by Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 26 Kasım 2024 tarihinde BleacherReport’ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
2024-25 sezonunun başlangıcı bunun en yeni kanıtı.
Tüm 30 takım da şu ana kadar iyi ya da kötü, bazı sürprizlerle karşılaştı. Biz burada, bu beklenmedik gelişmelerin en dikkat çekicilerini öne çıkarıyoruz: kariyerlerinin sonlarına doğru parlayan oyuncular, hızlı yükselişler, büyük hayal kırıklıkları, alışılmadık zorluklar ve daha fazlası…
Dallas Mavericks: Klay Thompson’ın Zorlu Başlangıcı
Kağıt üzerinde her şey harika görünüyordu. Klay Thompson, Luka Dončić ve Kyrie Irving gibi oyun kurucuların mükemmel paslarıyla üçlükler mi atacak? Karşı savunmaların buna çözüm bulması imkansız gibi görünüyordu.
Ancak bu, Thompson’ın Golden State’teki kadar etkili bir şutör olacağı varsayımına dayanıyordu. Şu ana kadar bu gerçekleşmiş değil.
34 yaşındaki oyuncu, kariyerinin en etkisiz hücum dönemini yaşıyor. Maç başına 13.2 sayı atıyor, bu da çaylak sezonundan bu yana en düşük seviyesi. Şut yüzdesi ise %38.3 ve üçlük yüzdesi %36.8, kariyerinin en kötü oranları.
Belki bu uzun süreli bir formsuzluk dönemidir, ancak Thompson’ın kariyerinde bu tür durgunluklar nadiren yaşandığı için bu kadar zorlandığını görmek yine de şaşırtıcı.
Denver Nuggets: Christian Braun’un Rahat Yükselişi
Nuggets, Christian Braun’un terfiye hazır olmasını umuyordu. Kentavious Caldwell-Pope serbest oyuncu döneminde takımdan ayrıldığında, Denver’ın yerini doldurması için tek seçeneği 23 yaşındaki oyuncuyu “bat ya da çık” durumuna sokmaktı.
Neyse ki Braun, bu durumdan etkilenmeden başarılı oldu. Yükselmek bu kadar kolay olmamalıydı, ancak Braun, takıma anahtar bir dişli olarak katkı sağladı.
İlk ayındaki performansı, Most Improved Player (En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu) ödülü için ciddi bir başvuru gibi görünüyor. Daha fazla süre almasının beklendiği bir sezonda, Braun şu anda %57.7 saha içi isabet, %46.7 üçlük yüzdesi ve %77.8 serbest atış yüzdesiyle kariyerinin en yüksek oranlarına ulaşmış durumda.
Golden State Warriors: Lindy Waters III’ün Katkısı
Golden State’in Lindy Waters III’ü kadrosuna sessiz sedasız eklemesi birçok kişinin dikkatinden kaçmış olabilir. 27 yaşındaki oyuncu, Oklahoma State’teki dört yıllık kariyerinde maç başına 9.5 sayı ortalaması tutturmuş ve profesyonel kariyerine The Basketball League’deki Enid Outlaws ile başlamıştı.
Ancak Warriors, bu yaz neredeyse hiçbir şey kaybetmeden Waters’ı kadrosuna kattı. İlk ayda, Waters 10. sıradaki dakika süresiyle önemli bir katkı sunuyor. Steve Kerr’in geniş kendine zaman zaman ilk beşte de yer bulan Waters, %38.3 üçlük yüzdesiyle güvenilir şutörlüğünü, 19 asist ve sadece 2 top kaybıyla akıllı karar verme yeteneğini ve sıkı savunmasını sergiledi.
Houston Rockets: Dillon Brooks’un Fark Yaratan Performansı
Dillon Brooks’un Houston’a dört yıllık, 80 milyon dolarlık bir sözleşmeyle katılmasına şüpheyle yaklaşanlar olmuştu. Ancak bu şüpheler yersiz olabilir.
Rockets, Brooks’u takımın kimliğini sert ve azimli bir şekilde yeniden şekillendirmesi için ekledi. Ancak bu sezon, Brooks hücumda da kariyerinin en yüksek üçlük yüzdesine (%39.4) ulaştı ve takımın hücum verimliliğine büyük katkı sağladı.
Los Angeles Clippers: Norman Powell’ın Yükselişi
Norman Powell, Clippers medya gününde Paul George’un takımdan ayrılmasını “ekstra bir kazanç” olarak yorumladı. Bu cesur yorum, Powell’ın kariyerinde en iyi sezon başlangıçlarından birini yapmasıyla desteklendi.
31 yaşındaki Powell, Clippers’ın ilk beşinde tam zamanlı bir oyuncu olarak oynarken maç başına 25.1 sayı üretti ve %63.8 gerçek şut yüzdesiyle kariyerinin zirvesinde.
