by Andy Bailey / Çeviri: Eurohoops Team / info@eurohoops.net
Eurohoops Türkiye’nin Instagram hesabını takip etmek için tıklayın!
Bu çevirinin tüm hakları Eurohoops Ltd. Şti.’ye aittir ve tamamının veya bir kısmının izinsiz kullanılması kesinlikle yasaktır.
Bu yazı 17 Ocak 2025 tarihinde Bleacher Report‘ta yayınlanmış ve uyarlanarak çevrilmiştir.
NBA’de normal sezonun ilk yarısını geride bıraktık. Şu ana kadar doğu konferansında Cleveland Cavaliers‘ın diğer takımlardan ayrıldığı, batı konferansında ise Oklahoma City Thunder‘ın domine ettiği bir lig izledik. Son şampiyon Boston Celtics de son dönemde zorlansa da kendini tepeye yazdırmayı başardı.
Çok bariz favorinin olmadığı, her takımın doğru zamanda doğru formu yakalayarak başarıya ulaşabileceği playofflar çok daha büyük çekişmelere, yakın çarpışmalara sahne olur. Bu sezon da özellikle ilk yukarıdaki üç takımın dışında bizleri böyle bir playoff bekliyor gibi gözüküyor. Peki ya bu kadar yakın seviyede takımı güçlerine göre sıralamaya kalkışırsak sonuç ne olur? Gelin hep beraber inceleyelim.
Washington Wizards felaket bir sezon geçiriyor.
Hafta sonunda Phoenix Suns’a kaybederek üst üste sekizinci mağlubiyetlerini aldılar ve galibiyet yüzdeleri %15.4’e düştü. NBA tarihinde yalnızca sekiz takım bir sezonda daha düşük bir galibiyet yüzdesiyle sezonu tamamladı.
Olumlu tarafa bakacak olursak, çaylak Kyshawn George, Perşembe günü kariyer rekoru olan 24 sayı kaydetti. Belki bu performans büyük ses getirmez, ancak Wizards taraftarları umut verici her detayı değerlendirmek zorunda.
29. Utah Jazz
Utah Jazz’in, Rudy Gobert ve Donovan Mitchell sonrası dönemde yaptığı yüksek profilli draft seçimlerinden hiçbiri yıldız potansiyeli taşıdığını gösteremedi. Bu durum Jazz taraftarları için hayal kırıklığı yaratıyor ve dışarıdan bakanlar için takımın bu sezon neden bu kadar çok kaybetmeyi istediğini anlamayı kolaylaştırıyor.
Bu sezon yeniden yapılanma sürecinde potansiyel olarak kulübün kaderini değiştirebilecek bir oyuncuyu draft etme açısından en büyük şansları olabilir. Ancak şimdilik genç oyuncuların hiçbirinin geleceğin All-Star’ı gibi görünmemesine rağmen, Utah taraftarları en azından ilerleyen sıralardan yapılan bir draft seçiminin sağlam bir rol oyuncusu olabileceği gerçeğiyle teselli bulabilir.
Son yedi maçında Brice Sensabaugh, 2023 Draftı’nın 28. sırasında seçilen bir oyuncu olarak, maç başına 17.9 sayı ve 3 üçlük isabetiyle oynuyor ve bu süreçte üç sayı çizgisinin gerisinden %46.7 isabet oranı yakaladı.
Charlotte Hornets, Utah Jazz’i sadece haftayı onlara karşı galibiyetle kapattıkları için geride bırakmıyor. Asıl sebep, LaMelo Ball’un varlığı.
Onun üretkenliğinin bir kaybeden takımda ne kadar değerli olduğu, takım arkadaşlarını gerçekten daha iyi yapıp yapmadığı ve fazla şut kullanıp kullanmadığı konusunda tartışmalar sürüyor. Ancak bu eleştiriler bazen onun gerçek potansiyelini göz ardı etmeye de sebep olabiliyor.
Şu anda NBA’de “attığı sayılar + asistleriyle ürettiği sayılar” açısından Nikola Jokić ve Trae Young dışında daha fazla skor katkısı yapan bir oyuncu yok. Ayrıca, sezonu en az 29 sayı ve 7 asist ortalamayla tamamlayan NBA tarihindeki 14. oyuncu olmaya doğru ilerliyor (tabii eğer Jokić bu eşiği aşmazsa).
