by Mustafa Kocatürk / info@eurohoops.net
4 senede kulübü Eurochallange’dan Euroleague’e taşıyan Ufuk Sarıca döneminin noktalanmasının ardından Karşıyaka, Nenad Markovic’in yönetiminde yeniden yapılanıyor. Oldukça mütevazi bütçesine rağmen potansiyelli yabancılarla anlaşan Karşıyaka asıl bombayı dün patlattı ve Polonyalı guard/forvet Mateusz Ponitka ile sözleşme imzaladığını duyurdu.
Mateusz Ponitka ise geçen sezon çok da uzun olmayan kariyerinin en parıltılı sezonunu geçirdikten sonra İzmir’e geliyor. Geçtiğimiz sezon Polonya Ligi’nin en değerli oyuncusu ve Eurocup’ın yükselen yıldızı seçilen oyuncu, az parayla yola çıkan Karşıyaka’nın alabileceği belki de en iyi isimdi.
Mateusz Ponitka’nın biyografisini okumak için linke tıklayabilirsiniz.
Mateusz Ponitka’nın Meziyetleri
Mateusz Ponitka’ın oyun stilini tarif etmek için bulabildiğim en iyi tanım “modern tutkal”. Uzun süreler topa değmese bile verimli olabilen, cut takip etmekten özellikle zevk alan ve cut işlemekte başarılı olan, ceza şutlarını kesen, fazlaca ribaund çeken ve birden fazla pozisyonda oynayabilen tutkal özelliklerinin yanı sıra; ikili oyun oynatması, potaya güçlü drive edebilmesi gibi özelliklere de sahip olan oyuncu 22 yaşında olmasına rağmen oyunun iki yönünde de kendini geliştirebilmiş bir isim.
Genelden özele inecek olursak da onun geçen sene Saso Filipovski’nin elinde seviyesini en yükselttiği alan, top elindeyken hücumdaki verimliliğiydi. Bunun en çarpıcı örneği Oostende sezonunda yaklaşık sürelerde 1.4 olan asist sayısının, Stelmet Zielona Gora sezonunda 2.5’e çıkmasıydı. Gelişiminin istatistiklere vurulamayan kısmında ise Dee Bost’u dengelemek için inisiyatif alıp karar verebilen ve özellikle bu sene Bursaspor forması giyecek olan Borovnjak’la oynadıkları ikili oyunlarla takımının neredeyse en ciddi hücum silahını yaratan bir Ponitka vardı.
İşin savunma kısmında ise Ponitka, bir beyaz için etkileyici olan atletizmini savunmanın her alanında kanalize edebiliyor. Toplu savunmada kolay geçilmeyen, topsuz savunmada cut kaçırmayan ve ikili oyunlarda zayıf tarafı koruyabilen, miss-match’lerde mücadele eden bir oyuncu Ponitka. Tüm bunların üstüne geçen sene Avrupa kupalarında bir dış alan oyuncusu olmasına rağmen 7.2 ribaund ortalaması yakalayabilecek kadar da oyun konsantrasyonu yüksek bir isim. Karşılaştırmakta fayda var; Eurocup şampiyonu Galatasaray’ın tek pivotu Stephane Lasme 6.6 ortalama yakalayabilmişti Eurocup’ta.
Ponitka’nın oyununun –görece- ham olan kısımları da yok değil. Öncelikle 3 sayı isabet oranı kabul iyi sayılabilecek %37 seviyesinde olsa da Euroleague’deki 10 maçında sadece %25’le atabildi. Eurocup’taki 10 maçta ise %47. Oyunun temposundan bağımsız olarak bu gibi özelliklerini stabil hale getirebilmeli. Bununla ilişkili olarak şutlarının sadece %32’sini üçlük sayı çizgisinin dışından atmayı tercih ediyor. Yine bir karşılaştırma; şut konusundaki sıkıntıları çok bariz olan Adam Hanga’da bu oran %50’ye yakın. Girmese de pozisyon geldiği zaman kullanmaktan bir korkusu yok. Ponitka için oynadığı liglerde bu yüksek atletizmiyle ve drive becerisiyle amorti edilebilen bir defoydu ama artık Polonya Ligi’nde mücadele etmeyecek.
Ponitka hakkında bu kadar “olmuş oyuncu” tablosu çizmemin önemli sebeplerinden biri tabii ki oynadığı liglerin kalitesi ancak oyuncunun geçen sezonu 21 yaşındayken geçirdiğini atlamamak gerekiyor.
Mateusz Ponitka’nın Karşıyaka düzenine verecekleri
Açıkçası bu soruya, “Karşıyaka’nın düzeni ne olacak?” sorusuyla cevap vermek mümkün. Çünkü Nenad Markovic, Trabzonspor’da başarılı olduğu forvet-pota altı yaratıcılığı fikrinden vazgeçmiş gözüküyor. Kulig-Stipanovic-Velickovic gibi oyuncuların olduğu düzenden Boone ve Summers’ın olduğu düzene geçiş yaptı. Ancak yine de Yunan sayı lideri Dillard ve aynı ligde sayı ikinciliği bulunan J’Covan Brown’un sürükleyiciliğini yapacağını bir takım olacağını ön görmek çok zor bir tespit olmayacak. Ponitka, bu iki oyuncuyu hem ikili oyun oynatma becerisiyle rahatlatabilir hem de topsuz verimiyle onlara bir konfor alanı yaratabilir.
Karşıyaka savunmasında neler yapacağı ise 6. yabancının kim olacağına bağlı. Ancak yumuşak bir post-up silahı seçilirse Ponitka’nın savunmadaki ana rolü “zayıf tarafı korumak” olacaktır. Ayrıca pota altında size olarak ince kalabilecek Josh Boone’yi de ribaund konusunda rahatabilir. Başta belirttiğim gibi Mateusz Ponitka bir tutkal, takımın hangi duvarında delik açılırsa orayı kapatmak için görevlendirebileceğiniz bir isim.
Toparlama gerekirse; Mateusz Ponitka’nın bu kısıtlı imkanlara rağmen transfer edilebilmesi büyük bir başarı, bu şartlara 2 yıllık sözleşme imzalatılması ise bolca övgüye şayan. 2 yıl boyunca Ponitka’nın gelişimini salonlarımızda takip edecek olmak da Türk basketbolseverlerin tadını çıkarması gereken bir olay.