2024-25 EuroLeague: 18 Takımın En Zayıf Yönleri

10/Ara/24 09:50 Aralık 10, 2024

Arma Kaynar

10/Ara/24 09:50

Eurohoops.net

Eurohoops Fırın, EuroLeague’de her takımın en zayıf yönlerini karşınıza getiriyor.

by Melikşah Bayrav / info@eurohoops.net 

Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın! 

Turkish Airlines EuroLeague’in 2024-25 sezonunda şu ana kadar 14 maçlık bir süreci geride bıraktık. Bu süreçte basketbolseverler olarak heyecan dolu karşılaşmalara, etkileyici bireysel performanslara ve kıyasıya bir rekabete tanıklık ettik.

Bu yaz EuroLeague takımları, belki de son yılların en hareketli transfer dönemlerinden birine imza attılar. Yapılan çok sayıda flaş hamle yazın basketbol gündeminin üst sıralarında yer alırken sonuç olarak ortaya son derece rekabetçi bir lig çıktı.

Yaz dönemi boyunca yapılan gösterişli transferlere rağmen bu isimlerden beklenen performans seviyesine henüz ulaşamayanları gördük. Bunun yanı sıra sezona son derece iddialı hedeflerle başlayıp şu ana kadar beklentileri karşılayamayan takımları da gözlemleyebiliyoruz.

Eurohoops Fırın, bugünkü serisinde 18 EuroLeague takımının en zayıf yönlerini karşınıza getiriyor.

Fenerbahçe Beko – Uzun Rotasyonu

boban-marjanovic-fenerbahce

Evet, aslında bu noktada söylenecek çok bir şey yok. Geçtiğimiz sezon uzun rotasyonundaki Johnathan Motley, Georgios Papagiannis ve Sertaç Şanlı üçlüsünden beklediği kadar istikrarlı bir katkı alamayan Fenerbahçe Beko, bundan dolayı yazın önemli değişikliklere gitti.

Papagiannis ve Motley ile yola devam etmeme kararı alan Fenerbahçe, bu iki ismin yerine sırasıyla Luka Samanic, Khem Birch ve Boban Marjanovic hamlelerini yaptı. Samanic’in bir anda beklenmedik şekilde takımdan ayrılmasıyla Fenerbahçe’nin uzun rotasyonunu Marjanovic, Birch ve Sertaç üçlüsü oluşturdu.

Artık herkesin farkında olduğu üzere Fenerbahçe Beko, üç oyuncudan da istikrarlı katkı alamıyor. Sertaç ve Marjanovic, sahada oldukları bölümlerde bazı ciddi savunma zaaflarına yol açıyorlar. Khem Birch ise savunmada çok daha aktif bir oyuncu olmasına karşın geçirdiği ağır sakatlıklar nedeniyle eski atletizminden çok uzak. Bu nedenle hücuma yaptığı katkı son derece sınırlı kalıyor.

Hal böyle olunca Fenerbahçe Beko, kazandığı maçlar da dahil olmak üzere neredeyse oynadığı her maçta beş numara pozisyonunda farklı arayışlara gidiyor.

Her ne kadar koç Saras Jasikevicius birden çok kez ‘daha fazla transfer istemediğini’ net şekilde dile getirse bile uzun rotasyonundaki durumun Fenerbahçe’nin tavanını negatif etkilediği ortada. Dolayısıyla bir noktada beş numara pozisyonu için bazı değişikliklerin yaşanması pek sürpriz olmayabilir.

 

Anadolu Efes – Forvet Rotasyonu

EuroLeague’de son iki sezondur Playoffların uzağında kalan Anadolu Efes, bu yaz kadrosuna önemli takviyeler yaptı. Forvet rotasyonuna dahil edilen NBA patentli oyuncular Jordan Nwora ve Stanley Johnson’a yönelik beklenti ise hem hücumda, hem de savunmada değerli katkılar yapmalarıydı.