LaMelo Ball ya bir süper yıldız, ya da en azından olmaya çok yakın bir oyuncu. Utah Jazz’in kadrosunda bu seviyeye yaklaşan kimse yok.
27. Brooklyn Nets
Brooklyn Nets, Dennis Schröder ve Dorian Finney-Smith’i farklı takaslarla göndermiş olsa da, 2025 Draftı’nda en yüksek sırayı kapmak için hala yol kat etmeleri gerekiyor.
Bu yüzden, her maç Los Angeles Clippers karşısında aldıkları 126-67’lik tarihi hezimet kadar utanç verici olmayabilir, ancak benzer skorlar ve kadro tercihleri görmeye devam edeceğiz.
O maçta Nets; Ziaire Williams, Noah Clowney, Nic Claxton, Tyrese Martin ve Keon Johnson beşiyle sahaya çıktı ve bu oyuncuların hiçbiri çift hanelere ulaşamadı.
Portland Trail Blazers, sezonun başında beklenmedik birkaç galibiyet alarak tanking yarışında biraz geriye düşmüş gibi görünüyordu ve bu ayın başlarında 13. galibiyetlerine ulaştılar.
Ancak o günden beri üst üste dört maç kaybettiler, bunlardan biri de Brooklyn Nets karşısındaydı. Şu an için ligin en kötü üç takımı arasına girerek draft lotaryasında %14’lük en yüksek ihtimali yakalama şansları hâlâ mümkün görünüyor.
Üstelik kaybetmeye devam ederken Scoot Henderson’ın umut verici performanslar göstermesi, takım için işleri daha da olumlu hale getirebilir.
Son iki sezonun büyük bölümünü NBA’in en düşük verimlilikle skor üreten oyuncularından biri olarak geçiren (son iki yılda en az 1.000 şut atan 124 oyuncu arasında true shooting yüzdesinde 124. sırada yer alıyor) Henderson, Nets karşısında 39 sayı atarak adeta patlama yaptı.
25. Toronto Raptors
Toronto Raptors hâlâ 2025 Draftı’nda en yüksek sırayı kapmak için yarışın içinde, ancak mevcut kadro, hafta sonunu Golden State Warriors ve Boston Celtics karşısında üst üste galibiyetlerle kapatarak kısa süreli de olsa umut verici sinyaller verdi.
Boston karşısındaki galibiyet sezonun en etkileyicilerinden biri olsa da, 20 galibiyet temposunda ilerleyen bir takım için her iki maç da sürpriz oldu. Aynı zamanda Scottie Barnes ve RJ Barrett’ın oyun kurucu yeteneklerinin ne kadar değerli olabileceğini hatırlatan performanslardı.
İkili, Golden State maçında toplam 11 asist yaparken, Boston karşısında bunu 17 asiste çıkardı.
New Orleans Pelicans, bu hafta Zion Williamson’ın disiplin cezası almasıyla birlikte iç sorunlarla uğraşmak zorunda kaldı. Başantrenör Willie Green, Zion’ın bir takım uçağını kaçırması ve daha önce yaşanan birkaç olay nedeniyle bir maçlık uzaklaştırma cezası aldığını açıkladı.
Ancak Zion, sezonun dokuzuncu maçında sahaya çıkarak Chicago Bulls karşısında 24 dakikada 21 sayı üretti ve takımının deplasmanda galip gelmesini sağladı. Bu performans, Pelicans’ın sezonun ikinci yarısında playoff yarışında rakiplerine sıkıntı çıkarabilecek bir takım olabileceğini gösterdi.
Zion sahadayken New Orleans her 100 pozisyonda rakiplerinden 3.7 sayı daha fazla üretiyor. Onun olmadığı dakikalarda ise takım her 100 pozisyonda 12.5 sayı fark yiyor.
Yılın sonuna doğru Philadelphia 76ers’ın sezonun başındaki yavaş temposunun pek de önemli olmayacağı düşünülmeye başlanmıştı. Doğu Konferansı, hata payının daha yüksek olduğu bir ortam sağladığı için Sixers tekrar playoff (veya en azından play-in) yarışına geri dönüyordu.
