaktan gerçekten çok keyif alıyorum. Rolümün liderlik yapmak olduğunu bilmek, bu rolü üstlenmek güzel. Çok konuşarak değil de örnek olarak liderlik yapmak. Doğru şekilde oynamak. Sanırım en büyük artım, her zaman doğru şekilde oynamam.
EH: Bahçeşehir, senin ana oyun kurucu rolünle galibiyetler alıyor.
J.S.: Bu bir gerçek. Nerede oynadıysam, oyun kurucu olduğumda hep kazandık. Ludwigsburg’da oynarken, 2020-21 normal sezonunu birinci sırada bitirdik. 2020’deki bubble turnuvasında ALBA Berlin’e karşı finale çıktık, bu büyük bir olaydı. Bunun bir tesadüf olmadığını düşünüyorum. Herkesin bir fikri var, ama ben sadece basketbol oynamaya ve mümkün olduğunca çok maç kazanmaya çalışıyorum. ‘1’, ‘2’, ‘3’, ‘4’ ya da ‘5’ oynamam fark etmez. Sadece kazanmak istiyorum ve yapmaya çalıştığım şey bu.
EH: Maç başına 6.0 asist yapıyorsun ve Bahçeşehir’de beş oyuncu çift haneli skor ortalamasına sahip. Bu takım hakkında ne söylüyor?
J.S.: “Asistlere baktığınızda EuroCup’ta ilk 5’teyiz. Bu da doğru şekilde oynadığımızı ve iyi bir takım oyunu sergilediğimizi gösteriyor. Tecrübeli oyuncularımız var ve nasıl basketbol oynanacağını, nasıl kazanılacağını biliyorlar. Kimsenin en iyi istatistiklere sahip olmasına önem vermiyoruz. Kazandığımız sürece, önemli olan tek şey bu. 20 sayı atan ben olabilirim, Şehmus, CJ, Tyler, Tai ya da Axel olabilir. Hatta genç oyuncularımızdan biri bile olabilir. Kazandığımız sürece herkes kendi rolünü yerine getirir, kimse şikâyet etmez. Kazanıyorsak, her zaman iyi bir hava vardır. Biz böyleyiz. Her zaman birlikte eğleniyoruz. Yeni bir takım olmamıza rağmen, sanki yıllardır birlikte oynuyormuşuz gibi hissediyoruz.”
EH: Şehmus’u birkaç kez andın. Hapoel Tel Aviv’e karşı 23 sayı, ratiopharm Ulm karşısında da 20 sayı attı.
J.S.: “Şu anda bir form tutturmuş durumda. Ayrıca bu sadece EuroCup’ta değil, son Türkiye Ligi maçlarımızı da sayarsak, CJ’nin sakatlığından beri 20 sayı ortalama ile oynuyor. Şu anda bizim için en istikrarlı oyuncu. Ve sezon ilerledikçe daha da iyiye gidiyor. Fenerbahçe’den EuroCup’a geçişin onun için zor olduğunu biliyorum. Bu, eski EuroLeague oyuncuları için bir tür geçişti. Ama şimdi oynuyor ve oyuncu olarak büyüyor. Sezon ilerledikçe bu gelişimi görebiliyorsunuz. Daha da iyiye gidiyor.”
EH: Bahsettiğiniz bu grup, yani “EuroLeague eskileri,” diyelim, kolaylıkla EuroLeague’de oynayabilecek oyuncular. Bu grup olarak bir şeyler kanıtlamak istediğinizi düşünüyor musunuz?
J.S.: “Sanırım bunu yapıyoruz. Ancak EuroCup’a gelip bizim oynadığımız şekilde oynamamız, tamamen burada inşa edilen projeye olan inancımızla ilgili. Bahçeşehir, sadece Türkiye’de değil, Avrupa genelinde en iyi kulüplerden biri olmak istiyor. Bunu bana daha önce söylediler ve bu nedenle burası ideal bir yer gibi göründü. Ben, Tyler, Şehmus, Mateusz Ponitka… Bu projeyi oluşturmak istediler. Ayrıca, önemli süreler alma fırsatımız oldu. Bu, bizim için en büyük etkenlerden biriydi. Şehmus, Mateusz ve ben gerçekten basketbol oynamaktan keyif alabileceğimiz bir yerde olmak istedik. Bu bizim için çok önemliydi. Tyler da geçen yıl burada oynarken koçtan keyif aldı. Bahçeşehir’e gelip bu şekilde oynayabilmek… Sanırım hepimizin kanıtlayacak bir şeyleri vardı. Hepimiz kesinlikle EuroLeague seviyesinde oynayabileceğimizi göstermek istiyoruz. Nerede oynadığımız fark etmez.”
EH: Eski EuroLeague oyuncularından bahsetmişken, Koç Dejan Radonjic de EuroLeague’de birkaç sezon geçirdikten sonra geçen yıl Bahçeşehir’e geldi. Onunla çalışmak nasıl bir deneyim?
J.S.: “Bize hücumda çok fazla özgürlük tanıyor. Hepimizin onunla harika bir ilişkisi var. Örneğin, bir set söylediğinde ve biz sahada başka bir şey görürsek, seti değiştirmemize izin verir. Bir oyuncu-koç ilişkisinde istediğiniz şey budur. Koçun size güvendiğini hissetmek istersiniz. Savunma konusunda ise temel prensibi sert olmak, çok çalışmak. Hücumda her şeyin çok daha kolay hale gelmesini sağlıyor.
Böyle koçları seviyorum. Ludwigsburg’da da böyle bir koçum vardı. Hücumda bize özgürlük tanır, istediğimiz gibi oynardık. Ama savunmaya gelince belli standartları vardı. Bu tür koçlarla iyi bir uyum sağladığımı düşünüyorum çünkü hücumda özgürlüğüm oluyor. Kısıtlanmış hissetmek istemiyorum. Koç Radonjic’i gerçekten seviyorum, bizi iyi hissettiriyor. Bize oyun oynama özgürlüğü tanıyor. Radonjic’in antrenman sırasında belli bir sistemi var, ama maçta her şey serbest bir akış halinde oluyor.”
Photo: Bahcesehir
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!