Buna karşın şu ana dek iki oyuncu da istikrarlı bir performans ortaya koyamadılar. Bir önceki sezon NBA’de 8 sayı ve 3.4 ribaund gibi hiç fena olmayan ortalamalarla oynayan Jordan Nwora, halen Avrupa basketboluna tam anlamıyla adapte olamadı.

Çoğunlukla bir maçta parladıktan sonra öbür maçta ortalıklarda gözükmeyen ABD’li forvet, kendisinden beklenen istikrar düzeyinin uzağında kaldı.

Stanley Johnson’a baktığımızda ise tablonun daha karamsar olduğunu görebiliyoruz. Atletizmi ve yırtıcılığı sayesinde önemli bir savunmacı olsa bile Johnson, hücumda şu ana dek neredeyse hiçbir tehdit yaratamadı. Çıktığı 10 maçta ortalama sadece 9 dakika süre alan ABD’li forvet, maç başına ise 1.7 sayıda kaldı.

Buna ek olarak yazın takımın ana dört numarası olması beklentisiyle takıma dahil edilen Rolands Smits de epey istikrarsız gözüktü. Dolayısıyla sezonun şu noktasına kadar forvet rotasyonundaki istikrar sorunlarının Anadolu Efes‘in tavanını olumsuz etkilediğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

 

Panathinaikos – Yeni Transferler

Cedi-Osman-Omer-Yurtseven-Panathinaikos-airport

Geçtiğimiz sezonu EuroLeague ve Yunanistan Ligi şampiyonluklarıyla kapatan Panathinaikos, yazın kadrosuna üç dikkat çeken takviye yaptı. Maccabi Tel Aviv‘in yıldızı Lorenzo Brown’un yanı sıra NBA serüvenlerine nokta koyan milli oyuncularımız Cedi Osman ve Ömer Faruk Yurtseven, Ergin Ataman’ın ekibinin yolunu tuttular.

Açıkçası bu transferlerin Panathinaikos’un zaten üst düzey olan kadro kalitesini farklı bir boyuta çıkarmaları bekleniyordu. Buna karşın şu ana dek böyle bir durum söz konusu olmadı.

Uzun yıllar sonra EuroLeague sahnesine geri dönen Cedi Osman, açıkçası geride kalan 14 maçta fiziksel olarak hiç hazır gözükmedi. Mathias Lessort’a alternatif olması ve bazı maçlarda dinlendirmesi beklentisiyle kadroya katılan Ömer Faruk Yurtseven, şu an için beklenen istikrar düzeyinin uzağında kaldı.

Lorenzo Brown ise yeni takımındaki hücum düzenine adapte olmakta zorlandı. Şu an sezon başına kıyasla biraz daha etkili gözükse bile tecrübeli oyun kurucu, Maccabi‘deki keskinliğinden uzak bir görüntü ortaya koydu.

Açıkçası bu durum, Panathinaikos’un aldığı sonuçlara negatif etki yaptı. Sezona güçlü bir başlangıç yapması beklenen Yunan temsilcisi, EuroLeague’de çıktığı son dört maçın üçünü kaybederek zirvenin üç galibiyet uzağında kaldı.

Yine de Ergin Ataman takımlarının sezon ilerledikçe ritim bulduğuna çok fazla tanıklık ettik. Dolayısıyla Panathinaikos’ta da ikinci yarıdan itibaren transferlerin takıma daha adapte gözükmesi ve üst üste galibiyetlerin gelmesi pek sürpriz olmaz.

Olympiakos – Takım Savunması

Fournier-Peters-Olympiacos-Paris

Uzun yıllardır koç Georgios Bartzokas yönetimindeki Olympiakos, EuroLeague’in istikrar dendiğinde akla gelen ilk takımı konumunda. Hücumda sahaya müthiş yerleşen ve topu kusursuza yakın paylaşan Yunan temsilcisi, savunmada ise senelerdir hep ligin en agresif savunma yapan takımlarından biri oldu.

Bu sezona baktığımızda ise daha farklı bir tablo gözlemliyoruz. Yazın yaptığı Evan Fournier ve Sasha Vezenkov takviyeleriyle hücum gücünü çok arttıran Olympiakos, bu doğrultuda ligin en etkili hücum takımlarından bir tanesi.