Ancak Joel Embiid’in bir kez daha sakatlanması (bu kez ayak sakatlığı) Philadelphia’yı yeniden geriye düşürdü. Ocak ayında 2-7’lik bir dereceye sahipler ve son dört maçlarını kaybettiler; bunların üçü kendi sahalarında geldi. Şu anda 10. sıra için Chicago Bulls’un iki maç gerisindeler.
Pozitif bakılacak noktalar yok değil. Birincisi, Doğu Konferansı’nda oynamak, çünkü .500’ün dokuz maç altında olmalarına rağmen hâlâ play-in hattından sadece iki maç uzaktalar ve sezonun yarısından fazlası duruyor. İkincisi ise Paul George’un sonunda ritim bulmaya başlaması, her ne kadar takım hâlâ kendi ritmini yakalayamasa da.
Bu ay PG, maç başına 22.1 sayı, 6.7 ribaund, 4.7 asist ve 3.7 üçlük isabetiyle oynuyor ve üç sayı çizgisinin gerisinden %44.1 ile şut atıyor.
22. Chicago Bulls
6 Şubat’taki NBA takas dönemine yaklaşırken Zach LaVine hakkında çok daha fazla takas dedikodusu duymanız muhtemel. Chicago Bulls’un draft lotaryasında daha iyi bir konum yakalamaya çalışması gerekirken, LaVine’in varlığı bu süreci zorlaştırıyor.
Şut isabeti ve deneme hacmi birlikte değerlendirildiğinde, LaVine bu sezon ligin en iyi üçlükçüsü olarak öne çıkıyor.
Çarşamba günü eksik kadrolu Atlanta Hawks karşısında alınan mağlubiyette üç sayı çizgisinden 1/2 ile oynadı, ancak bu maça kadar lig ortalamasındaki bir üçlükçüye kıyasla tam 73.1 sayı daha fazla üretmişti. Bu istatistikle NBA’in en iyi üçlük performansına sahip oyuncusu konumundaydı.
21. Phoenix Suns
Phoenix Suns, sezonun bu noktasında ligin zayıf takımlarıyla oynayacakları bir fikstüre fazlasıyla ihtiyaç duyuyordu ve bu süreci Perşembe günü Washington Wizards karşısında aldıkları yedi sayılık galibiyetle tamamladılar.
Suns’ın son yedi maçı Joel Embiid’siz Philadelphia 76ers, Charlotte Hornets, Atlanta Hawks, Utah Jazz, tekrar Hornets, tekrar Hawks ve Wizards gibi zayıf rakiplere karşıydı.
Bu periyodu 5 galibiyet – 2 mağlubiyet ile geçmelerine rağmen, sergiledikleri performans pek de iç açıcı değil. Bu mağlubiyetlerden biri Charlotte’a karşı geldi ve kazandıkları Utah, Charlotte ve Washington maçlarının tamamı tek haneli farklarla bitti. Dahası, Suns’ın ligin en kötü 10 takımı karşısındaki net reytingi 19. sırada bulunuyor.
Bu hafta kadroya eklenen pivot Nick Richards, organizasyonun hâlâ kısa vadede kazanmaya ve gelişmeye çalıştığını gösterse de, bu hamlenin yukarıdaki sorunları dramatik şekilde değiştirmesi pek olası değil.
20. Detroit Pistons
Detroit Pistons, haftayı Indiana Pacers’a karşı alınan bir iç saha mağlubiyetiyle kapatmış olsa da, son 13 maçlarında 10 galibiyet – 3 mağlubiyet gibi etkileyici bir performans sergiliyorlar.
Bu çıkışta Cade Cunningham haklı olarak en fazla övgüyü ve ilgiyi toplasa da, Malik Beasley’nin katkısı da göz ardı edilmemeli.
Pistons’ın sahadaki sayı farkı Beasley oyundayken belirgin şekilde daha iyi ve bunda onun tarihin en verimli yüksek hacimli üçlük sezonlarından birini geçirmesi büyük rol oynuyor.
Cidden, abartmıyoruz.
Beasley, her 75 pozisyonda 4.9 üçlük isabeti buluyor. Bunu şimdiye kadar yalnızca Stephen Curry (bunu altı farklı sezonda, 2024-25 dahil başardı), Steve Novak (2011-12) ve Sam Merrill (2023-24) yapabildi.
