By Stathis Trapezanlidis/ info@eurohoops.net
Kupa Oyunlarının önceki bölümlerinde – Vitoria ve Moskova’nın savunucuları galip geldiler. Aynı şey Krasnodar ve İstanbul’da da gerçekleşti. İstanbul’da ise Kostas Sloukas, iki kış boyunca elinde olan tacı düşünüyordu.
Sloukas’ın anıları
Madrid’in beyaz bayrağı, Boğaz’ın serin sularına gömüldü. İstanbul’un duvarları yüceliğini kanıtladı ve Lord Obradovic‘in ordusu karşı saldırıya geçmeye hazırlanıyor.
Jan Vesely‘nin yokluğuna rağmen savaş alanına adım atan herkes, bu meydan okumaya değer olduklarını kanıtladılar. İspanyolların bir şansı dahi olmadı ve Obradovic‘in süvarılari beklenenden de iyi olduklarını kanıtladılar. Yaralı Kostas Sloukas bile bir daha kimsenin kendisinden tekrarlanmasınu beklenmediği kahramanlıklar yaptı.
Bogdan Bogdanovic’in yanında yer aldı ve keyifli sir Pero da kocaman kollarını onlara doladı. Kolunu kaldırdı ve Sloukas’a kırmızı beyazlı dövmesini gösterdi.
“Hatırlıyor musun?”
Sloukas o zamanlar küçüktü. Antic ve diğerleri iki sezon boyunca tacı Pire limanlarında tuttular. O zamandan bu yana çok zaman geçti ve Sloukas da başarıyı efsanevi Vassilis Spanoulis’in gölgesinde değil başka bir yerde aramaya karar verdi. Ve şimdi başarı onu çağırıyor, Berlin’den itibaren…
Duke Navarro and Joey
Avrupa’da yaptığı 299 savaş boyunca, Dük Juan Carlos Navarro, Barcelona formasını gururla taşıdı. Ama hücumlardan önce asla sakin olamadı, 300. hücumundan önce bile.
Biraz daha şanslı ya da cesur olsa Krasnodar’da kazanabilirdi. Karadeniz’in yeni ordusu istediğini aldı ve Navarro bunu kabul edemiyor. Şans onun yanında değildi, dev Joey Dorsey yaralandı ve Katalanlar kurtulmak zorunda.
Geçmişte tacı giymişti, adı savaşlarla birlikte anılıyordu ama bu onun tahtı geri almak için son şansı olabilir. Dorsey olsa da olmasa da bir sonraki savaş onun kaderi ve Berlin yolu için kritik olacak. Tekrar liderlik etmesi gerektiğini biliyor ve hücuma geçen ilk kişi olacak. Eğer böyle bir şey yapmazsa, muhtemelen başka kimse yapamaz…