Yine de savunmada benzer bir durumdan bahsetmek mümkün değil.

Maç başına potasında 81 sayı gören Olympiakos, rakiplerine ise çok rahat topu paylaşma imkanı veriyor. Rakiplerine maç başına ortalama tam 19 asist izni veren Yunan temsilcisi, bu alanda şu an için EuroLeague’in en kötü beş takımından bir tanesi.

Buna karşın takımda yaşanan savunma problemlerini de düşündüğümüz zaman Olympiakos’un özellikle sezon sonlarına doğru çok daha keskin bir savunma takımı haline gelmesi sürpriz olmaz.

 

Paris Basketball – Top Paylaşımı

TJ-Shorts-Olympiacos-Paris

Paris Basketball bu sezon tam anlamıyla uçuyor! Bu yıl kulüp tarihinde ilk kez EuroLeague’de yer alan Fransız temsilcisi, şu ana dek muazzam bir peri masalına imza attı. Ligdeki son 10 maçının tamamını kazanan Paris, ilk senesinde zirveye yerleşmiş durumda.

Yine de bu durum, Paris Basketball’un her şeyiyle kusursuz bir takım olduğu anlamına gelmiyor.

86.5 sayıyla ligin maç başına en çok sayı atan üçüncü takımı konumundaki Paris, buna karşın topu çok kötü paylaşıyor. Maç başına sadece 16.2 asist yapan Fransız temsilcisi, bu alanda ligin en kötü üçüncü takımı. 100 pozisyon başına asist yüzdesi ise sadece %52’de kalan Paris, bu alanda ise ligin dibinde yer alıyor.

Elbette bu durumun en büyük sebebi, takımın neredeyse tüm hücumlarını TJ Shorts’un üzerinden şekillendirmesi. Shorts’un önderliğinde geçiş hücumlarında çok büyük fark yaratan Paris, yarı sahaya kaldığında ise benzer etkiyi gösteremiyor.

Paris Basketball için şu ana dek işler kusursuz ilerlese bile neredeyse tüm organizasyon yükünün Shorts’un üstünde olması, ilerleyen haftalarda rakipler için kolay tahmin edilebilir bir görüntü sergilemelerine yol açabilir.

 

Real Madrid – Dört Numara Rotasyonu

@rmbaloncesto

Bu sezona kadar EuroLeague’in forvet rotasyonu bakımından en zengin takımı olan Real Madrid, sezonun başlamasına çok az bir süre kala beklemediği türden bir darbe aldı. Her ne kadar çok konuşulan bir sürecin sonunda Mario Hezonja’yı takımda tutabilmiş olsa da Madrid, önemli bir kayıp yaşadı.

Olimpiyat Oyunları’nda Fransa Milli Takımı ile müthiş bir performans ortaya koyan Guerschon Yabusele, NBA’e geri döndü. Hal böyle olunca Madrid, sezonun başlamasına çok az bir süre kala ana dört numarasını kaybetmiş oldu.

Buna ek olarak yazın takıma geri dönen Usman Garuba’nın da ayak bileğindeki kırık nedeniyle uzun süre sahalardan uzak kalmış olması, Madrid’in dört numara rotasyonunda elini çok daralttı. Bu durum, takımın yeni sezona kabus gibi bir başlangıç yapmasında çok büyük rol oynadı.

Hal böyle olunca Real Madrid’in sezon içerisinde dört numara pozisyonuna bir takviye yapması kimse için sürpriz olmayacaktır.

Barcelona – Takım Savunması

Barcelona Real

Yazın koç Roger Grimau ile yollarını ayırdıktan sonra takımın başına Joan Penarroya’yı getiren Barcelona, şu ana dek ligin en etkili hücum takımlarından biri oldu. Maç başına tam 86.4 sayı bulan Barça, buna ek olarak 20.8 asistle EuroLeague’in en çok asist yapan takımı konumunda.