19. Golden State Warriors
Golden State Warriors, Minnesota Timberwolves karşısında 116-115’lik deplasman galibiyetiyle haftayı kapatarak adeta kanamayı durduran bir galibiyet aldı.
Ancak bu takımın bir şampiyonluk adayı olarak görülmesi gerektiğini düşünüyorsanız, tablo pek iç açıcı değil.
Warriors, sezona 10-2 ile başlamıştı, ancak o günden bu yana 10-18 ile oynuyor. Stephen Curry’nin parkede olmadığı dakikalarda takımın sayı farkı, sezonu 24 galibiyetle tamamlayacak bir takım seviyesinde. Üstelik hem Curry hem de Draymond Green, organizasyonun Curry sonrası geleceğini riske atacak “şimdi kazan” takaslarına sıcak bakmadıklarını açıkça dile getirdi.
Jonathan Kuminga’nın sezon ortasında yıldız seviyesine sıçrama yapması ya da beklenmedik bir takas hamlesi olmazsa, bu takımın vasatın üzerine çıkması zor görünüyor.
San Antonio Spurs, 2025’in ilk maçında Denver Nuggets‘ı mağlup ederek sezonun başından bu yana ilk kez .500’ün üzerine çıkmayı başardı. Ancak o günden bu yana oynadıkları beş maçın dördünü kaybettiler ve yeniden düşüşe geçtiler.
Bu duraklama, Victor Wembanyama’nın beklentilerin çok ilerisinde olmasına rağmen hala gelişime açık olduğunu hatırlatıyor olabilir. Son beş maçlık süreçte, Wemby maç başına 17.8 sayı üretiyor, ancak bunu 17.4 saha içi denemesiyle yapıyor, yani verimliliği bir miktar düşmüş durumda.
Buna rağmen sahada hala pozitif bir etki yaratıyor. Son beş maçta maç başına 5 blok ortalaması yakaladı ve artı bir plus-minus değeri elde etti. Ancak üç sayı çizgisinin içinden daha fazla skor üretmeye odaklanması, Spurs’un şut ritmini kaybettiği dönemleri daha kolay atlatmasına yardımcı olabilir.
17. Atlanta Hawks
Trae Young, sezon boyunca üst düzey bir oyun kuruculuk sergilese de şut performansı aynı seviyede değildi.
Sezonun ilk 22 maçında, Young maç başına 20.7 sayı üretirken %38.4 saha içi ve %30.6 üçlük yüzdesiyle şut attı. Önceki yıllarda sırtladığı skor yükünün büyük bir kısmını Jalen Johnson ve De’Andre Hunter üstlenmişti.
Ancak son haftalarda Young, şut ritmini yeniden bulmaya başladı. Son 15 maçında, maç başına 26.5 sayı ve 3.5 üçlük isabetiyle oynuyor ve üç sayı çizgisinin gerisinden %39.8 isabet oranı yakaladı.
Eğer bu formunu Hunter ve Johnson rotasyona döndükten sonra da koruyabilirse, Atlanta ligin en durdurulması zor hücumlarından biri haline gelebilir.
16. Orlando Magic
Paolo Banchero, bu hafta sahalara döndü ve Orlando Magic, onun oynadığı üç maçta 1 galibiyet – 2 mağlubiyet aldı.
Çarşamba günü Milwaukee Bucks karşısında alınan ağır mağlubiyette, Banchero 20 şutta 22 sayı üretti, 7 top kaybı yaptı ve takımın en kötü plus-minus değeri olan -25 ile oynadı. Ancak sakatlıktan döndüğünden beri, sadece 26.5 dakika süre alarak maç başına 25.3 sayı ortalaması yakaladı.
Zaman zaman paslanmış gibi görüneceği maçlar olsa da, Banchero’nun dönüşü, Orlando’nun Doğu Konferansı’nda ilk altı sırada kalma ihtimalini ciddi şekilde artırıyor. Takım, şimdi gözünü Franz Wagner’in sahalara dönüşüne çevirmiş durumda.