Los Angeles Lakers: Anthony Davis’in Liderliği
Anthony Davis, LeBron James’ten liderlik bayrağını devraldığı bir sezon geçiriyor.
Yeni başantrenör JJ Redick yönetiminde Davis, kariyerinin en yüksek sayı ortalaması olan 30.1 sayıya ulaştı ve %40.6 ile üçlük atarak Lakers için büyük bir hücum tehdidi haline geldi. Ayrıca kariyerindeki en yüksek serbest atış denemesi ortalamasına ulaştı (10.3).
Memphis Grizzlies: Jaylen Wells’in Çaylak Yarışına Girişi
Jaylen Wells, bu yazki draftta 39. sıradan seçildi. Ancak diğer birçok ikinci tur seçiminden farklı olarak, NBA’e hızlı bir giriş yaptı.
Wells, Grizzlies’in ilk beşinde düzenli olarak forma giymeye başladı ve maç başına 12.5 sayı ortalamasıyla çaylaklar arasında ikinci sırada yer alıyor. Ayrıca %40.2 üçlük yüzdesiyle dikkat çekiyor.
Minnesota Timberwolves: Anthony Edwards’ın Üçlük Performansı
Anthony Edwards, bu sezon adeta Stephen Curry ile kıyaslanabilir bir üçlük performansı sergiliyor.
Maç başına 4.9 üçlük isabetiyle oynarken, %43.8 üçlük yüzdesiyle kariyerinin en yüksek seviyesine ulaştı. Bu gelişme, Timberwolves’un hücumunu yeni bir seviyeye taşıdı.
New Orleans Pelicans: Brandon Boston Jr.’ın Fırsatı Değerlendirmesi
Pelicans’ın sakatlık problemleri, Brandon Boston Jr.’a kendini gösterme şansı verdi.
Boston, sahada sınırlı süresine rağmen maç başına 12.5 sayı, 4.3 ribaund ve 4.2 asist ortalamalarıyla dikkat çekiyor.
Oklahoma City Thunder: Ajay Mitchell’ın Anında Etkisi
Oklahoma City’nin rotasyonu NBA’deki en iyi rotasyonlardan biri ve bu rotasyonu aşmak oldukça zor. Bunu, 2022 draftında 11. sıradan seçilen ve hâlâ NBA kariyerinde 1.200 dakikayı bulamayan Ousmane Dieng’e sorun.
Ancak bu yıl 38. sıradan seçilen Ajay Mitchell için işler oldukça kolay görünüyor. İki yönlü bir sözleşmeyle oynayan Mitchell, takımda dakika sıralamasında sekizinci sırada yer alıyor—Dieng’in iki basamak önünde—ve daha fazlasını yapabilecek gibi görünüyor.
22 yaşındaki oyuncu, bu performansı sürdürürse daha fazla süre alacak: her 36 dakikada 12 sayı, 4.2 asist ve 2.1 top çalma istatistiklerine %50 saha içi isabet, %47.4 üçlük yüzdesi ve %77.8 serbest atış oranıyla ulaşıyor.
Phoenix Suns: Kevin Durant’in Yokluğundaki Çöküş
Kevin Durant, bu ligde forma giymiş en büyük oyunculardan biri. Görünüşe göre bu takımın başarısından da tamamen tek başına sorumlu.
En azından, 14 kez All-Star olmuş oyuncunun baldır sakatlığı geçirdiği günden bu yana Suns’ın düştüğü durum böyle görünüyor. Phoenix, Durant sakatlanmadan önce 8-1’di ve sakatlıktan sonra sadece 1-6. Bu maçların neredeyse hiçbiri başa baş geçen maçlar değildi; mağlubiyetlerin tamamına yakını en az dokuz sayı farkla geldi.
Bu seviyedeki bir oyuncu sakatlandığında bazı düşüşler beklenir, ancak bu tam anlamıyla bir felaket oldu.
Portland Trail Blazers: Deni Avdija’nın Şut Sorunları
Deni Avdija’nın NBA kariyerindeki ilk üç sezon, Portland’ı böyle bir ihtimal konusunda uyarmış olabilir.
Ancak Blazers, geçen sezon şutlarının yarısından fazlasını soktuğunda ve üçlüklerde %37.4 isabet oranına ulaştığında Avdija’nın gerçek bir sıçrama yaptığını düşünmüş gibiydi.
Eğer bu rakamları tekrarlayamayacağını—ya da ideal olarak geliştiremeyeceğini—düşünselerdi, onu almak için bu kadar büyük bir bedel ödemezlerdi, değil mi? Washington’dan çıkarmak için draftın 14. sırasını, 2029 birinci tur seçimini, iki gelecekteki ikinci tur seçimi ve Malcolm Brogdon’u verdiler.