Buna karşın Barça, son haftalarda aldığı istikrarsız sonuçlarla birlikte sekizinci sıraya kadar geriledi. Bunun en büyük sebebi ise takım savunmasındaki problemler.

Maç başına neredeyse potasında 86 sayı (85.8) gören Barcelona, bu alanda ligin en kötü beşinci takımı. Üstelik Barcelona’ya karşı oynayan takımlar, şu ana dek ortalama %56 gibi çok yüksek bir saha içi isabet yüzdesi tutturmuş durumdalar. Barça, bu alanda da ligin en kötü beş takımından biri.

İşin en ilginç tarafı ise maç başına rakiplerine sadece 16.4 asist izni veren Katalan temsilcisi, bu alanda ligin en iyi ikinci takımı. Buna rağmen potalarında neredeyse ortalama 86 sayı görmeleri, birebir aksiyonları savunmakta ne kadar zorlandıklarını bariz şekilde gösteriyor.

 

Olimpia Milano – Takım Savunması

Yazın yaptığı iddialı takviyelere rağmen yeni sezona kabus gibi bir başlangıç yapan Olimpia Milano, bir kez daha hayal kırıklığı yaratma yolunda emin adımlarla ilerliyordu. Buna karşın Nico Mannion transferinden sonra müthiş bir ritim yakalayan Milano, EuroLeague’deki son yedi maçının altısını kazanarak Playoff yarışına dahil oldu.

Bu süreçte kusursuza yakın hücum eden Milano, şu sıralar maç başına 87.9 sayı ortalamasıyla EuroLeague’in ikinci sırasında yer alıyor. Buna rağmen işin savunma kısmında çok farklı bir tablo söz konusu.

Potasında maç başına tam 87 sayı gören İtalyan temsilcisi, şu sıralar EuroLeague’in en çok sayı yiyen üçüncü takımı. Savunma reytinglerinde ise (100 pozisyon başına yenen sayı) Milano, 118.4 savunma reytingiyle ligin en kötü takımlarından biri.

Elbette bu tablonun ortaya çıkmasında Josh Nebo’nun neredeyse sezon başından beri sakat olmasının çok büyük bir payı var. EuroLeague’in en etkili savunmacı uzunlarından biri olan Nebo’nun geri dönüşü, Milano’yu şu ana kıyasla daha keskin bir savunma takımı haline getirebilir.

 

AS Monaco – Uzun Rotasyonunun Atletizm Seviyesi

mam-jaiteh-monaco

Geçtiğimiz sezon üst üste ikinci kez Final Four’a kalmayı tek maçla kaçıran AS Monaco, yazın kadrosuna önemli eklemeler yaptı. Bu süreçte uzun rotasyonunda da önemli bir değişiklik yaşandı.

EuroLeague’in en atlet pivotlarından biri olan Donta Hall ile devam eden kontratına rağmen yollar ayrıldı. Hall’un kadrodaki yerini ise geçtiğimiz sezon Fenerbahçe Beko formasıyla izlediğimiz Yunan dev Georgios Papagiannis aldı.

Elbette Papagiannis ve Hall, profil itibariyle birbirlerinden epey farklı oyuncular. 2.20’lik boyuna rağmen Papagiannis, çember savunması konusunda yavaşlığı nedeniyle zaman zaman sorun yaşayan bir isim. Öte yandan bu durum, Papagiannis’in uzun rotasyonundaki alternatifleri Mam Jaiteh ve Donatas Motiejunas için de geçerli.

Bu yaz uzun rotasyonunda çok bariz bir atletizm kaybı yaşayan Monaco, savunmada geçtiğimiz sezonki kadar keskin gözükmüyor. Vassilis Spanoulis’in takımı, bu sezon rakiplerinin ortalama yüzde 56.1’lik bir saha içi yüzdesiyle oynamasına izin veriyor. Bu alanda Monaco, EuroLeague’in en kötü dört takımından biri.