15. Miami Heat
Miami Heat, sezon boyunca .500 civarında seyretmeye devam ederken, bir yandan da Jimmy Butler kriziyle uğraşıyor. Butler’ın, bu hafta takım başkanı Pat Riley’ye doğrudan takas talebini yenilediği iddia ediliyor. Ancak tüm bunların gölgesinde, Heat’in genç çekirdeği gelecek için ciddi bir umut veriyor.
Yakında 25 yaşına girecek olan Tyler Herro, maç başına 24.3 sayı, 5.0 asist ve 4.0 üçlük isabetiyle oynuyor ve üç sayı çizgisinin gerisinden %40.8 isabet oranı yakaladı. Gelişmiş istatistikleri de All-Star seviyesine çıkabileceğine işaret ediyor.
Bam Adebayo, hücumda önceki sezonlara göre daha düşük bir grafik çizse de, savunmada hâlâ takımın temel direği konumunda.
İkinci sezonuna yavaş bir başlangıç yapan Jaime Jaquez Jr., son 12 maçında 11.3 sayı, 3.8 asist, 1.9 top çalma ve 1.0 üçlük ortalamalarıyla oynuyor ve üç sayı çizgisinin gerisinden %38.7 isabet oranı yakaladı.
Bu üç oyuncu ya prime dönemlerine girmiş durumda ya da çok yaklaşıyor. Butler takasından gelecek karşılık, Heat’in yeni döneminin temel taşlarını belirleyebilir ve Miami’nin uzun vadeli geleceğini şekillendirebilir.
14. Sacramento Kings
Sacramento Kings, son dokuz maçının sekizini kazanarak Batı Konferansı’ndaki play-in yarışına yeniden dahil oldu. Bu galibiyet serisi, perşembe günü ikinci sıradaki Houston Rockets karşısında alınan galibiyetle devam etti.
Bu toparlanmanın tüm kredisi geçici başantrenör Doug Christie’ye verilmeye müsait olsa da, Sacramento’nun sayı farkı istatistikleri her zaman kayıtlı derecelerinden daha iyi bir takım olduklarını gösteriyordu. Aslında bu çıkış, Christie’nin etkisi kadar üçüncü yılındaki forvet Keegan Murray’nin yeniden form bulmasıyla da ilgili olabilir.
Sezonun ilk 32 maçında, Murray 11.6 sayı ve 1.6 üçlük ortalamaları tuttururken, üç sayı çizgisinin gerisinden yalnızca %28.6 ile isabet buluyordu. Ancak son altı maçında, bu rakamları 14.5 sayı ve 3.5 üçlüğe yükseltti ve üçlük yüzdesini %47.7’ye çıkardı.
Los Angeles Lakers, sezon boyunca ciddi dalgalanmalar yaşayan bir takım oldu. Ligin en kötü 10 net reytingine sahip olmaları ve bu hafta San Antonio Spurs karşısında çift haneli farktan maç vermeleri, bu istikrarsızlığın en somut örnekleri. Ancak buna rağmen, hâlâ Batı Konferansı’nda ilk altıya girme potansiyeline sahipler.
Bu potansiyelin en büyük nedenlerinden biri ise LeBron James’in, Austin Reaves’in oyun kuruculuğuna duyduğu güven.
Reaves, Çarşamba günü Miami Heat karşısında 14 asist yaparak galibiyette önemli rol oynadı ve son dokuz maçtaki asist ortalamasını 9.6’ya çıkardı. Sezon genelinde, en az 10 asist yaptığı maçlarda Lakers’ın 4-2’lik bir dereceye sahip olması, onun yaratıcı oyununun takımın başarısında kritik bir faktör olduğunu gösteriyor.
12. Indiana Pacers
Indiana Pacers, Doğu Konferansı’nda hızla yükseliyor. Son sekiz maçlarında 7 galibiyet aldılar ve bu süreçteki tek mağlubiyet Cleveland Cavaliers karşısında geldi (ancak bu periyotta Cavs’i de mağlup etmeyi başardılar). Daha da etkileyici olan, son 17 maçta 13-4’lük bir dereceye sahip olmaları.
Bu çıkışın en büyük nedenlerinden biri Tyrese Haliburton’ın tekrar All-NBA seviyesinde oynaması, ancak göz önünde olmayan bir kahraman olarak Andrew Nembhard da mutlaka anılmalı.
