By Eurohoops Team/ info@eurohoops.net
Modern basketbolda, özellikle de Euroleague’te bazı kurallar sürekli olarak doğrulanıyor. Kimya, yeteneğe ve oyuna yapılan doğru yaklaşım da bencilliğe kaçan bireysel çabalara üstünlük kuruyor.
Yaz transfer döneminde, Fenerbahçe çok tartışılan bir karar aldı ve Euroleague’in en skorer oyuncusu Andrew Goudelock’a kapıyı gösterdi. Zeljko Obradovic onun yerine Karşıyaka’nın BSL şampiyonluğuna uzanan peri masalı hikayesinin baş yazarı 33 yaşındaki Bobby Dixon‘ı kadroya kattı.
Kıyaslama
Dixon’ın Euroleague’te çıktığı 15 maçın ardından onun oyununu ve Fenerbahçe‘ye verdiklerini Goudelock’la kıyaslamak için yeterli veriye sahibiz. Fenerbahçe geçtiğimiz sezonun ilk 15 maçlık dönemini 11-4’le tamamladı. Normal sezonu 8-2 ile geçen sarı lacivertliler, Top16’da da 3-2’lik bir dereceye sahipti. Şimdi ise takımın 13-2’lik bir derecesi var. Bu yıl da normal sezonu 8-2 ile geçen Fenerbahçe, bu kez Top16’da çıktığı 5 maçın tamamını kazandı.
“Mini Mamba” sezonu ortalama 30 dakika forma giyip 17 sayı ortalaması tutturarak tamamladı. 2 sayılık atışlarda %54,2, üç sayılık atışlarda %46.1 ve serbest atışlarda da %75’lik bir yüzde yakaladı. Ayrıca 2.2 ribaunt aldı, 2.1 asist yaptı, 0.7 top çaldı, 1.5 top kaybı yaptı ve 14.4 PIR ortalaması tutturdu.
Bobby Dixon, ya da “Muhammed Ali” ise şu ana kadar 15 maçta ortalama 24 dakika sahada kaldı. İki sayılık atışlarda %40.7, üç sayılık atışlarda %42.7 ve serbest atışlarda da %90 ‘lık yüzdelerle 12.3 sayı ortalaması yakaladı. Ayrıca 3.5 ribaunt aldı, 3.8 asist (Top16’da 4.6) yaptı, 1.3 top çaldı, 1.5 top kaybı yaptı ve 13.4 PIR ortalaması yakaladı.
Bireysel seviyede bakarsak Goudelock sayı ortalaması, saha içi yüzdesi ve PIR konusunda daha iyi. Ancak Dixon ise oyunun her alanında daha iyi olan taraf.
Temelde
Sayılar bazen doğruyu söyler bazen ise söylemez! Eurohoops.net’in gözlemlerinde ise Bobby Dixon, yerini aldığı Goudelock’tan yaşlı olmasına rağmen çok çok farklı bir şekilde oynuyor.
Savunmada kendisini feda etme konusunda, herkesi dinleme konusunda ve takımın kendisinden isteklerini anlama konusunda daha istekli. Her iki ıyuncunun da bire birde harika yetenekleri olduğu konusunda hiç şüphe yok ama Goudelock bu alanda daha iyi (daha “patlayıcı”, ayrıca her ikisi de harika şutörler olsa da Goudelock bu konuda da bir adım önde.
Dixon’ı daha iyi ve daha pozitif yapan şey ise takım kimyasına olan katkısı ve verimliliği ki bunun en büyük sebebi de doğal pozisyonu olan oyun kurucu pozisyonunda süre alması. Dixon, hem daha mütevazi bir oyun stiline sahip hem de mental açıdan çok daha sağlam bir oyuncu. Goudelock daha yetenekli olabilir ama aynı zamanda kendi “isteklerini” takımın ve Obradovic‘in isteklerinin arkasına koyma konusunda sıkıntılar yaşadı.
Tabii ki kimin daha iyi olduğu konusunda taraftarların da fikri hayati bir önem taşıyor. Sonuç olarak sorumuz basit: İki Amerikalı guarddan hangisi daha iyi ve Fenerbahçe için daha faydalı oldu. Eurohoops’un anketini oylayın!
[poll id=”19″]