Hal böyle olunca Monaco, sezon ortasında atlet bir beş numara için transfer piyasasını yoklayabilir. Bunun olmadığı senaryoda ise mevcut uzun rotasyonu, özellikle sezonun kritik aşamalarında takımın tavanına olumsuz etki edebilir.

Zalgiris – Top Paylaşımı

Koç Andrea Trinchieri yönetimindeki ikinci sezonunu geçiren Zalgiris, EuroLeague’in açık ara en düşük tempolu hücum eden takımı konumunda. Bu durum, beklendiği üzere takımın hücum verilerine yansımış durumda.

Maç başına sadece 75.6 sayı bulan Zalgiris, EuroLeague’in açık ara en az sayı atan takımı konumunda. Maç başına sadece 13.9 asist yapan Litvanya temsilcisi, bu alanda da ligin dibine demir atmış durumda. Zalgiris’in ortalama saha içi yüzdesi ise %49.4.

Evet, doğru bildiniz. Zalgiris bu alanda da ligin en kötüsü.

Üstelik hücumdaki bu karamsar tablo, kısa rotasyonunun dikkat çeken ikilisi Lonnie Walker ve Sylvain Francisco’nun da uyumsuz gözükmesine yol açıyor. Sezona fırtına gibi bir giriş yapan Francisco, Walker transferinden sonra bariz bir ritim kaybı yaşadı.

Buna karşın Zalgiris’in kusursuza yakın bir savunma takımı olması, şu ana dek Playoff yarışında rekabetçi olabilmelerini sağladı. Yine de sezonu ilk 10’un içerisinde bitirmek istiyorlarsa hücumda en azından biraz daha verimli bir görüntü sergilemeleri gerekebilir.

 

Baskonia – Oyun Kurucu Rotasyonu

Bundan iki sezon önce Darius Thompson’ı parlatarak buyout karşılığında Anadolu Efes‘e yolcu eden Baskonia, geçtiğimiz sezon ise Codi Miller-McIntyre’ı parlattı ve yazın buyout karşılığında Kızılyıldız’a uğurladı.

Bunun üzerine yaz döneminde kadrosuna iki yeni oyun kurucuyu, yani Trent Forrest ve Kamar Baldwin’i dahil eden Bask ekibi, yeni koçu Pablo Laso’nun önderliğinde yeni EuroLeague sezonuna hiç fena olmayan bir başlangıç yaptı.

Buna karşın Bask ekibi, henüz oyun kurucularından beklediği katkıyı düzenli şekilde alabilmiş değil. Hem Avrupa basketboluna ilk kez adım atan Trent Forrest, hem de kariyerinin ilk EuroLeague tecrübesini yaşayan Kamar Baldwin, kendilerinden beklenen istikrarı ortaya koyamadılar.

Açıkçası bu durum, Baskonia’nın birbirinden istikrarsız sonuçlar alarak şu an için 14. sıraya kadar gerilemesinde çok büyük rol oynadı.

 

Kızılyıldız – Uzun Rotasyonu

Joel-Bolomboy-Crvena-Zvezda-Baskonia

Bu yaz kadrosunda önemli takviyeler yapan Kızılyıldız, EuroLeague’e üçte üçle başlayarak taraftarlarını sezon başında fazlasıyla ümitlendirdi. Buna karşın yapılan müthiş başlangıcın ardından epey tat kaçıran bir gelişme yaşandı.

Takımın ana pivotu Joel Bolomboy, ayak bileğinden yaşadığı sakatlıktan dolayı uzun süredir sahalardan uzak kalıyor. Zaten Bolomboy varken bile çok güvenilir bir uzun rotasyonuna sahip olmayan Kızılyıldız, bu tatsız gelişmenin etkilerini hissetti.

Buna karşın Olympiakos’tan kiralanan Filip Petrusev, şu sıralar EuroLeague’in en formda oyuncularından bir tanesi. Yine de Petrusev’in savunmacılık bakımından çok parlak bir oyuncu olmadığını düşünecek olursak Kızılyıldız, bir an önce Bolomboy’un geri dönmesine ihtiyaç duyuyor.