Şut atmak Avdija’nın oyununun sadece bir yönü olsa da, sunduğu toplam paket, şut atmakta zorlanan biri gibi görünürse çok daha az çekici hale geliyor. Ve şu ana kadar Portland’da tam olarak böyle bir oyuncu oldu. Genel şut yüzdesi %37.3, üçlük yüzdesi ise sadece %28.6.
Sacramento Kings: Şutörlerin Performansı Düşük
Burada Sacramento’nun en büyük yaz transferi olan DeMar DeRozan’a dayanarak bir şaka yapmak mümkün olabilir. Ancak Sacramento’nun üçlük çizgisinin dışındaki sıkıntıları, yeni transferiyle alakalı değil.
Kings, oldukça etkili bir uzun mesafe hücumuna sahip olabilirdi, ancak bu yalnızca güvendikleri şutörlerin görevlerini yerine getirmesiyle mümkün olurdu. Şu ana kadar, takımın belirlenen şutörlerinden çoğunlukla isabetsiz atışlar görüldü.
Keegan Murray, iki yıl önce %41.1 üçlük isabetiyle ligin en iyi çaylak şutörlerinden biri olarak çıkış yapmıştı, ancak bu sezon üçlük yüzdesi %29.9’a düştü. Kevin Huerter, kariyerinde %37.8 üçlük isabet oranına sahip bir oyuncu olarak tanınıyor, ancak bu sezon %29’luk bir oran yakalayabildi. Doug McDermott (%40.9 kariyer isabet oranı, bu sezon %32.4) ve Malik Monk (%35.3 kariyer oranı, bu sezon %27.9) gibi diğer isimlerin de şut performansları alışılmışın dışında kötü.
Rakip savunmalar, bu başarısızlığın daha büyük bir örneklemle devam edip etmeyeceğini görmek için bekleyebilir, ancak bu durum çok uzun sürerse Sacramento’nun hücumları ciddi şekilde sıkışabilir.
San Antonio Spurs: Haftanın Oyuncusu Harrison Barnes?
Bir an için geriye gidip sezon öncesindeki kendinize, bu sezonun 5. haftasında Batı Konferansı’nda Haftanın Oyuncusu ödülünü hangi oyuncunun alacağını sormayı düşünün. Harrison Barnes’ın adını aklınıza getirmek için kaç tahminde bulunmanız gerekirdi?
Tahmin sayısı önemli değil, çünkü en inatçı tahminciler bile Barnes’ın adını düşünmeden önce pes ederdi.
Ancak 32 yaşındaki Barnes, Spurs’un üç maçlık galibiyet serisine öncülük eden ani bir performans patlamasıyla bu onura layık görüldü. Bu hafta, Barnes’ın sezonun ilk üç 20+ sayılık maçını içerdi; saha içinden %61.8, üçlük çizgisinden ise %60 isabet oranıyla oynadı ve Nisan 2022’den bu yana ilk double-double’ını yaptı.
San Antonio’nun açıklamasına göre Barnes, kariyerinde bu kadar geç bir dönemde ilk kez Haftanın Oyuncusu ödülü kazanan oyuncu olarak lig rekorunu kırdı. Bu, basketbol mükemmeliyetinin tam anlamıyla beklenmedik bir örneğiydi.
Utah Jazz: Arka Alanın Şut Problemi
Bu sürprizden dolayı Collin Sexton’u suçlamayın.
1.91 boyundaki skorer guard, arka alanındaki takım arkadaşlarının isabetsizliğini telafi etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor. %47 saha içi isabet ve kariyerinin en iyi seviyesi olan %46.2 üçlük yüzdesiyle oynuyor.
Ancak bu isabetsizlikten sorumlu olan oyuncular—Keyonte George ve Jordan Clarkson—Jazz’ın başını derde sokuyor. Clarkson, takımın en büyük takas varlığı olarak görülebilirken, George, uzun vadeli bir yapı taşı olarak düşünülüyor. Ancak ikisi de şu ana kadar bekleneni veremedi. İkisi de %40’ın altında saha içi isabet oranına sahip ve üçlük çizgisinin gerisinden toplamda 198 denemede yalnızca 60 isabet bulabildiler (%30.3).
Bu nedenle, geçen sezon ortalama olan Jazz hücumu şu anda neredeyse işlevsiz durumda. Şimdi soru şu: Bu oyuncular stoklarını kurtaracak kadar toparlanabilir mi? George uzun vadeli bir temel taşı olarak mı, yoksa Clarkson bir takas hedefi olarak mı?
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!