Pacers, Nembhard sahadayken 18-9’luk bir dereceye sahip ve takımın en iyi net reyting farkına (bir oyuncunun sahada olduğu ve olmadığı dakikalarda takımın 100 pozisyon başına ürettiği sayı farkı) liderlik ediyor.
Nembhard oynadığında, Indiana 100 pozisyon başına +10.4 sayı fark yaratıyor. Ancak o sahada değilken, bu rakam -5.5’e düşüyor.
Bu farkta istikrarlı skorer kimliği ve dış şut tehdidinin payı büyük olsa da, asıl kritik faktör oyun kuruculuğu. Haliburton üzerindeki baskıyı azaltarak hücumda daha rahat bir yapı oluşmasını sağlıyor ve maç başına 5.0 asist ortalamasıyla oynuyor.
2024-25 sezonu ilerledikçe, Karl-Anthony Towns takasının Minnesota Timberwolves için büyük bir hata olduğu giderek daha netleşiyor. Eğer bu hamle sadece Towns’un kontratından kurtulmak için yapıldıysa, belki anlaşılabilir. Ancak şampiyonluk yarışından bu kadar uzaklaşmaya değip değmediği tartışmalı.
Towns, New York Knicks formasıyla MVP yarışında kendini göstermeye devam ederken, Minnesota’nın Julius Randle’ı sahada tuttuğu dakikalardaki sayı farkı istatistikleri geriye gitmiş durumda. Ayrıca, Rudy Gobert’in pota altındaki etkinliği, Towns’un dış şut tehdidi olmadan sahada daha sorunlu hale geliyor.
Bütün bunlar, Timberwolves’un sezon boyunca .500 çizgisinin en fazla üç galibiyet üzerinde kalabilmesiyle de doğrulanıyor. Takım, istikrarlı bir çıkış yakalamakta zorlanıyor ve bu takasın uzun vadeli etkileri şimdiden sorgulanmaya başlandı.
Los Angeles Clippers, Yılbaşı Gecesi’nden 8 Ocak’a kadar süren dört maçlık deplasman mağlubiyet serisinin ardından, Doğu Konferansı’ndan iki rakiple oynayıp Portland’a gitmeleriyle birlikte yeniden toparlandı.
Haftaya üç maçlık galibiyet serisiyle giriyorlar ve Kawhi Leonard da giderek eski sağlıklı formuna kavuşmuş gibi görünüyor.
Evet, bu performans tanking yapan Brooklyn Nets’e karşı gelmiş olabilir, ancak Kawhi 24 dakikada 11 şutta 23 sayı bularak oldukça verimli bir oyun sergiledi.
Eğer sezon ilerledikçe geçen yılki seviyesine yaklaşabilirse, Clippers herhangi bir rakip için oldukça zorlu bir eşleşmeye dönüşebilir.
Dallas Mavericks, sakatlıklarla boğuşmaya devam ediyor ve bu durum onların son 10 maçta sekiz mağlubiyet almasına neden oldu. Üstelik bu hafta bir talihsizlik daha yaşadılar.
Salı günü Denver Nuggets karşısında alınan mağlubiyet sırasında, beş maç aradan sonra dönen Kyrie Irving’in sahaya çıkması olumlu bir gelişmeydi. Ancak bu kez de Dereck Lively bileğini burkarak oyundan çıkmak zorunda kaldı.
Mavericks’in üç en iyi oyuncusu olan Irving, Lively ve Luka Dončić sezon boyunca sırasıyla 10, 9 ve 19 maç kaçırdı. Bu sakatlıklar, takımın istikrarını ciddi şekilde sarsmış durumda.
Milwaukee Bucks, pazar günü New York Knicks karşısında ağır bir yenilgi almış olsa da, son altı maçlarında beş galibiyetle yollarına devam ediyor. Sezona sallantılı bir başlangıç yaptıktan sonra, Khris Middleton’ın dönüşü, önceki yıllara kıyasla daha sınırlı bir rol almasına rağmen, takımı istikrara kavuşturmuş gibi görünüyor.
Middleton, Çarşamba günü alınan farklı galibiyette benchten gelerek 14 sayı ve 6 asist üretti ve şu an maç başına 12.6 sayı, 4.9 asist ve 1.4 üçlük ortalamalarına sahip. Üstelik bunları sadece 23.6 dakika sahada kalarak yapıyor.
