By Stathis Trapezanlidis/ info@eurohoops.net
Kupa Oyunları’nın önceki bölümünde – Madrid ve Belgrad’ta, Türkler ve Ruslar, Berlin için son adımı atmak istiyor. Öte yandan Atina’daki hava ise gergin ve Don Navarro, Barcelona’ya dönmeden önce buraya uğramak zorunda…
Diamantidis’in Ruhu
Atina krallığında kutlanacak hiçbir şey yok. Gökyüzü kapkaranlık. Usta Antonis Fotsis, OAKA’nın gizli kitabına savaş kroniklerini yazıyor.
Ne zaman Dük Diamantidis hakkında yazması gerekse, sırtında bir ürperti hissediyor ve onun görkemli geçmişini hatırlıyor.
Başrahip, krallığın lorduna “General Djordjevic, geceleri beni uyutmayan rüyalar görüyorum.” dedi.
“Söyle bana Antonios, ne görüyorsun? Mağlup olabilir miyiz?”
“Daha da kötüsü lordum. Her akşam dualarımda Dük Diamantidis’i görüyorum. Ruhu Berlin’de huzursuz. Şehir duvarları etrafında ve Mercedes Arena’nın koridorlarında geziniyor. Oraya gidene kadar huzura eremeyecek. Liderlik etmeye hazır lordum ama ordunun geri kalanından daha fazla yardım görmeye ihtiyacı varmış gibi hissediyorum”.
Sale’nin suratı taş kesildi. Yanıt vermedi ve sessizce derin düşüncelere daldı. Zihninde 1992 yılında İstanbul’da attığı inanılmaz şut belirdi.
Navarro’nun kahini ziyareti
Krasnodar’ın düşüşünün ardından, Barcelona’nın ordusu tekrar Katalunya’ya döndü. Dük Navarro’nun dönmeden önce uğrayacak son bir yeri daha vardı. Kalemegdan tepesine gidip, Tanrıların isteklerini öğrenmek üzere Kahinle konuşmalıydı.
“Şövalye Juan Carlos, günlerdir seni bekliyorum. Neden burada olduğunu biliyorum”, dedi Kahin ona bakmadan.
“Kırmızı ve Mavi bayrağın tekrar imparatorluğu yönetme zamanı geldi mi?”. Neredeyse sormuyordu. Kendi zamanının geldiğinden ve tahtı geri alacağından çok emindi.
“Acele etme Juan Carlos, taht için mücadeleye girmeden önce birçok Rusla karşılaşacaksın.”
Navarro, kafesin arkasında duran iki tanıdık kupayı görmeden edemedi. Onları saklamak istedi ama Kahinin görkemli geçmişi, nereye bakmayı bilenler için oldukça barizdi.
“Geçmişte tahtı senden aldığını biliyorum Juan Carlos. İki kez senin krallığına karşı yaptım. Artık benim olmayan şeyi sana vermemi istiyorsun ve zamanı geri alamazsın. Barcelona’ya geri dön. Savaşın bitmesine daha çok var. Tanrılar sana hayal edebileceğinden çok daha fazla zafer vermeye niyetli”.