Onun sahada olduğu dakikalarda, Bucks’ın sayı farkı istatistikleri 58 galibiyet seviyesinde bir takım gibi görünüyor. Ancak Middleton kenardayken, bu fark 41 galibiyet seviyesine düşüyor. Bu da onun varlığının takımın performansı üzerinde ne kadar büyük bir etkiye sahip olduğunu gösteriyor.
7. Denver Nuggets
Denver Nuggets, sezon boyunca istikrar yakalamakta zorlanıyor.
Aaron Gordon’ın sakatlığı nedeniyle sezonun yarısından fazlasını kaçırması, takımın ritmini bulmasını zorlaştıran faktörlerden biri oldu. Üstüne Nikola Jokić’in şimdiye kadar altı maç kaçırması da işleri kolaylaştırmadı. Son olarak Çarşamba günü Houston Rockets karşısındaki mağlubiyet öncesinde Jokić, dirsek sakatlığı nedeniyle son anda kadrodan çıkarıldı.
Ancak Nuggets, bu sakatlıklara ve istikrarsızlığa rağmen geçen sezonki 57 galibiyetlik performansına ulaşamasa da olumlu sinyaller veriyor.
Takım son 11 maçında 8 galibiyet aldı. Üstelik Jamal Murray, Dallas Mavericks karşısında sezonun en yüksek skoru olan 45 sayıyı kaydetti ve son 17 maçında21.9 sayı, 5.8 asist ve 2.5 üçlük ortalamalarıyla oynuyor. Üç sayı çizgisinin gerisinden ise %45.3 gibi etkileyici bir isabet oranı yakaladı.
Sağlık sorunları çözüldüğünde, Nuggets hâlâ Batı’nın en tehlikeli takımlarından biri olabilir.
6. New York Knicks
New York Knicks, Ocak ayında ciddi bir düşüş yaşadı. Çarşamba günü Joel Embiid’siz Philadelphia 76ers’ı uzatmada mağlup etmelerine rağmen bu ayın genelinde sadece 4 galibiyet – 5 mağlubiyet ile oynuyorlar.
Hücumları hala ligin en iyi ikinci hücumu, ancak sezonun yarısını geride bıraktığımız şu noktada savunma tarafı için endişelenmek artık mantıklı görünüyor.
Tom Thibodeau’nun takımları genellikle sert savunma temeli üzerine kuruludur, ancak Knicks şu anda 100 pozisyon başına verilen sayı açısından ligin ortalama altı takımlarından biri. Üstelik Ocak ayında kaybettikleri beş maçın dördünde 117 ve üzeri sayı yemiş durumdalar.
Eğer Knicks, Doğu Konferansı’nda üst sıralarda kalmak istiyorsa savunmadaki zaaflarını hızla toparlamaları gerekiyor.
Ja Morant bu sezon 17 maç kaçırdı ve kariyerinde ilk kez maç başına 30 dakikanın altında süre alıyor. Üstelik Jaren Jackson Jr.’ın çıkış sezonu da onun performansına yönelik genel ilgiyi biraz gölgede bırakmış olabilir.
Ancak Morant, Çarşamba günü San Antonio Spurs karşısında alınan rahat deplasman galibiyetinde 21 sayı ve 12 asistle oynayarak hâlâ ligin en dinamik oyun kurucularından biri olduğunu hatırlattı.
Dakika ve tempoya göre ayarlanmış istatistikler de bunu destekliyor. Morant, her 75 pozisyonda 25.4 sayı ve 8.9 asist üretiyor.
Grizzlies, playofflara doğru onu tam kapasiteye çıkardığında, ligin yenmesi en zor takımlarından biri haline gelebilir.
4. Houston Rockets
Houston Rockets haftayı bir mağlubiyetle kapattı, ancak bu yenilgi üst üste ikinci gecede, formda Sacramento Kings’e karşı, deplasmanda ve son ana kadar başa baş geçen bir maçta geldi.
Bunun öncesinde, Rockets üst üste beş galibiyet almış ve son yedi maçının altısını kazanmıştı. Bu süreçte Memphis Grizzlies’e karşı iki galibiyet elde etmeleri de dikkat çekiciydi.
Houston’ı Batı Konferansı’nda ikinci sıraya taşıyan en büyük faktör, ligin ilk üç savunmasından birine sahip olmaları. Ancak sezon boyunca sıkça eleştirilen Jalen Green de son dönemde hücumda büyük bir çıkış yakaladı.
Son 11 maçında, Green maç başına 27.7 sayı, 4.2 üçlük ve 3.0 asist ortalamaları yakalarken, saha içinden %49.3 ve üç sayı çizgisinin gerisinden %46.0 isabet oranıyla oynadı.
Eğer Green bu seviyede devam ederse, Rockets sadece güçlü savunmasıyla değil, hücumuyla da Batı’da ciddi bir tehdit olabilir.
Boston Celtics’in sezon boyunca rahat bir tempoda ilerlediğini düşünmek muhtemelen hâlâ mantıklı. Büyük ihtimalle asıl vites yükseltmeyi playofflara saklıyorlar.
Ancak Çarşamba günü, sezonun en kötü takımlarından biri olan Toronto Raptors’a kaybetmeleri, son 14 maçta 7-7’lik bir dereceye ulaşmalarına neden oldu ve şu an Doğu Konferansı lideri Cleveland Cavaliers’ın 6.5 maç gerisindeler.
Bu durum, Celtics için geçen sezona kıyasla NBA Finalleri’nde saha avantajını elde etme ihtimalini azaltıyor. Hatta bu gidişle, Konferans Finalleri’nde bile saha avantajına sahip olmamaları olası—tabii eğer o noktaya kadar gelebilirlerse.
Normal sezonda enerjiyi koruma stratejisi mantıklı olabilir, ancak geçen sezon Denver Nuggets için bunun ters teptiğini gördük. Eğer Celtics, 2023-24 sezonunda gösterdikleri açlığı yeniden bulamazsa, playofflarda sürpriz bir rakip tarafından avlanmaları işten bile değil.
2. Cleveland Cavaliers
Cleveland Cavaliers, Oklahoma City Thunder karşısında ağır bir yenilgi aldı ve maçın bir noktasında 42 sayı geriye düştüler.
Bu mağlubiyeti daha da kötü hissettiren detaylardan biri de OKC’nin bu maçta Isaiah Hartenstein’ı bile oynatmamış olması.
Bu sonuç tek başına Thunder’ı güç sıralamasında zirveye çıkarmak için yeterli bir sebep gibi görünse de, Cavaliers bu hafta Indiana Pacers’a karşı da bir mağlubiyet aldı.
Tabii ki alarm zillerini çalmak için henüz bir sebep yok. Indiana şu sıralar ligin en formda takımlarından biri ve OKC zaten sezon boyunca dominant bir performans sergiliyor. Üstelik Cavaliers, sezonun ilk yarısında Thunder’ı Cleveland’da mağlup etmişti.
Bu takım hâlâ Doğu Konferansı’nın en büyük güçlerinden biri, ancak bu hafta ilk kez yenilmez olmadıklarını gösterdiler.
1. Oklahoma City Thunder
Oklahoma City Thunder, en son 1 Aralık’ta Houston Rockets’a kaybetmişti. O günden bu yana tek mağlubiyetleri, NBA Cup Finali’nde Milwaukee Bucks’a karşı aldıkları (lig sıralamasına dahil olmayan) yenilgi ve bu ay başında Cleveland Cavaliers’a karşı oynanan büyük maçta geldi.
Ancak OKC, o mağlubiyetin intikamını da fazlasıyla aldı. Perşembe günü Cleveland’ı 20 sayı farkla mağlup ettiler.
Şu an 70 galibiyet temposunda ilerliyorlar. Üstelik net reytingleri, tarihin en dominant normal sezon takımlarından biri olan 73 galibiyetlik Golden State Warriors’tan bile daha iyi.
Takımın lideri Shai Gilgeous-Alexander, son beş yıldaki Nikola Jokić harici en iyi MVP sezonunu geçiriyor. Ve Thunder, Chet Holmgren’in dönüşünü beklerken bile bu seviyede oynuyor.
Artık onları ligin zirvesine koymanın zamanı geldi.
Basketbol gündemindeki en son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
EuroLeague gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!
NBA gündemindeki son gelişmeleri kaçırmamak için tıklayın!